Mozart ve Beethovena esin kaynağı olan Osmanlı müziğinin sırrı; günümüze ulaşamamış onlarca çalgının hoş tınılarıydı...
Osmanlı toplumunda müziğin çok önemli bir yeri vardı. Ve saray, diğer sanatlara verdiği desteği, müzikten de esirgemiyordu. Topkapı Sarayı, bir konservatuvar gibiydi. Burada gerek kadınlar, gerekse erkekler yoğun müzik eğitimi alıyorlardı. Cariyelerin her biri, bir çalgıyı çok iyi öğreniyor, ayrıca şarkı söyleme ve dans eğitimi görüyordu. Öyle ki, bir erkek çalgısı olan trompeti çalmasını öğrenen cariyeler bile vardı. Erkekler ise, saray mektebi olan Enderunda alıyorlardı müzik eğitimlerini.
Örneğin, bu okula genç yaşta girip, burada yirmi yılını geçiren Polonyalı Albertus Boboviusun Türk Müziğine büyük katkıları olmuştur. Türkiyede Ali Ufkî Bey adını alan ve sarayda tercümanlık yapan Bobovius, Türk Müziğinin 544 eserini Avrupa notasıyla yazıya geçirmiştir. Günümüzde bu eserler, onun notası sayesinde seslendirilme olanağını buluyor.
(Skylife dergisinden alıntıdır)