MARCUSX
New member
Ne diyorlarsa, tam tersini anlayacaksınız!
Biraz geç oldu ama... Ülkemizi yönetenlerin zihniyetini nihayet çözdüm... Bu genel politikanın adı, iki sözcükten ibaret:
“Terse yatır!”
***
Dikkat edin; ne zaman...
“Refah artıyor, insanlarımızın alım gücü yükseliyor” deseler...
Ya kriz patlıyor, ya da zam yapıyorlar!
Dillerinden “barış”ı düşürmüyorlarsa, bilin ki mutlaka büyük bir kavgaya hazırlanıyorlar!
“Özgürlük”ten söz ettiklerinde; bu, biraz daha tutsaklaştırılacağımız anlamına geliyor!
“Demokrasi, demokrasi” diye tutturmaları, en az bir veya birkaç demokratik hakkımızın daha elimizden gitmek üzere olduğunu gösteriyor.
“Açılım”, kapanmayı...
“Teşvik”, engellemeyi...
“İlerleme”, gerilemeyi...
“Çağdaşlık”, geçmiş asırlara özlemi...
“Birlik”, bölünüp parçalanmayı...
“Çözüm”, kilitlenmeyi ifade ediyor...
Osmanlı tokadı patlatıp, “kardeşlik”ten...
Gerçekleri saptırıp, “doğruluk”tan dem vuruyorlar!
***
Devletin yüksek yargıçlarının ve savcılarının bile telefonlarını dinletiyorlar ama; söylemlerine bakarsanız, “düşünce ve ifade özgürlüğünün bir numaralı savunucuları” bunlar...
“Şeffaflık” ipine sarılıp, ulusun kaderini belirleyecek girişimleri son dakikaya kadar herkesten saklayanlar, yine bunlar...
“Seviyeli siyaset”in, sözlüklerindeki karşılığı; hakaret, aşağılama ve dayatma!
“Diyalog” ise “Siz giderseniz gidin, ben rahat rahat kendi grubuma konuşurum” anlayışı...
***
İşte; bu yüzden... Demokrasiyi, özgürlüğü, barışı, açılımları, ilerlemeyi, toplumsal dayanışmayı, birliği, refahı, uzlaşmayı gerçekten savunan bizim gibiler; bunlara biraz olsun inandığımızda, hep beklentilerimizin tersi çıkıyor...
Hep “ters köşeye” yatıyoruz!
Hayal kırıklığına uğrayıp, umutsuzluğa düşüyoruz...
***
Benim bundan sonrası için kişisel önlem paketim hazır:
“Barış” diye ortaya çıktıklarında; markete gidip makarna stoklayacağım...
“Gel uzlaşalım” çağrısını duyduğumda; toz olacağım!
Özgürlüğüm için kafa yormaya başladıklarında; anlayacağım ki hapishane yolu göründü... Yakınlarıma çamaşır, sigara siparişi vereceğim...
Ve, “Biz yaratılanı severiz yaratandan ötürü” lafını duyduğumda, çok yakında büyük bir hır çıkacağının bilincinde olacağım... Adımımı buna göre atacağım.
***
Geç oldu ama... Hiç olmazsa ben anladım.
Bir de hâlâ anlamayanlar var...
Allah onların yardımcısı olsun!
***
ASIL NEDEN!
Tekirdağ’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 87. yılı dolayısıyla verilen resepsiyonda, CHP’li belediyenin içki ikramında bulunmasını protesto eden AKP’liler salonu terk etmişler...
Bana göre, asıl neden bu değildir...
Olsa olsa “kurtuluş pastası”ndan Atatürk çıkarmadığı için Başkan Bey’e kızmış ve bu yüzden gitmişlerdir!
Yoksa; “laik” bir partinin üyeleri, hiç içki verildiği için böyle bir eylem yapar mı?
***
GÜNÜN SORUSU
En Büyük Devlet Büyüğü dün de Malatya’da aynı sözleri söylemiş: “Bir damla şehit kanı akmaması için bütün makamları feda etmeye hazırız...”
Feda edilenler sadece “makamla” sınırlı kalacak mı, yoksa başka şeyler de feda edilecek mi?
***
Son bir yılda gelirini yüzde 33 artıran bir babayiğit arıyorum!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin icraatlarını beğenip, son seçimlerde yine aynı yönetime oy veren sevgili vatandaşlar:
Gözünüz aydın!
Çünkü; o çok beğendiğiniz belediye, (eminim ki size daha iyi hizmette bulunmak için) toplu taşıma ücretlerine yüzde 33 zam yapmış!
Böylece... Örneğin metroya binmenin bedeli 1,5 liradan 2 liraya çıkmış...
Tüm AKP’sever dostlara hayırlı, uğurlu olsun!
***
İşin şakası bir yana...
Şu son bir yılda, ekonomik kriz nedeniyle yüz binlerce kişi işsiz kaldı.
Yüz binlercesinin evini, icra memurları komşu kapısına çevirdi.
İşsiz kalmayanlar ise işverenlerinden zam yerine nasihat aldı...
Böyle bir dönemde kişisel gelirini yüzde 33 artırmayı başaran babayiğit vatandaşlarımız varsa... Onlarla tanışmayı, konuşmayı, bu büyük başarılarının sırrını öğrenip, siz sayın okurlarımla paylaşmayı çok isterim...
Lütfen beni arasınlar...
***
Bir not da İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetimine:
Nasıl olsa seçimlerden yeni çıktınız... 4 yıl daha rahatsınız... Neden elinizi korkak alıştırıyorsunuz? Yüzde 33, hiç size yeter mi? Yapmışken, yüzde 100 zam yapsaydınız!
KAYNAK
Biraz geç oldu ama... Ülkemizi yönetenlerin zihniyetini nihayet çözdüm... Bu genel politikanın adı, iki sözcükten ibaret:
“Terse yatır!”
***
Dikkat edin; ne zaman...
“Refah artıyor, insanlarımızın alım gücü yükseliyor” deseler...
Ya kriz patlıyor, ya da zam yapıyorlar!
Dillerinden “barış”ı düşürmüyorlarsa, bilin ki mutlaka büyük bir kavgaya hazırlanıyorlar!
“Özgürlük”ten söz ettiklerinde; bu, biraz daha tutsaklaştırılacağımız anlamına geliyor!
“Demokrasi, demokrasi” diye tutturmaları, en az bir veya birkaç demokratik hakkımızın daha elimizden gitmek üzere olduğunu gösteriyor.
“Açılım”, kapanmayı...
“Teşvik”, engellemeyi...
“İlerleme”, gerilemeyi...
“Çağdaşlık”, geçmiş asırlara özlemi...
“Birlik”, bölünüp parçalanmayı...
“Çözüm”, kilitlenmeyi ifade ediyor...
Osmanlı tokadı patlatıp, “kardeşlik”ten...
Gerçekleri saptırıp, “doğruluk”tan dem vuruyorlar!
***
Devletin yüksek yargıçlarının ve savcılarının bile telefonlarını dinletiyorlar ama; söylemlerine bakarsanız, “düşünce ve ifade özgürlüğünün bir numaralı savunucuları” bunlar...
“Şeffaflık” ipine sarılıp, ulusun kaderini belirleyecek girişimleri son dakikaya kadar herkesten saklayanlar, yine bunlar...
“Seviyeli siyaset”in, sözlüklerindeki karşılığı; hakaret, aşağılama ve dayatma!
“Diyalog” ise “Siz giderseniz gidin, ben rahat rahat kendi grubuma konuşurum” anlayışı...
***
İşte; bu yüzden... Demokrasiyi, özgürlüğü, barışı, açılımları, ilerlemeyi, toplumsal dayanışmayı, birliği, refahı, uzlaşmayı gerçekten savunan bizim gibiler; bunlara biraz olsun inandığımızda, hep beklentilerimizin tersi çıkıyor...
Hep “ters köşeye” yatıyoruz!
Hayal kırıklığına uğrayıp, umutsuzluğa düşüyoruz...
***
Benim bundan sonrası için kişisel önlem paketim hazır:
“Barış” diye ortaya çıktıklarında; markete gidip makarna stoklayacağım...
“Gel uzlaşalım” çağrısını duyduğumda; toz olacağım!
Özgürlüğüm için kafa yormaya başladıklarında; anlayacağım ki hapishane yolu göründü... Yakınlarıma çamaşır, sigara siparişi vereceğim...
Ve, “Biz yaratılanı severiz yaratandan ötürü” lafını duyduğumda, çok yakında büyük bir hır çıkacağının bilincinde olacağım... Adımımı buna göre atacağım.
***
Geç oldu ama... Hiç olmazsa ben anladım.
Bir de hâlâ anlamayanlar var...
Allah onların yardımcısı olsun!
***
ASIL NEDEN!
Tekirdağ’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 87. yılı dolayısıyla verilen resepsiyonda, CHP’li belediyenin içki ikramında bulunmasını protesto eden AKP’liler salonu terk etmişler...
Bana göre, asıl neden bu değildir...
Olsa olsa “kurtuluş pastası”ndan Atatürk çıkarmadığı için Başkan Bey’e kızmış ve bu yüzden gitmişlerdir!
Yoksa; “laik” bir partinin üyeleri, hiç içki verildiği için böyle bir eylem yapar mı?
***
GÜNÜN SORUSU
En Büyük Devlet Büyüğü dün de Malatya’da aynı sözleri söylemiş: “Bir damla şehit kanı akmaması için bütün makamları feda etmeye hazırız...”
Feda edilenler sadece “makamla” sınırlı kalacak mı, yoksa başka şeyler de feda edilecek mi?
***
Son bir yılda gelirini yüzde 33 artıran bir babayiğit arıyorum!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin icraatlarını beğenip, son seçimlerde yine aynı yönetime oy veren sevgili vatandaşlar:
Gözünüz aydın!
Çünkü; o çok beğendiğiniz belediye, (eminim ki size daha iyi hizmette bulunmak için) toplu taşıma ücretlerine yüzde 33 zam yapmış!
Böylece... Örneğin metroya binmenin bedeli 1,5 liradan 2 liraya çıkmış...
Tüm AKP’sever dostlara hayırlı, uğurlu olsun!
***
İşin şakası bir yana...
Şu son bir yılda, ekonomik kriz nedeniyle yüz binlerce kişi işsiz kaldı.
Yüz binlercesinin evini, icra memurları komşu kapısına çevirdi.
İşsiz kalmayanlar ise işverenlerinden zam yerine nasihat aldı...
Böyle bir dönemde kişisel gelirini yüzde 33 artırmayı başaran babayiğit vatandaşlarımız varsa... Onlarla tanışmayı, konuşmayı, bu büyük başarılarının sırrını öğrenip, siz sayın okurlarımla paylaşmayı çok isterim...
Lütfen beni arasınlar...
***
Bir not da İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetimine:
Nasıl olsa seçimlerden yeni çıktınız... 4 yıl daha rahatsınız... Neden elinizi korkak alıştırıyorsunuz? Yüzde 33, hiç size yeter mi? Yapmışken, yüzde 100 zam yapsaydınız!
KAYNAK