Osmanlı Hanedanı ve dindar-dinci farkı!

MARCUSX

New member
Katılım
19 Ocak 2008
Mesajlar
2,051
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Kaf Dağının Ardı
Osmanlı Hanedanı ve dindar-dinci farkı!

Son Osmanlı şehzadesi Ertuğrul Osman’ın cenaze törenine çok büyük bir kalabalık katıldı biliyorsunuz.

Ahmet Hakan dün hem bu töreni ve katılanları irdelemiş hem de Osmanlı Hanedanı’nın en yaşlı temsilcisi Neslişah Osmanoğlu’nun 10’uncu Cumhurbaşkanı Necdet Sezer’e yazdığı ve “Kanuni Sultan Süleyman’ın inşa ettirdiği Süleymaniye Camii’nin tarikat mezarlığına dönüşmemesini” istediği mektubu vermişti.

Hakan, hükümetin cenazeye 5 bakan ile katıldığını, tarikatçıların, asalet meraklılarının, Hanedan’la yakınlık kurmaya çalışanların (‘hanedan goygoycuları’ diyor onlara) da hazır bulunduğunu bildiriyor ve diyor ki:

“Dincimiz, şeriatçımız, muhafazakarımız, sağcımız zannederler ki, kendileri ile ‘Osmanlı Hanedan Mensupları’ arasında fark yoktur. Zannederler ki; Hanedan mensupları da şeriatçıdır (...) Oysa acı gerçek şudur: Cumhuriyet, toplumsal model olarak neyi getirmek istiyor idiyse... ‘Hanedan’ çoktan o modele adapte olmuştu...”

Okunması gereken iki yazıydı Ahmet Hakan’ın yazıları, çünkü Cumhuriyet’in ilanı üzerinden 86 yıl geçmesine rağmen hâlâ bugün “Osmanlı’nın geri dönüşü” hayaliyle yaşayan bunu da; medeni, çağdaş, küresel hukuk ve yaşam kuralları yerine “şeriat kurallarına dayalı” yönetime kavuşma olarak algılayan büyük kitleler var Türkiye’de... Bu bağlamda son derece yararlı yazılardı ama bence 2 önemli hata vardı:

Birincisi, ilk yazısının son paragrafındaki “Kemalistler dindar kesimi nasıl köylü, cahil, fanatik, geri kafalı görüyorlar ise...” cümlesi. İkincisi ise ikinci yazının başlığı “Hanedan’ın dini kesime yaklaşımına bir örnek” cümlesi.

“Kemalistler” ile “Atatürk devrim ve ilkelerine, Cumhuriyet’e bağlı kesim” kastediliyorsa -ki öyle- onların dindarları köylü, cahil vb. görmesi mümkün değildir. Böyle dediğinizde Atatürkçü, Cumhuriyetçi kesimin kendisini ister istemez toptan “dindar olmayan ve de dindarları dışlayan” şeklinde sınıflamış olursunuz ki bu çok yanlıştır.

Doğru sözcükler “dinci, dini siyasi olarak istismar eden veya edenleri kabullenen” olmalıdır.

Diğer yazının başlığında da aynı şekilde “dinci kesime” denmesi gerekirdi. Zira Neslişah Osmanoğlu’nun mektubunda dine bağlı, dindar insanlardan değil “tarikatçılardan” söz ediliyor. Ve Müslümanlıkta da (Kur’an’da) Allah’la kul arasında bir ruhban sınıfı, şeyhler, hocalar olması öngörülmemiştir. Dini kesim tarikatçı olmak zorunda değildir.

Dinci-dindar, Atatürkçü-dindar tanımları arasındaki ilişkiler de birçok deyim ve konu gibi sık sık, bazen fark etmeden, bazıları tarafından ise kasıtlı olarak kavram kargaşasına uğruyor ya da uğratılıyor. Bu nedenle hatırlatmak istedim.

*****

Bizim yapamadığımızı yabancılar yapacak!

Bir milyon tirajlı İngiliz dergisi “Take A Break” 4 kadın turiste tecavüz suçundan tutuklanan adamın serbest bırakıldığını duyunca olayı “Türkiye’yi boykota” çağırma noktasına taşımış.

Başbakan Erdoğan’a hitaben yazdıkları dilekçede duruma tepkilerini 4 madde halinde bildiren dergi “Türkiye Başbakanı kadın-erkek eşitliğine dikkat etmezse milyonlarca okuyucusuna Türkiye’ye gitmemelerini önereceklerini” yazmış. Durum çok üzücü ama yine de bu girişime “helal olsun” diyeceğim.

Türkiye’de kadın-erkek yüzlerce hukukçunun, bu ülkenin yazarlarının, yıllardır kadın katillerine, kadın ve çocuk tecavüzcülerine “ceza indirimi” yapılmadan en ağır cezaların verilip uygulanması gerektiğini söylemekten, yazmaktan dilinde/elinde tüy bitti. Dinletemediler. Önceki hükümetler ve (yargıdaki ‘siyasetle ilişkili’ her olayla pek ilgili) bu hükümet toplumun sorunlarına değil, oy getirecek siyasi eylem ve polemiklere kilitlendiler. Yasalardaki cezalar verilmedi, verilenler ise katile/tecavüzcüye (iyi hal indirimi dahil) indirimlerle ya mümkün olduğunca hafifletildi veya 4 turist kadına tecavüzde olduğu gibi suçlular tümden serbest bırakıldı. Böylece hiçbir medeni ülkede rastlanmayacak şekilde her gün yeni vahşet haberleri duymaya devam ettik. (Ortaköy’de kaldırıma çıkarak aslan gibi Galatasaray Üniversitesi 3. sınıf öğrencisini ezen minibüs şoförünün benzerleri neden AB ülkelerinde görülmüyor da hep Türkiye’de? Çünkü burada cezası yok!)

Cem Garipoğlu ve Hüseyin Üzmez’e bile ellerinden gelen her indirimi yapacakları, yapılan açıklamalardan görülüyor.

Yani açıkçası İngiliz dergisi yerden göğe kadar haklı. Umarız yıllardır bu ülkenin kendi insanının yapamadığını yabancılar başarır.

Derginin mesajı ve boykot sadece hükümeti değil, büyük ölçüde “kararları, indirimleri veren” hakimleri de ilgilendiriyor!

KAYNAK: http://haber.gazetevatan.com/haberd...h=29.09.2009&Newsid=261674&Categoryid=4&wid=4
 
Ahmet Hakan GoygoycuLuktan Bahsedince Komik OLuyor..
 
sayın ahmet hakan sen kendi mazine sahip çıkmıyorsun.osmanlının mazisini ağzına almak sana hiç yakışmamış.
 
osmanlının son 200 yılı

savaş kaybetmekle
toprak kaybetmekle
geri çekilmekle geçti

hala istenen osmanlı

hangi TÜRK kaybetmeyi sever

TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR
 
osmanlının son 200 yılı

savaş kaybetmekle
toprak kaybetmekle
geri çekilmekle geçti

hala istenen osmanlı

hangi TÜRK kaybetmeyi sever

TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR

aynı şeyleri kopyalayıp duruyosun alakalı alakasız sen şu 200 senenin bir öncesi anlat bakalım ... yada cumhuriyet tarihinde 1 karış toprak alıp alamadığımızdan bahset geriye?
emperyalist devletlerin osmanlı topraklarını parçalamasından müthiş bir iştahla bahsetmen düşündürücü...
 
Dinci ile Dindar arasındaki farkı açıklamak için bir dünya kitap yazıldı hala farkın anlaşılmamış olması çok vahim..

Bir Dincinin Profili
Hırsızlık yapar fuhuş yapar besmele çeker insanları diri diri yakar Allahu Ekber der oy ister Allah için ister .

Bir Dindarın Profili.
Allahı Kitabı Hırsızlığına yalancılığına katilliğine ortak etmez çünkü Allahtan Korkar.
 
Geri
Üst