obeziet her yıl 300000 can alıyor...

cliper1907

forum elektro gitaristi
Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kemal Balcı, her yıl 300 bin insanın obezite (aşırı şişmanlık) nedeniyle öldüğünü söyledi.

Antalya Büyükşehir Belediyesi ile Akdeniz Üniversitesinin (AÜ) ortaklaşa düzenlediği “Obez Toplum Olmak İstemiyoruz” konulu konferansta konuşan AÜ Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kemal Balcı, obezlik ile ilgili genel bilgiler verdi.


Obezitenin dünyanın en hızlı yayılan hastalıklarından biri olduğunu belirten Prof. Dr. Mustafa Kemal Balcı, halen 300 milyon insanın obez olduğunu ifade etti. Bu rakamın Türkiye’de 8,5 milyon civarında olduğunu dile getiren Balcı, şunları kaydetti:
“Obezite, dünyada sigaranın neden olduğu ölümlerin ardından ikinci sırada yer almaktadır. Her yıl 300 bin insan obezite nedeniyle hayatını kaybediyor. Bütün ülkeler, sağlık harcamalarının yüzde 10-12’sini, obezlik ve obezitenin neden olduğu hastalıklara harcıyor. ABD’de obezlik ile ilgili hastalıkların tedavisi için yıllık 75 ile 100 milyar dolar arası para harcanıyor. Bu hızla devam ederse 2025 yılında Türkiye obez bir toplum haline gelecektir. 2236 yılında ise dünya üzerinde obez olmayan insan kalmayacaktır.”

Obezliğin, çocuklarda 6 yaşa kadar indiğinin de altını çizen Balcı, özellikle 30 yaş üzerinde bu rahatsızlığın geliştiğini söyledi. Kadınlarda bel kalınlığının 88 santimetre, erkeklerde ise 102 santimetreyi geçtiği durumlarda yağlanma tehlikesinin başladığına da değinen Balcı, şu bilgileri verdi:
“Bel bölgesindeki yağlar, özellikle damarlarda ciddi sorunlar yaratıyor. Şişmanlığın asıl nedeni genlerden kaynaklanıyor olsa da, beslenme alışkanlığı büyük önem taşıyor. Aldığınız kalori ile yaktığınız kalori uyumsuzsa, vücuttaki yağ oranı artıyor. Bunun sonucunda obezlik, obezliğin sonucunda ise diyabet, hipertansiyon, koroner kalp hastalıkları, safra kesesi rahatsızlıkları, mide ve bağırsak hastalıkları başta olmak tehlikeli rahatsızlıklar baş gösteriyor.”

“ÖNCE DİYET”
Balcı, obezite ile mücadeleye önce diyet, davranış ve yaşam tarzı değişikliği yaparak başlanması gerektiğini, sonuç alınamadığı takdirde tedavi ve son çare olarak da cerrahi müdahalenin yapılması gerektiğini kaydetti.



GÜNDE EN AZ 2 LİTRE SU İÇİN
Diyetisyen Naciye Ürgüden ise sağlıklı bir yaşam için günde en az 2 litre su içilmesi gerektiğini söyledi. Konuşmasında “Yemek için yaşamayı değil, yaşam için yemeği düşünün” sözünü hatırlatan Ürgüden, sağlıklı yaşamın hayata geçirilmesi için dikkat edilecek konuları şöyle belirtti:
“Suyun insan yaşamında çok önemi bir rolü var. Günde en az 2 litre su içmemiz gerekmektedir. Öncelikle güne kahvaltıyla başlanmalıdır ve bundan sonraki öğünlerin araları çok uzun tutulmamalıdır. Çok acıkmamak için gün içerisinde ara ara beslenme yapılmadır. Çok sıcak ve çok soğuk yemek yenmemelidir. Yemek yenirken yavaş davranılmalı, vücudun bunu hazmetmesi sağlanmalıdır. Öğünlerde bütün besin gruplarından çeşitler alınmalıdır. Yemeklerde doymuş (margarin, tereyağ) yerine doymamış (zeytinyağı, mısır özü yağı) kullanılmalıdır. Alkol ve kola tüketimi yerine, ayran tüketimi tercih edilmedir. Vücuda hiçbir faydası olmadığı gibi zarar veren şeker ve şekerli yiyeceklerden kesinlikle uzak durulmalıdır.”

HAFTADA 3 GÜN 30’AR DAKİKA EGZERSİZ ŞART
Konferansta konuşan AÜ Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu Müdürü Mustafa Kamil Özer Dünya Sağlık Örgütü’nün, sağlıklı bir yaşam için haftada en az 3 gün 30’ar dakika egzersiz yapılması gerektiği uyarısında bulunduğunu bildirdi.

Spora başlamak için çeşitli yolların denenebileceğini de kaydeden Özer, “Bedensel etkinlik düzeyini artırmak için evdeki küçük çocuklarla oyunlar oynanarak, köpek gezdirerek, vücudu merdiven çıkmaya zorlayarak başlanabilir. Daha sonra yavaş yavaş tempolu yürüyüşler yapılmalıdır. Ama en önemlisi bunu haftada 3 gün ve en az 30’ar dakika yapmaktır. Aslında her gün yapmak gerekir ama en azını da yapmanın büyük faydası olacaktır” diye konuştu.

Özer, spor yapan insanların, çevresiyle barışık, hoşgörülü, sosyalleşmiş, eğlenmesini bilen, kendisini iyi hisseden ve huzurlu birer birey olacaklarını da sözlerine ekledi.
 

HTML

Üst