Cumhurbaşkanı seçimi için Anayasa değiştirmek politikanın işidir
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin hazırlanan Anayasa değişikliği paketine ilişkin, ''O bir anayasal süreçtir. Anayasa değişikliği tamamen politikanın işidir. Değerlendirmemiz de olabilir ama bu aşamada doğru olmaz'' dedi.
Büyükanıt, Genelkurmay Başkanlığı'nın Harp Akademileri Komutanlığı'nda düzenlediği uluslararası sempozyumda yaptığı konuşmanın ardından, basın mensuplarının sorularını cevapladı.
ABD uçaklarının Türk hava sahasını ihlaline ilişkin bir soru üzerine, Orgeneral Büyükanıt, yaklaşık bir haftadan beri Ankara'da bulunmadığını ama gerekli haberleşmeyi yaptığını ve bu konuda şu anda herhangi bir açıklama yapmak istemediğini söyledi.
Büyükanıt, F-16 uçaklarının 4 dakika süresince Türk hava sahasında ''ne tür bilgiler elde etmiş olabilecekleri'' yönündeki soru üzerine, ''O hangi amaçla uçtuğuna bağlı. Onu bilmiyorum ama bu bir ihlaldir'' diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde gerçekleştirdiği görüşmenin ''sonuçlarını alıp almadığı'' yönündeki soruya karşılık Büyükanıt, ''Bunlara girmeyelim. Bu polemik konusu olmasın. Bunlara girmek istemiyorum. Enerjimizi çok sarf ediyoruz'' dedi.
-
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Cumhurbaşkanı seçimine yönelik hazırlanan Anayasa değişikliği paketi ile ilgili görüşlerinin sorulması üzerine, ''O bir Anayasal süreçtir. Anayasa değişikliği tamamen politikanın işidir. Değerlendirmemiz de olabilir ama bu aşamada doğru olmaz'' diye konuştu.
Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Bingöl'deki trene yönelik sabotajla ortaya çıkan silahlara ilişkin soruyu da şöyle yanıtladı:
''Konu inceleniyor. Tabi vagonlar tam aranmadan huduttan içeri girerse ondan sonra tekrar aranmıyor. Burada yasa dışı bir şeyler var. Bu savcılığın nezaretinde artık. Şimdi bir vagon dağıldı ve silahlar ortaya çıktı. İçinde askeri malzemeler olduğuna dair bilgiler var. Ama savcılık incelemeyi yürütüyor. Savcılık incelemeyi tamamlamadan bir şey söylemek mümkün değil. Ama şunu söyleyebilirim, askeri malzeme var.''
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Orgeneral Büyükanıt, Kuzey Irak'a yönelik askeri bir operasyon ihtimaline ilişkin bir soru üzerine, ''Her askeri harekatın politik amacı olur. Politik amaca askeri vasıtalarla ulaşılır. Askeri, politik direktif verilir, asker oturur o hedefi nasıl elde edeceğini, ne kadar kuvvetle elde edeceğini hesaplar'' dedi.
Orgeneral Büyükanıt, ''bu konuda yazılı bir talebi olup olmayacağına'' ilişkin soruyu, ''Yazılı bir talep vermem. Ne talep edeceğiz biz? 12 Nisan'da biz ihtiyaç olduğunu ortaya koyduk. İhtiyaç belirledik. Böyle bir şeye ihtiyaç var. Bu planlamanın politik makamlara yönelmesi için o politik hedeflerin belirlenmesi lazım. O politik hedefler ortaya konduktan sonra biz gerekli planlamayı yaparız'' diye yanıtladı.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, ''Başbakan Erdoğan 'talep olursa görüşürüz' dedi. O açıklamadan sonra herhangi bir temasınız oldu mu?'' sorusuna karşılık, ''Hayır. O açıklamadan sonra bir temas olmadı. Bakın bunlar çok ciddi işler. Böyle karşılıklı ifadelerle olacak şeyler değil. Devletin usullerine göre yapılır'' dedi.
Orgeneral Büyükanıt, bir başka soru üzerine de, Kuzey Irak'ta sadece PKK varlığının bulunmadığını, Barzani'nin de söz konusu olduğunu kaydederek, ''12 Nisan'da biz hem Türkiye'ye, hem dünyaya söyledik. Biz asker olarak hazırız. Hedefleri politik makamlar belirleyecek. İçeri girip sadece PKK ile mi mücadele edeceğiz, yoksa Barzani ile de bir şeyler yapacak mıyız? Hedef ne olacak? Bunlar sözlü olmaz. Benim önüme yazılı talimat gelmesi lazım'' diye konuştu.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, ''40 yılı aşkın bir süredir devam eden soğuk savaş döneminin sona ermesiyle birlikte, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak sözünü doğrularcasına, her alanda önüne geçilmez bir şekilde esmeye başlayan değişim fırtınası, alışık olduğumuz, benimsediğimiz, politik, ekonomik ve güvenlik stratejilerini dayandırdığımız parametrelerin çoğunu sarsmaya hatta ortadan kaldırmaya yönelmiş durumdadır'' dedi.
Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt (ATESE) Başkanlığı koordinatörlüğünde, Stratejik Araştırma ve Etüt Merkezi (SAREM) Başkanlığı tarafından, ''Güvenliğin Yeni Boyutları ve Uluslararası Örgütler'' konulu uluslararası sempozyumu, Harp Akademileri Komutanlığı Atatürk Harp Oyunu ve Kültür Merkezi'nde başladı.
Sempozyumun açılışında konuşan Orgeneral Büyükanıt, Türk Silahlı Kuvvetleri Stratejik Araştırmalar Merkezi (SAREM) tarafından düzenlenen sempozyuma, yerli ve yabancı 55 ülkeden 800 katılımcıyla, akademisyen ve uzmanlardan oluşan 15 konuşmacının katıldığını söyledi.
Orgeneral Büyükanıt, tüm katılımcıların günümüzde gerçekten çok tartışılan ''güvenlik'' kavramının yeni boyutlarını tartışmak için buraya geldiklerini dile getirdi. Orgeneral Büyükanıt, şunları kaydetti:
''Sözlerimin başında bir inancımı ifade etmekte yarar mütala etmekteyim. Doğru istikametler, ancak bilimsel yaklaşımların sonucunda görülebilmektedir. Büyük önder Atatürk'ün dediği gibi, 'Hayatta en hakiki mürşit, yol gösterici ilimdir'. Bilimsel yaklaşım bizim için her zaman bir ışık olmuştur. Bu ışığın önümüzü aydınlatması ancak günümüzde geçerliliği olan doğru yöntemin veya yöntemlerin kullanılmasıyla mümkündür.''
Orgeneral Yaşar Büyükanıt, soğuk savaş döneminin sona ermesine dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''40 yılı aşkın bir süredir devam eden soğuk savaş döneminin sona ermesiyle birlikte, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak sözünü doğrularcasına her alanda önüne geçilmez bir şekilde esmeye başlayan değişim fırtınası, alışık olduğumuz, benimsediğimiz, politik, ekonomik ve güvenlik stratejilerini dayandırdığımız parametrelerin çoğunu sarsmaya hatta ortadan kaldırmaya yönelmiş durumdadır. Eski alışkanlıklarımız ve algılamalarımız, güvenlik bağlamındaki değişimlerin paradigma kaymaları olduğu gibi yavaş ve küçük aralıklarla ortayla çıktığı yönündeydi.''
İkinci Dünya Savaşı sonundan Varşova Paktı ve Sovyetler Birliği'nin dağılmasına kadar geçen süreye işaret eden Orgeneral Büyükanıt, bu dönemin, nükleer tehdide dayalı bir dehşet dengesi dönemi olduğunu da anımsattı.
Orgeneral Büyükanıt, soğuk savaşın sona ermesinden bugüne kadar geçen yaklaşık 17 yıl ve 11 Eylülden bugüne kadar geçen sadece 6 yılda meydana gelen değişim ve olaylara bakıldığında, dönemlik anlayış bağlamında gerçekleşen değişim aralıklarının nasıl daraldığını görmenin de mümkün olduğunu söyledi.
Orgeneral Büyükanıt, ''Bu sempozyumun konusu güvenliğin yeni boyutlarıdır. Bu konuyu özellikle seçtik. Gerçekten yaşadığımız dönemde güvenlik kavramı çok değişmiştir. Bu değişim çok büyük bir hızla gerçekleşmiştir'' dedi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, uluslararası güvenlik ortamının son derece değişken ve öngörüleri zorlaştıran bir hal aldığını bildirdi.
''Güvenliğin Yeni Boyutları ve Uluslararası Örgütler'' konulu uluslararası sempozyumda konuşan Orgeneral Büyükanıt, genç bir subay olarak soğuk savaş döneminde Belçika'da NATO karargahında görev yaptığını hatırlatarak, o dönemde her şeyin çok sade olduğunu, bir NATO ve karşısında da Varşova Paktı'nın var olduğunu ifade etti.
Orgeneral Büyükanıt, o dönemde tehdit algılamaları ve buna karşı NATO'nun planlamalarının çok kolay olduğunu belirterek, daha sonra general rütbesinde bir NATO karargahında görev aldığında Varşova Paktı ve Sovyetler Birliği'nin dağıldığını, bu dönemin NATO için ''şaşkınlık dönemi'' olduğunu vurguladı.
Söz konusu dönemde NATO Güney Avrupa Komutanlığı'nın İstihbarat Başkanı olduğunu anımsatan Orgeneral Büyükanıt, bu dönemde NATO'nun kendisine karşı bir tehdit aramaya başladığını belirtti.
Orgeneral Büyükanıt, ''Bu süreç 11 Eylül 2001'e kadar devam etti. İkiz kuleler saldırısı ile yeni bir dönem başladı ve güvenlik anlayışı tümüyle değişti'' diye konuştu.
Büyükanıt, özellikle 1990'lı yıllarla birlikte, bilgi ve iletişim teknolojisinin hızla yaygınlaşmasıyla dünyada mal, hizmet, sermaye ve fikir hareketlerinin serbest ve hızlı dolaşımı çerçevesinde, ülkelerin başta ekonomik, güvenlik ve kültür olmak üzere, çeşitli alanlarda birbirlerine daha bağımlı hale gelmeleri sonucunda bütün ülkelerin küresel sorunlar karşısında ortak değer yaklaşım ve tavırlar benimsenmeye adeta zorlandığını vurguladı.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, ''Uluslararası güvenlik ortamı son derece değişken ve öngörüleri zorlaştıran bir hal almıştır. İşte bu değişim sürecini doğru algılayabilen toplumlar, algılamayan veya yanlış algılayan toplumlar, kendi geleceklerini olumlu veya olumsuz etkileyeceklerdir. Değişim sürecini zamanında algılayamayan toplumlar maalesef değişim sürecinin sonucunu seyretmekle yetineceklerdir'' diye konuştu.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, günümüz tehditleriyle mücadelede klasik yapılanma ve anlayışların geçerliliğini tamamen yitirdiğini belirterek, ''Anlaşıldığına göre yeni dönemde savaşan aktörler de değişti. Gelinen bu noktada acaba diyorum, soğuk savaş yerini karanlık savaşlara mı bıraktı?'' dedi.
Orgeneral Büyükanıt, ''Güvenliğin Yeni Boyutları ve Uluslararası Örgütler'' konulu uluslararası sempozyumda yaptığı konuşmada, değişim sürecini zamanında algılayamayan toplumların, değişim sürecinin sonucunu seyretmekle yetineceğini söyledi.
Ülkelerin tehdit algılamalarının büyük önem taşıdığını, soğuk savaş döneminde sade olan tehdit algılamalarının günümüzde çok değiştiğini vurgulayan Orgeneral Büyükanıt, şöyle konuştu:
''Harp Akademileri'nde düzenlenen 'Küreselleşme ve Güvenlik' sempozyumunda ifade ettiğim gibi, yaşadığımız günlerde güvenliklerini ithal malı tehdit algılamalarına dayandıran ülkelerin, güvenliklerini tehdit altına atacakları da büyük bir gerçektir. Diğer önemli bir husus da, tehditler ve krizlerin yönetim krizleriyle ilgili olup, bu süreçlerin kolay yönetilebilmesi ile ilgili olarak kullanılabilecek yöntemlerdir. Halen bu konuda yüzlerce karar verme yöntemleri kullanılmaktadır. Fırsatlar, üstünlükler, tehditler ve zayıflıklar bunlardan birkaçıdır. Bugün risk ve tehditlerin yanlış algılanması ve bu hususun karar verme süreçlerini yanlış etkilemesi, sonuçları itibarıyla güvenlik anlayışına yeni boyutlar kazandırmıştır.''
Orgeneral Büyükanıt, soğuk savaş sonrasında içinde dünyanın en duyarlı bölgelerini oluşturan Balkanlar, Karadeniz ve Akdeniz havzaları, Kafkasya, Orta Asya ve Orta Doğu coğrafyasında son 10-15 gün içinde meydana gelen gelişmelerin, güvenlik ve tehdit algılamalarında geçmişe göre önemli değişimlere neden olduğunu ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti:
''Güvenlik algılamalarında meydana gelen değişimin en önemli sebeplerinden birisi, tehdidin tek boyutlu, devletten devlete olma klasik konumundan çıkarak asimetrik ve çok boyutlu bir konuma ulaşmasıdır. Bu durum, günümüz tehditleriyle mücadelede klasik yapılanma ve anlayışların geçerliliğini tamamen yitirdiğine de işaret etmektedir. Genel tanı olarak bir güvenlik olgusundan bahsedebilmek için, tehdidin ve tehdide yönelik algılamaların ve tahlillerin doğru olarak tanımlanması önem kazanmaktadır.
Nedir tehdit? Alışık olduğumuz tanımıyla bir ülke ordusunun başka bir ülkeyi işgal etme olasılığı mıdır, yoksa bunu bugünün doğrularıyla yeniden tanımlamaya mı ihtiyaç vardır? 2003 yılında meydana gelen 14 savaş içinde küresel boyutta çatışan iki tarafın da devlet olduğu tek bir savaş meydana gelmiştir, o da Irak- Amerika Birleşik Devletleri savaşıdır. Bu durumdan anlaşıldığına göre, yeni dönemde savaşan aktörler de değişti. Gelinen bu noktada acaba diyorum, soğuk savaş yerini karanlık savaşlara mı bıraktı? Karanlık savaş kavramı içine o kadar çok aktör ve etken yerleştirilebilir ki, bu aktör ve etkenlerin incelenmesi doğaldır ki benim yaptığım bu açış konuşmasının sınırlarını aşar. Umarım ki, bu konu sempozyum sırasında tartışılabilir.''
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, güvenliğin çok boyutlu bir kavram olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
''Bugün artık güvenliği, içinde sadece askeri değil, siyasi, hukuki, ekonomik, sosyolojik ve psikolojik etmenlerin olduğu bir çerçevede tanımlamak gerekmektedir. Bunun yanında risk ve tehditlerin kaynağının, zamanının ve şeklinin önceden tayin edilmesinin soğuk savaş döneminin aksine imkansız bir hale geldiği yeni güvenlik ortamında mücadele alanı da bütün dünya olarak ortaya çıktı. Çünkü tehdidin ne şekilde ve ne zaman karşımıza çıkacağı belli değil. Tehdit, ülkelerin gücü ve kabiliyetleri karşısında çok cılız gibi görünse de, sahip olduğu imkanlarıyla istediği yer, zaman ve şekilde, istediği etkiyi yaratabilecek asimetrik güce sahiptir. Bugün bunları Afganistan'da, Irak'ta birçok yerde yaşıyoruz. Bu nedenle küresel mücadele ve işbirliğinin yürütülmesi de zorlaşmıştır. Vurgulanması gereken önemli husus, ülkelerin güvenlik bağlamında çifte standart uygulamamasının bir ön şart olması gerekmektedir.''
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Türkiye'nin dost ve müttefik bildiği ülkelerin dolaylı ya da doğrudan teröre destek verdiğini söyledi. Orgeneral Büyükanıt, PKK'nın yayın organı Roj Tv'nin müttefik bir ülkeden yayın yaptığını hatırlatan Büyükanıt, çeşitli mayınlar ve diğer patlayıcıların da "süpermarketten" alınmadığına işaret etti. Orgeneral Büyükanıt, PKK'yı da "faşist bir terör örgütü" olarak tanımladı.
Orgeneral Büyükanıt, Genelkurmay Stratejik Araştırma ve Etüt Merkezi (SAREM) tarafından Harp Akademileri Komutanlığı'nda başlayan "Güvenliğin Yeni Boyutları ve Uluslararası Örgütler" konulu sempozyumun açılışında konuştu. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt, konuşmasının büyük bir bölümünü küresel teröre ayırdı. Türkiye'nin müttefiki olan ülkelerin terörü doğrudan ve dolaylı olarak destek verdiğini ifade eden Orgeneral Büyükanıt, bu konudan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Orgeneral Büyükanıt, terörle en etkin mücadelenin Birleşmiş Milletler düzeyinde yapılabileceğinin altını çizerken, silahlanma problemlerine de dikkat çekti. Orgeneral Büyükanıt, Türkiye'nin komşularının güvenliğini kendi güvenliği için önemsediğine işaret etti. Teröriste yardım edenlerin de terörist olduğunu söyleyen Orgeneral Büyükanıt, "Teröriste mali yardım yapan da teröristtir" diye konuştu.
Güvenliği tehdit eden unsurların başında terörün geldiğini vurgulayan Orgeneral Büyükanıt, "Bazı müttefiklerimize bakıyorum sadece aşırı dinci grupları terörist olarak görmekteler. Oysa etnik milliyetçi terör de tehdit. PKK da faşist bir terör örgütüdür" diye konuştu. Türkiye'nin müttefiki bazı ülkelerin teröre destek verdiğini ifade eden Orgeneral Büyükanıt, PKK'nın yayın organı Roj Tv'nin yayınını örnek gösterdi. Orgeneral Büyükanıt, koparan isimli mayınlardan diğer patlayıcılara kadar kullanılan patlayıcıların "süpermarketten" alınmadığına dikkat çekerek, terörün dış bağlantılarına işaret etti. Terörizmi bazı ülkelerin dış politika malzemesi olarak kullandığına vurgu yapan Orgeneral Büyükanıt, Türkiye'ye insan hakları dersi veren ülkelerine teröre destek verdiğini belirtti. KARANLIK SAVAŞLAR Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, günümüz tehditleriyle mücadelede klasik yapılanma ve anlayışların geçerliliğini tamamen yitirdiğini söyledi. Orgeneral Büyükanıt, "Anlaşıldığına göre yeni dönemde savaşan aktörler de değişti. Gelinen bu noktada acaba diyorum, soğuk savaş yerini karanlık savaşlara mı bıraktı?" dedi.
Orgeneral Büyükanıt, değişim sürecini zamanında algılayamayan toplumların, değişim sürecinin sonucunu seyretmekle yetineceğini söylerken, ülkelerin tehdit algılamalarının büyük önem taşıdığını, soğuk savaş döneminde sade olan tehdit algılamalarının günümüzde çok değiştiğinin altını çizdi. Orgeneral Yaşar Büyükanıt, soğuk savaş döneminin sona ermesine dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"40 yılı aşkın bir süredir devam eden soğuk savaş döneminin sona ermesiyle birlikte, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak sözünü doğrularcasına her alanda önüne geçilmez bir şekilde esmeye başlayan değişim fırtınası, alışık olduğumuz, benimsediğimiz, politik, ekonomik ve güvenlik stratejilerini dayandırdığımız parametrelerin çoğunu sarsmaya hatta ortadan kaldırmaya yönelmiş durumdadır. Eski alışkanlıklarımız ve algılamalarımız, güvenlik bağlamındaki değişimlerin paradigma kaymaları olduğu gibi yavaş ve küçük aralıklarla ortayla çıktığı yönündeydi." Orgeneral Büyükanıt, tehditlerin devletten devlete olmaktan çıkarak asimetrik ve çok boyutlu hale geldiğine işaret ederek karanlık savaşlar döneminin başladığını söyledi. Orgeneral Büyükanıt, karanlık savaşların, "ekonomik manipülasyonlar, rejimleri yeniden tanımlamalar, renkli başkaldırılara destek, ülkelerin isimleri başına ekler getirmeler" yöntemleriyle yapıldığı ifade etti.
Orgeneral Büyükanıt, 11 Eylül 2001'e ikiz kulelere yönelik saldırılar ile yeni bir dönem başladığını ve güvenlik anlayışının tümüyle değiştiğini ifade etti. Orgeneral Büyükanıt, özellikle 1990'lı yıllarla birlikte, bilgi ve iletişim teknolojisinin hızla yaygınlaşmasıyla dünyada mal, hizmet, sermaye ve fikir hareketlerinin serbest ve hızlı dolaşımı çerçevesinde, ülkelerin başta ekonomik, güvenlik ve kültür olmak üzere, çeşitli alanlarda birbirlerine daha bağımlı hale gelmeleri sonucunda bütün ülkelerin küresel sorunlar karşısında ortak değer yaklaşım ve tavırlar benimsenmeye zorlandığının altını çizdi. Orgeneral Büyükanıt, "Uluslararası güvenlik ortamı son derece değişken ve öngörüleri zorlaştıran bir hal almıştır. İşte bu değişim sürecini doğru algılayabilen toplumlar, algılamayan veya yanlış algılayan toplumlar, kendi geleceklerini olumlu veya olumsuz etkileyeceklerdir. Değişim sürecini zamanında algılayamayan toplumlar maalesef değişim sürecinin sonucunu seyretmekle yetineceklerdir" diye konuştu.
Güvenlik algılamalarında meydana gelen değişimin en önemli sebeplerinden birisinin, tehdidin tek boyutlu, devletten devlete olma klasik konumundan çıkarak asimetrik ve çok boyutlu bir konuma ulaşması olduğunun altını çizen Orgeneral Büyükanıt, "Bu durum, günümüz tehditleriyle mücadelede klasik yapılanma ve anlayışların geçerliliğini tamamen yitirdiğine de işaret etmektedir. Genel tanı olarak bir güvenlik olgusundan bahsedebilmek için, tehdidin ve tehdide yönelik algılamaların ve tahlillerin doğru olarak tanımlanması önem kazanmaktadır" diye konuştu. Orgeneral Büyükanıt şöyle konuştu: "Nedir tehdit? Alışık olduğumuz tanımıyla bir ülke ordusunun başka bir ülkeyi işgal etme olasılığı mıdır, yoksa bunu bugünün doğrularıyla yeniden tanımlamaya mı ihtiyaç vardır? 2003 yılında meydana gelen 14 savaş içinde küresel boyutta çatışan iki tarafın da devlet olduğu tek bir savaş meydana gelmiştir, o da Irak-Amerika Birleşik Devletleri savaşıdır. Bu durumdan anlaşıldığına göre, yeni dönemde savaşan aktörler de değişti. Gelinen bu noktada acaba diyorum, soğuk savaş yerini karanlık savaşlara mı bıraktı? Karanlık savaş kavramı içine o kadar çok aktör ve etken yerleştirilebilir ki, bu aktör ve etkenlerin incelenmesi doğaldır ki benim yaptığım bu açış konuşmasının sınırlarını aşar. Umarım ki bu konu sempozyum sırasında tartışılabilir."
Güvenliğin çok boyutlu bir kavram olduğuna işaret eden Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, şöyle devam etti: "Bugün artık güvenliği, içinde sadece askeri değil, siyasi, hukuki, ekonomik, sosyolojik ve psikolojik etmenlerin olduğu bir çerçevede tanımlamak gerekmektedir. Bunun yanında risk ve tehditlerin kaynağının, zamanının ve şeklinin önceden tayin edilmesinin soğuk savaş döneminin aksine imkansız bir hale geldiği yeni güvenlik ortamında mücadele alanı da bütün dünya olarak ortaya çıktı. Çünkü tehdidin ne şekilde ve ne zaman karşımıza çıkacağı belli değil. Tehdit, ülkelerin gücü ve kabiliyetleri karşısında çok cılız gibi görünse de, sahip olduğu imkanlarıyla istediği yer, zaman ve şekilde, istediği etkiyi yaratabilecek asimetrik güce sahiptir. Bugün bunları Afganistan'da, Irak'ta birçok yerde yaşıyoruz. Bu nedenle küresel mücadele ve işbirliğinin yürütülmesi de zorlaşmıştır. Vurgulanması gereken önemli husus, ülkelerin güvenlik bağlamında çifte standart uygulamamasının bir ön şart olması gerekmektedir."
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, güvenlik konusunda bir diğer önemli tehdit kaynağının da yer altı ve yer üstü kaynaklarının kullanımıyla bunun paylaşımı sonunda yaratılan ekonomik dengesizlik olduğunu bildirdi.
Orgeneral Büyükanıt, ''Güvenliğin Yeni Boyutları ve Uluslararası Örgütler'' konulu uluslararası sempozyumda yaptığı konuşmada, kaynaklar arası dengesizliğin güvenlik algılaması üzerindeki etkisi üzerinde durarak, ''Güvenlik konusunda bir diğer önemli tehdit kaynağı ise yar altı ve yer üstü kaynaklarının kullanımı ile bunun paylaşımı sonunda yaratılan ekonomik dengesizliktir'' dedi.
Sanayi devriminden itibaren hayati öneme sahip olarak algılanan yer altı kaynaklarının ele geçirilmesi ya da kontrolü amacıyla sürekli güvenlik sorunları oluştuğunu ifade eden Orgeneral Büyükanıt, büyük savaşların hemen hemen hepsinin bu nedenle yaşandığını dile getirdi.
Orgeneral Büyükanıt, bugün bile bazı bölgelerde yer altı zenginliklerine sahip ülkelerde iç savaş gibi ciddi güvenlik sorunlarının yaşanıyor olmasının, bu genel tabloya uygun düştüğüne işaret etti.
''Enerji, ekonomik ve ulusal güvenliğin'' birbirinden ayrılmaz kavramlar olduğunu ve bu kavramların bir bütünsellik içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Orgeneral Büyükanıt, dünyada yeni bir enerji kaynağı keşfedilmediği sürece petrol ve doğal gaz gibi enerji kaynaklarının önemini korumaya devam edeceğini söyledi.
Orgeneral Büyükanıt, bu kapsamda enerji kaynaklarına sahip ülkeler ile bu kaynağın ulaşım yollarını kontrol eden ülkelerin jeopolitik ve jeostratejik önemlerinin süreceğine dikkat çekerek, ''Bu önem, hiçbir ülkeye başka bir ülke üzerinde baskı unsuru olarak kullanma hakkı vermemelidir. Ülkelerin enerji politikaları başka ülkelerdeki güvenlik ihlallerine dayandırılmamalıdır. Enerjinin bir siyasi araç olarak kullanılması bugün bile karşılaştığımız kolaycı bir çözümdür'' diye konuştu.
Türkiye'nin, enerji kaynaklarına sahip olan ülkelerin bu varlıklarını en güvenli şekilde pazarlarına ulaşması konusunda katkı sağlamaya çalıştığını ifade eden Orgeneral Büyükanıt, bu amaçla enerji nakil hatlarının oluşturulması ile hem üretici ülkelerin kendi kaynaklarını pazarlama imkanına kavuşmasında, hem de tüketici ülkelerin enerji güvenliklerini tesis etmelerine yardımcı olarak küresel barışa katkı sağladığını bildirdi.
Orgeneral Büyükanıt, dünyanın insanoğlunun yanlış sanayi tercihlerinden kaynaklanan bir iklim değişikliği sorunu ile karşı karşıya bulunduğunu da belirterek, bunun, beraberinde sağlık sorunları, ekonomik alanların yeniden şekillenmesi ve kitlesel göç gibi bir kısım güvenlik sorunlarını getirdiğini anlattı.
Eğitim konusunda küresel düzeydeki dengesizliklerin de bir başka güvenlik kaygısı olarak ortaya çıktığını belirten Orgeneral Büyükanıt, ''O da eğitimli ve eğitimsiz insan gücü arasındaki farkın artmasıdır. Eğitim düzeyi düşük toplumlar ile eğitimli toplumlar arasındaki refah ve anlayış farkı arttıkça eğitimsiz toplumların tepkisi radikalleşebilmektedir. Bu durum iki toplumun diyalog ihtimalini de zora sokmaktadır'' dedi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Türkiye'nin çok haklı olan terörle mücadelesinde gereken uluslararası desteği alamadığını dile getirdi.
Orgeneral Büyükanıt, ''Güvenliğin Yeni Boyutları ve Uluslararası Örgütler'' konulu uluslararası sempozyumda yaptığı konuşmada, terörizmin küresel niteliğinin, mücadelenin de küresel bir anlayışla yapılmasını gerektirdiğini bildirdi. Orgeneral Büyükanıt, bunun için ''barış ve güvenlik ya her yerde ya da hiçbir yerdedir'' anlayışının, uluslararası ortamda terörizmle mücadelenin ortak anlamı ve kavrama biçimi olması gerektiğini söyledi.
11 Eylül'de ABD'de gerçekleştirilen terörist saldırılardan sonra başta BM olmak üzere NATO, AB, AGİT gibi bir çok uluslararası kuruluşun terörle mücadeleye yönelik bir dizi karar aldığını ve terör örgütleri listeleri yayınladığını hatırlatan Orgeneral Büyükanıt, ancak bu kararların uygulanmasında ve uluslararası sözleşmelerin ülkelerin iç hukuklarına yansıtılmasında hala ciddi sıkıntılar bulunduğunu anlattı. Orgeneral Büyükanıt, bu sorunun terörle mücadelede çifte standart uygulayan ülkeleri yakından ilgilendirdiğini ve açıkça teröre destek vermek anlamını taşıdığını dile getirdi.
''Bugün açıkça ifade edeyim, müttefik olduğumuz ülkeler arasında PKK terörüne dolaylı ve doğrudan destek veren ülkeler de vardır ve bundan büyük üzüntü duymaktayız'' diyen Orgeneral Büyükanıt, sözlerine şöyle devam etti: ''Ben bu hususu birçok konuşmamda açıkça ifade ettim. Bu ifadeleri kullandığım zaman, içte ve dışta bazı çevreler, 'bu ifadeler terörle mücadeleye bir yarar sağlamıyor' şeklinde yaklaşımlarda bulunmuşlardır. Bazıları gerçeği görmezden gelmekte veya bunu bazı söylemlerle örtmeye çalışmaktadırlar. Türkiye'de bir deyim vardır, 'Güneş Balçıkla Sıvanmaz'. Gerçekleri gördüğünüz zaman, onun gereğini yapmak lazım. Onu yok gibi kabul etmek, en büyük tehlikedir.
Size somut örnek vereceğim. Türkiye'de teröristler çok teştili patlayıcılar kullanmaktadırlar. Türkiye'de kullanılan ve 'topuk koparan' olarak isimlendirilen mayınlar, her türlü cinayette kullanılan C4, A3, A4 ve benzeri gibi patlayıcılar, herhalde süpermarketlerden alınmıyor.''
Orgeneral Büyükanıt, terör örgütünün sözcülüğünü ve propagandalarını yapan bir yayın organının müttefik bir ülkenin sınırları içinde faaliyet gösterdiğini ve terör örgütünün faaliyetlerinde aktif rol alarak yayın yaptığını vurgulayarak, ''Umarım, bu tür sözlerime politik tepki yerine, 'hayır doğru söylemiyorsunuz' diyebilmelidir. Ancak söyleyemezler'' dedi.
Orgeneral Büyükanıt, bunların yanında ülkelerin siyasi emellerini gerçekleştirmek için terörizmi desteklemelerini de terörizmi artıran nedenler arasında saymak gerektiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
''Bu yaklaşımda olan ülkeler, terörizmle mücadelede çifte standart uygulayarak kendi ülkesi içerisinde terör eylemi gerçekleştirmeyen, fakat diğer bir ülkenin terörist olarak tanımladığı kişi ya da örgütlere göz yumabilmektedirler. Ayrıca terörizm, bazı ülkeler tarafından bir dış politika unsuru olarak kullanılmaktadır. Bu ülkelerin destekledikleri ya da yarattıkları terörü, kontrol edemediği ve sonunda bumerang etkisiyle kendilerine de zarar verdiği, geçmişteki olaylarla sabittir.
Terörle mücadelede yaşadığımız acı deneyimin ışığında, güvenlik alanında bilgi paylaşımına, uluslararası işbirliğine ve dayanışmaya Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hazır olduğunu her vesileyle ifade ettik, burada tekrarlıyorum. Türkiye'nin bütünlüğü, demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti olma özelliğini tehdit eden terörle mücadelede bizi asıl üzen husus, bu terörist hareketlerin bize karşı insan hakları dersi vermeye çalışan bazı ülkeler tarafından da desteklenmesi olmuştur. Bir hususu açıkça vurgulamam gerekiyor. Türkiye'nin çok haklı olan terörle mücadelesinde gereken uluslararası desteği alamadığı bir gerçektir. Gereken desteği bir tarafa koyuyorum, bazı dış kaynaklı kuruluşlar, üzüntüyle ifade edeyim, terörist hakları derneği haline dönüşmüş durumda. Böyle bir ortamda terörle mücadele nasıl bir ortak payda olur. Bu hususu dikkatlerine sunuyorum.''
Orgeneral Büyükanıt, terör konusunda sonuç olarak bugün gelinen noktada terörizme daha fazla kurban vermemek ve uluslararası mücadelede daha fazla başarılı olabilmek için küresel düzeyde eksiksiz bir işbirliği anlayış ve ortak söylem mekanizmasının kurulmasının şart olduğunu söyledi.
Ayrıca zengin ülkelerle fakir ülkeler arasında giderek derinleşmekte olan yapısal sorunlara daha somut çözümlerin getirilmesi gerektiğine işaret eden Orgeneral Büyükanıt, ''Yalnız saldırıları gerçekleştirenler değil, teröristlere mali, lojistik ve propaganda desteği sağlayanların da terörist olarak kabul edilmesi kaçınılmazdır'' dedi.
Orgeneral Büyükanıt, terörle mücadelede en geniş uluslararası işbirliğinin ancak BM ile mümkün olacağını, bu nedenle diğer bütün organizasyon ve inisiyatiflerin BM'yi her anlamda desteklemesi için terörle mücadelede BM tarafından kabul edilen anlaşma, protokol ve kararların, henüz onaylamamış ülkelerce de onaylanarak uygulanması gerektiğini kaydetti.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin hazırlanan Anayasa değişikliği paketine ilişkin, ''O bir anayasal süreçtir. Anayasa değişikliği tamamen politikanın işidir. Değerlendirmemiz de olabilir ama bu aşamada doğru olmaz'' dedi.

Büyükanıt, Genelkurmay Başkanlığı'nın Harp Akademileri Komutanlığı'nda düzenlediği uluslararası sempozyumda yaptığı konuşmanın ardından, basın mensuplarının sorularını cevapladı.
ABD uçaklarının Türk hava sahasını ihlaline ilişkin bir soru üzerine, Orgeneral Büyükanıt, yaklaşık bir haftadan beri Ankara'da bulunmadığını ama gerekli haberleşmeyi yaptığını ve bu konuda şu anda herhangi bir açıklama yapmak istemediğini söyledi.
Büyükanıt, F-16 uçaklarının 4 dakika süresince Türk hava sahasında ''ne tür bilgiler elde etmiş olabilecekleri'' yönündeki soru üzerine, ''O hangi amaçla uçtuğuna bağlı. Onu bilmiyorum ama bu bir ihlaldir'' diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde gerçekleştirdiği görüşmenin ''sonuçlarını alıp almadığı'' yönündeki soruya karşılık Büyükanıt, ''Bunlara girmeyelim. Bu polemik konusu olmasın. Bunlara girmek istemiyorum. Enerjimizi çok sarf ediyoruz'' dedi.
-
CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ-
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Cumhurbaşkanı seçimine yönelik hazırlanan Anayasa değişikliği paketi ile ilgili görüşlerinin sorulması üzerine, ''O bir Anayasal süreçtir. Anayasa değişikliği tamamen politikanın işidir. Değerlendirmemiz de olabilir ama bu aşamada doğru olmaz'' diye konuştu.
Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Bingöl'deki trene yönelik sabotajla ortaya çıkan silahlara ilişkin soruyu da şöyle yanıtladı:
''Konu inceleniyor. Tabi vagonlar tam aranmadan huduttan içeri girerse ondan sonra tekrar aranmıyor. Burada yasa dışı bir şeyler var. Bu savcılığın nezaretinde artık. Şimdi bir vagon dağıldı ve silahlar ortaya çıktı. İçinde askeri malzemeler olduğuna dair bilgiler var. Ama savcılık incelemeyi yürütüyor. Savcılık incelemeyi tamamlamadan bir şey söylemek mümkün değil. Ama şunu söyleyebilirim, askeri malzeme var.''
Büyükanıt, sınır ötesi operasyon için yazılı talep vermeyecek
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Orgeneral Büyükanıt, Kuzey Irak'a yönelik askeri bir operasyon ihtimaline ilişkin bir soru üzerine, ''Her askeri harekatın politik amacı olur. Politik amaca askeri vasıtalarla ulaşılır. Askeri, politik direktif verilir, asker oturur o hedefi nasıl elde edeceğini, ne kadar kuvvetle elde edeceğini hesaplar'' dedi.
Orgeneral Büyükanıt, ''bu konuda yazılı bir talebi olup olmayacağına'' ilişkin soruyu, ''Yazılı bir talep vermem. Ne talep edeceğiz biz? 12 Nisan'da biz ihtiyaç olduğunu ortaya koyduk. İhtiyaç belirledik. Böyle bir şeye ihtiyaç var. Bu planlamanın politik makamlara yönelmesi için o politik hedeflerin belirlenmesi lazım. O politik hedefler ortaya konduktan sonra biz gerekli planlamayı yaparız'' diye yanıtladı.
''Sözlü olarak da söylediniz mi?'' sorusu üzerine de Orgeneral Büyükanıt, ''Bu, zaten bilinen bir şey'' cevabını verdi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, ''Başbakan Erdoğan 'talep olursa görüşürüz' dedi. O açıklamadan sonra herhangi bir temasınız oldu mu?'' sorusuna karşılık, ''Hayır. O açıklamadan sonra bir temas olmadı. Bakın bunlar çok ciddi işler. Böyle karşılıklı ifadelerle olacak şeyler değil. Devletin usullerine göre yapılır'' dedi.
Orgeneral Büyükanıt, bir başka soru üzerine de, Kuzey Irak'ta sadece PKK varlığının bulunmadığını, Barzani'nin de söz konusu olduğunu kaydederek, ''12 Nisan'da biz hem Türkiye'ye, hem dünyaya söyledik. Biz asker olarak hazırız. Hedefleri politik makamlar belirleyecek. İçeri girip sadece PKK ile mi mücadele edeceğiz, yoksa Barzani ile de bir şeyler yapacak mıyız? Hedef ne olacak? Bunlar sözlü olmaz. Benim önüme yazılı talimat gelmesi lazım'' diye konuştu.
Soğuk savaş sonrası değişim paradigmalarımızı da değiştiriyor
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, ''40 yılı aşkın bir süredir devam eden soğuk savaş döneminin sona ermesiyle birlikte, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak sözünü doğrularcasına, her alanda önüne geçilmez bir şekilde esmeye başlayan değişim fırtınası, alışık olduğumuz, benimsediğimiz, politik, ekonomik ve güvenlik stratejilerini dayandırdığımız parametrelerin çoğunu sarsmaya hatta ortadan kaldırmaya yönelmiş durumdadır'' dedi.
Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt (ATESE) Başkanlığı koordinatörlüğünde, Stratejik Araştırma ve Etüt Merkezi (SAREM) Başkanlığı tarafından, ''Güvenliğin Yeni Boyutları ve Uluslararası Örgütler'' konulu uluslararası sempozyumu, Harp Akademileri Komutanlığı Atatürk Harp Oyunu ve Kültür Merkezi'nde başladı.
Sempozyumun açılışında konuşan Orgeneral Büyükanıt, Türk Silahlı Kuvvetleri Stratejik Araştırmalar Merkezi (SAREM) tarafından düzenlenen sempozyuma, yerli ve yabancı 55 ülkeden 800 katılımcıyla, akademisyen ve uzmanlardan oluşan 15 konuşmacının katıldığını söyledi.
Orgeneral Büyükanıt, tüm katılımcıların günümüzde gerçekten çok tartışılan ''güvenlik'' kavramının yeni boyutlarını tartışmak için buraya geldiklerini dile getirdi. Orgeneral Büyükanıt, şunları kaydetti:
''Sözlerimin başında bir inancımı ifade etmekte yarar mütala etmekteyim. Doğru istikametler, ancak bilimsel yaklaşımların sonucunda görülebilmektedir. Büyük önder Atatürk'ün dediği gibi, 'Hayatta en hakiki mürşit, yol gösterici ilimdir'. Bilimsel yaklaşım bizim için her zaman bir ışık olmuştur. Bu ışığın önümüzü aydınlatması ancak günümüzde geçerliliği olan doğru yöntemin veya yöntemlerin kullanılmasıyla mümkündür.''
Orgeneral Yaşar Büyükanıt, soğuk savaş döneminin sona ermesine dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''40 yılı aşkın bir süredir devam eden soğuk savaş döneminin sona ermesiyle birlikte, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak sözünü doğrularcasına her alanda önüne geçilmez bir şekilde esmeye başlayan değişim fırtınası, alışık olduğumuz, benimsediğimiz, politik, ekonomik ve güvenlik stratejilerini dayandırdığımız parametrelerin çoğunu sarsmaya hatta ortadan kaldırmaya yönelmiş durumdadır. Eski alışkanlıklarımız ve algılamalarımız, güvenlik bağlamındaki değişimlerin paradigma kaymaları olduğu gibi yavaş ve küçük aralıklarla ortayla çıktığı yönündeydi.''
İkinci Dünya Savaşı sonundan Varşova Paktı ve Sovyetler Birliği'nin dağılmasına kadar geçen süreye işaret eden Orgeneral Büyükanıt, bu dönemin, nükleer tehdide dayalı bir dehşet dengesi dönemi olduğunu da anımsattı.
Orgeneral Büyükanıt, soğuk savaşın sona ermesinden bugüne kadar geçen yaklaşık 17 yıl ve 11 Eylülden bugüne kadar geçen sadece 6 yılda meydana gelen değişim ve olaylara bakıldığında, dönemlik anlayış bağlamında gerçekleşen değişim aralıklarının nasıl daraldığını görmenin de mümkün olduğunu söyledi.
Orgeneral Büyükanıt, ''Bu sempozyumun konusu güvenliğin yeni boyutlarıdır. Bu konuyu özellikle seçtik. Gerçekten yaşadığımız dönemde güvenlik kavramı çok değişmiştir. Bu değişim çok büyük bir hızla gerçekleşmiştir'' dedi.
''ULUSLARARASI GÜVENLİK ORTAMI SON DERECE DEĞİŞKEN VE ÖNGÖRÜLERİ ZORLAŞTIRAN BİR HAL ALMIŞTIR''
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, uluslararası güvenlik ortamının son derece değişken ve öngörüleri zorlaştıran bir hal aldığını bildirdi.
''Güvenliğin Yeni Boyutları ve Uluslararası Örgütler'' konulu uluslararası sempozyumda konuşan Orgeneral Büyükanıt, genç bir subay olarak soğuk savaş döneminde Belçika'da NATO karargahında görev yaptığını hatırlatarak, o dönemde her şeyin çok sade olduğunu, bir NATO ve karşısında da Varşova Paktı'nın var olduğunu ifade etti.
Orgeneral Büyükanıt, o dönemde tehdit algılamaları ve buna karşı NATO'nun planlamalarının çok kolay olduğunu belirterek, daha sonra general rütbesinde bir NATO karargahında görev aldığında Varşova Paktı ve Sovyetler Birliği'nin dağıldığını, bu dönemin NATO için ''şaşkınlık dönemi'' olduğunu vurguladı.
Söz konusu dönemde NATO Güney Avrupa Komutanlığı'nın İstihbarat Başkanı olduğunu anımsatan Orgeneral Büyükanıt, bu dönemde NATO'nun kendisine karşı bir tehdit aramaya başladığını belirtti.
Orgeneral Büyükanıt, ''Bu süreç 11 Eylül 2001'e kadar devam etti. İkiz kuleler saldırısı ile yeni bir dönem başladı ve güvenlik anlayışı tümüyle değişti'' diye konuştu.
Büyükanıt, özellikle 1990'lı yıllarla birlikte, bilgi ve iletişim teknolojisinin hızla yaygınlaşmasıyla dünyada mal, hizmet, sermaye ve fikir hareketlerinin serbest ve hızlı dolaşımı çerçevesinde, ülkelerin başta ekonomik, güvenlik ve kültür olmak üzere, çeşitli alanlarda birbirlerine daha bağımlı hale gelmeleri sonucunda bütün ülkelerin küresel sorunlar karşısında ortak değer yaklaşım ve tavırlar benimsenmeye adeta zorlandığını vurguladı.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, ''Uluslararası güvenlik ortamı son derece değişken ve öngörüleri zorlaştıran bir hal almıştır. İşte bu değişim sürecini doğru algılayabilen toplumlar, algılamayan veya yanlış algılayan toplumlar, kendi geleceklerini olumlu veya olumsuz etkileyeceklerdir. Değişim sürecini zamanında algılayamayan toplumlar maalesef değişim sürecinin sonucunu seyretmekle yetineceklerdir'' diye konuştu.
''GÜVENLİKLERİNİ İTHAL MALI TEHDİT ALGILAMALARINA DAYANDIRAN ÜLKELERİN, GÜVENLİKLERİNİ TEHDİT ALTINA ATACAKLARI DA BÜYÜK BİR GERÇEKTİR''
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, günümüz tehditleriyle mücadelede klasik yapılanma ve anlayışların geçerliliğini tamamen yitirdiğini belirterek, ''Anlaşıldığına göre yeni dönemde savaşan aktörler de değişti. Gelinen bu noktada acaba diyorum, soğuk savaş yerini karanlık savaşlara mı bıraktı?'' dedi.
Orgeneral Büyükanıt, ''Güvenliğin Yeni Boyutları ve Uluslararası Örgütler'' konulu uluslararası sempozyumda yaptığı konuşmada, değişim sürecini zamanında algılayamayan toplumların, değişim sürecinin sonucunu seyretmekle yetineceğini söyledi.
Ülkelerin tehdit algılamalarının büyük önem taşıdığını, soğuk savaş döneminde sade olan tehdit algılamalarının günümüzde çok değiştiğini vurgulayan Orgeneral Büyükanıt, şöyle konuştu:
''Harp Akademileri'nde düzenlenen 'Küreselleşme ve Güvenlik' sempozyumunda ifade ettiğim gibi, yaşadığımız günlerde güvenliklerini ithal malı tehdit algılamalarına dayandıran ülkelerin, güvenliklerini tehdit altına atacakları da büyük bir gerçektir. Diğer önemli bir husus da, tehditler ve krizlerin yönetim krizleriyle ilgili olup, bu süreçlerin kolay yönetilebilmesi ile ilgili olarak kullanılabilecek yöntemlerdir. Halen bu konuda yüzlerce karar verme yöntemleri kullanılmaktadır. Fırsatlar, üstünlükler, tehditler ve zayıflıklar bunlardan birkaçıdır. Bugün risk ve tehditlerin yanlış algılanması ve bu hususun karar verme süreçlerini yanlış etkilemesi, sonuçları itibarıyla güvenlik anlayışına yeni boyutlar kazandırmıştır.''
-''GÜVENLİK BAĞLAMINDA ÇİFTE STANDART UYGULANMAMALI''-
Orgeneral Büyükanıt, soğuk savaş sonrasında içinde dünyanın en duyarlı bölgelerini oluşturan Balkanlar, Karadeniz ve Akdeniz havzaları, Kafkasya, Orta Asya ve Orta Doğu coğrafyasında son 10-15 gün içinde meydana gelen gelişmelerin, güvenlik ve tehdit algılamalarında geçmişe göre önemli değişimlere neden olduğunu ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti:
''Güvenlik algılamalarında meydana gelen değişimin en önemli sebeplerinden birisi, tehdidin tek boyutlu, devletten devlete olma klasik konumundan çıkarak asimetrik ve çok boyutlu bir konuma ulaşmasıdır. Bu durum, günümüz tehditleriyle mücadelede klasik yapılanma ve anlayışların geçerliliğini tamamen yitirdiğine de işaret etmektedir. Genel tanı olarak bir güvenlik olgusundan bahsedebilmek için, tehdidin ve tehdide yönelik algılamaların ve tahlillerin doğru olarak tanımlanması önem kazanmaktadır.
Nedir tehdit? Alışık olduğumuz tanımıyla bir ülke ordusunun başka bir ülkeyi işgal etme olasılığı mıdır, yoksa bunu bugünün doğrularıyla yeniden tanımlamaya mı ihtiyaç vardır? 2003 yılında meydana gelen 14 savaş içinde küresel boyutta çatışan iki tarafın da devlet olduğu tek bir savaş meydana gelmiştir, o da Irak- Amerika Birleşik Devletleri savaşıdır. Bu durumdan anlaşıldığına göre, yeni dönemde savaşan aktörler de değişti. Gelinen bu noktada acaba diyorum, soğuk savaş yerini karanlık savaşlara mı bıraktı? Karanlık savaş kavramı içine o kadar çok aktör ve etken yerleştirilebilir ki, bu aktör ve etkenlerin incelenmesi doğaldır ki benim yaptığım bu açış konuşmasının sınırlarını aşar. Umarım ki, bu konu sempozyum sırasında tartışılabilir.''
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, güvenliğin çok boyutlu bir kavram olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
''Bugün artık güvenliği, içinde sadece askeri değil, siyasi, hukuki, ekonomik, sosyolojik ve psikolojik etmenlerin olduğu bir çerçevede tanımlamak gerekmektedir. Bunun yanında risk ve tehditlerin kaynağının, zamanının ve şeklinin önceden tayin edilmesinin soğuk savaş döneminin aksine imkansız bir hale geldiği yeni güvenlik ortamında mücadele alanı da bütün dünya olarak ortaya çıktı. Çünkü tehdidin ne şekilde ve ne zaman karşımıza çıkacağı belli değil. Tehdit, ülkelerin gücü ve kabiliyetleri karşısında çok cılız gibi görünse de, sahip olduğu imkanlarıyla istediği yer, zaman ve şekilde, istediği etkiyi yaratabilecek asimetrik güce sahiptir. Bugün bunları Afganistan'da, Irak'ta birçok yerde yaşıyoruz. Bu nedenle küresel mücadele ve işbirliğinin yürütülmesi de zorlaşmıştır. Vurgulanması gereken önemli husus, ülkelerin güvenlik bağlamında çifte standart uygulamamasının bir ön şart olması gerekmektedir.''
"PKK FAŞİST BİR TERÖR ÖRGÜTÜDÜR"
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Türkiye'nin dost ve müttefik bildiği ülkelerin dolaylı ya da doğrudan teröre destek verdiğini söyledi. Orgeneral Büyükanıt, PKK'nın yayın organı Roj Tv'nin müttefik bir ülkeden yayın yaptığını hatırlatan Büyükanıt, çeşitli mayınlar ve diğer patlayıcıların da "süpermarketten" alınmadığına işaret etti. Orgeneral Büyükanıt, PKK'yı da "faşist bir terör örgütü" olarak tanımladı.
Orgeneral Büyükanıt, Genelkurmay Stratejik Araştırma ve Etüt Merkezi (SAREM) tarafından Harp Akademileri Komutanlığı'nda başlayan "Güvenliğin Yeni Boyutları ve Uluslararası Örgütler" konulu sempozyumun açılışında konuştu. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt, konuşmasının büyük bir bölümünü küresel teröre ayırdı. Türkiye'nin müttefiki olan ülkelerin terörü doğrudan ve dolaylı olarak destek verdiğini ifade eden Orgeneral Büyükanıt, bu konudan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Orgeneral Büyükanıt, terörle en etkin mücadelenin Birleşmiş Milletler düzeyinde yapılabileceğinin altını çizerken, silahlanma problemlerine de dikkat çekti. Orgeneral Büyükanıt, Türkiye'nin komşularının güvenliğini kendi güvenliği için önemsediğine işaret etti. Teröriste yardım edenlerin de terörist olduğunu söyleyen Orgeneral Büyükanıt, "Teröriste mali yardım yapan da teröristtir" diye konuştu.
"BOMBALAR SÜPERMARKETTEN ALINMIYOR"
Güvenliği tehdit eden unsurların başında terörün geldiğini vurgulayan Orgeneral Büyükanıt, "Bazı müttefiklerimize bakıyorum sadece aşırı dinci grupları terörist olarak görmekteler. Oysa etnik milliyetçi terör de tehdit. PKK da faşist bir terör örgütüdür" diye konuştu. Türkiye'nin müttefiki bazı ülkelerin teröre destek verdiğini ifade eden Orgeneral Büyükanıt, PKK'nın yayın organı Roj Tv'nin yayınını örnek gösterdi. Orgeneral Büyükanıt, koparan isimli mayınlardan diğer patlayıcılara kadar kullanılan patlayıcıların "süpermarketten" alınmadığına dikkat çekerek, terörün dış bağlantılarına işaret etti. Terörizmi bazı ülkelerin dış politika malzemesi olarak kullandığına vurgu yapan Orgeneral Büyükanıt, Türkiye'ye insan hakları dersi veren ülkelerine teröre destek verdiğini belirtti. KARANLIK SAVAŞLAR Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, günümüz tehditleriyle mücadelede klasik yapılanma ve anlayışların geçerliliğini tamamen yitirdiğini söyledi. Orgeneral Büyükanıt, "Anlaşıldığına göre yeni dönemde savaşan aktörler de değişti. Gelinen bu noktada acaba diyorum, soğuk savaş yerini karanlık savaşlara mı bıraktı?" dedi.
Orgeneral Büyükanıt, değişim sürecini zamanında algılayamayan toplumların, değişim sürecinin sonucunu seyretmekle yetineceğini söylerken, ülkelerin tehdit algılamalarının büyük önem taşıdığını, soğuk savaş döneminde sade olan tehdit algılamalarının günümüzde çok değiştiğinin altını çizdi. Orgeneral Yaşar Büyükanıt, soğuk savaş döneminin sona ermesine dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"40 yılı aşkın bir süredir devam eden soğuk savaş döneminin sona ermesiyle birlikte, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak sözünü doğrularcasına her alanda önüne geçilmez bir şekilde esmeye başlayan değişim fırtınası, alışık olduğumuz, benimsediğimiz, politik, ekonomik ve güvenlik stratejilerini dayandırdığımız parametrelerin çoğunu sarsmaya hatta ortadan kaldırmaya yönelmiş durumdadır. Eski alışkanlıklarımız ve algılamalarımız, güvenlik bağlamındaki değişimlerin paradigma kaymaları olduğu gibi yavaş ve küçük aralıklarla ortayla çıktığı yönündeydi." Orgeneral Büyükanıt, tehditlerin devletten devlete olmaktan çıkarak asimetrik ve çok boyutlu hale geldiğine işaret ederek karanlık savaşlar döneminin başladığını söyledi. Orgeneral Büyükanıt, karanlık savaşların, "ekonomik manipülasyonlar, rejimleri yeniden tanımlamalar, renkli başkaldırılara destek, ülkelerin isimleri başına ekler getirmeler" yöntemleriyle yapıldığı ifade etti.
11 EYLÜL SALDIRILARI GÜVENLİK ANLAYIŞINI DEĞİŞTİRDİ
Orgeneral Büyükanıt, 11 Eylül 2001'e ikiz kulelere yönelik saldırılar ile yeni bir dönem başladığını ve güvenlik anlayışının tümüyle değiştiğini ifade etti. Orgeneral Büyükanıt, özellikle 1990'lı yıllarla birlikte, bilgi ve iletişim teknolojisinin hızla yaygınlaşmasıyla dünyada mal, hizmet, sermaye ve fikir hareketlerinin serbest ve hızlı dolaşımı çerçevesinde, ülkelerin başta ekonomik, güvenlik ve kültür olmak üzere, çeşitli alanlarda birbirlerine daha bağımlı hale gelmeleri sonucunda bütün ülkelerin küresel sorunlar karşısında ortak değer yaklaşım ve tavırlar benimsenmeye zorlandığının altını çizdi. Orgeneral Büyükanıt, "Uluslararası güvenlik ortamı son derece değişken ve öngörüleri zorlaştıran bir hal almıştır. İşte bu değişim sürecini doğru algılayabilen toplumlar, algılamayan veya yanlış algılayan toplumlar, kendi geleceklerini olumlu veya olumsuz etkileyeceklerdir. Değişim sürecini zamanında algılayamayan toplumlar maalesef değişim sürecinin sonucunu seyretmekle yetineceklerdir" diye konuştu.
TEHDİT TEK BOYUTLU OLMAKTAN ÇIKTI
Güvenlik algılamalarında meydana gelen değişimin en önemli sebeplerinden birisinin, tehdidin tek boyutlu, devletten devlete olma klasik konumundan çıkarak asimetrik ve çok boyutlu bir konuma ulaşması olduğunun altını çizen Orgeneral Büyükanıt, "Bu durum, günümüz tehditleriyle mücadelede klasik yapılanma ve anlayışların geçerliliğini tamamen yitirdiğine de işaret etmektedir. Genel tanı olarak bir güvenlik olgusundan bahsedebilmek için, tehdidin ve tehdide yönelik algılamaların ve tahlillerin doğru olarak tanımlanması önem kazanmaktadır" diye konuştu. Orgeneral Büyükanıt şöyle konuştu: "Nedir tehdit? Alışık olduğumuz tanımıyla bir ülke ordusunun başka bir ülkeyi işgal etme olasılığı mıdır, yoksa bunu bugünün doğrularıyla yeniden tanımlamaya mı ihtiyaç vardır? 2003 yılında meydana gelen 14 savaş içinde küresel boyutta çatışan iki tarafın da devlet olduğu tek bir savaş meydana gelmiştir, o da Irak-Amerika Birleşik Devletleri savaşıdır. Bu durumdan anlaşıldığına göre, yeni dönemde savaşan aktörler de değişti. Gelinen bu noktada acaba diyorum, soğuk savaş yerini karanlık savaşlara mı bıraktı? Karanlık savaş kavramı içine o kadar çok aktör ve etken yerleştirilebilir ki, bu aktör ve etkenlerin incelenmesi doğaldır ki benim yaptığım bu açış konuşmasının sınırlarını aşar. Umarım ki bu konu sempozyum sırasında tartışılabilir."
GÜVENLİK ÇOK BOYUTLU BİR KAVRAM
Güvenliğin çok boyutlu bir kavram olduğuna işaret eden Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, şöyle devam etti: "Bugün artık güvenliği, içinde sadece askeri değil, siyasi, hukuki, ekonomik, sosyolojik ve psikolojik etmenlerin olduğu bir çerçevede tanımlamak gerekmektedir. Bunun yanında risk ve tehditlerin kaynağının, zamanının ve şeklinin önceden tayin edilmesinin soğuk savaş döneminin aksine imkansız bir hale geldiği yeni güvenlik ortamında mücadele alanı da bütün dünya olarak ortaya çıktı. Çünkü tehdidin ne şekilde ve ne zaman karşımıza çıkacağı belli değil. Tehdit, ülkelerin gücü ve kabiliyetleri karşısında çok cılız gibi görünse de, sahip olduğu imkanlarıyla istediği yer, zaman ve şekilde, istediği etkiyi yaratabilecek asimetrik güce sahiptir. Bugün bunları Afganistan'da, Irak'ta birçok yerde yaşıyoruz. Bu nedenle küresel mücadele ve işbirliğinin yürütülmesi de zorlaşmıştır. Vurgulanması gereken önemli husus, ülkelerin güvenlik bağlamında çifte standart uygulamamasının bir ön şart olması gerekmektedir."
''GÜVENLİK KONUSUNDA BİR DİĞER ÖNEMLİ TEHDİT KAYNAĞI İSE EKONOMİK DENGESİZLİKTİR''
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, güvenlik konusunda bir diğer önemli tehdit kaynağının da yer altı ve yer üstü kaynaklarının kullanımıyla bunun paylaşımı sonunda yaratılan ekonomik dengesizlik olduğunu bildirdi.
Orgeneral Büyükanıt, ''Güvenliğin Yeni Boyutları ve Uluslararası Örgütler'' konulu uluslararası sempozyumda yaptığı konuşmada, kaynaklar arası dengesizliğin güvenlik algılaması üzerindeki etkisi üzerinde durarak, ''Güvenlik konusunda bir diğer önemli tehdit kaynağı ise yar altı ve yer üstü kaynaklarının kullanımı ile bunun paylaşımı sonunda yaratılan ekonomik dengesizliktir'' dedi.
Sanayi devriminden itibaren hayati öneme sahip olarak algılanan yer altı kaynaklarının ele geçirilmesi ya da kontrolü amacıyla sürekli güvenlik sorunları oluştuğunu ifade eden Orgeneral Büyükanıt, büyük savaşların hemen hemen hepsinin bu nedenle yaşandığını dile getirdi.
Orgeneral Büyükanıt, bugün bile bazı bölgelerde yer altı zenginliklerine sahip ülkelerde iç savaş gibi ciddi güvenlik sorunlarının yaşanıyor olmasının, bu genel tabloya uygun düştüğüne işaret etti.
''Enerji, ekonomik ve ulusal güvenliğin'' birbirinden ayrılmaz kavramlar olduğunu ve bu kavramların bir bütünsellik içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Orgeneral Büyükanıt, dünyada yeni bir enerji kaynağı keşfedilmediği sürece petrol ve doğal gaz gibi enerji kaynaklarının önemini korumaya devam edeceğini söyledi.
Orgeneral Büyükanıt, bu kapsamda enerji kaynaklarına sahip ülkeler ile bu kaynağın ulaşım yollarını kontrol eden ülkelerin jeopolitik ve jeostratejik önemlerinin süreceğine dikkat çekerek, ''Bu önem, hiçbir ülkeye başka bir ülke üzerinde baskı unsuru olarak kullanma hakkı vermemelidir. Ülkelerin enerji politikaları başka ülkelerdeki güvenlik ihlallerine dayandırılmamalıdır. Enerjinin bir siyasi araç olarak kullanılması bugün bile karşılaştığımız kolaycı bir çözümdür'' diye konuştu.
Türkiye'nin, enerji kaynaklarına sahip olan ülkelerin bu varlıklarını en güvenli şekilde pazarlarına ulaşması konusunda katkı sağlamaya çalıştığını ifade eden Orgeneral Büyükanıt, bu amaçla enerji nakil hatlarının oluşturulması ile hem üretici ülkelerin kendi kaynaklarını pazarlama imkanına kavuşmasında, hem de tüketici ülkelerin enerji güvenliklerini tesis etmelerine yardımcı olarak küresel barışa katkı sağladığını bildirdi.
-İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ-
Orgeneral Büyükanıt, dünyanın insanoğlunun yanlış sanayi tercihlerinden kaynaklanan bir iklim değişikliği sorunu ile karşı karşıya bulunduğunu da belirterek, bunun, beraberinde sağlık sorunları, ekonomik alanların yeniden şekillenmesi ve kitlesel göç gibi bir kısım güvenlik sorunlarını getirdiğini anlattı.
Eğitim konusunda küresel düzeydeki dengesizliklerin de bir başka güvenlik kaygısı olarak ortaya çıktığını belirten Orgeneral Büyükanıt, ''O da eğitimli ve eğitimsiz insan gücü arasındaki farkın artmasıdır. Eğitim düzeyi düşük toplumlar ile eğitimli toplumlar arasındaki refah ve anlayış farkı arttıkça eğitimsiz toplumların tepkisi radikalleşebilmektedir. Bu durum iki toplumun diyalog ihtimalini de zora sokmaktadır'' dedi.
Türkiye teröre karşı gereken desteği alamıyor
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Türkiye'nin çok haklı olan terörle mücadelesinde gereken uluslararası desteği alamadığını dile getirdi.
Orgeneral Büyükanıt, ''Güvenliğin Yeni Boyutları ve Uluslararası Örgütler'' konulu uluslararası sempozyumda yaptığı konuşmada, terörizmin küresel niteliğinin, mücadelenin de küresel bir anlayışla yapılmasını gerektirdiğini bildirdi. Orgeneral Büyükanıt, bunun için ''barış ve güvenlik ya her yerde ya da hiçbir yerdedir'' anlayışının, uluslararası ortamda terörizmle mücadelenin ortak anlamı ve kavrama biçimi olması gerektiğini söyledi.
11 Eylül'de ABD'de gerçekleştirilen terörist saldırılardan sonra başta BM olmak üzere NATO, AB, AGİT gibi bir çok uluslararası kuruluşun terörle mücadeleye yönelik bir dizi karar aldığını ve terör örgütleri listeleri yayınladığını hatırlatan Orgeneral Büyükanıt, ancak bu kararların uygulanmasında ve uluslararası sözleşmelerin ülkelerin iç hukuklarına yansıtılmasında hala ciddi sıkıntılar bulunduğunu anlattı. Orgeneral Büyükanıt, bu sorunun terörle mücadelede çifte standart uygulayan ülkeleri yakından ilgilendirdiğini ve açıkça teröre destek vermek anlamını taşıdığını dile getirdi.
''Bugün açıkça ifade edeyim, müttefik olduğumuz ülkeler arasında PKK terörüne dolaylı ve doğrudan destek veren ülkeler de vardır ve bundan büyük üzüntü duymaktayız'' diyen Orgeneral Büyükanıt, sözlerine şöyle devam etti: ''Ben bu hususu birçok konuşmamda açıkça ifade ettim. Bu ifadeleri kullandığım zaman, içte ve dışta bazı çevreler, 'bu ifadeler terörle mücadeleye bir yarar sağlamıyor' şeklinde yaklaşımlarda bulunmuşlardır. Bazıları gerçeği görmezden gelmekte veya bunu bazı söylemlerle örtmeye çalışmaktadırlar. Türkiye'de bir deyim vardır, 'Güneş Balçıkla Sıvanmaz'. Gerçekleri gördüğünüz zaman, onun gereğini yapmak lazım. Onu yok gibi kabul etmek, en büyük tehlikedir.
Size somut örnek vereceğim. Türkiye'de teröristler çok teştili patlayıcılar kullanmaktadırlar. Türkiye'de kullanılan ve 'topuk koparan' olarak isimlendirilen mayınlar, her türlü cinayette kullanılan C4, A3, A4 ve benzeri gibi patlayıcılar, herhalde süpermarketlerden alınmıyor.''
-TERÖRE DESTEK VERENLER-
Orgeneral Büyükanıt, terör örgütünün sözcülüğünü ve propagandalarını yapan bir yayın organının müttefik bir ülkenin sınırları içinde faaliyet gösterdiğini ve terör örgütünün faaliyetlerinde aktif rol alarak yayın yaptığını vurgulayarak, ''Umarım, bu tür sözlerime politik tepki yerine, 'hayır doğru söylemiyorsunuz' diyebilmelidir. Ancak söyleyemezler'' dedi.
Orgeneral Büyükanıt, bunların yanında ülkelerin siyasi emellerini gerçekleştirmek için terörizmi desteklemelerini de terörizmi artıran nedenler arasında saymak gerektiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
''Bu yaklaşımda olan ülkeler, terörizmle mücadelede çifte standart uygulayarak kendi ülkesi içerisinde terör eylemi gerçekleştirmeyen, fakat diğer bir ülkenin terörist olarak tanımladığı kişi ya da örgütlere göz yumabilmektedirler. Ayrıca terörizm, bazı ülkeler tarafından bir dış politika unsuru olarak kullanılmaktadır. Bu ülkelerin destekledikleri ya da yarattıkları terörü, kontrol edemediği ve sonunda bumerang etkisiyle kendilerine de zarar verdiği, geçmişteki olaylarla sabittir.
Terörle mücadelede yaşadığımız acı deneyimin ışığında, güvenlik alanında bilgi paylaşımına, uluslararası işbirliğine ve dayanışmaya Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hazır olduğunu her vesileyle ifade ettik, burada tekrarlıyorum. Türkiye'nin bütünlüğü, demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti olma özelliğini tehdit eden terörle mücadelede bizi asıl üzen husus, bu terörist hareketlerin bize karşı insan hakları dersi vermeye çalışan bazı ülkeler tarafından da desteklenmesi olmuştur. Bir hususu açıkça vurgulamam gerekiyor. Türkiye'nin çok haklı olan terörle mücadelesinde gereken uluslararası desteği alamadığı bir gerçektir. Gereken desteği bir tarafa koyuyorum, bazı dış kaynaklı kuruluşlar, üzüntüyle ifade edeyim, terörist hakları derneği haline dönüşmüş durumda. Böyle bir ortamda terörle mücadele nasıl bir ortak payda olur. Bu hususu dikkatlerine sunuyorum.''
-''ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ BM İLE MÜMKÜN''-
Orgeneral Büyükanıt, terör konusunda sonuç olarak bugün gelinen noktada terörizme daha fazla kurban vermemek ve uluslararası mücadelede daha fazla başarılı olabilmek için küresel düzeyde eksiksiz bir işbirliği anlayış ve ortak söylem mekanizmasının kurulmasının şart olduğunu söyledi.
Ayrıca zengin ülkelerle fakir ülkeler arasında giderek derinleşmekte olan yapısal sorunlara daha somut çözümlerin getirilmesi gerektiğine işaret eden Orgeneral Büyükanıt, ''Yalnız saldırıları gerçekleştirenler değil, teröristlere mali, lojistik ve propaganda desteği sağlayanların da terörist olarak kabul edilmesi kaçınılmazdır'' dedi.
Orgeneral Büyükanıt, terörle mücadelede en geniş uluslararası işbirliğinin ancak BM ile mümkün olacağını, bu nedenle diğer bütün organizasyon ve inisiyatiflerin BM'yi her anlamda desteklemesi için terörle mücadelede BM tarafından kabul edilen anlaşma, protokol ve kararların, henüz onaylamamış ülkelerce de onaylanarak uygulanması gerektiğini kaydetti.