ѕσηυη¢υ
кιℓℓ ƒσя &#
- Katılım
- 17 Eyl 2006
- Mesajlar
- 3,505
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Antalya 7 Mehmet Restoran'da yemek sofrasına oturdum. Bir telefon... Arayan öz kaynağın patronu Davut Şahin hoca. Bana ısrarla "Maça gel. Sana harika bir yetenek seyrettireceğim" dedi. Israrlar üzerine oradaki iki efsane Beşiktaşlı Sanlı ile Vedat'a "Ben gidiyorum. 10 dakika sonra gelirim" dedim.
Maça gittim, tel örgülerden ilk 45 dakikayı seyrettim. Sonra sinirli bir tavır takınarak, Davut hocanın yanına gittim ve "Bu mu bana seyrettireceğiniz yıldız?" dedim. Davut hoca şaşkın. Yardımcısı Ömer Gülen ise öfkeli.
İkinci yarı başladı. Davut hoca bana, "Niye gitmiyorsun? Yemeğin de soğumuştur" dedi. Bu kez ben gülmeye başladım; "Dünyanın en büyük starının doğuşunu seyrediyorum" karşılığını verdim.
Yemeğe döndüm, güzel adam (Vedat Okyar) "Seyrettiğin nasıl bir çocuk? Bana birisini tarif ederek söyle" dedi. "Daha 14-15 yaşındayken, 'Hadi seni Küçük Can Bartu'yu seyretmeye (O genç Sergen Yalçın'dı) götürüyorum' diye kandırdığım Vedat Okyar'a; Cemil Turan gibi. Bir fazlası var kafayla da gol atıyor frikikten de" dedim.
O çocuk büyüdü Nihat Kahveci oldu. Beşiktaş da üç kuruş para uğruna Kahveci'yi sattı. O zaman da bu satırların yazarı; 'Nihat Kahveci'yi satan şampiyonluğu satar' diye yazdı, durdu.
BİR VEFA ÖRNEĞİ
Yazmamak için çok direndim. Ama Kahveci'nin insan yüzü tanınsın diye yazıyorum. Kahveci kendisini ilk keşfeden antrenörünün evine ziyaretine gider. Elini öper, hatırını sorar. Bir şeye ihtiyacın varsa söyle der. Hocası sadece seninle gurur duyuyorum der. Kahveci çıkarken bir mektup bırakır. Ağlatan mektupta şunlar yazılıdır; "Hocam kirada oturduğunu öğrendim. Bana yaptıklarının karşılığı asla bu değil. Lütfen kabul et..." Mektubun içinden hocasının adına alınmış bir evin tapusu vardı
Kazım Kanat
Maça gittim, tel örgülerden ilk 45 dakikayı seyrettim. Sonra sinirli bir tavır takınarak, Davut hocanın yanına gittim ve "Bu mu bana seyrettireceğiniz yıldız?" dedim. Davut hoca şaşkın. Yardımcısı Ömer Gülen ise öfkeli.
İkinci yarı başladı. Davut hoca bana, "Niye gitmiyorsun? Yemeğin de soğumuştur" dedi. Bu kez ben gülmeye başladım; "Dünyanın en büyük starının doğuşunu seyrediyorum" karşılığını verdim.
Yemeğe döndüm, güzel adam (Vedat Okyar) "Seyrettiğin nasıl bir çocuk? Bana birisini tarif ederek söyle" dedi. "Daha 14-15 yaşındayken, 'Hadi seni Küçük Can Bartu'yu seyretmeye (O genç Sergen Yalçın'dı) götürüyorum' diye kandırdığım Vedat Okyar'a; Cemil Turan gibi. Bir fazlası var kafayla da gol atıyor frikikten de" dedim.
O çocuk büyüdü Nihat Kahveci oldu. Beşiktaş da üç kuruş para uğruna Kahveci'yi sattı. O zaman da bu satırların yazarı; 'Nihat Kahveci'yi satan şampiyonluğu satar' diye yazdı, durdu.
BİR VEFA ÖRNEĞİ
Yazmamak için çok direndim. Ama Kahveci'nin insan yüzü tanınsın diye yazıyorum. Kahveci kendisini ilk keşfeden antrenörünün evine ziyaretine gider. Elini öper, hatırını sorar. Bir şeye ihtiyacın varsa söyle der. Hocası sadece seninle gurur duyuyorum der. Kahveci çıkarken bir mektup bırakır. Ağlatan mektupta şunlar yazılıdır; "Hocam kirada oturduğunu öğrendim. Bana yaptıklarının karşılığı asla bu değil. Lütfen kabul et..." Mektubun içinden hocasının adına alınmış bir evin tapusu vardı
Kazım Kanat