aRıZaLı
New member
- Katılım
- 12 Eyl 2005
- Mesajlar
- 2,364
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Ashâbı kirâmdan Hanzala hazretlerinin henüz yeni evlendiği günün gecesiydi. Sevgili Peygamberimiz, ashâbını toplayarak İslâma saldırmak ve yok etmek için bütün savaş hazırlıklarını tamamlayan Mekkeli müşriklere karşı harp yapılması kararını vermişlerdi. Harbe katılacak sahâbiler tek tek evinden çağırıldı. Harp haberini duyuran haberci, Hanzalanın evine uğradı. Bu karar ve Resûlullah Efendimizin emri ona da ulaştı. Emri duyan Hanzala, boy abdesti alma fırsatını bulamadan Uhuda gitmek üzere hemen sahâbenin arkasından koşmaya başladı ve ashâbının arasına katıldı. Harp sona erince Müslümanlar Medineye dönmeye başladılar.
Harbe iştirak edenlerin yakınları acaba bizden geriye dönen olacak mı heyecanı içerisinde yollara sıralanmışlardı. Bunların arasında henüz bir günlük evli olup, gece yarısı Sevgili Peygamberimizin emrine uyarak harbe giden ve şehitlik şerbeti içen hazreti Hanzalanın dul hanımı da vardı. Herkes büyük bir heyecanla harpten dönenlere yakınlarını soruyor, fakat hiç kimse kimseye cevap vermiyordu. Ancak sorulan soruları Sevgili Peygamberimiz cevaplıyordu. En son olarak soru sorma sırası, şehit olan Hanzalanın hanımına gelmişti. Resûlullah Efendimize yaklaşarak:
Ey! Allahın Resûlü! Hanzala nerede, dedi.
Sevgili Peygamberimiz:
Hanzala şehit oldu, buyurdu.
Bunun üzerine Hanzalanın hanımı:
Yâ Resûlullah, şu anda söyleceğim bir aile sırrıdır. Sizler de biliyorsunuz ki, kocamla daha henüz ilk evlendiğimiz geceydi. Kocam Hanzala, sizin mübârek emrinize uyarak boy abdestini alamadan harbe katıldı. Bildiğiniz gibi şehit oldu. Bu sebeple, emir veriniz de kocamı bulsunlar ve yıkasınlar, dedi. Bunun üzerine Sevgili Peygamberimiz yarı hüzünlü bir şekilde Sen Hanzala için hiç merak etme! Ben Hanzalayı rahmet suları ile melekler tarafından yıkanırken gördüm buyurdu. Bunun üzerine bütün sahâbiler Uhud yolunu tuttu ve herkes Hanzalayı aramaya başladı. Daha sonra sahâbiler Hanzalanın henüz vücûdu kurumamış ve ıslak bir şekilde buldular. Sevgili Peygamberimizin müjdesini bizzat gözleriyle gördüler. Bunun için Ona Gasilül melâike yani (Meleklerin gusül ettirdiği Hanzala denir. Bu evlilikten ashâbın büyüklerinden hazreti Abdullah dünyaya geldi.
Harbe iştirak edenlerin yakınları acaba bizden geriye dönen olacak mı heyecanı içerisinde yollara sıralanmışlardı. Bunların arasında henüz bir günlük evli olup, gece yarısı Sevgili Peygamberimizin emrine uyarak harbe giden ve şehitlik şerbeti içen hazreti Hanzalanın dul hanımı da vardı. Herkes büyük bir heyecanla harpten dönenlere yakınlarını soruyor, fakat hiç kimse kimseye cevap vermiyordu. Ancak sorulan soruları Sevgili Peygamberimiz cevaplıyordu. En son olarak soru sorma sırası, şehit olan Hanzalanın hanımına gelmişti. Resûlullah Efendimize yaklaşarak:
Ey! Allahın Resûlü! Hanzala nerede, dedi.
Sevgili Peygamberimiz:
Hanzala şehit oldu, buyurdu.
Bunun üzerine Hanzalanın hanımı:
Yâ Resûlullah, şu anda söyleceğim bir aile sırrıdır. Sizler de biliyorsunuz ki, kocamla daha henüz ilk evlendiğimiz geceydi. Kocam Hanzala, sizin mübârek emrinize uyarak boy abdestini alamadan harbe katıldı. Bildiğiniz gibi şehit oldu. Bu sebeple, emir veriniz de kocamı bulsunlar ve yıkasınlar, dedi. Bunun üzerine Sevgili Peygamberimiz yarı hüzünlü bir şekilde Sen Hanzala için hiç merak etme! Ben Hanzalayı rahmet suları ile melekler tarafından yıkanırken gördüm buyurdu. Bunun üzerine bütün sahâbiler Uhud yolunu tuttu ve herkes Hanzalayı aramaya başladı. Daha sonra sahâbiler Hanzalanın henüz vücûdu kurumamış ve ıslak bir şekilde buldular. Sevgili Peygamberimizin müjdesini bizzat gözleriyle gördüler. Bunun için Ona Gasilül melâike yani (Meleklerin gusül ettirdiği Hanzala denir. Bu evlilikten ashâbın büyüklerinden hazreti Abdullah dünyaya geldi.