Parmak İzi
Dünyaca ünlü saat firması, bütün mamullerinden değişik olan tek bir adet saat yapmış ve:
"Bu kol saatini taktığınızda, onun dünyada tek ve sadece ait olduğunu bilmeniz, mutluluk kaynağı olacaktır" şeklinde bir reklâm vermişti.
Reklâm yazısının altındaki milyarlık fiyat da bunun herhalde önemli bir farklılık olduğunu gösteriyordu. Acaba sizler de, şu anda sadece size ait olan bir şeyi görmek istemez misiniz?
"Evet" diyorsanız, elinizi kaldırıp parmaklarınıza bakmanız yeterlidir. Çünkü parmak uçlarınızdaki desenlerin bir benzeri, başka hiçbir canlıda mevcut değildir. Her insanın farklı simâlarda olmasının yanısıra, parmak uçlarındaki desenlerin de birbirine benzememesi, Adem (A. S) zamanından bu yana yaratılan milyarlarca insanın simâsını ve parmak izlerini ilminde muhafaza eden bir Zâtın varlığına delildir. Çünkü gelmiş ve gelecek olanların farklılık taşıması ancak o şekilde mümkündür.
Bugün sadece Amerika Birleşik Devletleri'nin polis arşivlerinde, 300 milyondan fazla insanın parmak izi mevcuttur. Bunlardan herhangi birisi, bir başka şahsa ait olan parmak izine katiyen benzememekte ve bu özelliğinden dolayı, güvenlik ve emniyet teşkilâtlarının vazgeçilmez yardımcısı olmaktadır.
Evet, parmak uçlarındaki çizgilerin varlığı ve mahiyeti, ancak 19. yüzyılda keşfedilmiş, yani bu buluşun üzerinden henüz iki asır bile geçmemiştir.
Oysa ki kitabımız Kur'an, bu gerçeği 14 asır önceden haber vermiş ve bu çizgilerdeki inceliği, net bir şekilde gözler önüne sermiştir.
Hz.Hamza'nın Müslüman Oluşu
Hz.Hamza, Peygamber Efendimiz'in amcasıdır. Kureyş'in soylularından, pehlivan, bahâdır, gözüpek, Kureyş yiğitlerinden en şerefli ve îtibarlı olan, taşkınlığa ve haksızlığa hiç dayanamayan ve şiddetle karşı koyan bir zat idi. Müslüman olması şöyle oldu:
Peygamber Efendimiz Safâ tepesinde otururken, Ebû Cehil, yanında iki arkadaşıyla önünden geçtiği Kâinâtın Efendisi'ne türlü hakâretlerle edepsizce sövdü.
Peygamber Efendimiz onlara hiçbir şey söylemeden kalkıp evine gitti.
Hâdiseye şâhit olan Abdullah ibn-i Cüd'an'ın azadlı câriyesi, o sırada tepeden tırnağa silahlı, avdan dönmekte olan Hz.Hamza'ya olup bitenleri anlattı. Hamza'nın asabı bozuldu. Bundan fevkalâde canı sıkıldı. Okunu yayını takınmış olarak Kâbe'ye gidip, Ebû Cehil'i aradı, buldu. "Benim kardeşimin oğluna küfreden, O'nun hatrını kıran sen misin?" diyerek, elindeki ok yayını Ebû Cehil'in kafasına şiddetle indirdi ve kafasını yardı.
Hamza'nın büsbütün öfkelenip Müslümanlığa can atmasından korktukları için mukâbelede bulunmadılar.
Daha sonra Hz.Hamza, doğru yeğenine gitti. Olanları anlattı. "Memnun ve müteselli ol." dedi.
Şu cevabı aldı: "Ben ancak senin Müslüman olmanla memnun ve müteselli olurum."
Allah yolundan başka murad tanımayan Rasûller Rasûlü'nün bu ihtarı üzerine Hamza'da âni değişiklik, uyanma peydah olup, Müslüman oldu. Hz.Hamza'nın Müslüman olması Peygamber Efendimiz'i pek sevindirdi.
Alıntıdır.
Dünyaca ünlü saat firması, bütün mamullerinden değişik olan tek bir adet saat yapmış ve:
"Bu kol saatini taktığınızda, onun dünyada tek ve sadece ait olduğunu bilmeniz, mutluluk kaynağı olacaktır" şeklinde bir reklâm vermişti.
Reklâm yazısının altındaki milyarlık fiyat da bunun herhalde önemli bir farklılık olduğunu gösteriyordu. Acaba sizler de, şu anda sadece size ait olan bir şeyi görmek istemez misiniz?
"Evet" diyorsanız, elinizi kaldırıp parmaklarınıza bakmanız yeterlidir. Çünkü parmak uçlarınızdaki desenlerin bir benzeri, başka hiçbir canlıda mevcut değildir. Her insanın farklı simâlarda olmasının yanısıra, parmak uçlarındaki desenlerin de birbirine benzememesi, Adem (A. S) zamanından bu yana yaratılan milyarlarca insanın simâsını ve parmak izlerini ilminde muhafaza eden bir Zâtın varlığına delildir. Çünkü gelmiş ve gelecek olanların farklılık taşıması ancak o şekilde mümkündür.
Bugün sadece Amerika Birleşik Devletleri'nin polis arşivlerinde, 300 milyondan fazla insanın parmak izi mevcuttur. Bunlardan herhangi birisi, bir başka şahsa ait olan parmak izine katiyen benzememekte ve bu özelliğinden dolayı, güvenlik ve emniyet teşkilâtlarının vazgeçilmez yardımcısı olmaktadır.
Evet, parmak uçlarındaki çizgilerin varlığı ve mahiyeti, ancak 19. yüzyılda keşfedilmiş, yani bu buluşun üzerinden henüz iki asır bile geçmemiştir.
Oysa ki kitabımız Kur'an, bu gerçeği 14 asır önceden haber vermiş ve bu çizgilerdeki inceliği, net bir şekilde gözler önüne sermiştir.
Hz.Hamza'nın Müslüman Oluşu
Hz.Hamza, Peygamber Efendimiz'in amcasıdır. Kureyş'in soylularından, pehlivan, bahâdır, gözüpek, Kureyş yiğitlerinden en şerefli ve îtibarlı olan, taşkınlığa ve haksızlığa hiç dayanamayan ve şiddetle karşı koyan bir zat idi. Müslüman olması şöyle oldu:
Peygamber Efendimiz Safâ tepesinde otururken, Ebû Cehil, yanında iki arkadaşıyla önünden geçtiği Kâinâtın Efendisi'ne türlü hakâretlerle edepsizce sövdü.
Peygamber Efendimiz onlara hiçbir şey söylemeden kalkıp evine gitti.
Hâdiseye şâhit olan Abdullah ibn-i Cüd'an'ın azadlı câriyesi, o sırada tepeden tırnağa silahlı, avdan dönmekte olan Hz.Hamza'ya olup bitenleri anlattı. Hamza'nın asabı bozuldu. Bundan fevkalâde canı sıkıldı. Okunu yayını takınmış olarak Kâbe'ye gidip, Ebû Cehil'i aradı, buldu. "Benim kardeşimin oğluna küfreden, O'nun hatrını kıran sen misin?" diyerek, elindeki ok yayını Ebû Cehil'in kafasına şiddetle indirdi ve kafasını yardı.
Hamza'nın büsbütün öfkelenip Müslümanlığa can atmasından korktukları için mukâbelede bulunmadılar.
Daha sonra Hz.Hamza, doğru yeğenine gitti. Olanları anlattı. "Memnun ve müteselli ol." dedi.
Şu cevabı aldı: "Ben ancak senin Müslüman olmanla memnun ve müteselli olurum."
Allah yolundan başka murad tanımayan Rasûller Rasûlü'nün bu ihtarı üzerine Hamza'da âni değişiklik, uyanma peydah olup, Müslüman oldu. Hz.Hamza'nın Müslüman olması Peygamber Efendimiz'i pek sevindirdi.
Alıntıdır.