Nereye Mİ Gİdİyoruz???

USLanmAZ™

FORMUN USLANMAZI
Sevgili dostlar,İkinci dünya savaşında Dr. George Kistiakowsky isimli Harvard üniversitesinden bir kimyacı daha sonradan “Jemima Teyze” ismini verdikleri bir patlayıcı geliştirdi. Patlayıcı dışarıdan aynen normal una benzemekle kalmıyor bu maddeyle unla yapılabilecek her tür ekmek, pasta gibi ürünler pişirilip afiyetle de yenebiliyordu.Jemima Teyze isimli maddenin normal undan tek farkı üzerine bir fünye yerleştirilip ateşlendiği takdirde son derece kuvvetli bir şekilde patlayabilmesiydi. İkinci Dünya Savaşında masalarına konan ekmeklerin aniden patlaması sonucu telef olmuş pek çok Alman askeri bunu Jemima Teyze isimli maddeye borçludurlar. Dışarıdan leziz bir ekmek gibi göründüğü halde aslında patlamaya hazır bir bomba olan Jemima Teyze gibi bugünde dışarıdan son derece vatansever insanlar olarak gösterilip önümüzdeki yıllarda pek çok krizde dinamit görevi yapacak insanlar bu seçimler önünüze aday olarak konulacaktır.



Doğu Almanya’nın istihbarat örgütü STASI,Soğuk savaş yıllarında ülkelerine giren Amerikan ajanlarına göz açtırmıyor ve şüpheli gördükleri herkesi yakın takibe alıyordu. Bu takipler sırasında kendisinin takip edildiğini anlayan eğitimli bir ajan eğer tecrübeliyse peşindeki kuyrukları rahatlıkla atlatabilirdi. Takip ettikleri şahısların kaçmasını engellemek için STASI müthiş bir yöntem buldu. Çitleşme dönemine girmiş azgın bir dişi köpeğin erkek köpekleri çekmek için salgıladığı kokunun aynısını üreten Doğu Almanlar bu kimyasal maddeyi takip etmek istedikleri kişinin ayakkabılarına bir şekilde sürüyorlardı. Takip edilen kişinin ayaklarından gelen kokuyu dayanılmaz bulan erkek sokak köpekleri de bu şanssız kişinin peşinden bir an olsun ayrılamıyorlardı. Bu şekilde takip edilen bir kişinin peşindeki onlarca köpek yüzünden kalabalığa karışıp STASI ajanlarını atlatması imkansız hale geliyordu. Şüpheli kişiyi bulmak için sokak köpeklerine bakan STASI ajanları gibi sizde bu seçimlerde daha önceden isimleri ortada olmayan ama bu seçimlerde çevrelerinden medya kameraları ayrılmayacak yeni yüzlere dikkat kesilin.



1898 senesinde Morgan Robertson isimli yazar ilginç bir roman yayınladı. Romanda sisli bir Nisan gecesi koskocaman bir yolcu gemisi ilk yolculuğunda buzdağına çarpıyor ve gemi içindekilerle birlikte batıyordu. Romandaki geminin ismi “Titan”dı. Romanın yayınlanmasından seneler sonra 15 Nisan 1912’nin sisli gecesinde kocaman bir yolcu gemisi ilk yolculuğunda buzdağına çarparak içindekilerle beraber battı. Geminin ismi “Titanic”di.



Buna benzer şekilde 2007 senesinin Mayıs ayında İzmirli bir yazar şu kelimeleri yazmıştı. Eğer Türkiye önümüzdeki on sene içinde artık iş görmez hale gelmiş sistemini değiştirmez,

Hepside birbirinin aynı şeyleri vadeden, temel felsefeleri Batının her dediğinin yapılması ve zenginlerin çok para kazanması olan siyasi partileri iş başına getirmeye devam eder, toprak altında saklanan değerli madenlerini çıkartamaz ve kendi teknolojisini üretemezse, bu gemi batmaya başlayacaktır.



Türkiye’de önümüzdeki on sene içinde ülkenin etkili noktalarına ve önemli mevkilerine eskiden olduğu gibi hep arkadaş çevreleri, zengin işadamları ve emekli bürokratlar getirilmeye devam eder ve bu milletin yetiştirdiği her alandaki binlerce dahi insan ya ülkelerini terk etmeye zorlanır ya da fakirlik ve bilinmezlik içinde çürümeye bırakılırlarsa. Bu gemi batmaya başlayacaktır.



Türkiye’de önümüzdeki on sene içinde Müslüman’ım diyenler para peşinde koşmaya devam ederek mevki için her kötülüğü yapmaya hazır olurlarsa. Solcuyum diyenler zengin para babalarının lüks davetlerinden ayrılmaz ve milyar maaşlar karşılığı onların işlerini görmeye devam ederlerse. Milliyetçiyim diyenler konuşmaktan öte hiçbir şey ortaya koyamaz ve kendilerini eğitmemeyi sürdürüp sadece slogan atarak ülkenin kurtulacağını sanmaya devam ederlerse. Bu koca gemi, içindekilerle beraber on sene içinde batmaya başlayacak ve elli sene içinde tamamen ortadan kalkacaktır. Artık kim ne yapıyorsa buna göre yapsın.
 

sedapinar

New member
Galiba ülkemize bir haller oldu. Alıştığımız için midir nedir, olağanüstü gelişmeler, bir bilgisayar programı gibi, peş peşine sıralanıyor. Ama sadece izleyebiliyoruz.Şöyle geriye doğru bir bakıyorum. 21 yıllık yaşamımda birlikte büyüdüğüm elim yada gözüm gibi ayrılmaz gördüğüm onca değer yargısı sanki birer birer elimden alınıp anlamını kaybediyor. Güney-Doğu’da çatışmalar giderek hızlanıyor.Ankara’da yaşadığımız korkunç bombalama olayı hepimizi sarstı. Altı kişi öldü, kimi ağır olmak üzere yüzden fazla yaralı.Dehşet artık sınırlarımızdan, Anadolu’nun ortalarına geldi. Onlarla şehit haberi vazgeçilmezi oldu haber bültenlerinin.Bizler artık acıyı şiddeti vurdulu kırdılı televizyon dizilerini izler gibi izliyoruz galiba.
Yine hızla yayılan ve hemen hepsinin gerçek “failleri meçhul kalan” cinayetler, bombalı saldırılar…
Kapkaççı cinayetleri, soygunlar, en küçük anlaşmazlıkta patlayan silahlar, havaya sıkılan mermiler yüzünden hayatını kaybeden masum insanlar..Hayatımızın her anına giren mafya.Otopark mafyası,uyuşturucu mafyası,fuhuş mafyası ve daha niceleri...Organ mafyası ya da cinsel sömürü için kullanılan, dilenciliğe, hırsızlığa, töre cinayetlerine yönlendirilen çocuklar… Çöken çürük yapılar altında kalanlar, hızlı tren macerasında ölenler… Her gün denetimsiz trafik yüzünden dehşet boyutlarına varan kazalarda ölenler, yaralananlar, sakat kalanlar…
Seçimler sırasında iktidarla muhalefet arasında terbiye sınırlarını zorlayan ağız dalaşları… Ekonomide her an beklenen kriz… Milyarlarca dolarla ifade edilen cari açık, hortumlanan kamu malları, kamufle edilen enflasyon, işsizlik, yoksulluk, hatta açlık… Ama pırıl pırıl vitrinlerde insanımızın sadece özlemle bakabildiği binlerce lüks eşya.
İnsanların ağızlarında alabildiğine aşındırılıp sömürülen onca değer ahlak,din,gelenek...TV lerde allı güllü magazinler.Bize ideal olarak sunulan parıltılı aslında kırık dökük yaşamlar.
Bişeyler hızla değişiyor, şekil değiştirmek yok olmanın bir başka adı sanki.Daha şimdiden ben çocukluığumu böyle hatırlamıyorum demenin yüreğimde bıraktığı acı.Allah sonumuzu gerçekten hayır etsin..
 

USLanmAZ™

FORMUN USLANMAZI
sedapinar' Alıntı:
Galiba ülkemize bir haller oldu. Alıştığımız için midir nedir, olağanüstü gelişmeler, bir bilgisayar programı gibi, peş peşine sıralanıyor. Ama sadece izleyebiliyoruz.Şöyle geriye doğru bir bakıyorum. 21 yıllık yaşamımda birlikte büyüdüğüm elim yada gözüm gibi ayrılmaz gördüğüm onca değer yargısı sanki birer birer elimden alınıp anlamını kaybediyor. Güney-Doğu’da çatışmalar giderek hızlanıyor.Ankara’da yaşadığımız korkunç bombalama olayı hepimizi sarstı. Altı kişi öldü, kimi ağır olmak üzere yüzden fazla yaralı.Dehşet artık sınırlarımızdan, Anadolu’nun ortalarına geldi. Onlarla şehit haberi vazgeçilmezi oldu haber bültenlerinin.Bizler artık acıyı şiddeti vurdulu kırdılı televizyon dizilerini izler gibi izliyoruz galiba.
Yine hızla yayılan ve hemen hepsinin gerçek “failleri meçhul kalan” cinayetler, bombalı saldırılar…
Kapkaççı cinayetleri, soygunlar, en küçük anlaşmazlıkta patlayan silahlar, havaya sıkılan mermiler yüzünden hayatını kaybeden masum insanlar..Hayatımızın her anına giren mafya.Otopark mafyası,uyuşturucu mafyası,fuhuş mafyası ve daha niceleri...Organ mafyası ya da cinsel sömürü için kullanılan, dilenciliğe, hırsızlığa, töre cinayetlerine yönlendirilen çocuklar… Çöken çürük yapılar altında kalanlar, hızlı tren macerasında ölenler… Her gün denetimsiz trafik yüzünden dehşet boyutlarına varan kazalarda ölenler, yaralananlar, sakat kalanlar…
Seçimler sırasında iktidarla muhalefet arasında terbiye sınırlarını zorlayan ağız dalaşları… Ekonomide her an beklenen kriz… Milyarlarca dolarla ifade edilen cari açık, hortumlanan kamu malları, kamufle edilen enflasyon, işsizlik, yoksulluk, hatta açlık… Ama pırıl pırıl vitrinlerde insanımızın sadece özlemle bakabildiği binlerce lüks eşya.
İnsanların ağızlarında alabildiğine aşındırılıp sömürülen onca değer ahlak,din,gelenek...TV lerde allı güllü magazinler.Bize ideal olarak sunulan parıltılı aslında kırık dökük yaşamlar.
Bişeyler hızla değişiyor, şekil değiştirmek yok olmanın bir başka adı sanki.Daha şimdiden ben çocukluığumu böyle hatırlamıyorum demenin yüreğimde bıraktığı acı.Allah sonumuzu gerçekten hayır etsin..

VE BÜTÜN BUNLARA RAGMEN TÜRBANI, LAİKLİGİ, CUMHURBASKANINI, BIRBIRIMIZI SUCLAMAYARAK KAVRAM TARTISMALARINA GİRİYORUZ.....HALA BIRBIRIMIZI YEMEKLE MESGULUZ............-----------HAREKETE GECMEK LAZIM--------
 

sedapinar

New member
uslanmaz42' Alıntı:
VE BÜTÜN BUNLARA RAGMEN TÜRBANI, LAİKLİGİ, CUMHURBASKANINI, BIRBIRIMIZI SUCLAMAYARAK KAVRAM TARTISMALARINA GİRİYORUZ.....HALA BIRBIRIMIZI YEMEKLE MESGULUZ............-----------HAREKETE GECMEK LAZIM--------
Belki de yapabildiğimiz sadece bu olduğu için kimbilir.Bazen düşünüyorumda gücümüz bu satırlarda birbirimize geçiyor.Bazen kırıyoruz eziyoruz birbirimizi bundanda zafer hazzı duyuyoruz.Oysa kazanmak gerçekten bu mu emin değilim.Galiba kendimizi aldatıyoruz.En acısıda istisnasız hepimiz kendimize göre çok seviyoruz vatanımızı.Yazılan her harf onun kurtuluşu için bişeyler yapmanın gururunu veriyor bizlere.
Neyse umarım bu tartışmalarımız hep birlikte en doğruyu bulmaya götürür bizi.Tek amacımız karşımızdakine galip gelip susturmak olmadan.Çünkü Allah esirgesin bu gemi batarsa dışarda kimse kalmayacak hep beraber yok olucaz.Allah'tan dileğim 70 milyonluk kocaman gemimizin geçmişten geleceğe huzurlu yolculuklar yapması ve hep mutlu insanlar taşıması.
 

Elasis

New member
Yazıdıklarınıza bakınca korkuyorum karamsarlığa düşüyorum. Ama sabah olunca işe gidince her şeyi unutuyorum okadar yoğunluk var ki hiç bir şey aklıma gelmiyo .. 2001 gelio aklıma krizin olduğu oturup hangimizi işten çıkarırılar ödenemeyen maaşlar falan ...
 

USLanmAZ™

FORMUN USLANMAZI
Elais' Alıntı:
Yazıdıklarınıza bakınca korkuyorum karamsarlığa düşüyorum. Ama sabah olunca işe gidince her şeyi unutuyorum okadar yoğunluk var ki hiç bir şey aklıma gelmiyo .. 2001 gelio aklıma krizin olduğu oturup hangimizi işten çıkarırılar ödenemeyen maaşlar falan ...
ACABA HEP Mİ KENDİNİ DUSUNUYOSUN BANAMI ÖYLE GELDİ.....KRİZİ DUSUNUYOSUN,,,,,AMA 11 ASKERIMIZIN BASINI CUVAL GECIRILMESINI DUSUNMUYORSUN,,ARTIK BARZANİNİN BİLE ÜLKEMİZİ TEHDİD EDEBİLİR DURUMA GELMESINI DUSUNMUYORSUN....ULKEMIZIN BASBAKANI BASDANISMANI ABD YE GONDERIP BENI KULLANIN DELİKTEN ASSAGI SUPURMEYIN DEDIRTMESINI DUSUNMUYORSUN....BANKALARIMIZIN YÜZDE 70 İNİN ARTIK YABANCILARIN ELİNE GECMESİNİ DUSUNMUYORSUN( BU ORAN AVRUPANIN EN KOTU ULKELERIN YUZDE13) HALA DUSUK KUR YUKSEK FAİZ UYGULAMASI ILE AYAKTA DURUYORUZ URETIME DAYALI EKONOMİ OLMADAN SONUMUZUN HUSRAN OLACAGANI DUSUNMUYORSUN.......DUNYANIN EN YUKSEK FAIZINI VERIYORUZ YÜZDE 30 GIBI EN KOTUSUNDEN EKONOMIK DARBE YEMIS BORCLARINI ODEYEMECEGINI DUNYAYA ILANETMIS BRAZILYA BILE YUZDE 19-20 VERIRKEN......DOLAR DUSUYOR DIYORSUN AMA NEDEN DUSTUGUNU DUSUNMUYORSUN.......SON BIR ANIYLA CEVAP VERECEGIM SANA---------OSMANLININ SON DONEMLERINDE BIR TANE DIPLOMATIMIZ ALMANYA YA GITMIS UZUN YILLAR KALMIS ORADA...BIRGUN ALMAN BIR DIPLOMATLA KONUSUYORLARMIS....
TÜRK DİPLOMAT SORMUS...
---SIZ AVRUPALILAR BIZI NEDEN SEVMIYORSUNUZ? HALBUKI BIZ SIZIN GIBI OLAMAK ICIN ELIMIZDEN GELENI YAPIYORUZ
ALMAN DIPLOMAT CEVAP VERMİŞ
----HAYIR SIZI SEVİYORUZ AMA SADECE SAYGI DUYMUORUZ!!
----NEDEN SAYGI DUYMUYORSUNUZ?? DEMIS TURK DIPLOMAT
ALMAN DIPLOMATIN CEVABI GERCEKTEN DUSUNDURUCUYMUS
----ESKIDEN SIZI SEVMEZDIK AMA SAYGI DUYARDIK CUNKU O ZAMAN KENDINIZ GIBIYDINIZ**** SIMDI ISE ISI SEVIYORUZ CUNKU BIZLERE BENZEMEYE BASLIYORSUNUZ AMA ARTIK SIZE SAYGI DUYMUYORUZ CUNKU KENDINIZDEN ESER KALMADI SIZDE****

2002 DEN SONRA AVRUPA BIZI YANI AKP DAHA COK SEVMEYE BASLADI KARDESİM BİLMEM ANLATA BILDIM MI????
 

degazor35

TÜRK oğlu TÜRK
Yani ne diyelim baş tarafında güzel bir yazı.Hadi birlik olalım bir şeyler yapalım falan filan en son mesajındada bütün bu güzelleiğin içine etmişsin uslanmaz.Lafı yine akp ye getirmişsin yani.Amacım parti savunuculuğu değil ama kardeşim ATATÜRK demiyormuydu batılı ülkeler gibi olalım diye.Ahanda onlar gibi oluyoruz.Zateb batılı olalım deriz bizi satıyorlar dersiniz,kafamızı örteriz burası İran mı dersiniz?Ne yapacağız kardeş söylesene.....
 

sonersen

New member
Turk mılletı olarak kendımıze bır cember cızmısız bu cemberın ıcınde bırbırımızı yıyıp

duruyoruz.Neymıs "Turkun Turkten baska dostu yokmus" keske kendımızden baska

dostumuz olmasa da bırlık,beraberlık hosgoru ıcerısınde yasasak ama mumkun

degıl.Bırcok alıskanlıklarımız var: cıkarlarımız ugruna vatanı satmak

kendımızden gucsuzlerı ezmek

inançları tartısmak

duzenı bozmak................

bazen karıstırıyorum Turkun Turkten baska dostumu yok yoksa Turkun Turkten baska

dusmanımı.
 

| PoSeiDoN |

gσd σŦ тнє &#1109
arkadaşlar tüm söyledikleriniz doğru ama şuandak ibu durumu biz seçtik başkası diil

herşeyden önce kendimizde suç bulmalıyız
 

sedapinar

New member
degazor35' Alıntı:
Yani ne diyelim baş tarafında güzel bir yazı.Hadi birlik olalım bir şeyler yapalım falan filan en son mesajındada bütün bu güzelleiğin içine etmişsin uslanmaz.Lafı yine akp ye getirmişsin yani.Amacım parti savunuculuğu değil ama kardeşim ATATÜRK demiyormuydu batılı ülkeler gibi olalım diye.Ahanda onlar gibi oluyoruz.Zateb batılı olalım deriz bizi satıyorlar dersiniz,kafamızı örteriz burası İran mı dersiniz?Ne yapacağız kardeş söylesene.....
Değerli Kardeşim Atatürk Batılılaşma sözünü ağzına almadı.çağdaşlaşma dedi.Muasır medeniyet dedi.Atamız gibi sözcükleri dikkatle seçen ''Bağımsızlık karakterimdir''diyen bir liderin neden söylevinde özellikle batılılaşma yada Avrupalılaşma değilde muasır medeniyet demesine başka hangi anlam yüklenebilir.Türkiye Birleşmiş Milletler kurulduğu zaman Atatürk'ün yanındakiler üyelik için Atatürk'e gelip sorduklarında Atatürk'ün cevabı şuydu; eğer gelirler de bizi davet ederlerse o an ki şartları düşünür ona göre karar veririz. Evet o birliğe davet edilip de üye olan tek ülke Türkiye olmuştur.Bir bu zihniyete bakalım birde bugün AB kapılarındaki halimize.
Konuyla ilgili açıklık getirimesi ve Atamızın Avrup ile ilgili düşüncelerini aydınlatması açısından Atatürk'ün Mart 1922 tarihli Meclis konuşmasından bir bölüm aktarıyorum. (Dili sadeleştirilmiştir)
İş bankası kültür yayınları: TBMM Gizli celse zabıtları cilt-3
''Hepiniz bilirsiniz ki, Avrupa'nın en önemli devletleri, Türkiye'nin zararıyla, Türkiye'nin gerilemesiyle ortaya çıkmışlardır. Bugün bütün dünyayı etkileyen, milletimizin hayatını ve ülkemizi tehdit altında bulunduran, en güçlü gelişmeler, Türkiye'nin zararıyla gerçekleşmiştir. Eğer güçlü bir Türkiye varlığını sürdürseydi, denebilir ki İngiltere'nin bugünkü siyaseti var olmayacaktı. Türkiye, Viyana'dan sonra Peşte ve Belgrat'ta yenilmeseydi, Avusturya/Macaristan siyasetinin sözü edilmeyecekti. Fransa, İtalya, Almanya'da, aynı kaynaktan esinlenerek hayat ve siyasetlerini geliştirmişler ve güçlendirmişlerdir''
"... Bir şeyin zararıyla, bir şeyin yok olmasıyla yükselen şeyler, elbette, o şeylerden zarar görmüş olanı alçaltır. Gerçekten de Avrupa'nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve uygarlaşmasına karşılık, Türkiye gerilemiş, düştükçe düşmüştür. Türkiye'yi yok etmeye girişenler, Türkiye'nin ortadan kaldırılmasında çıkar ve hayat görenler, zararlı olmaktan çıkmışlar, aralarında çıkarları paylaşarak, birleşmiş ve ittifak etmişlerdir. Ve bunun sonucu olarak, birçok zekalar, duygular, fikirler, Türkiye'nin yok edilmesi noktasında yoğunlaştırılmıştır. Ve bu yoğunlaşma, yüzyıllar geçtikçe oluşan kuşaklarda, adeta tahrip edici bir gelenek biçimine dönüşmüştür. Ve bu geleneğin, Türkiye'nin hayatına ve varlığına aralıksız uygulanması sonucunda, nihayet Türkiye'yi ıslah etmek, Türkiye'yi uygarlaştırmak gibi birtakım bahanelerle, Türkiye'nin iç hayatına, iç yönetimine işlemiş ve sızmışlardır. Böyle elverişli bir zemin hazırlamak güç ve kuvvetini elde etmişlerdir."

"...Oysa güç ve kuvvet, Türkiye'de ve Türkiye halkında olan gelişme cevherine, zehirli ve yakıcı bir sıvı katmıştır. Bunun etkisi altında kalarak, milletin en çok da yöneticilerin zihinleri tamamen bozulmuştur. Artık durumu düzeltmek, hayat bulmak, insan olmak için, mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine uygun yürütmek, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler ortaya çıktı. Oysa hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir. Tarihte, böyle bir olay yaratmaya kalkışanlar, zehirli sonuçlarla karşılaşmışlardır. İşte Türkiye de, bu yanlış zihniyetle sakat olan bazı yöneticiler yüzünden, her saat, her gün, her yüzyıl, biraz daha çok gerilemiş, daha çok düşmüştür."

"...Bu düşüş, bu alçalış, yalnız maddi şeylerde olsaydı, hiçbir önemi yoktu. Ne yazık ki Türkiye ve Türk halkı, ahlak bakımından da düşüyor. Durum incelenirse görülür ki, Türkiye Doğu 'maneviyatı'yla sona eren bir yol üzerinde bulunuyordu. Doğu'yla Batı'nın birleştiği yerde bulunduğumuz, Batı'ya yaklaştığımızı zannettiğimiz takdirde, asıl mayamız olan Doğu 'maneviyat'ından tamamıyla soyutlanıyoruz. Hiç şüphesizdir ki bu büyük memleketi, bu milleti, çöküntü ve yok olma çıkmazına itmekten başka, bir sonuç beklenemez
(bundan)."

"... Bu düşüşün çıkış noktası korkuyla, aczle başlamıştır. Türkiye'nin, Türk halkının nasılsa başına geçmiş olan birtakım insanlar, galip düşmanlar karşısında, susmaya mahkûmmuş gibi, Türkiye'yi âtıl ve çekingen bir halde tutuyorlardı. Memleketin ve milletin çıkarlarının gerektiğini yapmakta korkak ve mütereddit idiler. Türkiye'de fikir adamları, adeta kendi kendilerine hakaret ediyorlardı. Diyorlardı ki "Biz adam değiliz ve olamayız. Kendi kendimize adam olmamıza ihtimal yoktur." Bizim canımızı, tarihimizi, varlığımızı bize düşman olan düşman olduğundan hiç şüphe edilmeyen Avrupalılara, kayıtsız şartsız bırakmak istiyorlardı. 'Onlar bizi idare etsin' diyorlardı."

Türkiye bir maymun değildir. Hiçbir milleti taklit etmeyecektir. Türkiye ne Amerikanlaşacak, ne batılılaşacaktır. O, sadece özleşecektir.

Milli eğitim esas olduktan sonra; lisanını, yöntemini ve araçlarını milli yapmak zorunluluğu tartışılamaz.

Bir ulusal eğitim programından söz ederken, doğudan ve batıdan gelebilen bütün etkilerden tümüyle uzak, ulusal kişiliğimiz ve tarihimizle uyumlu bir kültür kastediyorum. Çünkü ulusal dehamızın tam olarak gelişmesi ancak böyle bir kültürle sağlanabilir. Herhangi bir yabancı kültür, şimdiye değin izlenen yabancı kültürlerin yıkıcı sonuçlarını yineletebilir.

Mustafa Kemal ATATÜRK
 

USLanmAZ™

FORMUN USLANMAZI
İlk Önce Bu Mantik Degİsmelİ Degil Mi Uygarlasma Dedigimiz Zaman Batiyi Taklit Etme Gelmemelİ İnsanin Aklina Batili Gibi Giyinmek Batili Gibi Konusmak Batili Gibi Yasamaktan Daha Ziyade Teknolojide, İlİmde Ve İrfanda Nasil Gelismisler Bizim Nerelerde Hatamiz Var Ve Bu Hatalari Duzeltmek Icin Ne Yapmaliyiz Diye Dusunmedikce Evet Bu Cok Basit Formulu Ugulamadikca....tanzimattan Beri Suregelen Batiyi Taklit Etme Bitmedikce Ne Yazikki Ne Onlar Oluruz Nede Kendimiz...2 Cami Arasinda Kalmis Beynamaz Gibi Kalakaliriz Ortada...
 

64general1

New member
degazor35' Alıntı:
Yani ne diyelim baş tarafında güzel bir yazı.Hadi birlik olalım bir şeyler yapalım falan filan en son mesajındada bütün bu güzelleiğin içine etmişsin uslanmaz.Lafı yine akp ye getirmişsin yani.Amacım parti savunuculuğu değil ama kardeşim ATATÜRK demiyormuydu batılı ülkeler gibi olalım diye.Ahanda onlar gibi oluyoruz.Zateb batılı olalım deriz bizi satıyorlar dersiniz,kafamızı örteriz burası İran mı dersiniz?Ne yapacağız kardeş söylesene.....
Kardeş;Atatürk ne zaman "batılı ülkeler gibi olalım" dedi?Atamızın dediği "muasır"çağın her alanda, en ileri seviyesine ulaşmak ,anlamındadır ki yanlış anlaşılan genelde daha ileri olarak görülen batılı ülkeler olması nedeniyle,"batılı" olmakla karıştırılmaktadır.Biz batılı olamayız,biz eğer Atamızı anlayabilirsek;Çağdaş bir Türkiye yaratabiliriz.Anlayamazsak ta, o bazılarımızın imrendiği,batılılara yaranmak için kendi değerlerimizden tavizler verip,yukarda bir arkadaşımın da belirttiği gibi saygı duyulmaz kendisi gibi olamayan,özenti,kişiliksiz bir toplum oluruz.O nedenle "batılılıkla","çagdaşlığı"birbirine karıştırırsanız,birileride "bizi satıyorlar" der ve haklıdırlar.Kimse kmsenin başını örtmesine karışamaz ama bunu,emperyalizmin bir çok oyunundan sonra sıfır noktasında kurulmuş, Cumhuriyetini yıkmak amacıyla sembol olarak göstermeye çalışanlara malzeme olup,emperyalizmin ekmeğine yağ sürercesine vatandaşın ulusal değerlerini köreltmeye çalışıp,toplumu kulluktan müridliğe,Vatandaşı da Vatandaşlıktan,Emperyalizmin oyunu olan küresel dünya vatandaşlığına doğru itmeye çalışırsanız ve yüzde 99'u müslüman olan bir ülkede,sembollerini olmazsa olmaz görüp,dikte etmeye kalkanlara malzeme olursanız;Emperyalizme karşı verdiği mücadelesine imrendiğim fakat iç uygulamaları nedeniyle tiksindiğim İran bile,emperyalizme davetkar tavrımız nedeniyle,bizi kendilerine kabul etmiyecekler ve bizi aşagılayacaklardır.
Atatürk’ün "Muassır medeniyetler seviyesine ulaşma" hedefine ayak uyduramayan "mürteci ve gericiler"vardır. Dinde de gericiler bulunur "Onlara yobaz denir. Onlar dindar değildir, dincidir, dinin bezirganlarıdır. Dindarla karıştırmak dine saygısızılıktır"

sedapinar' Alıntı:
Değerli Kardeşim Atatürk Batılılaşma sözünü ağzına almadı.çağdaşlaşma dedi.Muasır medeniyet dedi.Atamız gibi sözcükleri dikkatle seçen ''Bağımsızlık karakterimdir''diyen bir liderin neden söylevinde özellikle batılılaşma yada Avrupalılaşma değilde muasır medeniyet demesine başka hangi anlam yüklenebilir.Türkiye Birleşmiş Milletler kurulduğu zaman Atatürk'ün yanındakiler üyelik için Atatürk'e gelip sorduklarında Atatürk'ün cevabı şuydu; eğer gelirler de bizi davet ederlerse o an ki şartları düşünür ona göre karar veririz. Evet o birliğe davet edilip de üye olan tek ülke Türkiye olmuştur.Bir bu zihniyete bakalım birde bugün AB kapılarındaki halimize.
Konuyla ilgili açıklık getirimesi ve Atamızın Avrup ile ilgili düşüncelerini aydınlatması açısından Atatürk'ün Mart 1922 tarihli Meclis konuşmasından bir bölüm aktarıyorum. (Dili sadeleştirilmiştir)
İş bankası kültür yayınları: TBMM Gizli celse zabıtları cilt-3
''Hepiniz bilirsiniz ki, Avrupa'nın en önemli devletleri, Türkiye'nin zararıyla, Türkiye'nin gerilemesiyle ortaya çıkmışlardır. Bugün bütün dünyayı etkileyen, milletimizin hayatını ve ülkemizi tehdit altında bulunduran, en güçlü gelişmeler, Türkiye'nin zararıyla gerçekleşmiştir. Eğer güçlü bir Türkiye varlığını sürdürseydi, denebilir ki İngiltere'nin bugünkü siyaseti var olmayacaktı. Türkiye, Viyana'dan sonra Peşte ve Belgrat'ta yenilmeseydi, Avusturya/Macaristan siyasetinin sözü edilmeyecekti. Fransa, İtalya, Almanya'da, aynı kaynaktan esinlenerek hayat ve siyasetlerini geliştirmişler ve güçlendirmişlerdir''
"... Bir şeyin zararıyla, bir şeyin yok olmasıyla yükselen şeyler, elbette, o şeylerden zarar görmüş olanı alçaltır. Gerçekten de Avrupa'nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve uygarlaşmasına karşılık, Türkiye gerilemiş, düştükçe düşmüştür. Türkiye'yi yok etmeye girişenler, Türkiye'nin ortadan kaldırılmasında çıkar ve hayat görenler, zararlı olmaktan çıkmışlar, aralarında çıkarları paylaşarak, birleşmiş ve ittifak etmişlerdir. Ve bunun sonucu olarak, birçok zekalar, duygular, fikirler, Türkiye'nin yok edilmesi noktasında yoğunlaştırılmıştır. Ve bu yoğunlaşma, yüzyıllar geçtikçe oluşan kuşaklarda, adeta tahrip edici bir gelenek biçimine dönüşmüştür. Ve bu geleneğin, Türkiye'nin hayatına ve varlığına aralıksız uygulanması sonucunda, nihayet Türkiye'yi ıslah etmek, Türkiye'yi uygarlaştırmak gibi birtakım bahanelerle, Türkiye'nin iç hayatına, iç yönetimine işlemiş ve sızmışlardır. Böyle elverişli bir zemin hazırlamak güç ve kuvvetini elde etmişlerdir."

"...Oysa güç ve kuvvet, Türkiye'de ve Türkiye halkında olan gelişme cevherine, zehirli ve yakıcı bir sıvı katmıştır. Bunun etkisi altında kalarak, milletin en çok da yöneticilerin zihinleri tamamen bozulmuştur. Artık durumu düzeltmek, hayat bulmak, insan olmak için, mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine uygun yürütmek, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler ortaya çıktı. Oysa hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir. Tarihte, böyle bir olay yaratmaya kalkışanlar, zehirli sonuçlarla karşılaşmışlardır. İşte Türkiye de, bu yanlış zihniyetle sakat olan bazı yöneticiler yüzünden, her saat, her gün, her yüzyıl, biraz daha çok gerilemiş, daha çok düşmüştür."

"...Bu düşüş, bu alçalış, yalnız maddi şeylerde olsaydı, hiçbir önemi yoktu. Ne yazık ki Türkiye ve Türk halkı, ahlak bakımından da düşüyor. Durum incelenirse görülür ki, Türkiye Doğu 'maneviyatı'yla sona eren bir yol üzerinde bulunuyordu. Doğu'yla Batı'nın birleştiği yerde bulunduğumuz, Batı'ya yaklaştığımızı zannettiğimiz takdirde, asıl mayamız olan Doğu 'maneviyat'ından tamamıyla soyutlanıyoruz. Hiç şüphesizdir ki bu büyük memleketi, bu milleti, çöküntü ve yok olma çıkmazına itmekten başka, bir sonuç beklenemez
(bundan)."

"... Bu düşüşün çıkış noktası korkuyla, aczle başlamıştır. Türkiye'nin, Türk halkının nasılsa başına geçmiş olan birtakım insanlar, galip düşmanlar karşısında, susmaya mahkûmmuş gibi, Türkiye'yi âtıl ve çekingen bir halde tutuyorlardı. Memleketin ve milletin çıkarlarının gerektiğini yapmakta korkak ve mütereddit idiler. Türkiye'de fikir adamları, adeta kendi kendilerine hakaret ediyorlardı. Diyorlardı ki "Biz adam değiliz ve olamayız. Kendi kendimize adam olmamıza ihtimal yoktur." Bizim canımızı, tarihimizi, varlığımızı bize düşman olan düşman olduğundan hiç şüphe edilmeyen Avrupalılara, kayıtsız şartsız bırakmak istiyorlardı. 'Onlar bizi idare etsin' diyorlardı."

Türkiye bir maymun değildir. Hiçbir milleti taklit etmeyecektir. Türkiye ne Amerikanlaşacak, ne batılılaşacaktır. O, sadece özleşecektir.

Milli eğitim esas olduktan sonra; lisanını, yöntemini ve araçlarını milli yapmak zorunluluğu tartışılamaz.

Bir ulusal eğitim programından söz ederken, doğudan ve batıdan gelebilen bütün etkilerden tümüyle uzak, ulusal kişiliğimiz ve tarihimizle uyumlu bir kültür kastediyorum. Çünkü ulusal dehamızın tam olarak gelişmesi ancak böyle bir kültürle sağlanabilir. Herhangi bir yabancı kültür, şimdiye değin izlenen yabancı kültürlerin yıkıcı sonuçlarını yineletebilir.

Mustafa Kemal ATATÜRK
Sedapınarı;yine çakışmışız.Ben cevap yazarken biraz uzun sürmesi nedeniyle senin yazını göremem nedeniyle,cevabi olarak aynı paralellikte kendi düşüncemi yazarken,sen ise birebir Atamızın ağzından cevabi olarak cuk diye oturur biçimde yanıtlamışsın.Tebrik ederim.
 

HTML

Üst