TraFoo
Banned
- Katılım
- 3 Ağu 2009
- Mesajlar
- 2,032
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Neler Oluyor?
Son günlerde bu soru görsel ve yazılı medyada, yurttaşlar arasında, aile toplantılarında sık sık sorulmaya başlandı.
Neler oluyor? Nereye gidiyoruz?
Yılın son yazısını bu başlık altında içim buruk yazarken, gelişen olayların bu soruyu bize sordurmasının üzüntüsünü yaşıyorum.
Bu sabah gazetelerde gördüğüm bir haber, bu üzüntümü bir kat daha arttırdı.
Haber şöyle;
“Skandal CD Toplatıldı” başlığı altında “TBMM Başkanlığı, milletvekillerine yılbaşı hediyesi olarak Enfal Yayınları tarafından gönderilen ‘Anadolu İslam Cumhuriyeti Anayasası’ adlı CD’yi milletvekillerinin tepkisi üzerine toplattı”
Cesarete bakar mısınız? Adıyla sanıyla belli bir yayınevi sokakta, caddede, mahalle arasında, gizli yerlerde ve gizli şekilde değil, açıkça Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün laik Cumhuriyetinin temsil edildiği TBMM çatısı altında bu CD’yi dağıtabiliyor.
Bereket sağduyulu, laik Cumhuriyete bağlı bir bölüm milletvekili tepki göstermişler de, Meclis Başkanlığı lütfedip! CD’yi toplatmış. Ya tepki olmasaydı Başkanlık bu CD’yi toplatır mıydı?
Hiç sanmıyorum.
Anayasanın 24/son fıkrasındaki “Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.” Amir hükmü ile Türk Ceza Yasasının 309/1. Maddesindeki “Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar.” Hükmü karşısında, TBMM’nde CD dağıtan Enfal Yayınları yöneticileri hakkında Cumhuriyet Savcılığına ihbarda bulunmaya TBMM Başkanlığını, medyadaki bu haberi ihbar kabul ederek meslektaşlarım Cumhuriyet Savcılarını soruşturma açmaya davet ediyorum.
Son günlerde Laik Cumhuriyetin yok edilmesi için nöbetçi tüm kaleler, iktidarın vurdumduymaz anlayışıyla yandaş medya tarafından gözler önünde teker teker yıpratılmaya ve yok edilmeye çalışılmaktadır.
İktidar partisi ve iktidar partisine mensubiyetini bir türlü bırakıp tarafsız davranmayan Cumhurbaşkanı, sözde demeçlerle bu önemli olayları geçiştirilmeye çalışılmaktadırlar.
Komplo teorileriyle, ağırlaştırılmış ağır hapis cezası ile suçlanan ve Cumhuriyet Savcısı tarafından tutuklama istemi ile mahkemeye sevk edilen sanıklar, “Hala Türkiye’de yargıçlar vardır” özdeyişini kanıtlarcasına yargıç tarafından “Bu suçları işledikleri konusunda kuvvetli şüphenin varlığını gösteren olgu ve tutuklama nedeni bulunmadığından, tutuklama talebinin reddine” gerekçesiyle serbest bırakılıyor.
Diğer taraftan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bünyesinde bulunan “Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığında” yargıç tarafından yapılan ve genelde kamuoyunda büyük tepki toplayan arama hakkında, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) yürekli ve ilkeli üyesi Ali Suat ERTOSUN, aramada önemli bir uygulama hatası olduğunu vurgulayarak, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 125/2 maddesindeki aramanın soruşturma aşamasında değil ancak yargılama (Kovuşturma) aşamasında yapılacağına haklı olarak dikkatleri çekiyor.
CMK’nun 125/2’nci fıkrasındaki “Devlet sırrı niteliğindeki bilgileri içeren belgeler, ancak mahkeme hakimi veya heyeti tarafından incelenebilir......” amir hükmü, Sayın ERTOSUN’u haklı gösterecek kadar açık bulunmaktadır.
Yasada ki bu ifadenin, dava açıldıktan sonra tek yargıçlı mahkemelerde mahkeme yargıcı, çok yargıçlı mahkemelerde (Ağır Ceza Mahkemesi) ise mahkeme kurulunun (heyetinin) inceleme yapabileceği şeklinde anlaşılması hukuk mantığının gereğidir.
Bu karamsar duygular altında yazımı bitirirken 2010 yılının;
Devletin ve ulusun bölünmez bütünlüğü ve laik Cumhuriyetin güvenliğinin sağlandığı,
Tüm yurttaşların huzur ve barış içinde kardeşçe yaşadığı,
Yargının tartışma konusu olan tarafsızlığının sağlandığı,
Bir yıl olmasını diliyor, tüm yurttaşların yeni yılını kutluyorum. 31.12.2009
Hakimiyet-i Milliye Gazetesi - Neler Oluyor?-Gündüz AKGÜL
Son günlerde bu soru görsel ve yazılı medyada, yurttaşlar arasında, aile toplantılarında sık sık sorulmaya başlandı.
Neler oluyor? Nereye gidiyoruz?
Yılın son yazısını bu başlık altında içim buruk yazarken, gelişen olayların bu soruyu bize sordurmasının üzüntüsünü yaşıyorum.
Bu sabah gazetelerde gördüğüm bir haber, bu üzüntümü bir kat daha arttırdı.
Haber şöyle;
“Skandal CD Toplatıldı” başlığı altında “TBMM Başkanlığı, milletvekillerine yılbaşı hediyesi olarak Enfal Yayınları tarafından gönderilen ‘Anadolu İslam Cumhuriyeti Anayasası’ adlı CD’yi milletvekillerinin tepkisi üzerine toplattı”
Cesarete bakar mısınız? Adıyla sanıyla belli bir yayınevi sokakta, caddede, mahalle arasında, gizli yerlerde ve gizli şekilde değil, açıkça Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün laik Cumhuriyetinin temsil edildiği TBMM çatısı altında bu CD’yi dağıtabiliyor.
Bereket sağduyulu, laik Cumhuriyete bağlı bir bölüm milletvekili tepki göstermişler de, Meclis Başkanlığı lütfedip! CD’yi toplatmış. Ya tepki olmasaydı Başkanlık bu CD’yi toplatır mıydı?
Hiç sanmıyorum.
Anayasanın 24/son fıkrasındaki “Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.” Amir hükmü ile Türk Ceza Yasasının 309/1. Maddesindeki “Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar.” Hükmü karşısında, TBMM’nde CD dağıtan Enfal Yayınları yöneticileri hakkında Cumhuriyet Savcılığına ihbarda bulunmaya TBMM Başkanlığını, medyadaki bu haberi ihbar kabul ederek meslektaşlarım Cumhuriyet Savcılarını soruşturma açmaya davet ediyorum.
Son günlerde Laik Cumhuriyetin yok edilmesi için nöbetçi tüm kaleler, iktidarın vurdumduymaz anlayışıyla yandaş medya tarafından gözler önünde teker teker yıpratılmaya ve yok edilmeye çalışılmaktadır.
İktidar partisi ve iktidar partisine mensubiyetini bir türlü bırakıp tarafsız davranmayan Cumhurbaşkanı, sözde demeçlerle bu önemli olayları geçiştirilmeye çalışılmaktadırlar.
Komplo teorileriyle, ağırlaştırılmış ağır hapis cezası ile suçlanan ve Cumhuriyet Savcısı tarafından tutuklama istemi ile mahkemeye sevk edilen sanıklar, “Hala Türkiye’de yargıçlar vardır” özdeyişini kanıtlarcasına yargıç tarafından “Bu suçları işledikleri konusunda kuvvetli şüphenin varlığını gösteren olgu ve tutuklama nedeni bulunmadığından, tutuklama talebinin reddine” gerekçesiyle serbest bırakılıyor.
Diğer taraftan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bünyesinde bulunan “Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığında” yargıç tarafından yapılan ve genelde kamuoyunda büyük tepki toplayan arama hakkında, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) yürekli ve ilkeli üyesi Ali Suat ERTOSUN, aramada önemli bir uygulama hatası olduğunu vurgulayarak, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 125/2 maddesindeki aramanın soruşturma aşamasında değil ancak yargılama (Kovuşturma) aşamasında yapılacağına haklı olarak dikkatleri çekiyor.
CMK’nun 125/2’nci fıkrasındaki “Devlet sırrı niteliğindeki bilgileri içeren belgeler, ancak mahkeme hakimi veya heyeti tarafından incelenebilir......” amir hükmü, Sayın ERTOSUN’u haklı gösterecek kadar açık bulunmaktadır.
Yasada ki bu ifadenin, dava açıldıktan sonra tek yargıçlı mahkemelerde mahkeme yargıcı, çok yargıçlı mahkemelerde (Ağır Ceza Mahkemesi) ise mahkeme kurulunun (heyetinin) inceleme yapabileceği şeklinde anlaşılması hukuk mantığının gereğidir.
Bu karamsar duygular altında yazımı bitirirken 2010 yılının;
Devletin ve ulusun bölünmez bütünlüğü ve laik Cumhuriyetin güvenliğinin sağlandığı,
Tüm yurttaşların huzur ve barış içinde kardeşçe yaşadığı,
Yargının tartışma konusu olan tarafsızlığının sağlandığı,
Bir yıl olmasını diliyor, tüm yurttaşların yeni yılını kutluyorum. 31.12.2009
Hakimiyet-i Milliye Gazetesi - Neler Oluyor?-Gündüz AKGÜL