Zagor270
New member
Başbakan Tayyip Erdoğan "Oluşturulmaya çalışılan belirsizlik ortamına rağmen, hedeflerimizden asla taviz vermeyeceğiz" derken, gidişatı beğenmeyenlere "Kriz mriz, 3 ayda 164 bin otomobil satıldı, ne krizi yahu" diye seslendi.
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, kriz değerlendirmelerine 3 aylık otomobil satış rakamlarıyla yanıt verdi. Ankara Sanayi Odası’nın (ASO) yeni ’akıllı’ hizmet binasının açılışını yapan, ardından Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan’ın adının verildiği Meclis Salonu’nda konuşan Erdoğan, ekonomiyi değerlendirdi. Erdoğan, 2005’te 270 milyar YTL olan toplam net borcun, 2008 yılı ilk çeyreğinde 147 milyar YTL’ye gerilediğini, 88 milyar YTL olan dış borcun ise 10 milyar YTL’ye indiğini söyleyerek, "Oluşturulmaya çalışılan belirsizlik ortamına rağmen, hedeflerimizden asla taviz vermeyeceğiz" dedi.
Kriz mriz diyorlar
Türk ekonomisi 25 çeyrektir büyürken bunun görmezden gelinemeyeceğini söyleyen Erdoğan, "Hamdolsun 25 çeyrek geçti. Herhalde 25 çeyrek devam eden bir sanal süreç olmaz, bir yapay süreç olmaz" dedi. Erdoğan, şunları söyledi: "2002’de satılan otomobil sayısı sadece 91 bin. Peki, 2007 yılında 357 bin adet otomobil satıldı. Bakınız nereden nereye. 2008 yılının ilk çeyreğinde satılan otomobil sayısı ne biliyor musunuz? Hani deniyor ya ’kriz mriz’ ne krizi yahu. 164 bin otomobil satıldı ilk çeyrekte. Rakam ortada. Halep oradaysa, arşın ASO’nun şu meclisinde."
Ayrıca beyaz eşya satışlarına da dikkat çeken Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "2002 yılında satılan buzdolabı sayısına bakın, 1 milyon 88 bin adet, 2007 yılında 1 milyon 900 bin adet. 2002 yılında 824 bin adet çamaşır makinesi satılmış, 2007 yılında ise ulaşılan rakam 1 milyon 535 bin. Bunlar ekonomimizin içinden geçtiği yenilenme sürecinin, atılım sürecinin yalnızca birkaç göstergesi. Ben sizlere hem sokaktan, hem de evin içinde bu rakamları veriyorum."
Sadece borca bakmayın
Borca bakılarak yapılan değerlendirmelerin doğru olmadığını savunan Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı: "Eğer sen borca bakarsan, dünyanın en borçlu ülkesi Amerika. Trilyonlarca dolar borçları var; ama kimse Amerika küçük bir ülke, Japonya küçük bir ülke, şu kadar borcu var der mi? Çünkü adamların Gayrı Safi Yurtiçi Hasılası, bir diğer ifadeyle milli geliri almış başını gidiyor. Konuştukları zaman da bizdekiler de ne yapıyor, bunu çarpıtıyor?"
Hürriyet Gazetesi
Çok kıymetli (!!) başbakanımız ülke tarihimizin en yüksek borç miktarını yakalamış olmanın beceriksizliğiyle söylediği bu sözler ile ekonomi bilgisinin ne kadar kıt olduğunu bir kez daha kanıtladı. Makro ekonomi zaten krizin eşiğinde olduğumuzu gösterirken mikro ekonomi yani watandaş boyutunda ise işlerin hiç iyi gitmediğini yaşadığımız hayattan görebiliyoruz. Dış borçlar rakamlarının böyle olmadığını werdiği rakamların çarpıtılmış olduğunu görmek için ekonomi profesörü olmaya gerek yok. Rakamları okumak isteyenler için ;
http://www.atonet.org.tr/yeni/index.php?p=1556&l=1
Dış borcun önemsiz olduğu o ülkelerin çoğu cari açık wermiyor. İhracatları ithalatlarını katlıyor. Altyapı we üstyapıları sağlam. Enflasyonlarının 2 katı kadar faiz ödemiyorlar. Daha bir çok şey yazılabilir. Kısacası sözleri tamamen yanlış we çarpıktır. Başbakana göre watandaşın işleri yolunda gidiyor ki satışlar patlamış diye düşünüyor. Birileri şu bakkal zihniyetindeki tayyip efendiyi başbakanlıktan alsın Allah aşkına. Hiç olmazsa ekonomik werileri saklamayan bakan Mehmet Şimşek'i biraz dinlese bakkal tayyip efendi, kendiside milleti kandırmayı bırakacak. Oynanan senaryo çok açık. Bakkal tayyip efendi herşeyin güllük gülistanlık olduğu tezini işliyor. Watandaşa "akp hükümeti çok iyi işler yaptı. En iyisi biziz." diyor. Buna inanan watandaşta destek weriyor. Eğer akp kapatılırsa yeni gelen hükümetin ülkeyi bir kriz ortamına götürmesi kuwwetle muhtemel. Bunun arkasından da tekrar sahneye çıkıp "bizi gönderdiler ekonomi bozuldu. Biz 6 senede kriz yaratmadık ama yeni gelenler 3 wakte kalmadan ortamı bozdular" diyecekler. Bütün suçu da mahkemenin üstüne atmayı planlayan değerli bakkal ülkenin kötüye gitmesi üzerine plan yapıyor we daha da acısı bundan prim kazanma uğraşısını içinde
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, kriz değerlendirmelerine 3 aylık otomobil satış rakamlarıyla yanıt verdi. Ankara Sanayi Odası’nın (ASO) yeni ’akıllı’ hizmet binasının açılışını yapan, ardından Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan’ın adının verildiği Meclis Salonu’nda konuşan Erdoğan, ekonomiyi değerlendirdi. Erdoğan, 2005’te 270 milyar YTL olan toplam net borcun, 2008 yılı ilk çeyreğinde 147 milyar YTL’ye gerilediğini, 88 milyar YTL olan dış borcun ise 10 milyar YTL’ye indiğini söyleyerek, "Oluşturulmaya çalışılan belirsizlik ortamına rağmen, hedeflerimizden asla taviz vermeyeceğiz" dedi.
Kriz mriz diyorlar
Türk ekonomisi 25 çeyrektir büyürken bunun görmezden gelinemeyeceğini söyleyen Erdoğan, "Hamdolsun 25 çeyrek geçti. Herhalde 25 çeyrek devam eden bir sanal süreç olmaz, bir yapay süreç olmaz" dedi. Erdoğan, şunları söyledi: "2002’de satılan otomobil sayısı sadece 91 bin. Peki, 2007 yılında 357 bin adet otomobil satıldı. Bakınız nereden nereye. 2008 yılının ilk çeyreğinde satılan otomobil sayısı ne biliyor musunuz? Hani deniyor ya ’kriz mriz’ ne krizi yahu. 164 bin otomobil satıldı ilk çeyrekte. Rakam ortada. Halep oradaysa, arşın ASO’nun şu meclisinde."
Ayrıca beyaz eşya satışlarına da dikkat çeken Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "2002 yılında satılan buzdolabı sayısına bakın, 1 milyon 88 bin adet, 2007 yılında 1 milyon 900 bin adet. 2002 yılında 824 bin adet çamaşır makinesi satılmış, 2007 yılında ise ulaşılan rakam 1 milyon 535 bin. Bunlar ekonomimizin içinden geçtiği yenilenme sürecinin, atılım sürecinin yalnızca birkaç göstergesi. Ben sizlere hem sokaktan, hem de evin içinde bu rakamları veriyorum."
Sadece borca bakmayın
Borca bakılarak yapılan değerlendirmelerin doğru olmadığını savunan Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı: "Eğer sen borca bakarsan, dünyanın en borçlu ülkesi Amerika. Trilyonlarca dolar borçları var; ama kimse Amerika küçük bir ülke, Japonya küçük bir ülke, şu kadar borcu var der mi? Çünkü adamların Gayrı Safi Yurtiçi Hasılası, bir diğer ifadeyle milli geliri almış başını gidiyor. Konuştukları zaman da bizdekiler de ne yapıyor, bunu çarpıtıyor?"
Hürriyet Gazetesi
Çok kıymetli (!!) başbakanımız ülke tarihimizin en yüksek borç miktarını yakalamış olmanın beceriksizliğiyle söylediği bu sözler ile ekonomi bilgisinin ne kadar kıt olduğunu bir kez daha kanıtladı. Makro ekonomi zaten krizin eşiğinde olduğumuzu gösterirken mikro ekonomi yani watandaş boyutunda ise işlerin hiç iyi gitmediğini yaşadığımız hayattan görebiliyoruz. Dış borçlar rakamlarının böyle olmadığını werdiği rakamların çarpıtılmış olduğunu görmek için ekonomi profesörü olmaya gerek yok. Rakamları okumak isteyenler için ;
http://www.atonet.org.tr/yeni/index.php?p=1556&l=1
Dış borcun önemsiz olduğu o ülkelerin çoğu cari açık wermiyor. İhracatları ithalatlarını katlıyor. Altyapı we üstyapıları sağlam. Enflasyonlarının 2 katı kadar faiz ödemiyorlar. Daha bir çok şey yazılabilir. Kısacası sözleri tamamen yanlış we çarpıktır. Başbakana göre watandaşın işleri yolunda gidiyor ki satışlar patlamış diye düşünüyor. Birileri şu bakkal zihniyetindeki tayyip efendiyi başbakanlıktan alsın Allah aşkına. Hiç olmazsa ekonomik werileri saklamayan bakan Mehmet Şimşek'i biraz dinlese bakkal tayyip efendi, kendiside milleti kandırmayı bırakacak. Oynanan senaryo çok açık. Bakkal tayyip efendi herşeyin güllük gülistanlık olduğu tezini işliyor. Watandaşa "akp hükümeti çok iyi işler yaptı. En iyisi biziz." diyor. Buna inanan watandaşta destek weriyor. Eğer akp kapatılırsa yeni gelen hükümetin ülkeyi bir kriz ortamına götürmesi kuwwetle muhtemel. Bunun arkasından da tekrar sahneye çıkıp "bizi gönderdiler ekonomi bozuldu. Biz 6 senede kriz yaratmadık ama yeni gelenler 3 wakte kalmadan ortamı bozdular" diyecekler. Bütün suçu da mahkemenin üstüne atmayı planlayan değerli bakkal ülkenin kötüye gitmesi üzerine plan yapıyor we daha da acısı bundan prim kazanma uğraşısını içinde
