sen@
New member
Neşet Ertaş,son yüzyılın en önemli Türk ozanlarından biridir. (d. 1938) Kırşehir'in Çiçekdağı ilçesine bağlı Kırtıllar köyünde doğmuştur.Yağmurlubüyükoba, Kırşehir köyündendir Babası saz ustası Muharrem Ertaş annesi Döne hanımdır. Ertaş, ilkokul gittiği yıllarda önce keman, sonra da bağlama çalmayı öğrendi. Babası Muharrem Ertaş ile birlikte yörenin düğünlerinde sazı ile çalıp sesi ile türküler söylemeye başladı. Ertaş, etkilendiği tek kişinin babası Muharrem Ertaş olduğunu söyler. Kendi ifadesi ile bunu şu şekilde ifade eder; "Babamla ben aynı ruhun insanlarıyız.".
Neşet Ertaş, 1950'li yılların sonunda İstanbul'a gelerek ilk plağını "Neden garip garip ötersin bülbül" adı ile babası Muharrem Ertaş'a ait bir türküyle çıkardı. Halk tarafından çok beğenilen bu plağı ardından diğer plak, kaset ve halk konserleri takip eder. Daha sonra Neşet Ertaş Ankara'ya yerleşir. Burada yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle kardeşinin daveti üzerine Almanya'ya gider. Çocuklarının eğitimi ve sanatsal çalışmalarından dolayı uzun bir süre Almanya'da kalan sanatçı, 2000 yılında İstanbul'da verdiği konserle sahne hayatına geri döndü.
Demirel zamanında kendisine sunulan 'devlet sanatçılığı' ünvanını; "o dönem süleyman demirel cumhurbaşkanıydı. devlet sanatçılığı bana teklif edildi. ben, 'hepimiz bu devletin sanatçısıyız, ayrıca bir devlet sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık geliyor' diyerek teklifi kabul etmedim. ben halkın sanatçısı olarak kalırsam benim için en büyük mutluluk bu. şimdiye kadar devletten bir kuruş almadım. bir tek tbmm tarafından üstün hizmet ödülünü kabul ettim. onu da bu kültüre hizmet eden ecdatlarımız adına aldım." diyerek devlet geri çevirmiştir.
Albümleri
* 1988 – Gönül Ne Gezersin Seyran Yerinde
* 1988 – Kendim Ettim Kendim Buldum
* 1988 – Kibar Kız
* 1989 – Hapishanelere Güneş Doğmuyor
* 1989 – Sazlı Sözlü Oyun Havaları
* 1990 – Gel Gayri Gel
* 1992 – Türküler Yolcu
* 1992 – Gitme Leylam
* 1993 – Kova Kova İndirdiler Yazıya
* 1995 – Seçmeler 2
* 1995 – Seçmeler 3
* 1995 – Seher Vakti
* 1995 – Altın Ezgiler 3
* 1996 - Polis Lojmanları
* 1997 – Benim Yurdum
* 1998 – Gönül Yarası
* 1999 – Zülüf Dökülmüş Yüze
* 1999 – Gönül Dağı
* 1999 – Muhur Gözlüm
* 1999 – Zahidem
* 1999 - Neredesin Sen
* 1999 - Gönül Dağı Yağmur Dağı*
Belgesel
Can Dündar, Garip: Neşet Ertaş Belgeseli, Kalan Müzik
Bir saz,söz ve ses ustası:
Neşet Ertaş türkü demek; binlerce yıldır söyleyen ve söylenecek olan…Neşet Ertaş bağlama demek;binlerce yıldır çalınan ve çalınacak olan…
Kırk yıldır ismi türkü ve bağlama ile özdeşleşmiş Neşet Ertaş’ın
yoksulluk, gurbet ve ayrılıklarla dolu hayat hikayesi 1938’de Kırtıllar
Köyünde bağlar. Anası Keskin’in Hacelobası köyünden Döne, babası Yağmurlu Büyükoba’dan Muharrem Ertaş…Baba Ertaş, orta Anadolu Türkmen/Abdal Müziği geleneğinin bilinen en güçlü temsilcilerinden biri ve gelmiş geçmiş en büyük bozlak ustası.
Yağmurlu Büyükoba, Hacelobası, Kırtıllar, İkibikli, Tezrek, Barak,
Kırıksoku, Keskin, Kırıkkale, Yerköy ve Çiçekdağı… Buralar, asırlar
Öncesinin gezginci ozanlık geleneğini sürdürürcesine köy köy gezen Baba Ertaş’ın çocukluk ve ilk gençlik yılları, başta Kırşehir Ve Yozgat’a ait Bu köyler olmak üzere çevre il ve ilçelerde babası ile düğün çalarak geçer.
Hayatının anlattığı bir şiirinde şöyle der:
Dizinde sızıydı anamın derdi
Tokacı saz yaptı elime verdi
Yeni bitirmiştim üç ile dördü
Baban gibi sazcı oldun dediler
Derken bir gün elinde sazı, cebinde iki buçuk lirayla ver elini Ankara
diyerek Kırşehir’den ayrılır. Ankara, İstanbul, kısa bir süre için tekrar
Kırşehir ve nihayet hiç bitmeyecek bir gurbet hayatına başlamak üzere tekrar Ankara…Gazinolar, pavyonlar, eğlence yerleri, düğünler ve konserler…Ve turneler; Anadolu turneleri… Sarısözen’in tabiri ile “Kırşehirli mahalli sanatçısı” Neşet Ertaş, 1960’ların sonlarına doğru artık yurdun dört bir tarafında zevkle dinlenen ve herkesin sevdiği bir sanatçı olmuştur.
O’nun türküleri ortanadolu bozkırlarının bin yıllık hüznünü anlatır
Lisan-1 hal ile. İşte bunun için “türkü” denince O’nun o gür, parlak ve bir o Kadar da içli ve duygulu sesiyle söylediği yürek burkan ezgiler gelir aklımıza. Bağlama denince’de O’nun elinde adeta sihirli bir alet haline gelen bin yıllık sazımız akla gelir hemen.
1976 yılında geçirdi ani bir rahatsızlığın tedavisi için Almanya’ya
gider ve iyileştikten sonra sanatçı olarak oturma izni alıp orada kalır. Yirmi üç yıldır “ Alaman gurbetinde”, ülkesine insanlarına duyduğu aşkla
çalıp söylememektedir.
Bir sanatçıyı tanımanın en iyi yolu, hele de bu Neşet Ertaş gibi
Türküler de hep kendini anlatan, kendi ruh ve gönül macerasını saza, söze döken bir usta ise, en güzeli sanatçının kendisini dinlemek. Neşet Ertaş, sazı türkü’ye; türkü’yü saza o kadar yakıştırır ve yakınlaştırır ve yakınlaştırır ki, dinleyenlere derin iç çekmek ya da göğüs geçirmek kalır…
Neşet Ertaş - Vikipedi
Neşet Ertaş Resmi Web Sitesi
Neşet Ertaş, 1950'li yılların sonunda İstanbul'a gelerek ilk plağını "Neden garip garip ötersin bülbül" adı ile babası Muharrem Ertaş'a ait bir türküyle çıkardı. Halk tarafından çok beğenilen bu plağı ardından diğer plak, kaset ve halk konserleri takip eder. Daha sonra Neşet Ertaş Ankara'ya yerleşir. Burada yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle kardeşinin daveti üzerine Almanya'ya gider. Çocuklarının eğitimi ve sanatsal çalışmalarından dolayı uzun bir süre Almanya'da kalan sanatçı, 2000 yılında İstanbul'da verdiği konserle sahne hayatına geri döndü.
Demirel zamanında kendisine sunulan 'devlet sanatçılığı' ünvanını; "o dönem süleyman demirel cumhurbaşkanıydı. devlet sanatçılığı bana teklif edildi. ben, 'hepimiz bu devletin sanatçısıyız, ayrıca bir devlet sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık geliyor' diyerek teklifi kabul etmedim. ben halkın sanatçısı olarak kalırsam benim için en büyük mutluluk bu. şimdiye kadar devletten bir kuruş almadım. bir tek tbmm tarafından üstün hizmet ödülünü kabul ettim. onu da bu kültüre hizmet eden ecdatlarımız adına aldım." diyerek devlet geri çevirmiştir.
Albümleri
* 1988 – Gönül Ne Gezersin Seyran Yerinde
* 1988 – Kendim Ettim Kendim Buldum
* 1988 – Kibar Kız
* 1989 – Hapishanelere Güneş Doğmuyor
* 1989 – Sazlı Sözlü Oyun Havaları
* 1990 – Gel Gayri Gel
* 1992 – Türküler Yolcu
* 1992 – Gitme Leylam
* 1993 – Kova Kova İndirdiler Yazıya
* 1995 – Seçmeler 2
* 1995 – Seçmeler 3
* 1995 – Seher Vakti
* 1995 – Altın Ezgiler 3
* 1996 - Polis Lojmanları
* 1997 – Benim Yurdum
* 1998 – Gönül Yarası
* 1999 – Zülüf Dökülmüş Yüze
* 1999 – Gönül Dağı
* 1999 – Muhur Gözlüm
* 1999 – Zahidem
* 1999 - Neredesin Sen
* 1999 - Gönül Dağı Yağmur Dağı*
Belgesel
Can Dündar, Garip: Neşet Ertaş Belgeseli, Kalan Müzik
Bir saz,söz ve ses ustası:
Neşet Ertaş türkü demek; binlerce yıldır söyleyen ve söylenecek olan…Neşet Ertaş bağlama demek;binlerce yıldır çalınan ve çalınacak olan…
Kırk yıldır ismi türkü ve bağlama ile özdeşleşmiş Neşet Ertaş’ın
yoksulluk, gurbet ve ayrılıklarla dolu hayat hikayesi 1938’de Kırtıllar
Köyünde bağlar. Anası Keskin’in Hacelobası köyünden Döne, babası Yağmurlu Büyükoba’dan Muharrem Ertaş…Baba Ertaş, orta Anadolu Türkmen/Abdal Müziği geleneğinin bilinen en güçlü temsilcilerinden biri ve gelmiş geçmiş en büyük bozlak ustası.
Yağmurlu Büyükoba, Hacelobası, Kırtıllar, İkibikli, Tezrek, Barak,
Kırıksoku, Keskin, Kırıkkale, Yerköy ve Çiçekdağı… Buralar, asırlar
Öncesinin gezginci ozanlık geleneğini sürdürürcesine köy köy gezen Baba Ertaş’ın çocukluk ve ilk gençlik yılları, başta Kırşehir Ve Yozgat’a ait Bu köyler olmak üzere çevre il ve ilçelerde babası ile düğün çalarak geçer.
Hayatının anlattığı bir şiirinde şöyle der:
Dizinde sızıydı anamın derdi
Tokacı saz yaptı elime verdi
Yeni bitirmiştim üç ile dördü
Baban gibi sazcı oldun dediler
Derken bir gün elinde sazı, cebinde iki buçuk lirayla ver elini Ankara
diyerek Kırşehir’den ayrılır. Ankara, İstanbul, kısa bir süre için tekrar
Kırşehir ve nihayet hiç bitmeyecek bir gurbet hayatına başlamak üzere tekrar Ankara…Gazinolar, pavyonlar, eğlence yerleri, düğünler ve konserler…Ve turneler; Anadolu turneleri… Sarısözen’in tabiri ile “Kırşehirli mahalli sanatçısı” Neşet Ertaş, 1960’ların sonlarına doğru artık yurdun dört bir tarafında zevkle dinlenen ve herkesin sevdiği bir sanatçı olmuştur.
O’nun türküleri ortanadolu bozkırlarının bin yıllık hüznünü anlatır
Lisan-1 hal ile. İşte bunun için “türkü” denince O’nun o gür, parlak ve bir o Kadar da içli ve duygulu sesiyle söylediği yürek burkan ezgiler gelir aklımıza. Bağlama denince’de O’nun elinde adeta sihirli bir alet haline gelen bin yıllık sazımız akla gelir hemen.
1976 yılında geçirdi ani bir rahatsızlığın tedavisi için Almanya’ya
gider ve iyileştikten sonra sanatçı olarak oturma izni alıp orada kalır. Yirmi üç yıldır “ Alaman gurbetinde”, ülkesine insanlarına duyduğu aşkla
çalıp söylememektedir.
Bir sanatçıyı tanımanın en iyi yolu, hele de bu Neşet Ertaş gibi
Türküler de hep kendini anlatan, kendi ruh ve gönül macerasını saza, söze döken bir usta ise, en güzeli sanatçının kendisini dinlemek. Neşet Ertaş, sazı türkü’ye; türkü’yü saza o kadar yakıştırır ve yakınlaştırır ve yakınlaştırır ki, dinleyenlere derin iç çekmek ya da göğüs geçirmek kalır…
Neşet Ertaş - Vikipedi
Neşet Ertaş Resmi Web Sitesi