Nihat GENÇ: Akp'nin Alık Keçileri

Shawn Michaels

New member
Katılım
26 Kas 2006
Mesajlar
3,107
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
ШΛŃŦΞĐ
akpnin-alik-kecileri-0504121200_m.jpg


12 Eylül’ün güya yargılanacağı mahkemenin önüne toplaşanları gördükçe küçük dilimi yuttum. Neden insanlar bunun bir tiyatro olduğunu bile bile kendi gerçek acılarına figüran rolü verirler? Evlatlarını kaybetmiş insanlar, bir insan hayatının yaşayabileceği en büyük acıyı yaşamış insanlar, neden ‘sirk’ haline getirildiği bu denli aşikar bir ‘mahkeme’ önünde toplanır?

Aklım almıyor?

Zihnim rahatlamak bu akıl almaz durumu anlayabilmek için siyasi psikolojik sosyolojik bir anlam deliği arıyor.

On yılı geçkin süredir görüyorsunuz, AKP’nin Ermeni açılımını, Güneydoğu açılımını, Avrupa Birliği’ne girme açılımını, Kıbrıs açılımını, Habur açılımını, Dersim açılımını, 28 Şubat açılımını, açılımını. açılımını. Her biri ‘tiyatro, gösteri’.

Bu açılımların her biri sahne alırken medyada yüzlerce köşe yazarı yüzlerce sivil toplum, aylarca hatta yıllarca canla başla hakikatmiş gibi ekranlarda sabahlara kadar delirerek kudurarak rol aldılar. Bütün bu sonu gelmez yalanlar bu ülkenin on yıllarını heba etti, hala oyuna gösteriye sirke doymadılar mı?

Hepsi martaval palavra çıktı, buna rağmen AKP iktidarının bu ‘kandırmacılarına’ nasıl ve kimler alet oluyor?

Bu feci rezil durum ya delirdiğimizin alameti ya da dersimize iyi çalışmadık, vardır elbet bir psikolojik izahı diye kitaplardan kitaplara koşuyorum.

Bu ‘gösteriler’ tıpkı şuna benziyor, İngilizler’in II. Dünya Savaşı Sonrası askeri okullarında denediği ‘hayvanları delirtme’ tatbikatlarına.

Biliyorsunuzdur, Pavlov’un zil sesiyle mama verilip şartlandırılan meşhur köpek deneylerini. İngiliz askeri okulları tam tersini .yapıyor, önce mama verilecek diye köpekleri şartlandırıyor, ama sonra mama vermiyor, sonuç, hayvanlar deliriyor.

Zil sesine alışmış hayvanlar mamayı göremeyince şaşırıyor, sarsılıyor, havlıyor, huzursuzlaşıyor, velhasıl köpek dahi köpeklikten çıkıyor, işte on yıl sonrası ülkemiz insanın ruh hali.

Bu davalar artık bir halkı ‘delirtme’ tatbikatlarını da geçti.

Önce ortama medya vasıtasıyla büyük bir ‘gürültü’ bombardımanı sıkılıyor. Güya mağdurlar konuşturuluyor, heyecanlı atmosferler yaratılıyor, belgeseller yapılıyor, güya kurbanlar ekranlarda ağlatılıyor, geçmiş günbegün canlandırılıyor, ekran başında herkes ‘neye uğradığına şaşırıyor’ ve gürültü atmosferi ülkedeki iklimi ele geçirince resmi perde açılıp TİYATRO BAŞLIYOR….

Açıp okuyun Psikonevrotik Keçiler kitabını, savaşta depresyona girmiş askerleri eğitmek için kurulmuş ‘simülasyon’ tedavi merkezlerini, birinin adı: Savaş Gürültüsü Okulu.

Hastaların kovuşlarında tıpkı savaş sahnelerindeki gibi patlama sesleri mermi bomba sesleri oluşturulur ve hastalar yataklarında aynı sahneleri yaşamaktan bir daha sarsılır bir daha korkar.

Ve doktorlar hastaların ellerini sıkıca tutup, bu seslerle yüzleşmelisin, bu seslere alışmalısın diye telkinde bulunup, hastanın bu savaş atmosferinden korkmamasını (güya) sağlamaya çalışır. Ekranlarımız ve konuşmacılarımız tıpkı bu doktorlar gibi, on yıldır hangi yüzleşme paketi açılsa, ekrandan halkımıza söyledikleri telkin değişmedi: ‘yüzleşmelisin, hesaplaşmalısın’. Ancak ‘hesaplaşma’ sözünün ikincisi kelimesini hiç gelmiyor akıllara, yani ‘nasıl?’ diye kimse sormuyor.

Üstelik tam tersine sonuçlar alınır, Savaş Gürültüsüne tabii tutulmuş nevrotik hastalar, öyle hale gelir ki, artık yanlarında bomba patlasa, dünya yıkılsa, kılları kıpırdamayacak en küçük tepki vermeyecek derin sessizliğe, yani duvarlaşmaya eşyalaşmaya başlarlar.

Bu ‘yalandan’ tiyatronun finalinde mağdurlar, kuşkunuz olmasın, hayatlarının en sert acıları karşısında ‘duvarlaşacak’ ‘sessizleşecek’ ve hayatla siyasetle gündemle medyayla hukukla ilişkileri tam bir hayal kırıklığıyla sonuçlanacak.

Yani ‘ölmüş, işkence görmüş’ evlatlarının resimlerini kucaklarına alıp feryadın bini bir para katıldıkları bol gürültülü mahkeme önünde, sadece ‘zihinlerinde’ o acıları yaşadıkları günleri tekrar tekrar yaşamış olacaklar.

Şayet bir tiyatro deyimi ‘katarsis’ten söz ediyorsak evet, acıları yaşa ve kurtul, tamam. Ama olup bitenler tiyatro, katarsis değil, mahkeme ise, acılar daha da çözülmez düğümlere sarılacak. Unutmayın o acıları yaşamış insanların kendileri de kendilerine ulaşamayacak kadar korkunç dipsiz bir derinliğe gömülecek.

Yani, kaç zamandır Brezilya Karnavallarının yerini ülkemizde ‘hesaplaşma tiyatroları’ alıyor, acıları olan mağdurları medya marifetiyle tetikleyip kandırıp yeniden… yeniden. yeniden binlerce küçük kurnaz köşe yazarı siyasetçi marifetiyle sahneye sürülüyorlar. Artık ekranların her biri mahkemelerin hepsi devedikeni.

Bu bir ‘acı yağmalaması’, bu bir ‘mağdur imhası’. Söyleyeceğimiz son sözümüz, kimin acısı varsa, kim haksızlığa uğramışsa, kollasın kendini DEVLETTEN ve SİYASİ HÜKÜMETTEN. Ve mahkeme sizi çağırıyorsa, size bir şey vermek için değil, sizden yüreğinizin köşesinde sönmeye yüz tutmuş mum ışığının yağını dahi çalmak, kullanmak, SİYASET’E SERVİS YAPMAK İÇİNDİR.

Kölelere bu sefer piramitleri değil AKP’nin DİKTATÖRLÜĞÜNÜ medyanın kırbaçlarıyla inşa ettiriyorlar.

Ve 12 Eylül’ün güya yargılanacağı mahkeme kapısı otuz yıldır yan yana gelmeyen her türlü siyasi görüşten insanı bir araya getiriyor, tıpkı Nuh’un Gemisi gibi.

Ne güzel diyeceksiniz, değil, aklıma Nagazaki Atom bombasından sonra, Amerikalılar’ın Pasifik’te Bikini adasında denediği atom bombası deneyleri geliyor.

Kimler etkileniyor diye aklınıza gelen her hayvanı Bikini adasına taşıyorlar, üstelik, bir çok hayvan, askerlere benzesin diye, asker traşı yaptırılıyor, askerlerin kullandıkları yüz el kremleri dahi yaptırılıyor, gerçek gibi yaşansın diye.

Bir tek hayvan canlı kalıyor bu deneyden, bilin bakalım hangi hayvan, sonradan askeri müzeye yerleştirilmiş ve Amerikan Tarihi’nin en kahraman hayvanı seçilen, bir DOMUZ.

Bombardıman ve peşinden ağır radyasyona karşın banamısın demeyen işte yazıyor kitaplar, bir domuz.

ŞÜPHENİZ OLMASIN, o mahkemenin önünde bu acı feryatlardan bu tiyatro gösterilerinden etkilenmeyen tek kişi kalacak: o domuz’u hepiniz tanıyorsunuz. Özal’dan Evren’den beri ülkemizin siyasetinde DOMUZLAR’IN uğultusunu hiç duymamış gibi, ekranlar gazeteler, domuz’dan tek satır bahsetmiyor.

Oysa bu toprakların onuru’nun ilk kuralıydı, mızrağı önce domuza saplayacaksın.

Hepimizin sorması gereken ilk soru siyasi hükümetin bu domuzlarla ortaklığıdır, ki, 12 Eylül’ü yapan iradenin de en büyük dostu, aynı DOMUZ’du.

Kardeşlerim, aradan geçmiş otuz yıl hala domuzların oyunlarına gönüllü katılıyoruz, domuzların Orta-Doğu savaşına asker yazılıyoruz, kardeşlerim, bakın şu ekranlara bakın şu yazarlara, kimin kavalını dinliyorsunuz?

Gerçekte olup biten şudur, askerleri savaşa sürmeden önce, bir çok askeri okulda NEFRET TALİMİ yaptırılırdı, halen de başka şekillerde yaptırılır.

Savaş ortamı hazırlanır ve askerlere, vur, öldür, o düşman, yaşatma, kopart kafasını, deş kalbini. diye askerler nefes almaya fırsat bulamadan komutlar verilir.

Bu ‘hesaplaşma tiyatroları’ın her biri SİYASİ İKTİDAR’ın NEFRET KOMUTLAR’I.

Son yüzyıllık tarih içinde herkesin herkesle bir şekilde karşı karşıya geldiği her türlü acı’yı siyasi trajedi’yi yeniden yeniden aynen yaşatıp, dikkat edin, bir kendileri masum bir kendileri AK KAŞIK kalıyor.

Oysa hepiniz biliyorsunuz, 12 Eylül’ü ilk alkışlayanlardan biri Fethullah Gülen Hoca, ve hepimizin 12 Eylül’ünü hayata geçiren ÖZAL hükümetleri.

Özal ne mi yaptı, tıpkı Amerikalılar’ın Bikini Adası’na attığı atom bombalarından attı Türkiye Halkı’nın üzerine. Ve Keçiler’i adaya gönderip tepki veriyorlar mı diye denedi.

Sonuç, Keçiler hiçbir şey olmamış gibi hayatlarını sürdürmeye otlanmaya devam etti.

Keçiler’i bombardıman sonrası inceleyen bilim adamlarının raporları ise çok kısacıktı:

Keçiler ‘alık’ hayvanlardır, bombardıman ve radyasyon ‘alık hayvanlarda’ hiçbir etki yaratmaz, aynı bilimsel raporun tıpkısı yazıyor, ülkemizde seçimler ve siyasi anketler üzerine kafa yoranlar.

* Alıklık, insan evladını hiç yormayan yegane zahmetsiz ruh hali..

Nihat Genç

Odatv.com
 
tamam.ama totaliter rejimde zulmeden krala karşı ne yapılabilir onu tartışalım.keçilerin akıllanacağı falan yok gördüğüm kadarı ile
 
Nihatcığım diyor ki
Bu davalar artık bir halkı ‘delirtme’ tatbikatlarını da geçti.

Tabi ki her zaman ki gibi yanılıyor. Çünkü bu davalar halkı değil darbecileri ve onların piyonlarını delirtiyor
 
Darbelerin arkasında amerika var, pkknın arkasında amerika var, peki amerika yargılanıyormu?

-HAYYYYIIIRRR

O zaman bunlar ne olur?

-TİYATROOOOOO , resmen milleti keriz yerine koyuyorlar...
 
şu keriz olayını biraz açmak gerek,

an itibarı ile açın tv8 i,Tayfun Talipoğlu var,seyredemeyen başka yerde bulup izlesin,kısa özet geçeyim:

Suriye'de yaşayan vatandaşlar ülke durumunun yurt dışında farklı gösterildiğini,25 milyonluk ülkede en fazla 150 bin muhalif olduğunu söylemekteler.Yabancı basın olayları kendi istediği gibi göstermekte ısrarcı imiş.

Bu olayın biz zaten farkında idik ama alık keçilere bir sözümüz olacak:

o 150 bin muhalifi muhatap alan adama bir gün sormazlar mı:Sen kimin içişlerine karışıyorsun? diye....

Sirk yavaş yavaş suriye den taşındı,cambaz ipi İstanbul'da kurdu,siz seyretmeye devam edin :)
 
O yüzelli binlik muhalifte ordaki pkklılar tabiii. Esat pkklı köpekleri vuruyor bizim müslümanlar kan ağlıyor çok acaip bir durum.

zaten pkk ile görüşme yapmak bunlar için utanıp-sıkılınacak bir durum olmasa gerek :durdurun

aksini ispat edemeyen şerefsizdir!!! sözü yabancı gelmeyecektir,ama tabii akıl ve hafıza sahşpleri için geçerlidir:durdurun
 
Suriye kasabı Esad aslında masum vatandaşları değilde PKK lıları öldürüyormuş.

kafasından azıcık zeka kırıntısı olan bu bunu yazmaya söylemeye utanır yahu

Öcalan itini ve pkk lıları yıllarca Suriye de koruyan bunun babası Hafız Esad değil miydi.

Bu yüzden 1999 yılın da neredeyse savaş bile açacaktık Suriye ye.

Erdoğan'ın Beşşar Esad ile ilişkileri geliştirdiği 5-6 sene hariç her zaman pkk yı koruyup

kollamıştır Suriye rejimi.

Erdoğan , Esad kasabının katliamlarına karşı durduğu için Esad da Türkiye den intikam

almak için pkk yı yine koruyup kolluyor. Zaten bunu gizlemiyorlar bile

Beşşar Esad şuanda çoluk çocuk demeden yaptığı katliamlarda kendi askerlerinin yanı sıra

pkk lıları da kullandığı tüm dünyaca biliyor

Şu lafı Esad duysa var ya " Bunca yıllık Kral Esad 'ım bana bu kadar yalakalığı benim

yanımda ki soytarılarım bile yapamadı." deyip Bir kral olarak yanın daki bütün soytarıları

kovar dı.

 
Hafız Esad zamanında Türkiye suriyeye pkk yüzünden NOTA çekti . Suriyede dediki biz pkkyle mücadele edemiyoruz gücümüz yetmiyor kontrol edemiyoruz kuzey bölgede hakimiyetimiz zayıf buyrun siz gelin pkkyı temizleyin bizi suçlamayın bize pkkyı koruyor diyerek pislik atmayın adam olun yobazlık yapmayın. işte o zaman apo iti kaçmak zorunda kaldıydı, aponun yakalanış hikayesinin başlaması suriyenin kapılarını Türk Ordularına açmasıyla başladı. Hafız Esad pkkyı korumuş felan değildir yalanlarınızı kendize saklayın.

Yıllarca Hafız Esada DECCAL diyen yobazlar hani Hafız Esad öldü gitti nerde kaldı MEHDİ ? yalanlarınızın biri bitmeden diğeri başlıyor, hiç masum vatandaş bayrak yakarmı? bizim doğudaki bayrağımızı yakan kardeş dediğimiz köpekler ne kadar masumsa ordakilerde o kadar masumdur ve gebertilmeleri mübahtır.

amerika suriyedeki pkklıları Türkiye aracılığıyla silahlandırıyor Beşar Esad amerikanın köpeklerini gebertiyor meselenin gerçeği budur.

Ayrıca Not: apoya sayın öcalan diyen Beşar Esad değil recep tayyip erdoğandır... pkkya kimin saygı duyduğunu kimin koruduğunu kimin iş birliğine gittiğini anlamak için zeki olmaya gerek yok, aptalda olsa kimin pkkyı koruyup işbirliğine gittiğini anlar. Olağan üstü hal uygulamasını kaldırıp doğuyu pkkya teslim eden kim Beşar Esadmı? tabiikide değil ....
_______________________

Bayrağımıza el uzatan masum bir rum vatandaşı gebertiliyore :) izleyin masum köpeğin gebertilişini http://www.youtube.com/watch?v=DmGHl53h2Pk
 
Ne saçmalıyorsun sen.

Güya Apo itinin koruyucu meleği Hafız Esad " Biz pkk ile mücadele edemiyoruz gelin topraklarımıza girin siz temizleyin ppk yı " demiş ve ülkesinin kapılarını ordumuza açmış da bu yüzden öcalan Suriye den kaçmış mış.

Senin bu söylediklerine ilk okul 3. sınıf zekasına sahip çocuklar bile inanmaz.İnanmadığı gibi de şu soruyu sorar:

- Topraklarını Türk ordusuna açmaya hevesli olan hatta bu yönde davet eden bir ülkeye neden savaş notası verilsin. Dünyanın en boktan ülkesi bile her ne sebep olursa olsun bir başka ülkenin askeri gücünü kendi ülkesine davet etmez .Davet eden ülkeye zaten ülke başında ki adam demezler

Bak gördün mü 8 yaşın daki çocuğun zekası bile senden daha iyi çalışıyor.

Öcalan itinin koruyucu meleği şerefsiz Hafızla bu bu yüzden neredeyse iki ülke arasında savaş çıkacaktı.

Askeri yetkililer iş çatışmaya dökülürse Türk tanklarının 8 ile 12 saat arasında Şam'a girebileceğini gösteren senaryo çalışmaları dahi yapmışlardı

Apo'nun Suriyeden Atılmasındaki Sıcak Saatler - haber365.com

Kralların yanın da sürekli yalakalık yapan her yaptığı işi onaylayan sadık köpekleri vardır. Suriye kralı Esad ın yanında ki sadık köpekler bile senin şu saçmalıklarını duyunca kıskançlıktan çatlarlar. "Biz bile bu kadarını düşünemezdik" diye. Hatta biraz da korkar "Esad onları kovar"diye

Gerçi sende haklısın yazdığın saçmalıkları alkışlayan sözde vatansever türkücüler olduktan sonra senin gaza işkembeden sallaman gayet normal


BEŞARIN BABASI HAFIZ ESAD'DAN ÖCALA NA SURİYE SEFASI​

fc30ff36bcd5267940c95161a4f9ff0a_k.jpg

fa49d9b0b5decd20d41abf7634b0fb67_k.jpg

da3bbc27aeae267368f6701242738326_k.jpg

412629dffcb532d03c78ed2e996d0e63_k.jpg

93bc1f77baa3cb9f5692dcd199cdc01b_k.jpg

085e20ff22f276edccb1b5c56cb96cb5_k.jpg

46c2a7406f8a0f0d338b6f6b2275a4ae_k.jpg


PKK NIN KORUYUCU MELEĞİ HAFZI ESAD PKK İLE BAŞA GERÇEKTEN ÇIKAMIYORMUŞ

BAKSANIZA BAŞA ÇIKAMIYINCA ONA LÜKS BİR YAŞAM SAĞLAMIŞ


Kendi Halkını katleden Katil Esad ın sonuda Kaddafi gibi olacak kaçışı yok
 
Kaddafi ismini kirletmeyelim lütfen.Esad Kaddafi'nin tırnağı bile olamaz.Ayrıca Kaddafi kendi halkına zulüm etmiyordu.

Amerika , Libya halkını kendisine kafa tutan Kaddafi'ye karşı kışkırtarak (ki o direnişcilerin Libya ile ilgisi yoktu) bu pisliklerin içerisinde boğdurdu.

Geçmişi ne çabuk unutuyorsunuz. Konuya bir göz atın derim ;)

http://www.hhportal.com/her-telden/...kkinda-bilmediklerinizyeni-libya-bayragi.html
 
Geri
Üst