Nihat Genç: Allah Türkiye'ye göklere uçma şansı verdi

MilliEğiti

New member
Katılım
6 Nis 2010
Mesajlar
530
Reaction score
0
Puanları
0
kilicdaroglu2.jpg


Kardeşlerim, dövülerek hırpalanarak aşağılanarak dayak yiyerek büyümüş çocuklarız, bugün Türk Siyasi Hayatı’nda adını bildiğiniz lider kadrosunun hepsi ‘soğuk savaş’ yıllarının siyasetçileridir, mutluluğumuz şu ki Allah önümüze bir kapı açtı, artık kukla gaddar kahya cahil düzenbaz siyasilerden kurtulabiliriz müjdesi önümüze çıktı ve şimdi mutluluktan havalara uçuyoruz.

Zaman mutluluğumuzla alay edilecek zaman değil, bazı insanlar dünyaya zamansız gelmiştir ve başka dünyanın çocuklarıdır, zehir, yaşadığımız kirli geçmiş bilinen siyasetin beynimize güvensizlik aşılamasıyla vücudumuzu sardı bu yüzden hepimiz olumsuz bozuk konuşuyoruz.. Önümüzde bambaşka bir siyaset bizi bekliyor, buz denizlerini tanımadığımız için önce ürkeriz, ama saftır, sessizdir, sizi dinlendirir. Yeter be, korkularımızı gizleyerek yaşayamayız. Siyasetin karanlık ağzı. değil özel hayatlarımızı, tüm ülkeyi teslim aldı.. Anlayın artık pervasız eleştirileriniz sizi ayakta tutmayacak, cahil bir küstahlıkla üç dört kelime etme uğruna yani tembelliğin sıkıştırdığı kişilik spazmlarıyla büyük siyasi kararlarla alay etme hakkını kimsede ve önce kendinizde görmeyin, tarihi günlerin arifesinde yaşıyoruz.

BEN DE ADAYIM

Şimdi anında kavrayan üstün zekamız varsa eğer hemen devreye girmeli ve Kemal Kılıçdaroğlu ismine cesaretle sahip çıkabilmeliyiz.

Kemal Kılıçdaroğlu basın toplantısında ‘adayım’ deyince, ömrüm boyu siyasete uzak ve dalgacı kalmış ben dahi içimden ‘ben de adayım’ dedim. Artık siyasi atmosferi kirleten, insanları yıldıran, ülkeye çaresizlik üreten tüm siyasetçilere, karşı bir siyaset için ‘adayım’.. Neye adayım; Demirellerden, Mesut Yılmazlardan, Tansu Çillerlerden, Tayyip Erdoğanlardan, Özallardan, hepsinden yılmış tırsmış ve çaresizlik öğrenmiş ben, artık bunlara karşı ‘siyasi olarak kendimi yükümlü hissediyorum’ ve Kılıçdaroğlu’nun adaylık açıklamasıyla kendime yepyeni bir kapı açıyorum.

Hepimiz taşıdığımız tek tek bireysel enerjilerimize güvenmek zorundayız, Kılıçdaroğlu’nun ‘cesareti’ Türkiye’nin CHP’nin önünü açmıştır, hepimizin tüm siyasi hayatımızı temize çekme günü bugündür.. Bozgun üstüne bozguna uğradığımız geçmişe lanet olsun.. Heyecanlı ve ağlamaklı bir ses tonu gırtlağımda düğümleniyor. Kılıçdaroğlu’nu yüz yüze görmüş ve bir kez olsun telefonda dahi konuşmuş değilim. Anlayış sanatınızın bir sırrı varsa burada şimdi devreye girmeli. Öyle bir gün yaşadık ki, aklı mantığı aşan insan Önder Sav ise, bizler ne güne duruyoruz.

Yeniden iç dünyanıza bir daha bakın, defalarca yenilip hüsrana uğradığımız yüzlerce feci uğursuz insanı dünyaya küstüren hikayeleri bir daha hatırlayın, kardeşlerim, siyaset, bildiği yatağından çıkıyor, başka bir denize doğru bendler yıkıp güzergah değiştiriyor.

İçinizden söyle düşünün, beklenmedik şeyler ruhumuzda bilinmedik tatlılıkta rüzgarlar uçurur, belki de ‘gerçek dünya’ kendini bu ‘belirsiz tesadüf’ günlerinde ortaya çıkarır. Sizleri bilmem ama bugün hayatımda ilk defa bugüne kadar görmediğim bir av’ın peşine düştüm, korkularıma karşı artık hergün ayaklanmak zorunda olmadığım güvenli arkadaş gibi bir şeyler hissettim. Kılıçdaroğlu neyine güveniyordu ‘adayım’ dedi, deyince karanlık kuşkulu bakmayı öğrenmiş gözlerim ‘elmas pırıltısıyla’ ışıldadı ve bugün artık ‘gereksiz’ ‘lüzumsuz’ kelimelerle bu tarihi yürüyüşü gölgeleme günü değildir, dedim..

BU ADAM BENİM TEYZEME HALAMA ABİME BENZİYOR

ODA TV’yi aradım, Barış’la konuştum, tepeden tırnağa gazeteci tavrı gösteriyor, her şeyi dikkate alıyorlar, ben gazeteci değilim, ben ‘yazarım’, bugün gazetecilik temkinliliği günü değil. ‘Temkinli’ olmak meslek gereği ama bugünler de ‘temkinli’ olmak, ‘doktriner’ bir gazetecilik hastalığı gibi göründü gözüme..

Sahte sözde bir aydınlıkta yaşamak istemiyorum, ‘işin içinden bir şekilde’ çekilmek isteyen cümleler kurmak asla istemiyorum, ‘tehlike’ büyüdükçe kendimi haklı kılan küfürler savurmak hiç istemiyorum, kişisel ve metafizik sorunlarımı işin içine sokmak hiç istemiyorum, kendimi tanımaya çalıştığım ergenlik yıllarımdan beri bana hayatımın en zor en kazık sorularını sorup beni depresyonlara sürükleyen vicdanımı bu günlerde ‘cilalamak’ hiç istemiyorum. Karanlık işgal gaddarlıkla dolu bir dünya içinde o kadar yoruldum ki… Kurduğum her cümle içinde en azından birkaç tane ‘korkunç’ ‘dehşet’ ‘olamaz’ vardı, yazarlığımı artık bu kelimelerden kurtulmak için sürdürüyorum. Kendi vicdanımdaki depremlerle Türkiye Siyaseti’ni yorumlamak hiç istemiyorum.. Bu adam benim teyzeme halama abime benziyor, bu kadar.. Bir ‘aile güvenliği’ hissediyorum, bu kadar.

Bir çıkış yolu var mı sorularıyla uğraşmaktan yoruldum.. Yaşadığımız karanlıktan çıkmak için dünyanın en kompleks filozoflarından örnekler vermekten yoruldum. Ülkeme yıldızlar kadar uzak konuşmaktan yoruldum. Çok sıradan en basit yasalarını bile ülkeme insanlığa muhaliflere inandırmak için bin türlü dramatik kurgusal hikayeler yazmaktan yoruldum. Yazar sanatçı olup burnunu kaldırıp en basit ahlaki yasaları bile halkıma anlatmaktan yoruldum.. Avuntulara sihirli otlara gönderme yapmaktan yoruldum. Büsbütün kişiliklerini liderlere bağlamış saflığıyla gaddarlığın önünü açanları ikna etmekten yoruldum. Ne kavgacı bir insan olmak istiyorum ne ruh huzuruna kavuşmak istiyorum, istediğim, en yakınımda gördüğüm tertemiz bir çağrının elinden samimiyetle tutmaktır.

SAVAŞMAK DEĞİL BİRAZ DA DANS ETMEK İSTİYORUM

Bu sözleri feryatla dile getirdikten bir gün sonra da ne Kılıçdaroğlu’nu affederim, ne de zamanında bunları söyledin arkasında dur diye kendimi suçlarım, istediğim gördüğüm biraz da ‘sezgilerimi’ ciddiye almaktır, heyecanlı bir vicdanım olduğumu dünya alem biliyor, ama şimdi, yine inatla çocuksu saflığımdan vazgeçmek istemiyorum, yine ‘hayallerime’ şans vermek istiyorum. İnsan hayallerine çok güvenirse tehlikelere çok açık hale gelir, gelsin, bu sefil kepaze siyasetten kurtulmanın en küçük umuduna bütün bedenimle, katledilmiş bir ormanda ayakta kalmış tek bir ağaca sarılır gibi kucaklayarak kurtulmak istiyorum.. Savaşmak değil biraz da dans etmek istiyorum. Yanılırsam da yanılırım ne olur, hiç değilse ben kesin gerçeği biliyorum diyen üfürükçü Amerikancı faşist liberal oyunlara karşı yanılmış olmam. Elli yılın sağ siyasetleri sonucu gücüne kuvvetine asla inanamayan bir halk, belki olur ya, gücüne coşkusuna türküsüne toprağına birazcık olsun inanır olur, kim bilir?

Kim bilir, sırtımızın dostu olmuş sağcı kamçıları ellerinden alırız: kim bilir, siyaset gücümüzü aşan bir şey olmaktan çıkar; kim bilir, serçeler fillerin ayıların gergedanların başları üstüne çıkar ve en ağır en zalim şeylerin kafalarını beyinlerini gagalamaya başlar: kim bilir, bu ülkeyi terk ediyorum artık diyenler, ciddi radikal kararlar alırlar: kim bilir, belki de göz kamaştırıcı tertemiz bir halk adamı tanırız: kim bilir, uçurum korku hesabı yapan milyonlar, insanlık adına yeni hülyalar ütopyalar gelecek kazılarını umutla konuşmaya başlar, kim bilir?

KILIÇDAROĞLU “ADAYIM” DEYİNCE

Adını bildiğiniz siyasi liderlerin hepsinin ‘kötülükleri’ meziyet yetenek üstünlük diye bize takdim edildi, Kılıçdaroğlu için Alevi Kürt deniyor, işte en güzeli, Anadolu topraklarının Alevi Kürt tanımından değil kompleks duymak, sevinç duyduğunu hem bize hem dünyaya göstermek için, bu güzelliği ülkemin ve hepimizin yaşaması için.

Bugün hayatımın en nadir günlerinden birini yaşadım, alaycı değil duygusaldım, Kılıçdaroğlu aday’ım deyince, hayatımda ilk defa sanki istediğim her kadını baştan çıkarabilecek bir erkeklik cazibem olduğuna inandım..

Bugün Kılıçdaroğlu, her şeye rağmen ‘adayım’ deyince, her Mart sonu Nisan başı gezmeye doyamadığım Eskişehir Niğde Konya ovası benim sandım, ilk defa..

Bugün Kılıçdaroğlu adayım deyince, sizlerin bilmem ülkemin bilmem, ama benim kişisel hikayeme çok büyük aşkla girdi..

Kusursuz hatasız günahsız bir insan değilim ama sanki ‘kalbimin kusurlarını’ affeden bir cümle duydum: ‘adayım’..

Biz de adayız Kemal Kılıçdaroğlu.. Bağımsız bir Türkiye için.. Bölgelerarası eşitsizliği gidermeye çalışan bir Türkiye için. Fırsat eşitlikleri her insanına açmış bir Türkiye için. Kardeşliğimizi pekiştirmek için. Adalet için..

Adayım, dedin, ruhumuza bir mücadele verdin..
Sindirilmiş korkutulmuş ruhlarımız artık diklenen meydan okuyan cengarverleşen kelimeler de tanısın…
İçimize derinliklerimize yoksa biz mi deliyiz diyen iç bakışlardan kurtulmak için..
Kemal Kılıçdaroğlu, bugün ‘adayım’ dedin, halkımızın kalbini delip geçtin..
Faşist liberallerin, Amerikancıların, yandaşların silip kirletip bozduğu, kirlettiği soldurduğu ne varsa, sanki o ‘adayım’ dediğin an, içim nihayet bir an o an hiç kararmadı..


Nihat Genç
Nihat Genç: Allah Türkiye'ye göklere uçma şansı verdi
 
İşte bu adam bizim amcamıza haLamıza abimize benzedıgı ıcın yanı bızden bırı oLdugu ıcın bu kadar kısa zamanda benimsendı..BazıLarı gibi yoLsuzLugu bıtırecegım yoksuLLuk zaten yerın 7 kat dıbıne gırecek dıyıpte kendı cebını doLduranLara benzemıyor..OğLunu yumurtacı gösterıpte gemıcıkLer aLan bı tıp zaten degıL..

Bu yuzden sonuna kadar destekLiyoruz gandiyi.. BiLiyoruz çünkü oda bızden biri.. ;)
 
Ah Nihatcım, bunları onlara anlatamazsın, onlar başka bir dünyanın hayal aleminde tur bindiriyorlar. Bozuk saat bile iki kez doğruyu gösterirmiş. Bunlar akrep ve yelkovanı olmayan saat gibidirler. Bu zihniyet kum saatine benzer. Gerçeği görmeleri için arada sırada tersini çevirmen gerekir. Allah ıslah etsin bu zihniyeti. Rabbime güveniyorum. Kitabımda yazılana inanıyorum.
 
hepsini okumadim ama son derece gururlandim be:biggrin:
 
hepsini okumadim ama son derece gururlandim be:biggrin:

tamamını okuyarak gururunu daha fazla arttırabilirsin
kirli geçmişli kişileri haşa peygamber ilan eden terbiyesizlere tokattır kılıçdaroğlu

hem temiz, hem dürüst bir insanoğlu
 
Forumda etnik kimliklere ve dini inançlara karşı daha hoşgörülü olunur sanıyordum ama demek ki aramızda adamakıllı kelleciler de varmış.yazık.Türkiye'mi bekleyen yarın etnik ve dini temizlik demek ki...
 
ben hiç bir siyasetçiyi ne kendime ne halama ne abime benzetirim çünkü hepsi (şimdikiler de gelecekler de ) başka yerlerden yönlendirilip temiz kalamayacak.
ayrıca etnik ve dini olarak düşünceler doğru veya yalnış da olsa daha bir üstü kapalı ve rencide edilmeden belirtilmeli.
 
Bazısı dürüst birini iş başında görmenin kıvancıyla sevincinden uçar, bazısı hırsıza, arsıza yandaş olmanın utançından ne yapsan yerin dibine girmez, aynaya bakar bakar bakar, gördüğünü başkası sanır. Bazısı sokak yazılarını gerçek sanır. Bazısı her gördüğü uzun saçlıya anne, her sakallıya baba demeye kalkar. Bazısı da yazdığımı anlamaz, çok güldüm der. Ceza-i ehliyeti yok ki ceza verebilesin.
 
Bazısı dürüst birini iş başında görmenin kıvancıyla sevincinden uçar, bazısı hırsıza, arsıza yandaş olmanın utançından ne yapsan yerin dibine girmez. Bazısı her gördüğü uzun saçlıya anne, her sakallıya baba demeye kalkar. Ceza-i ehliyeti yok ki ceza verebilesin.

:laugh: yorumuna çok güldüm, cuk oturmuş kardeş :)))

ama hakkaten çok güldüm ya, arkadaşlar siz söyleyin, Allah aşkına komik yazmamışmı?
HUKUKEN cezası olsa iki kere öderdim ki, aklıma geldiğinde birdaha gülebileyim..

ya gerçekten anlayamıyorum;

18 mayıs 2008
CHP Denizli İl Başkanı`nın Paygambere yaptığı saygısızlıktan sonra CHP Genel Sekreteri Önder Sav da Hz. Muhammed`e ve hac ibadetine çok alaycı bir yaklaşımda bulundu.

21 Aralık 2008
CHP'nin Türban Açılımı

1 sene geçmeden bizim balık beyinli halk bu zokayı yuttu...

29 Mayıs 2010
CHP'nin Genel Sekreteri yeniden ÖNDER SAV... Gürsel Tekin, MYK'da yok: 'GENEL BAŞKAN BÖYLE TAKDİR BUYURDU'

genel başkan kim?
Kemal Kılıçdaroğlu (d. 17 Aralık 1948, Nazımiye, Tunceli[1]), Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkanı olan Zaza, Kürt[2] asıllı Türk siyasetçi ve bürokrattır.
Kemal Kılıçdaroğlu - Vikipedi


sol görüşlü bir siteden bir kesit;

“CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun 8 Eylül’de Almanya’da PKK’lılar’la aynı araçta yakalandığı iddiasıyla gündeme gelen avukat Talip Doğan Karlıbel, belgesini de sundu. Belgeye göre Kılıçdaroğlu ve CHP, MKYK üyesi Ali Kılıç, Deniz Feneri e.V davasını takip etmek üzere bulundukları ülkede içinde PKK’lıların da bulunduğu HH DP 934 plakalı araçla saunadan çıktı. Ancak polis arka lambası yanmayan aracı durdurup tutanak tuttu. Araçta Nevzat Rıdvan ve Mustafa Güler adlı PKK’lılar bulunuyorlardı.” (28 Kasım 2008, Star)

ufak bir kesit daha;

Kılıçdaroğlu’nun “İnançlı biri misinizdir mesela camiye gider misiniz?” sorusuna yanıtı aynen şöyle: “İnançlı biriyimdir. Liseden beri her akşam yatmadan önce mutlaka duamı ederim. Ama bunu teşhir etmem. Elbette camiye giderim. Bunu yanlış adama soruyorsunuz. Ben Umre’ye gitmiş biriyim. 1988’de eski Sanayi Bakanı AKP’li Ali Coşkun’la birlikte.. Ali Çoşkun o zamanlar TOBB Başkanıydı, ben de Maliye’deydim. Bunu yazmayın ama...” (17 Mart 2008, Posta)

Adam bir röportajında Alevi olduğunu, hatta “dede” olduğunu söylüyor, diğerinde camiye ve umreye gittiğini!

kaynak zgr Billur - Byk Sermaye’nin Yeni Ecevit’i: Kılıdaroğlu

yolsuzlukları..
Kemal Kılıçdaroğlu`na kötü haber!

haberin tamamını okumanızı tavsiye ederim (gerçekten kapsamlı ve kabarık) ancak yinede üşenenler için haberden ufak bir kesit vermek istiyorum;

Kılıçdaroğlu, SSK`da göreve başladığında işveren prim borçları 8.76 trilyon TL iken görevden ayrıldığı 1999 yılında 25 kat artarak 220 trilyon TL`ye ulaştı.

bu adammı mı savunuyorlar?...
 
:laugh: yorumuna çok güldüm, cuk oturmuş kardeş :)))

ya gerçekten anlayamıyorum;

18 mayıs 2008
CHP Denizli İl Başkanı`nın Paygambere yaptığı saygısızlıktan sonra CHP Genel Sekreteri Önder Sav da Hz. Muhammed`e ve hac ibadetine çok alaycı bir yaklaşımda bulundu.

21 Aralık 2008
CHP'nin Türban Açılımı

1 sene geçmeden bizim balık beyinli halk bu zokayı yuttu...

29 Mayıs 2010
CHP'nin Genel Sekreteri yeniden ÖNDER SAV... Gürsel Tekin, MYK'da yok: 'GENEL BAŞKAN BÖYLE TAKDİR BUYURDU'

genel başkan kim?
Kemal Kılıçdaroğlu (d. 17 Aralık 1948, Nazımiye, Tunceli[1]), Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkanı olan Zaza, Kürt[2] asıllı Türk siyasetçi ve bürokrattır.
Kemal Kılıçdaroğlu - Vikipedi


sol görüşlü bir siteden bir kesit;

“CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun 8 Eylül’de Almanya’da PKK’lılar’la aynı araçta yakalandığı iddiasıyla gündeme gelen avukat Talip Doğan Karlıbel, belgesini de sundu. Belgeye göre Kılıçdaroğlu ve CHP, MKYK üyesi Ali Kılıç, Deniz Feneri e.V davasını takip etmek üzere bulundukları ülkede içinde PKK’lıların da bulunduğu HH DP 934 plakalı araçla saunadan çıktı. Ancak polis arka lambası yanmayan aracı durdurup tutanak tuttu. Araçta Nevzat Rıdvan ve Mustafa Güler adlı PKK’lılar bulunuyorlardı.” (28 Kasım 2008, Star)

ufak bir kesit daha;

Kılıçdaroğlu’nun “İnançlı biri misinizdir mesela camiye gider misiniz?” sorusuna yanıtı aynen şöyle: “İnançlı biriyimdir. Liseden beri her akşam yatmadan önce mutlaka duamı ederim. Ama bunu teşhir etmem. Elbette camiye giderim. Bunu yanlış adama soruyorsunuz. Ben Umre’ye gitmiş biriyim. 1988’de eski Sanayi Bakanı AKP’li Ali Coşkun’la birlikte.. Ali Çoşkun o zamanlar TOBB Başkanıydı, ben de Maliye’deydim. Bunu yazmayın ama...” (17 Mart 2008, Posta)

Adam bir röportajında Alevi olduğunu, hatta “dede” olduğunu söylüyor, diğerinde camiye ve umreye gittiğini!

kaynak zgr Billur - Byk Sermaye’nin Yeni Ecevit’i: Kılıdaroğlu

yolsuzlukları..
Kemal Kılıçdaroğlu`na kötü haber!

haberin tamamını okumanızı tavsiye ederim (gerçekten kapsamlı ve kabarık) ancak yinede üşenenler için haberden ufak bir kesit vermek istiyorum;

Kılıçdaroğlu, SSK`da göreve başladığında işveren prim borçları 8.76 trilyon TL iken görevden ayrıldığı 1999 yılında 25 kat artarak 220 trilyon TL`ye ulaştı.

bu adammı mı savunuyorlar?...

Bu adamın savunulacak neyi kalmışsa artık:,)Bence CHP içindeki en dürüst bildikleri adamı çıkarmışlardır sömürmek için..Ama onuda görüyoruz en dürüstü böyle ise arta kalanı artık nasıldır bide siz düşünün.
 
xake tehlikeli konuşuyosun kardeşim bilip bilmeden konuşma ne demek (Adam bir röportajında Alevi olduğunu, hatta “dede” olduğunu söylüyor, diğerinde camiye ve umreye gittiğini! ) alevi olan camiye gidemezmi veya gitmelimi başladınız gene ayrımcı konuşmalara adamın herşeyi bitti aleviliğinemi başladınız al bende aleviyim camimede giderim cem evimede bende dengesizmi oluyorum kardeş din sizin tekelinizdemi
 
Nihat GENÇ in bu kadar sığ olduğunu sanmazdım. Demek ki Turnusol zamanını bekliyormuş. Bu kadar Türkiye gerçeği ile içi içe olduğunu sandığım birinin sistemi bilmezmiş gibi sadece yeni bir heyecan görüntüsündeki birine bu kadar bel bağlaması enteresan.
Ne diyelim "gözü olana sabah ışımıştır" ancak o göz sahipleri bu ülkede çok az.Nihat Genç de gözlüğü takmış veya taktırtmışlar .
 
xake tehlikeli konuşuyosun kardeşim bilip bilmeden konuşma ne demek (Adam bir röportajında Alevi olduğunu, hatta “dede” olduğunu söylüyor, diğerinde camiye ve umreye gittiğini! ) alevi olan camiye gidemezmi veya gitmelimi başladınız gene ayrımcı konuşmalara adamın herşeyi bitti aleviliğinemi başladınız al bende aleviyim camimede giderim cem evimede bende dengesizmi oluyorum kardeş din sizin tekelinizdemi

Kardeş benim bildiğim kadarıyla aleviler namaz kılmaz ve camiyede gitmezler, bunu alevi arkadaşlarım ve dedelerinden biliyorum.. Hatta bir arkadaşımla şakalaşırız sürekli, bana ölmeden benimle bir cuma namazına geleceğini söyler hep.

İlk yazıda sadece haberden alıntı yaptım, link e tıklarsan yazıda görürsün bunu.
Şimdi olaya birde şu açıdan bak, olay normal karşılanmıyor ki haber niteliği taşıyor. Normal birşey olsaydı bu tarz bir anlatımla dile getirilmezdi. Burdan şu sonuç çıkıyor; aleviler camiye gitmez, o yüzden kılıçdaroğlunun bu konuşması haber yapılmış. Ancak senin verdiğin tepki beni şüphede bıraktı ve ufak bir araştırma yaptım. Sonuçta iki fikirde doğru çıktı

Senin söylediğine örnek ; http://www.sorularlaalevilik.com/index.php/alevilikte-namaz-var-midir.html

Benim söylediğime örnek ; http://www.alevikonseyi.com/alevi/18/28/38/48/108.html

Bu arada birşeyi açıklığa kavuşturalım, eğer Alevilik Hz. Ali'yi sevmekse bende Aleviyim. Ben hem Peygamberimi, hem 4 büyük halifeyi, hem de sahabe efendilerimizi çok severim.

Ve amacım bölücülük falan da değil, aksine bölücülerden nefret ederim.

Herneyse, bu ayrıntı benim gözümden kaçmış ve senin gibi değerli arkadaşları incitmiş. benim burada asıl irdelemeye çalıştığım şey farklıydı fakat sen bu bölüm karşısında hassasiyet göstermişsin, portrenin tamamınna bakmaya fırsatın olmamış.

Zahmet olmazsa yazının o kısacık bölümünü görmezden gelip yazının geri kalanını okursan eminim, aslında ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksın.

Velhasıl, sürç-ü lîsan ettiysem affola..

Bir cuma namazında yanyana saf tutmak dileğiyle..
İyi forumlar..
 
puhahahahahha :) :) :) kılıcdaroğlu'nun üstteki resmine bayıldım :) :) :)
 
Geri
Üst