O An...
Şu şen şakrak gönlüne, ne hüzünler çökecek,
gönül bağımdan esen hislerle dolduğun an,
tek başına kalışın alev gibi yakacak,
umarsız hasretimle baş başa kaldığın an.
* * *
hem vefasız sevdana hem bahtıma darıldım,
senin kör kurşununla yüreğimden vuruldum,
o gizemli dünyandan yaban ele sürüldüm,
zorba aşkınla beni uzağa saldığın an.
* * *
bundan geri bin gönül bir aşka yetmeyecek,
git desen de bu sevda başından gitmeyecek,
birikmiş sevapların beş para etmeyecek,
bin kere tövbe edip saçını yolduğun an.
* * *
en tizinden perdeler inip de durulacak,
notalar diz çökecek, makamlar yorulacak,
ayrılığım kalbine mıh gibi vurulacak,
eskimiş pikaplarda bestemi çaldığın an.
* * *
her ayrı kalışımda yastığın boş kalacak,
Şafaksız gecelerde uykun zehir olacak,
adımın kovulduğu her an kâbus olacak,
ben olmadan bir gece rüyaya daldığın an
* * *
bahar güneşleriyle şenlenirken her bir yan,
gama batar sevincin, en şen gününde, inan!
ayaza kalmış çiğdem gibi aklına ziyan,
güneşin kararacak gül gibi solduğun an.
Naim Özdamar
