Nefessİz Oksİjen

Focus StyLe

FıRtına'
Altın Üye
Katılım
11 Eyl 2007
Mesajlar
5,292
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
İstanbul
Sis çökmüş şehre... Bulanıklık, pislik var sokaklarda. Şehrin damarlarındaki oksijen nefessiz... Organlarını boğan duman, nasıl seni nefes nefese bırakıyorsa, şehir de öyle nefes nefese; dumandan, isten, kömürden; yorgun! Bulutlar kararmış; şehrin egzostundan. Söndü sönecek onlar da tıpkı ciğerlerin gibi. Senin de sonun asit yağmuru kusan bulutlara benzeyecek. Kan kusacaksın gecelerce. Gecelerce elin böğründe uyuyacaksın. Gecelerce tatlı rüyalarından bir hışımla uyanıp böğrünün elinden ciğerlerine geri gidip gelişini izleyeceksin! Acaba bu gece mi diye, ürpereceksin. Bir daha uyuyama- yacaksın!

İnatla zıkkımlanmaya devam edeceksin. Çektiğin her nefesle rahatladığını sanarak kendini kandıracaksın! Hayat kilometrene bir çizik daha atacaksın. Masum zannedip çektiğin her nefesle, nefessizliğe bir adım daha yaklaşacaksın! Sisin hiç terk etmediği şehir gibi aydınlığa, beyaza muhtaç olacak organların. Güneşin renklerini özleyeceksin. Ancak, zamanla onları da unutacaksın. Siyah beyaz olacaksın. Siyah beyazdan başka bir rengin olmayacak! Attığın her çizikle bir adım daha uzaklaşacaksın etrafından. Dumanını sömürürken farkında olmayacaksın çoğu kez hiçbir şeyin. Sen bir nefes için yer ararken, onca nefesi nefessiz kılıp, yaşayabileceklerini yaşamayacaksın! Zaten herkes bir gün ölecek diye kendini kandırmaya, bu aptallığa başkalarını da ortak etmeye devam edeceksin! Her canlı bir gün ölecek! Bir kez ölecek!! Ama sen, kendinden çaldığın nefeslerin bedelini sürünerek ödeyeceksin. Her gün öleceksin! Bir gün gelecek, kustuğun kanda boğulacaksın! Senden hesap soracak kansız bıraktığın damarların; Leylasını kaybetmiş Mecnun gibi, delirip acıya boğacaklar tenini! Ruhun da serzenişe geçecek sana sırt çevirecek! Yapmak istediklerini yapamadan, terk edecek seni! Sen kendin istedin!

Bir sabah gözlerini soluk hastane duvarlarına açacaksın. Duvarlara sinen onca acılı feryatla sen yine uyuyamayacaksın! Hayatının en verimli dönemlerini, sen, yatağa prangalı, mahkum hayatı sürerek geçireceksin. İçinde keşkeler bir yumak olacak. Kaybettiğin hayatı düşüneceksin. Sevgilini, işini, evini, aileni düşüneceksin. Geleceğe bakacak gözlerin. Ressam olup kendi ellerinle çizdiğin tablondan korkacaksın. Yok olmuş şehrinle, yok olmuş hayatınla, yok olmuş hücrelerinle, doğmamış çocuklarınla karşılaşınca böğrüne bir bıçak daha batacak! Gördüğün tek manzara, yüzlerce izmarit, bir dolu kül olacak!

Sen o izmarit dostların gibi küllerinden yeniden doğamayacaksın! Kendinin ürettiği lanet saçmalık seni yenecek! Sonun olacak! Ecelinle ölmeyeceksin sen! Yavaş yavaş doz aldığın intiharın sonun olacak. Gün olacak sen o sisli günü bile göremeyeceksin. Uyanamayacaksın! İntiharın başarıya ulaşacak! Son bir resim gelecek usuna. İçine çektiğin ilk oksijenle yanıp seni ağlatan ciğerlerin... Sana küfrederek sönecekler! Sen oksijenin tadını bilmeden, hiç yürümemiş çocuk gibi öleceksin! Acı çekerek, ölümünün son anında bile huzur bulamadan, gideceksin! Bir başkasının dudaklarına ölüm öpücüğü konduran sadık dost sigaran, arkandan bir damla bile gözyaşı akıtmayacak! Çektiği nefesle dünyaları elde ettiğini sanan zayıfın dudaklarında, sinsi bir gülümsemeye dönüşecek...

Hadi durma, yak bir sigara daha!
 
Geri
Üst