Fotoğraf : Müge Zengil,
Canon EOS 400D Finland/2009
bostan dolabının yanındaki, suları bana kahverengi gözüken, o küçük ve eskimiş havuzdaki solgun ve kederli nilüferlere gidip bakardım çocukken, babam, onların kökleri olmadığını anlatmıştı bana.
Neden bu çiçekleri hep bir şeylere benzetmek için kullandıklarını ancak büyüyünce anladım. Yalnızca bu çiçekler, hep bir yerlere gidecekmiş gibi azade ve özgür oluyorlar ama küçük bir havuzun içinde bir yere gitmeden
yasıyorlardı. Hayat da böyle bir şeydi benim için; hep birlerlere gidecek gibi duran, yalnız ve bir yere gitmeyen bir çiçek. Bütün bir hayatin özeti buydu. Bende bir yere bağlanmadım ve bir yere gitmedim, öyle solgun nilüfer
gibi bir havuzun içinde yalnız basına durdum, köklerimi salamadım, ne, olduğum yere sağlamca yerleştim, ne, başka diyarlara kaçabildim.
Bana bakanlar, beni seyredenler, beni sevenler oldu ama kimse yakasına takmadı beni, kimse odasına koymadı, kimse beni sulayıp büyütmek için uğraşmadı.
Onlara ihtiyacım olmadığını, havuzumda tek basıma yüzebileceğimi düşündüler.
Ben de bu yüzden; kederi, yalnızlığı, kirlenmeyi öğrendim ve
hayata benzedim. Ne garip başka bir şeyde olmak istemedim, beni beğenmeleri yetti bana...
Köksüz bir hayat, çaresiz yalnızlık, tuhaf keder
Ahmet Altan
Canon EOS 400D Finland/2009
bostan dolabının yanındaki, suları bana kahverengi gözüken, o küçük ve eskimiş havuzdaki solgun ve kederli nilüferlere gidip bakardım çocukken, babam, onların kökleri olmadığını anlatmıştı bana.
Neden bu çiçekleri hep bir şeylere benzetmek için kullandıklarını ancak büyüyünce anladım. Yalnızca bu çiçekler, hep bir yerlere gidecekmiş gibi azade ve özgür oluyorlar ama küçük bir havuzun içinde bir yere gitmeden
yasıyorlardı. Hayat da böyle bir şeydi benim için; hep birlerlere gidecek gibi duran, yalnız ve bir yere gitmeyen bir çiçek. Bütün bir hayatin özeti buydu. Bende bir yere bağlanmadım ve bir yere gitmedim, öyle solgun nilüfer
gibi bir havuzun içinde yalnız basına durdum, köklerimi salamadım, ne, olduğum yere sağlamca yerleştim, ne, başka diyarlara kaçabildim.
Bana bakanlar, beni seyredenler, beni sevenler oldu ama kimse yakasına takmadı beni, kimse odasına koymadı, kimse beni sulayıp büyütmek için uğraşmadı.
Onlara ihtiyacım olmadığını, havuzumda tek basıma yüzebileceğimi düşündüler.
Ben de bu yüzden; kederi, yalnızlığı, kirlenmeyi öğrendim ve
hayata benzedim. Ne garip başka bir şeyde olmak istemedim, beni beğenmeleri yetti bana...
Köksüz bir hayat, çaresiz yalnızlık, tuhaf keder
Ahmet Altan