+u+énsté!n
FoRum ineği
- Katılım
- 31 Eki 2005
- Mesajlar
- 3,166
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 33
O Kadın
Vizyon tarihi:
14 Aralık 2007
Yönetmen:
Korhan Bozkurt
Senaryo :
Korhan Bozkurt
Görüntü yönetmeni:
Tolga Kutlar
Müzik:
Sezen Aksu
Yapımcı :
Ahmet Çelenk
Tür:
Dram, Romantik
Yapım:
Türkiye 2007 (Renkli)
Dil:
Türkçe
Dağıtıcı Firmalar:
Kenda
Internet adresi:
www.okadin.com/
Konusu:
Yeşim (Selin Demiratar), kariyer sahibi ve varlıklı bir moda tasarımcısıdır. İşadamı Bülent (Burak Hakkı) ile uzun zamandır süregelen beraberlikleri evlilikle sonuçlanmak üzere iken, Okan’la (Tardu Flordun) karşılaşır. Bir müzisyen olan Okan’ın sınır tanımaz özgürlük anlayışı Yeşim’i cezbeder. Nokta konamayan ilişkiler ağı, üç insanın hayatını bilinmeyen bir kadere sürükler.
Selin Demiratar, Tardu Flordun, Burak Hakkı, Burhan Öçal, Şebnem Dönmez, Nefise Karatay, Kamil Güler, Başak Sayan, Sinemis Candemir ve Erol Günaydın’ın rol aldığı filmde, Türkiye’de ilk defa uygulanan bir teknikle şarkı sözlerinden yola çıkılarak az dialogla kurgulanan bir anlatım ile duygular oyuncuların konuşmalarıyla değil; Sezen Aksu'nun şarkılarıyla anlatılıyor. Filmde eski ve yeni dönem 19 Sezen Aksu şarkısı ”rol alıyor”.
Aşk ve acı arasındaki ince çizgiyi çarpıcı görüntü ve diyaloglarla anlatan film, Sezen Aksu şarkıları ekseninde işleniyor
Şu küçük kız O kadar tatLı ki...:melek
"O Kadın", vizyona girmesinden uzun zaman önce merak uyandırmaya başladı. Yapımın, Türk sinemasında bundan önce denenen her şeyden farklı bir duruşu olunca, heyecanlı bekleyişin yanı sıra, şaşkın ön eleştiriler de kaçınılmaz oldu. Bunların başında, filmin, sinemadan ziyade bir buçuk saat süren bir klip olacağı önyargısı geliyordu. Korhan Bozkurt, bir ilk film için oldukça iddialı olan seçimlerini tüm samimiyetiyle açıklayadursun, Sezen Aksu isminin gişe avantajıyla hareket etmekle dahi eleştirildi. Oysa asıl risk, onun şarkılarıyla büyümüş, aşık olmuş, acı çekmiş dev bir kitlenin, filmde yer alan on yedi parçayı evinde dinlerken hissettiklerini, sinema salonunda ıskalamaktı.
Öncelikle şunu söylemek lazım ki, film başladığında kafalardaki 'klip' kaygısı yatışıyor. "O Kadın", dramatik yapı niyetini ortaya koyan, sinematografik; üstelik merak da uyandırabilen hızlı bir açılış yapıyor. Aynı hız, film ilerledikçe, izleyicide karakterlere karşı empati güçlüğü yaratıyor. Hıza ayak uydurabilseniz dahi, ani bir fren ile, bir sonraki şarkı boyunca aynı histe uzun zaman duraksıyor ve niye orada bu kadar vakit harcadığınızı anlayamıyorsunuz. Kadının hissettikleri, altı fazlasıyla çizilerek, tekrarlardan kaçınmayarak yansıtılırken; bu hislerin nedenleri, o ana kadar yaşananlar yüzeysel geçiliyor. Filmin 'özel'liğindeki ince dezavantaj kendini belli ediyor: Hikâye akıyor, 'o kadın'a bir şeyler oluyor ve siz uzak bir mesafeden etkilerini izliyorsunuz. Filmdeki aşk da, olay örgüsü de sizi içine çekemiyor. Sezen Aksu şarkılarının tam aksine.
Kelimelerin varlığı da, yokluğu da yetmiyor
"O Kadın"ın hikâyesinin, bir de anlatıcısı var. Diyalogsuz olarak lanse edilen filmde, esas aşk, kelimelere gerek duymadan, hareket, yüz ifadesi ve müzik ile aktarılırken; filmdeki uzun ve büyük cümleleri, Erol Günaydın'ın canlandırdığı yazar kuruyor. Aslında, film söylemek istediklerini hissettirebilmeyi başarsa, bu sözlerin hiç birine gerek yok. Üstelik, Nefise Karatay'ın canlandırdığı karakterin -ve performansının- etkisiyle, araya giren yorumlar, insanı hikâyeye oldukça yabancılaştırıyor. Hikâyeye katkıda bulunmaktan çok, Sezen Aksu parçaları arasında soluklanmamızı hedefliyor gözüken bu sahneler olmasaydı, filmin kendini çok daha güzel ifade edeceğini düşünmemek elde değil. Kelimelerin varlığı da, yokluğu da yetmiyor.
Filmin, hikâyesindeki acıya ve Sezen Aksu şarkılarına rağmen, bir türlü hedeflediği duygusal etkiyi yakalayamamasının altındaki neden, seçmiş olduğu riskli kurgu yapısı. Kurgudaki kısıtlayıcılık bir yana, filmdeki diğer teknik seçimler de, ortalamanın çok üzerinde bir özgünlük sağlamalarına rağmen, bir aşk filmine adapte olmayı güçleştirir nitelikte. Tedirgin edici yakın planlar, renk kullanımı, flashback ve rüya sahnelerinin keskin tarzı, filmin henüz başından itibaren, tür kargaşası izlenimi veriyor. Filmi başka tonlara çekme etkisini göz ardı edersek, bu tercihlerin, reklam filmi estetiğinde, çarpıcı bir seyir keyfi sunduğu kesin.
"O Kadın", senaryosundaki mecburi aksamalara rağmen, kendini izletiyor. Müzikleri gibi, seneler, hatta nesiller sonrasına kalacak nitelikte bir film olup olmadığı tartışmaya açık. Ancak, seneler içinde daha da cesur, özgün filmler yapacağına şimdiden kesin gözüyle bakabileceğimiz bir yönetmenin ilk filmi.
Kimler İzlemeli: -Türk sinemasını desteklemeye önem verenler.
-Aşk hakkında büyük cümleler duymak isteyenler.
Kimler İzlememeli:
-Filmde Sezen Aksu'yu bulmayı umanlar.
-Hayatında bir 'o kadın' olanlar.

Vizyon tarihi:
14 Aralık 2007
Yönetmen:
Korhan Bozkurt
Senaryo :
Korhan Bozkurt
Görüntü yönetmeni:
Tolga Kutlar
Müzik:
Sezen Aksu
Yapımcı :
Ahmet Çelenk
Tür:
Dram, Romantik
Yapım:
Türkiye 2007 (Renkli)
Dil:
Türkçe
Dağıtıcı Firmalar:
Kenda
Internet adresi:
www.okadin.com/
Konusu:
Yeşim (Selin Demiratar), kariyer sahibi ve varlıklı bir moda tasarımcısıdır. İşadamı Bülent (Burak Hakkı) ile uzun zamandır süregelen beraberlikleri evlilikle sonuçlanmak üzere iken, Okan’la (Tardu Flordun) karşılaşır. Bir müzisyen olan Okan’ın sınır tanımaz özgürlük anlayışı Yeşim’i cezbeder. Nokta konamayan ilişkiler ağı, üç insanın hayatını bilinmeyen bir kadere sürükler.
Selin Demiratar, Tardu Flordun, Burak Hakkı, Burhan Öçal, Şebnem Dönmez, Nefise Karatay, Kamil Güler, Başak Sayan, Sinemis Candemir ve Erol Günaydın’ın rol aldığı filmde, Türkiye’de ilk defa uygulanan bir teknikle şarkı sözlerinden yola çıkılarak az dialogla kurgulanan bir anlatım ile duygular oyuncuların konuşmalarıyla değil; Sezen Aksu'nun şarkılarıyla anlatılıyor. Filmde eski ve yeni dönem 19 Sezen Aksu şarkısı ”rol alıyor”.
Aşk ve acı arasındaki ince çizgiyi çarpıcı görüntü ve diyaloglarla anlatan film, Sezen Aksu şarkıları ekseninde işleniyor
![CENTER]](http://[CENTER][url]http://www.sinema.com/images/original/35292.jpg[/url][/CENTER])
Şu küçük kız O kadar tatLı ki...:melek

YorumLar..
"O Kadın", vizyona girmesinden uzun zaman önce merak uyandırmaya başladı. Yapımın, Türk sinemasında bundan önce denenen her şeyden farklı bir duruşu olunca, heyecanlı bekleyişin yanı sıra, şaşkın ön eleştiriler de kaçınılmaz oldu. Bunların başında, filmin, sinemadan ziyade bir buçuk saat süren bir klip olacağı önyargısı geliyordu. Korhan Bozkurt, bir ilk film için oldukça iddialı olan seçimlerini tüm samimiyetiyle açıklayadursun, Sezen Aksu isminin gişe avantajıyla hareket etmekle dahi eleştirildi. Oysa asıl risk, onun şarkılarıyla büyümüş, aşık olmuş, acı çekmiş dev bir kitlenin, filmde yer alan on yedi parçayı evinde dinlerken hissettiklerini, sinema salonunda ıskalamaktı.
Öncelikle şunu söylemek lazım ki, film başladığında kafalardaki 'klip' kaygısı yatışıyor. "O Kadın", dramatik yapı niyetini ortaya koyan, sinematografik; üstelik merak da uyandırabilen hızlı bir açılış yapıyor. Aynı hız, film ilerledikçe, izleyicide karakterlere karşı empati güçlüğü yaratıyor. Hıza ayak uydurabilseniz dahi, ani bir fren ile, bir sonraki şarkı boyunca aynı histe uzun zaman duraksıyor ve niye orada bu kadar vakit harcadığınızı anlayamıyorsunuz. Kadının hissettikleri, altı fazlasıyla çizilerek, tekrarlardan kaçınmayarak yansıtılırken; bu hislerin nedenleri, o ana kadar yaşananlar yüzeysel geçiliyor. Filmin 'özel'liğindeki ince dezavantaj kendini belli ediyor: Hikâye akıyor, 'o kadın'a bir şeyler oluyor ve siz uzak bir mesafeden etkilerini izliyorsunuz. Filmdeki aşk da, olay örgüsü de sizi içine çekemiyor. Sezen Aksu şarkılarının tam aksine.
Kelimelerin varlığı da, yokluğu da yetmiyor
"O Kadın"ın hikâyesinin, bir de anlatıcısı var. Diyalogsuz olarak lanse edilen filmde, esas aşk, kelimelere gerek duymadan, hareket, yüz ifadesi ve müzik ile aktarılırken; filmdeki uzun ve büyük cümleleri, Erol Günaydın'ın canlandırdığı yazar kuruyor. Aslında, film söylemek istediklerini hissettirebilmeyi başarsa, bu sözlerin hiç birine gerek yok. Üstelik, Nefise Karatay'ın canlandırdığı karakterin -ve performansının- etkisiyle, araya giren yorumlar, insanı hikâyeye oldukça yabancılaştırıyor. Hikâyeye katkıda bulunmaktan çok, Sezen Aksu parçaları arasında soluklanmamızı hedefliyor gözüken bu sahneler olmasaydı, filmin kendini çok daha güzel ifade edeceğini düşünmemek elde değil. Kelimelerin varlığı da, yokluğu da yetmiyor.
Filmin, hikâyesindeki acıya ve Sezen Aksu şarkılarına rağmen, bir türlü hedeflediği duygusal etkiyi yakalayamamasının altındaki neden, seçmiş olduğu riskli kurgu yapısı. Kurgudaki kısıtlayıcılık bir yana, filmdeki diğer teknik seçimler de, ortalamanın çok üzerinde bir özgünlük sağlamalarına rağmen, bir aşk filmine adapte olmayı güçleştirir nitelikte. Tedirgin edici yakın planlar, renk kullanımı, flashback ve rüya sahnelerinin keskin tarzı, filmin henüz başından itibaren, tür kargaşası izlenimi veriyor. Filmi başka tonlara çekme etkisini göz ardı edersek, bu tercihlerin, reklam filmi estetiğinde, çarpıcı bir seyir keyfi sunduğu kesin.
"O Kadın", senaryosundaki mecburi aksamalara rağmen, kendini izletiyor. Müzikleri gibi, seneler, hatta nesiller sonrasına kalacak nitelikte bir film olup olmadığı tartışmaya açık. Ancak, seneler içinde daha da cesur, özgün filmler yapacağına şimdiden kesin gözüyle bakabileceğimiz bir yönetmenin ilk filmi.
Kod:
Şahsen ben yarın gidicem bu filme...:melek
Kimler İzlemeli: -Türk sinemasını desteklemeye önem verenler.
-Aşk hakkında büyük cümleler duymak isteyenler.
Kimler İzlememeli:
-Filmde Sezen Aksu'yu bulmayı umanlar.
-Hayatında bir 'o kadın' olanlar.
:aşk:aşk:aşk:melek:melek:aşk:aşk:aşk:melek:melek:melek:aşk:aşk:melek:melek:melek:aşk:aşk:melek:melek:aşk:aşk