NBA 2K12 İncelemesi

W.PiTToN

W.C.ConsuAllen
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
19,043
Reaction score
0
Puanları
0
nba2k12-475x380.jpg

‘Hala yeterli değil’… Eminim 2K Sports ekibi sürekli olarak bunu söylüyor, aşılıyorlar bünyelerine. Gördüğüm en iyi spor oyununa imza atıyorlar, ama durmuyorlar, iyi yapılan işi suyunu çıkarana kadar sömürmek yerine, nasıl ileri adım atılır onu gösteriyorlar. Her yıl mükemmele bir adım daha yaklaşırken onlar, biz yine hayran hayran eserlerine bakıyoruz. EA Sports’a basketbol arenasında dünyaları dar eden NBA 2K serisi, bu seneye de bomba gibi giriyor.
2010’da Kobe Bryant ile krallığını ilan eden NBA 2K, geçtiğimiz sezon tahttan bir daha kalkmayacağını simgeleyecek şekilde Michael Jordan ile karşımıza çıkmış, Majesteleri’ni birçok kişinin ilk defa kontrol etmesini sağlamıştı. Ama Jordan bile, birçok oyuncu için yeterli olsa bile 2K için yeterli değildi ve 2K12’de tüm efsaneleri sunmaya karar verdiler. Jordan oynadığı reklamla, ‘Gelmiş geçmiş en iyi takım kim?’ sorusu gündeme getiriliyor ve Larry Bird’lü Celtics, Magic’li ve Kareem’li Lakers, Hakeem Olajuwon’lu Rockets, Patrick Ewing’li New York Knicks gibi efsane oyuncuların ve takımların müjdesi veriliyordu. Günümüz yıldızlarının efsanelerle buluştuğu 2K12 çok sağlam geliyordu, ve geldi de…

Daha çok efsane, daha çok takım

Aslında Larry’li Boston, ‘Showtime’ Lakers, ‘Bad Boys’ Pistons gibi efsane ekipler 2K11’de bulunuyordu zaten, yani sadece Jordan ve ekibi yoktu. Wilt Chamberlain, Bill Russell, Elgin Baylor, Jery West gibi çok daha eski zamanların oyuncuları ise 2K12 ile sahne alıyorlar. Ayrıca 2K12’nin sunduğu bir diğer yenilik de, ‘NBA’s Greatest’ modu. Geçtiğimiz oyunda sadece Jordan’ın özel maçlarını oynayabiliyorken, şimdi diğer 14 efsanenin de başrol olduğu maçlara konuk olabiliyoruz. Postacı Karl Malone ile David Robinson ve Tim Duncan’lı Spurs’ün karşısına çıkarken, Lary Bird’ün liderliğinde Boston ile Dominique Wilkins’li 85-86 Hawks’ı alt etmeye çalışıyoruz. John Stockton, Oscar Robertson, Magic Johnson ve diğerleriyle de maça damga vurmak yine sizin elinizde olacak.
Bu modun getirdiği bir diğer yenilik ise, efsane takımların kilitlerinin açılması oluyor. Bir önceki oyundaki gibi hazır bulunmuyor eski ekipler ve kadrolar. Mesela Magic Johnson, 90-91 Trail Blazers ve 90-91 Lakers’ı açmanıza yardımcı oluyorken, Hakeem reis Mutombo’lu 93-94 Nuggets ile 93-94 Rockets’ın anahtarı oluyor. Siyah-beyaz dönemlere uzanmak için ise Bill Russell size eşlik ediyor olacak, 64-65 Lakers ve 64-65 Celtics kapışmasında.

Evet, siyah-beyaz görüntünün hüküm sürdüğü döneme uygun bir şekilde renksiz görüntüde oynanıyor bazı maçlar. Renklerin ekranlara yeni yeni taşındığı dönemlerde ise renkli ancak günümüz standartlarından uzak görüntü kalitesiyle oynuyoruz, çok daha gerçekçi oluyor haliyle. Ancak maalesef atmosferin daha iyi yansıtılmasını engelleyen unsurlar var. Spiker ve yorumcuların ses kaliteleriyle de oynanıp o günün şartlarına uygun hale getirilseydi çok daha güzel olurdu. Ve yorumcular sanki o zamandaymış gibi maçı anlatsalardı bize, şahsen daha çok havaya sokarlardı beni. ‘Showtime’ Lakers ile Celtics’e sahayı dar ederken, Magic hakkında yorum yapanların Lebron’u karıştırması, Jerry West iyi bir oyuncu olmasının yanında sonralarda iyi bir GM olduğunu söylemeleri belki yapımcıların istediği konseptti ancak ben beğenmedim.

Gözüme çarpan bir diğer yenilik ise 2K11’de olan ‘MJ:Creating a Legend’ın , ‘NBA: Creating a Legend’ olarak 2K12’de yer alması. Şuan NBA’deki tüm oyuncuların kariyerlerini devralabilir, kaldıkları yerden devam ederken onları kontrol edebiliriz. Yani ‘My Player’ modunun gerçek oyunculara uyarlanmış hali, tıpkı FIFA serisindeki ‘Be a Pro’ modundaki gibi. Diyelim ki Kobe Bryant’ı seçtiniz, Lakers menajerine ‘Hacı, beni takas edin, başka takıma gitmek istiyorum’ diyebilirsiniz, gerçi Kobe’ye yakışmayan hareket olur, Lebron’u seçip yapın bu hareketi en iyisi.
David Stern ile el sıkışmak da varmış

Geçtiğimiz yıl ‘My Player’ modundan bahsederken, NBA dünyasının, özellikle ‘draft’ aşamasının çok iyi yansıtılmamış olmasından şikayet etmiştim. 2K Sports bu, gerekeni anında yapar. Yaptı da; çaylakların kendilerini gösterdiği maçta sergilediğiniz performansa göre takımlar sizle görüşmeye geliyorlar. Mülakat tadında geçen görüşmeler sonucunda, menajerlere verdiğiniz cevaplar, ‘draft’ gününde hangi takımın sizi seçeceğini belirliyor. Tıpkı gerçekteki gibi NBA’in patronu David Stern hangi takımın hangi oyuncuyu seçtiğini açıklıyor ve sıra size hem kariyerinize başlayacağınız takımı öğreniyor hem de Stern’in elini sıkarak NBA’e ilk adımınızı atıyorsunuz.

Aslında bu ilk aşama, 2K11’e göre çok daha kolay olmuş. Oynayanlar bilir, D-League’te hangi yollardan geçildiğini, NBA’de elle tutulur dakikalar alabilmek için ne tür fedakarlıklar yapmak gerektiğini. 2K12’de çok daha hızlı giriş yapılıyor NBA’e anlayacağınız, benim hoşuma gitti bu, ancak beğenmeyecek çok kişi olacaktır. Beğendiğim bir diğer yenilik ise, oyuncuları tüm maçları oynama mecburiyetinden kurtaran bir özellik. ‘Play Next Key Match’ sayesinde sadece önemli maçları oynayabiliyor, diğerlerini simülasyona bırakabiliyorsunuz. Bana hitap eden bir özellik değil, ancak vakti kısıtlı olan ya da tüm sezonu oynamaktan sıkılacak oyuncular için muhteşem bir seçenek.
Yine maç öncesi hedefler bulunuyor, bunları gerçekleştirdiğimiz zaman yetenek puanı kazanıyoruz. Ayrıca maç esnasında koçumuzdan özel görevler geliyor. Mesela üçüncü çeyreğe başlarken koç, ‘Rakip hızlı hücumlarla can yakıyor, top kaybı yapma bu çeyrek’ diyor ve dediğini yaparsanız ekstra yetenek puanı kazanıyorsunuz. Yetenek puanlarıyla da oyuncunuzun özelliklerini geliştirebiliyorsunuz. Ayrıca tıpkı önceki oyunda olduğu gibi ‘Drill’ haklarını kullanarak, katıldığınız antrenmanda başarı göstererek yetenek puanı kazanıyorsunuz.

NBA oyuncuları büyük paralar kazanıyorlar, ve 2K gerçekçi bir NBA hayatı sunabilmek için işin maddi boyutunu da oyuna ekledi. Artık takımlarla görüşebileceğiz ve kazandığımız paranın önemi artacak. Çünkü maddi gücünüzün izin verdiği ölçüde, hayır işlerine katılabiliyor, sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyor, takım arkadaşlarınıza davetler veriyor, oyuncunuza yeni özellikler satın alabiliyorsunuz. Bu tarz hareketler, taraftarların gözünde imajınızı tazeliyor, takım arkadaşlarınızla aranız daha iyi oluyor ve basketbol dünyasında daha popüler bir oyuncu oluyorsunuz. Medya önünde imajınızı etkileyen diğer etken de basın toplantıları. Maç sonrasında vereceğiniz demeçler, kariyerinizi şekillendirebilir. Eğer işler kötü giderse, takımınızı beğenmez iseniz, hedeflerinize uygun bir yere gitmek isterseniz, genel menajerinizle konuşup takas olmak isteyebilirsiniz. İsteğinizin gerçekleşeceği kesin olmasa da, takımdan gitmek istediğinizi biliyor olacak yöneticiler.
Serinin en sevdiğim modu olan ‘The Association’, aynen duruyor. Seçtiğiniz takımın her şeyiyle ilgilenebilir, kontratlara bakabilir, takaslarla uğraşabilirsiniz. Diğer yandan da maçlara çıkıyor olacaksınız elbette. Bu modun ‘online’ versiyonu da eklenmiş yapıma, NBA sezonunu gerçek oyuncularla yapabilirsiniz bu sayede. Bir takım seçip, NBA sezonu oynamak isteyen ancak sadece maçlara çıkmak isteyen kişiler için ‘Season’ modu bulunuyor her zamanki gibi, yada direkt ‘Playoffs’a geçebilirsiniz.

Sonuç
Görsel anlamda zaten iyiydi NBA 2K, ancak son oyunda özellikle yüz animasyonları konusunda muazzam bir işe imza atmışlar. Tüm oyuncuların modellemeleri üzerinde durulmuş, yüzler gerçeklerine çok daha benzer hale getirilmiş. Sadece yüzleri veya fizikleri değil, birçok oyuncunun özel hareketleri de aynen bulunuyor oyunda. Kareem’in efsanevi ‘hook’u, Magic’in muhteşem top hakimiyeti, Larry’nin kusursuz şut stili, Dirk’ün imza atışları ve Kobe’nin durdurulamaz ‘fadeaway’leri…
Oynanış sisteminde çok büyük bir değişim yok, özellikle hızlı oyuncularla birebirde rakip geçebilmek daha kolay hale gelmiş, ancak geliştirilmiş yapay zeka sayesinde yardım savunması anında olay yerinde oluyor. Pas alışverişleri daha hassas ve yumuşak olmuş, gerçekçi olmayan top kaybı istatistiklerinden kurtulmak için ‘slider’larla ince ayar yapmanızı tavsiye ederim. Maalesef ‘My Player’ modunda hala yapay zeka sorunları devam ediyor, bazen takım arkadaşlarınız sizi çileden çıkaracak hareketler yapıyorlar, rakip oyuncular takır takır oynarken hem de. Şut bloklamak zorlaşmış, eskiden olduğu gibi şutlar sık sık blok yemiyor ve özellikle pivotlar boy avantajlarına rağmen, ağırlıklarından ötürü kısa ve hızlı oyuncuları çok rahat bloklayamıyorlar.Oynanabilirlik konusunda hoşuma gitmeyen tek nokta, klavyede kontrollerin çok daha zorlaşmış olması. Eskiden tek hareketle ‘spin’ ve ‘crossover’ yapabiliyorken, artık bu tarz hareketleri rahat yapabilmek için analoglu bir ‘gamepad’e ihtiyaç var.

Sunum konusunda her sene mükemmele yakın iş çıkaran yapımcılar bu sene de gerçek NBA maçı hissini verecek oyunculara. Maç öncesi çıkan giriş videoları, leziz müziklerle birlikte insanı havaya sokuyor. Eski maçlarda görüntü kalitesinin o günün şartlarına uygun olması ve yayın grafiklerinin gerçektekilerle birebir olması 2K Sports’un dikkate aldığı onlarca detaylardan sadece ikisi. Yukarıda da dediğim gibi, 60’ların ve 70’lerin maçlarında ses kalitesinde de döneme uygun değişikliğe gidilseydi, atmosfer çok daha çekici olurdu.
Efsanelerin bir araya geldiği NBA 2K12’de müzikleri genel olarak beğenmedim, ancak ‘Now’s My Time’ isimli parça ile Royce da 5’9’’ ve Eminem’in Fast Lane isimli şarkısı sağlam. Zaten Jordan, Wilt, Bill Russell, Bird, Magic gibi efsanelere Eminem gibi bir efsaneden başkası eşlik edemezdi bana göre. Neyse lafı burada bitirelim, 2K12 olağanüstü bir yapım olmuş, 2K Sports yine yılın en iyi spor oyununa imza atmış bence. Ama Lebron’un puanı 98, Wade’in 96 iken Kobe’ye 94 verilmesi, anlayamadığım bir nokta, içmişlerdi sanırım ‘overall’ları belirlerken. ‘Black Mamba’ ile o çapulcuların biletini kesmek farz oldu artık
 
Geri
Üst