Nublu diye bir müzik tarzı yarattı

1001Design

330i ///M3 Design
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
25,561
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Shut up and train!
05.gif

Küresel müzik kâşifi olarak anılan İlhan Erşahin, New York'taki kulübü Nublu'dan bugüne kadar 16 grubun doğduğunu söylüyor.

Grubu Wax Poetic'le 'İstanbul' albümünü çıkaran İlhan Erşahin, yaptıkları müziği, New York'ta sahibi olduğu kulübün ismiyle, Nublu diye tanımlıyor. Erşahin, 'İstanbul' albümünde sokakların sesine kulak veriyor

ANKARA - Küresel bir müzik kâşifi İlhan Erşahin... Sahibi olduğu Nublu, bugün New York'un gözde müzik kulüplerinden biri ve deyim yerindeyse bir müzik fabrikası gibi çalışıyor, günün 24 saati müzik üreten bir fabrika. Nublu'nun kafe ve arkadaşlarıyla rahat bir şekilde çalabilecekleri bağımsız bir yer olarak kurulduğunu, kısa sürede New York'un en iyi kulüpleri arasına girdiğini belirten Erşahin, Nublu müzik fabrikasının işleyişini şöyle anlatıyor: "Her gün canlı müzik var, genç gruplar ön grup olarak yer alıyor. İlk grup bitiyor, DJ başlıyor, sonra öbür grup başlıyor. Ara olmuyor, her gün çalışıyoruz, 24 saat açık, hiç kapatmıyoruz. Belli grupların belli günleri var, o grupların turneleri olduğu zaman başka grupları onların yerine koyuyoruz ve çok güzel bir ortam var. İyi müzisyenleri toplamaya çalışıyorum."
Çaldıkları müziği de Nublu olarak tanımlayan Erşahin, "Tarzımız elektronik, caz, dans ritimlerini içinde barındıran Nublu tarzı oldu, sanki yeni bir tarz yarattık. Beş senede Nublu'nun içinden 16 grup çıktı. Bunlar Nublu'da doğdu ve meşhur olmaya başladı, ondan sonra plak şirketi kurduk. İlk sene sekiz CD çıkardık ve hâlâ albüm çalışmalarına devam ediyoruz. Müzik ve müzisyenlerin samimiyetle buluştukları kulüp bugüne kadar Wax Poetic, Brazilian Girls, Forro in the Dark, Kudu, Nublu Orchestra, Love Trio, i led 3 lives gibi projelerin oluştuğu yer oldu" diye konuşuyor.
Nublu'da filizlenen gruplardan Wax Poetic, şimdi yeni bir albümle,
'İstanbul'la karşımızda. EMI etiketiyle çıkan 'İstanbul' bir üçlemenin ilk halkası. 'Copenhagen' ve 'Brazil' ile tamamlanacak üçlemede İlhan Erşahin yine yeni müzikal rotalara sapıyor ve yeni renklerin peşine düşüyor. Bu ilk albümde Erşahin, baba yurduna bakıp, kendi modern Türkiye manzarasını çiziyor ve bir yandan sokaktaki sanata uzanıyor. Nil Karaibrahimgil, Gökhan Özoğuz (Athena), Murat Toktaş (Siya Siyabend), Alp Ersönmez (Quartet Muartet, Kangroove), Demet Evgar (oyuncu), İzzet Kızıl, Turgut Alp Bekoğlu gibi isimleri etrafına alan Erşahin, onlarla birlikte modern elektronik müziğin gelenekselle buluştuğu, triphop'un İstanbul sokaklarında salındığı yepyeni bir sound oluşturmaya çalışıyor. Albümde 'Cihangir', 'Hoppala', 'İstanbul Lighthouse', 'Keyif-The Relaxed Minute', 'Striptease In İstanbul', 'İstanbul Can Be Dub', 'Var da' gibi 13 parça yer alıyor.

Müzik dünyayı değiştirir
Taklitten uzak ve bağımsız müzik yaptıklarını anlatan Erşahin, "Müziği sanat olarak görüyoruz, sadece ticari değil ve geçtiğimiz müzikler cazdan rock'tan hepsi kaliteli müzik olduğu için her yerden saygı görüyor tabii ki. Yıl 2007 ve dünyanın değişmesi lazım bu da bence müzikten başlıyor, sanattan başlıyor ama en çok müzikten. Müzik çok doğal ve direkt insana ulaşıyor" diyor.
Sahnede liderlik değil takımın ön planda olduğunu söyleyen Erşahin'e göre sevilme nedeni şu: "Biz takım gibi yüzde olarak aynı olmalıyız. Birisi cazda solo yaptığı zaman yüzde 60 solist yüzde 40 diğer grup ama bizim müzikte herkesin aynı yüzde olması gerek. Ben solo yaptığım zaman bas gitarın arka planda olmasını istemiyorum. İnsanlar bunu görüyor, hissediyor ve sahnede biraz farklı bir duruş, bir lider bir stil değil, samimi bir durum görüyorlar..."

Anadolu duygusu
Erşahin, Anadolu müziğinin duygu olarak çalışmalarına katıldığını söylüyor. Türk müziğinin makamlarını bilmediğini anlatan Erşahin şöyle devam ediyor: "Kulak olarak bir şey duyuyorum.
O 60'lardan Barış Manço'lardan folklorik bir şey olabilir ama teknik olarak bilmiyorum. Türklerle birlikte çalışıyorum oradan doğal bir şekilde giriyor benim müziğime bir şeyler öğreniyorum arptan bastan, bir şeyler paylaşıyorum. Türkiye'de bu konuda çok şanslıyım, Hüsnü Şenlendirici, Mercan Dede, Babazula'yla hep iyi bir şeyler yapmaya çalışıyoruz."
İstanbul/Wax Poetic/EMI


radikal.com.tr
 
Geri
Üst