sabahci.06
New member
- Katılım
- 28 Ocak 2009
- Mesajlar
- 407
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
PAZARLAMA SANATI
Diplomatın biri fakir bir adamın yanına gider ve oğlunun evlenmesini
sağlayabilirim? der.
- Oğlumun hayatına asla karışmam…
- Ama, kız Lord Rothschild'in kızı
- Haaa! O zaman başka…
Diplomatın ikinci durağı, Lord Rothschild'in yanıdır
- Kızınız için bir kısmet buldum Lord?um..
- Benim kızım evlenmek için henüz çok küçük…
- Ama, bu delikanlı halihazırda Dünya Bankası ba şkan yardımcısı
- Bak o zaman başka…
Diplomat, Lord'un yanından ayrıldıktan hemen sonra soluğu Dünya Bankası
başkanının yanında alır
- Size başkan yardımcısı olarak tavsiye edeceğim, çok iyi bir delikanlı
var.
- Şu an zaten ihtiyacımdan çok başkan yardımcım var, gerekmez?
- Ama bu çocuk Lord Rothschild'in damadı
- Bak o zaman oldu? Gelsin başlasın...
Pazarlama Nedir?
Bir profesör, yüksek lisans öğrencilerine pazarlama kavramlarını
anlatıyordu:
1. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz ve yanına giderek
"Çok zenginim. Evlen benimle!" dediniz. Bu, doğrudan pazarlamadır.
2. Bir grup arkadaşınızla katıldığınız partide büyüleyici bir kız
gördünüz. Arkadaşlarınızdan biri kızın yanına gitti ve sizi işaret ederek
kıza "O çok zengin. Evlen onunla!" dedi. Bu, reklamdır.
3. Katıldığınız partide büyüleyici bir kız gördünüz ve yanına gidip
telefon numarasını aldınız. Ertesi gün arayıp "Çok zenginim. Evlen
benimle!" dediniz. Bu, telepazarlamadır.
4. Katıldığınız partide büyüleyici bir kız gördünüz. Kalkıp kravatınızı
düzelttiniz, ona doğru yürüyüp içkisini tazelediniz, arabanın kapısını
açtınız, çantasını düşürünce e ğilip aldınız, küçük bir gezinti teklif
ettiniz ve sonra "Bu arada ben çok zenginim.
Benimle evlenir misin?" dediniz. Bu, halkla ilişkilerdir.
5. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanınıza geldi ve
"Duyduğuma göre çok zenginmişsiniz. Benimle evlenir misiniz?" dedi. Bu,
marka bilinirliğidir.
6. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanına yaklaşıp
"Ben çok zenginim. Evlen benimle!" dediniz. Suratınıza okkalı bir tokat
yapıştırdı. Bu, müşteri geribildirimidir.
7. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanına yaklaşıp
"Ben çok zenginim. Evlen benimle!" dediniz. O da sizi kocasıyla
tanıştırdı. Bu, arz-talep uyuşmazlığıdır.
8. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanına
yaklaştınız, ama siz birşeyler söyleyemeden önce biri gelip ona "Ben çok
zenginim. Benimle evlenir misin?" dedi ve kız onunla gitti. Bu, sizin
pazar payınıza göz koyan rekabettir.
9. Katıldığınız bir partide büyüleyic i bir kız gördünüz. Yanına yaklaşıp
"Ben çok zenginim, evlen benimle!" diyecekken karınız geldi. Bu, yeni
pazarlara girememektir.
Diplomatın biri fakir bir adamın yanına gider ve oğlunun evlenmesini
sağlayabilirim? der.
- Oğlumun hayatına asla karışmam…
- Ama, kız Lord Rothschild'in kızı
- Haaa! O zaman başka…
Diplomatın ikinci durağı, Lord Rothschild'in yanıdır
- Kızınız için bir kısmet buldum Lord?um..
- Benim kızım evlenmek için henüz çok küçük…
- Ama, bu delikanlı halihazırda Dünya Bankası ba şkan yardımcısı
- Bak o zaman başka…
Diplomat, Lord'un yanından ayrıldıktan hemen sonra soluğu Dünya Bankası
başkanının yanında alır
- Size başkan yardımcısı olarak tavsiye edeceğim, çok iyi bir delikanlı
var.
- Şu an zaten ihtiyacımdan çok başkan yardımcım var, gerekmez?
- Ama bu çocuk Lord Rothschild'in damadı
- Bak o zaman oldu? Gelsin başlasın...
Pazarlama Nedir?
Bir profesör, yüksek lisans öğrencilerine pazarlama kavramlarını
anlatıyordu:
1. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz ve yanına giderek
"Çok zenginim. Evlen benimle!" dediniz. Bu, doğrudan pazarlamadır.
2. Bir grup arkadaşınızla katıldığınız partide büyüleyici bir kız
gördünüz. Arkadaşlarınızdan biri kızın yanına gitti ve sizi işaret ederek
kıza "O çok zengin. Evlen onunla!" dedi. Bu, reklamdır.
3. Katıldığınız partide büyüleyici bir kız gördünüz ve yanına gidip
telefon numarasını aldınız. Ertesi gün arayıp "Çok zenginim. Evlen
benimle!" dediniz. Bu, telepazarlamadır.
4. Katıldığınız partide büyüleyici bir kız gördünüz. Kalkıp kravatınızı
düzelttiniz, ona doğru yürüyüp içkisini tazelediniz, arabanın kapısını
açtınız, çantasını düşürünce e ğilip aldınız, küçük bir gezinti teklif
ettiniz ve sonra "Bu arada ben çok zenginim.
Benimle evlenir misin?" dediniz. Bu, halkla ilişkilerdir.
5. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanınıza geldi ve
"Duyduğuma göre çok zenginmişsiniz. Benimle evlenir misiniz?" dedi. Bu,
marka bilinirliğidir.
6. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanına yaklaşıp
"Ben çok zenginim. Evlen benimle!" dediniz. Suratınıza okkalı bir tokat
yapıştırdı. Bu, müşteri geribildirimidir.
7. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanına yaklaşıp
"Ben çok zenginim. Evlen benimle!" dediniz. O da sizi kocasıyla
tanıştırdı. Bu, arz-talep uyuşmazlığıdır.
8. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanına
yaklaştınız, ama siz birşeyler söyleyemeden önce biri gelip ona "Ben çok
zenginim. Benimle evlenir misin?" dedi ve kız onunla gitti. Bu, sizin
pazar payınıza göz koyan rekabettir.
9. Katıldığınız bir partide büyüleyic i bir kız gördünüz. Yanına yaklaşıp
"Ben çok zenginim, evlen benimle!" diyecekken karınız geldi. Bu, yeni
pazarlara girememektir.