Ordu, TÜrk ordusu yİne de…
ORDU, TÜRK ORDUSU YİNE DE…
Haberler, Naci Beştepe
10 Temmuz 2011
Generaller, subaylar; emekli-muvazzaf tutuklanmaya devam ediyor.
Ordu, Türk Ordusu bir yandan dağlarda teröristle mücadeleyi sürdürüyor.
Şehit haberleri art arda.
10 günde 6 şehit.
Her birinin yürekler sızlatan hikayeleri var.
Okuyan, dinleyen, ilgilenen varsa.
Generalinden erine, kelle koltukta, dağlar mekan.
Mayın, pusu, sokak ortasında kalleşçe arkadan kafaya kurşun.
Her şey var bu mücadelede. Kalleşlik sudan ucuz.
Ordu, Türk Ordusu; yılmaz, son erine kadar verilen görevi yapmayı namus ve vicdan borcu bilir.
Devleti, milleti, vatanı için eşkıya ile çarpışırken; bin bir zorluğa seve seve katlanırken, DEVLET diye birileri, dövüştükleri eşkıyanın başı ile pazarlık yapar.
Dökülen kanlar; yitirilen kollar-bacaklar; gencecik hayata vedalar sanki keyif içindir.
Eşkıya; ömrünü, yıllarını vatanın bölünmezliğine harcayan subay-astsubaydan, genç Mehmetçikten daha saygınlaştırılır.
Ordu, Türk Ordusu gücenmez devletine-milletine görevini aynı şevkle sürdürür.
TOKİ, Yüksekova’daki askerin lojmanını zamanında yapmaz.
Kirada oturan iki uzman sokak ortasında şehit edilir.
Yurdunu, ulusun sevenler iki gencin yerde, kanlar içindeki fotoğrafı ile kahrolur.
TOKİ’yi yöneten zat bakanlık koltuğu ile ödüllendirilmiştir bile.
İki uzman da şehitlikle.
Arkadaşları, Türk Ordusu, onların düştüğü yerden devam edeceklerdir.
TOKİ’ye sitem etmeyi bile akıllarından geçirmeden.
Yakında doğacak çocuğunu göremeden giden, yeni evlendiği eşine doyamadan göçen arkadaşlarının kanı yerde kalmasın diye bir kez daha ant içecekler, bir kez daha bileneceklerdir.
Aynı gün yine eşkıya peşine düşeceklerdir.
Ordu, Türk Ordusu her şehitten sonra daha güçle, daha azimle yürüyecektir, vatanın birliği ve bölünmezliği yolunda.
Devletine karşı silah çekmiş, dağa çıkmış, yasaları çiğnemiş eşkıya çatışmada öldürülünce bile FAİLİ MEÇHUL sayılır olmuştur.
Terörle mücadelede bayrak olmuş kahraman subay-astsubaylar ise cezaevlerine doldurulmuştur.
Gün yoktur ki bir general veya subay tutuklanmasın. Yoksa anormal sayılır olmuştur.
Türk Ordusu, kime ne olursa olsun, geride kalanlarıyla vatan-namus-şeref için vazifesini yapmaya devam etmektedir.
NATO Görevindeki amiral, ataşelik veya uluslararası karargahta görevli subay soruşturma için çağrıldığında gecikmeden çıkıp gelir.
Tutuklanır.
Avukatı tutuklanmanın kaldırılmasını talep eder.
Yargıçlar, genellikle 2′ye 1 oyla reddederler.
Gerekçe; KAÇMA OLASILIĞI.
Kimse gülemez.
Türk Ordusu, yabancılara derdini anlatamaz.
Dünya onu DARBECİ diye tanımıştır artık, ne dese boştur.
Yerine bakanlarla, vekalet edenlerle Türk Ordusu ulusunu en iyi şekilde temsil etmeye çalışır.
Almanya’nın tespit ettiği hırsızlık/ dolandırıcılıktan esas şüpheli olanlar üç yıldır korunmaktadır.
Gözaltına alındıklarında dört gün bekletilmezler.
İfadeleri medyada uçuşturulmaz.
Dört günlük saç-sakalla perişan hallerini yansıtan fotoğrafları basında yayımlanmaz.
Basın yanlarına bile yaklaştırılmaz.
Öte yanda, işkence edilir gibi sorgulanmış subaylar aylardır, yıllardır bir kez savunma yapmak için sıra bekler.
Savcı üç yıldır hala delil toplamaktadır ki tahliye talepleri DELİLLERİ KARATMA ŞÜPHESİ ile reddedilir.
Deniz Feneri e.V davasındakiler için böyle bir olasılık söz konusu edilemez.
Ordu, Türk Ordusu yapılan bu ayrıcalığa kırılmaz.
Tutuklular seve seve yatmaya, HUKUKA İNANMAYA, dışardakiler de seve seve çalışmaya HUKUKA SAYGILI OLMAYA devam etmektedir.
“Asker millettir” denir Türk Ulusu için.
Askerini de askerliği de sever yani.
Diğer taraftan, medyanın %80′i suç kaynağı görür orduyu.
Tek işi Türk Ordusu’nun hatalarını bulup yayımlamaktır bazı basın organlarının.
Soruşturma açılır açılmaz emniyet-yargı-medya ortaklığı ile Ordu mensuplarının suçluluğu kamuya pompalanır.
Yargısız infaz bitmez tükenmez bir kinle sürdürülür.
Yaşlı ve hastaların tedavi için hastahaneye gitmelerine bile katlanamaz bazıları.
Türk Ordusunun bu komutanlarla savaşamayacağı, terhis edilip yeni bir ordu kurulması dillendirilir yetkili ağızlardan veya yalama takımından.
Türk Ordusu, kendisini seven milletinin, devleti yöneten yetkili ve ilgililerin bir gün bunlara cevap vereceği umudunu yitirmez.
Milletinin, görevdeki her askerin özgürce ibadetini sürdürmesi için her tedbiri alan ordu camileri bombalayacak diye suçlanır.
Bir tek yurttaşının kılına zarar gelmesin diye her fedakarlığa katlanan, göğsünü siper eden asker, ilköğretimdeki yavruların müzede havaya uçurulması için hazırlık yapmakla suçlanır.
Milletin tek kuruşunun boşa gitmemesi için kılı kırk yaran subaylar kendi uçağını düşürme sapkınlığı ile suçlanır.
Ordu, Türk Ordusu bu soysuzlukları da katlanmış, omuzlamış yine de hiçbir görevini aksatmamıştır.
Hükümeti devirmek veya çalışamaz duruma getirmekle suçlanan ordunun komuta kademesi neredeyse yarı yarıya yok edilmiştir, esir edilmiştir.
Ülkeyi bölüp parçalama amaçlarını gizlemeden, meydanda-mecliste haykıranlarla pazarlık üstüne pazarlık yapılmakta; açılım açılımı izlemekte, yasaların çiğnenmesi görmezden gelinmektedir.
Ordu, Türk Ordusu, bu ulusun fedakar evlatları yurdunun bütünlüğü, ulusunun birliğini korumaya çalışmaktan geri durmamaktadır.
Şükran sana TÜRK ORDUSU.
Saygı sana TÜRK ORDUSU.
Bütün bunlara karşın ayakta kalmayı,dik durmayı, görevini en iyi şekilde başarmayı yine de sürdürüyorsun ya.
Seni yüceltici ne desem azdır KAHRAMAN TÜRK ORDUSU,
Yolun ve bahtın açık olsun.
Naci BEŞTEPE
İLK KURŞUN
ORDU, TÜRK ORDUSU YİNE DE…
Haberler, Naci Beştepe
10 Temmuz 2011
Generaller, subaylar; emekli-muvazzaf tutuklanmaya devam ediyor.
Ordu, Türk Ordusu bir yandan dağlarda teröristle mücadeleyi sürdürüyor.
Şehit haberleri art arda.
10 günde 6 şehit.
Her birinin yürekler sızlatan hikayeleri var.
Okuyan, dinleyen, ilgilenen varsa.
Generalinden erine, kelle koltukta, dağlar mekan.
Mayın, pusu, sokak ortasında kalleşçe arkadan kafaya kurşun.
Her şey var bu mücadelede. Kalleşlik sudan ucuz.
Ordu, Türk Ordusu; yılmaz, son erine kadar verilen görevi yapmayı namus ve vicdan borcu bilir.
Devleti, milleti, vatanı için eşkıya ile çarpışırken; bin bir zorluğa seve seve katlanırken, DEVLET diye birileri, dövüştükleri eşkıyanın başı ile pazarlık yapar.
Dökülen kanlar; yitirilen kollar-bacaklar; gencecik hayata vedalar sanki keyif içindir.
Eşkıya; ömrünü, yıllarını vatanın bölünmezliğine harcayan subay-astsubaydan, genç Mehmetçikten daha saygınlaştırılır.
Ordu, Türk Ordusu gücenmez devletine-milletine görevini aynı şevkle sürdürür.
TOKİ, Yüksekova’daki askerin lojmanını zamanında yapmaz.
Kirada oturan iki uzman sokak ortasında şehit edilir.
Yurdunu, ulusun sevenler iki gencin yerde, kanlar içindeki fotoğrafı ile kahrolur.
TOKİ’yi yöneten zat bakanlık koltuğu ile ödüllendirilmiştir bile.
İki uzman da şehitlikle.
Arkadaşları, Türk Ordusu, onların düştüğü yerden devam edeceklerdir.
TOKİ’ye sitem etmeyi bile akıllarından geçirmeden.
Yakında doğacak çocuğunu göremeden giden, yeni evlendiği eşine doyamadan göçen arkadaşlarının kanı yerde kalmasın diye bir kez daha ant içecekler, bir kez daha bileneceklerdir.
Aynı gün yine eşkıya peşine düşeceklerdir.
Ordu, Türk Ordusu her şehitten sonra daha güçle, daha azimle yürüyecektir, vatanın birliği ve bölünmezliği yolunda.
Devletine karşı silah çekmiş, dağa çıkmış, yasaları çiğnemiş eşkıya çatışmada öldürülünce bile FAİLİ MEÇHUL sayılır olmuştur.
Terörle mücadelede bayrak olmuş kahraman subay-astsubaylar ise cezaevlerine doldurulmuştur.
Gün yoktur ki bir general veya subay tutuklanmasın. Yoksa anormal sayılır olmuştur.
Türk Ordusu, kime ne olursa olsun, geride kalanlarıyla vatan-namus-şeref için vazifesini yapmaya devam etmektedir.
NATO Görevindeki amiral, ataşelik veya uluslararası karargahta görevli subay soruşturma için çağrıldığında gecikmeden çıkıp gelir.
Tutuklanır.
Avukatı tutuklanmanın kaldırılmasını talep eder.
Yargıçlar, genellikle 2′ye 1 oyla reddederler.
Gerekçe; KAÇMA OLASILIĞI.
Kimse gülemez.
Türk Ordusu, yabancılara derdini anlatamaz.
Dünya onu DARBECİ diye tanımıştır artık, ne dese boştur.
Yerine bakanlarla, vekalet edenlerle Türk Ordusu ulusunu en iyi şekilde temsil etmeye çalışır.
Almanya’nın tespit ettiği hırsızlık/ dolandırıcılıktan esas şüpheli olanlar üç yıldır korunmaktadır.
Gözaltına alındıklarında dört gün bekletilmezler.
İfadeleri medyada uçuşturulmaz.
Dört günlük saç-sakalla perişan hallerini yansıtan fotoğrafları basında yayımlanmaz.
Basın yanlarına bile yaklaştırılmaz.
Öte yanda, işkence edilir gibi sorgulanmış subaylar aylardır, yıllardır bir kez savunma yapmak için sıra bekler.
Savcı üç yıldır hala delil toplamaktadır ki tahliye talepleri DELİLLERİ KARATMA ŞÜPHESİ ile reddedilir.
Deniz Feneri e.V davasındakiler için böyle bir olasılık söz konusu edilemez.
Ordu, Türk Ordusu yapılan bu ayrıcalığa kırılmaz.
Tutuklular seve seve yatmaya, HUKUKA İNANMAYA, dışardakiler de seve seve çalışmaya HUKUKA SAYGILI OLMAYA devam etmektedir.
“Asker millettir” denir Türk Ulusu için.
Askerini de askerliği de sever yani.
Diğer taraftan, medyanın %80′i suç kaynağı görür orduyu.
Tek işi Türk Ordusu’nun hatalarını bulup yayımlamaktır bazı basın organlarının.
Soruşturma açılır açılmaz emniyet-yargı-medya ortaklığı ile Ordu mensuplarının suçluluğu kamuya pompalanır.
Yargısız infaz bitmez tükenmez bir kinle sürdürülür.
Yaşlı ve hastaların tedavi için hastahaneye gitmelerine bile katlanamaz bazıları.
Türk Ordusunun bu komutanlarla savaşamayacağı, terhis edilip yeni bir ordu kurulması dillendirilir yetkili ağızlardan veya yalama takımından.
Türk Ordusu, kendisini seven milletinin, devleti yöneten yetkili ve ilgililerin bir gün bunlara cevap vereceği umudunu yitirmez.
Milletinin, görevdeki her askerin özgürce ibadetini sürdürmesi için her tedbiri alan ordu camileri bombalayacak diye suçlanır.
Bir tek yurttaşının kılına zarar gelmesin diye her fedakarlığa katlanan, göğsünü siper eden asker, ilköğretimdeki yavruların müzede havaya uçurulması için hazırlık yapmakla suçlanır.
Milletin tek kuruşunun boşa gitmemesi için kılı kırk yaran subaylar kendi uçağını düşürme sapkınlığı ile suçlanır.
Ordu, Türk Ordusu bu soysuzlukları da katlanmış, omuzlamış yine de hiçbir görevini aksatmamıştır.
Hükümeti devirmek veya çalışamaz duruma getirmekle suçlanan ordunun komuta kademesi neredeyse yarı yarıya yok edilmiştir, esir edilmiştir.
Ülkeyi bölüp parçalama amaçlarını gizlemeden, meydanda-mecliste haykıranlarla pazarlık üstüne pazarlık yapılmakta; açılım açılımı izlemekte, yasaların çiğnenmesi görmezden gelinmektedir.
Ordu, Türk Ordusu, bu ulusun fedakar evlatları yurdunun bütünlüğü, ulusunun birliğini korumaya çalışmaktan geri durmamaktadır.
Şükran sana TÜRK ORDUSU.
Saygı sana TÜRK ORDUSU.
Bütün bunlara karşın ayakta kalmayı,dik durmayı, görevini en iyi şekilde başarmayı yine de sürdürüyorsun ya.
Seni yüceltici ne desem azdır KAHRAMAN TÜRK ORDUSU,
Yolun ve bahtın açık olsun.
Naci BEŞTEPE
İLK KURŞUN