Ot Yeme, Et Ye

harbikiz

New member
Katılım
23 Haz 2007
Mesajlar
1,473
Reaction score
0
Puanları
0
4 Mayıs 2010
91810-MP.jpg




Adamın biri –ismi Tayyip- masaya yumruğunu vurmuş, et fiyatları düşüşe geçmiş! Yumrukla fiyat arttırıyoruz, yumrukla düşürüyoruz artık. Şimdi en son numara, et ithal etmek. Bu konuda Et Balık Kurumu’na (EBK) görev verildi. Ülkemizde hayvancılığı güzelce bitirdiler, şimdi son çare olarak ithalata sığındılar. Yurtdışından dondurulmuş buzhane etleri getirilecek ve Türk milletine kakalanacak. Allah vere de içine domuz falan karıştırmasalar!
Et fiyatları AKP döneminde yüzde 152 artış gösterdi. Üretici etini neredeyse aynı fiyata satarken, parayı AKP döneminin türedi zenginleri kazanıyor.
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın’ın sözlerine kulak verelim: “Türkiye’de 2007 yılından bu yana büyükbaş hayvan sayısı 250 bin, küçükbaş hayvan sayısı 2 milyon azaldı. Et piyasada 35-40 liraya satılırken, üretici, hayvanını kilosu 15 liradan veriyor. Aradaki korkunç kazanç acaba kimlerin cebine gidiyor?”
X X X
Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu, tüm KİT’leri her yıl inceler ve TBMM’ye sunulmak üzere çok güzel raporlar hazırlar. Kurumlardaki eksikler, hatalar, yolsuzluklar tek tek belgelenir. Ama gelin görün ki, hiçbir devlet yetkilisi bu raporların özetini bile okuma zahmetine katlanmaz. Hiç kimse “Şunu okuyalım da gerekli önlemleri alalım” demez…
Çünkü soygun, vurgun, ihmal, çıkar düzeni kurulmuştur ve üzerine gidilmesi mümkün değildir.
Şimdi elimde Yüksek Denetleme Kurulu’nun Et Balık Kurumu için hazırladığı en son rapor olan 2008 raporu var. Anlıyoruz ki, EBK zaten idari ve mali açıdan batık durumdadır. 148 sayfalık bu rapora şöyle kısaca bakalım:
“Kurumun Türkiye kırmızı et üretimindeki pazar payı yüzde 1.3 olarak gerçekleşmiştir. (Sıfıra yakın!) Kurumun Afyon, Ağrı, Ankara, Bursa, Elazığ, Erzincan, Kars, Kastamonu, Malatya, Suluova, Tatvan kombinaları özelleşmiş, Burdur, Eskişehir, Gaziantep, Sivas kombinaları satılmıştır. Manisa et ve tavuk kombinası ile Sincan et sanayi işletmesi de satılmıştır. Kayseri ve Konya kombinaları belediyelere devredilmiş, faaliyetleri durdurulmuştur. Kurumun 2008 yılı zararı 40 milyon 192 bin liradır.”
Açıkça görüyorsunuz, EBK’nın et kombinaları elden çıkarılmış, elinde çok az kombina kalmış, üretici ile toplum arasındaki ilişki böylece kesilmiş, et piyasası cambazların eline geçmiş ve et fiyatları jet hızıyla tırmanmış.
Bütün bunlar olurken, piyasada vurgunlar birbirini izlerken, halk kazık yerken, AKP iktidarı ayakta uyumayı sürdürdü ve hiçbir önlem almadı. Onların derdi başkaydı! Anayasa, başkanlık sistemi, Ergenekon, Balyoz, darbe masalları vesaire! Milleti bu yapay gündemlerle uyuttular.
X X X
Şimdi size bu filmin sonunu da anlatayım! Bütün KİT’leri denetleyen ve rezillikleri belgeleyip rapora bağlayan yılların kuruluşu Yüksek Denetleme Kurulu, şimdi AKP hükümeti tarafından kapatılıyor. Yanlış okumadınız, kapısına kilit vurulacak…Çünkü o kuruluşun uzmanları, hükümetin işine gelmeyen konuları belgeleyip rapora bağlıyor.
Nasıl kapatacaklar? Meclis’e yeni bir yasa tasarısı getirdiler. Buna göre Yüksek Denetleme Kurulu, AKP’nin yan kuruluşu olarak görev yapan Sayıştay’a bağlanacak ve orada eriyip gidecek. Kurul üyeleri de “Sayıştay denetçisi” yapılacak, hiçbir fonksiyonları kalmayacak.
X X X
Neyse, et fiyatlarının birdenbire nasıl düştüğünü (!) hep birlikte izliyoruz. Herhalde görmüşsünüzdür, pek çok yerde marketler ve kasaplar, eti artık bedava veriyor!..Çünkü Tayyip talimat verip et ajanlarını piyasaya sürdü. Üreticiden kasaplara kadar herkesi bir korku aldı. Boru değil, et ajanı bunlar. Her gün Tayyip’e rapor vermekle yükümlü hafiyeler!
Kaldı ki, Sabah gazetesinin haberine göre “Sayın başbakanımız bu konuda masaya yumruğunu vurdu ve fiyatlar zaten gerilemeye başladı.”
Eh yani, bir yanda piyasaya sürülen ve ortalıkta “Başbakanımız diyor ki ot yemeyin, et yiyin” diye bağıran Tayyip’in özel et ajanları, öbür yanda koskoca başbakanımızın masaya vurduğu ve ses getiren yumruk. Et fiyatları düşmesin de kim düşsün?
Zaten önemli olan et yemek veya yememek değil. Boşverin et fiyatlarını, öteki güzel haberlerle doyurun karnınızı! Bakın, eğer yerseniz, Ağrı dağında Nuh’un gemisi bulunmuş! Daha ne istiyoruz yani!
İLHAN TAŞÇI’NIN MUHTEŞEM KİTABI
Gazeteci arkadaşım İlhan Taşçı’nın son kitabını iki gecede okuyup bitirdim.
“Hükümet-Cemaat Kuşatması. Cüppeli Adalet.” (Cumhuriyet Kitapları.)
İlhan Taşçı bu son kitabında “Erzurum-Erzincan hattında” olanları anlatıyor. Tümü belgeli. Bu olayı anımsayacaksınız. Erzincan ve yöresinde yuvalanmış İsmailağa Cemaatinin üzerine giden Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner…Ve onun üzerine giden, başlatılan soruşturmayı kapatmak için çaba harcayan Osman Şanal isimli bir Erzurum savcısı. (Bu savcı daha sonra HSYK tarafından görevden alındı.)
Bazılarına göre, Cihaner’in başlattığı bu soruşturma giderek büyüyecek ve AKP iktidarı ile işbirliği içine giren öte cemaatlerin de üzerine gidilecekti. O nedenle Cihaner’den korktular ve tasfiye etmeye karar verdiler.
Erzincan olayı çok büyüdü. O kadar ki, Savcı Osman, 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk’i bile sanık ilan etti ve ifadesini almaya kalkıştı. İş o aşamaya getirildi ki, Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner, MİT Erzincan Bölge Başkanı ve elemanları ile bazı komutanlar, Savcı Osman ve ekibi tarafından tutuklandı.
İlhan Taşçı’nın kitabını ilk gördüğünüzde, zaten kapak resmine takılıyorsunuz. Başında yeşil takke, üzerinde hakim cüppesi bulunan çember sakallı, badem bıyıklı bir yobaz!
İlhan Taşçı, tanıyıp dost olmakla gurur duyduğum genç gazeteci kardeşlerimden biridir. Bugüne kadar çıkan tüm kitaplarını okudum. Ama bu son kitap bambaşka. Tümü belgeli. Tümü, yargının nasıl yozlaştığını Erzincan-Erzurum hattındaki somut olaylar ve belgelerle açıklıyor…Ve şöyle diyor:
“Gazetecinin işi, yaşananları kenardan izlemek değildir. Topluma ve tarihe karşı sorumluluklarımız gözardı edilemez. Elinizdeki çalışma bu görev bilinci içinde, cemaatleri siyasal ve parasal yönüyle soruşturmak isteyen Cumhuriyet savcıları ile cemaatleri destekleyenler arasındaki sert savaşın belgelerle anlatılmasıdır.”
Bu sözlerin hemen ardından, kitabın ilk sayfasından başlayarak acı bir Türkiye gerçeğini belgelerden, tutanaklardan, dinlenen telefon konuşmalarından izlemeye başlıyorsunuz. Kitap elinizden bir türlü düşmüyor, bitirince “Vay be, demek işin bu boyutları da varmış” diyorsunuz.
İlhan Taşçı’yı bu muhteşem kitabı için kutluyorum, “Ellerine sağlık, senden daha nice kitaplar bekliyoruz” diyorum.
Bu fırsattan yararlanıp, halen cezaevinde tutuklu bulunan ve bugüne kadar hiç tanışmadığım Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı, yürekli ve onurlu hukuk adamı İlhan Cihaner’e de buradan sevgi ve saygılarımı gönderiyorum, “Hiç kuşkunuz olmasın, bu dönem de bitecek İlhan Bey” diyorum.

kaynak
 
Ben cede Emin Çölaşan artık ot yemeyi bırakmalısın biraz da et yemelisin :=)

Valla ben konu başlığının yalancısıyım . bakınız konu başlığında " Ot yeme et ye Emin Çölaşan " yazıyor :=)
 
çölaşan yine döktürmüş.......
 
Geri
Üst