Namazsız bir dinde hayır yoktur///

LOOPUSED

Altın Üye
Altın Üye
Katılım
6 Haz 2008
Mesajlar
12,048
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
54
Konum
€z€Ld€n €b€d€
Namazsız bir dinde hayır yoktur”

Hicretin 9. yılında yaşanan şu olay, namazın olmazsa olmazlığını ortaya koyması açısından çok anlamlı:
Hz.Peygamber(s.), Sakîf kabilesine İslâm’ı tebliğ edip Medine’ye dönüyordu ki, onlardan Urve b. Mes’ud, Rasûlüllah henüz Medine’ye varmadan ona yetişti. Müslüman oldu ve kavmine İslâm dinini götürmeyi teklif etti. Hz. Peygamber: ‘Onlar seni öldürürler’ dedi. Çünkü onlardan gördüğü muameleden bunu anlamıştı. Urve:
-‘Ey Allah’ın Rasûlü! Onlar, beni uyku halinde görseler uyandırmaya dahi kıyamazlar’ dedi.
Kavmi içinde çok sevilen ve sözü dinlenen Urve, onların kendisine karşı çıkmayacaklarını umuyordu.
Taif’e dönen Urve’ye hoşgeldine gelen Sakîfliler onu câhiliye selamıyla selamladılar. O buna şiddetle karşı çıktı: ‘Beni cennet halkının selamıyla selamlayınız: es-selâmu aleyküm deyiniz’ dedi. Urve’ye eziyette bulunup onun haysiyetini kırmaya çalıştılar. O ise bunlara sabır gösterdi. Gelenler oradan ayrılıp halkı onun aleyhinde kışkırttılar. Sabah namazı vakti, Urve kendisine ait yüksek bir binaya çıkarak sabah ezanı okudu. Her taraftan Sakîfliler oraya toplandılar. Bu kargaşa sırasında, Benî Mâlik’e mensup Evs b. Avf, bir ok atarak onu büyük bir damarından vurdu. Kanı durdurulamadı. Bunun üzerine Gaylân b. Seleme, Kinâne b. Abdi Yâ Leyl, Hakem b. Amr gibi ileri gelenler ayaklandılar. Silahlarını kuşandılar ve dövüşmek üzere saf kurarak şöyle dediler:
-“Ya hepimiz öleceğiz ya da Urve’nin yerine Benî Mâlik ileri gelenlerinden on kişiyi öldüreceğiz!”
Bu durumu gören Urve şöyle haykırdı:
-“Benim için birbirinizi öldürmeyiniz. Ben kanımı beni vuran arkadaşa sadaka olarak verdim. Bu, sizinle onlar arasında bir barış yerine geçsin. Bu kan bir şereftir, ki Allah Teâlâ beni onunla şereflendirmiştir. Bu bir şehâdet mertebesidir ki onu bana Allah göndermiştir. Şahitlik ederim ki Muhammed, Allah’ın Rasûlü’dür. Çünkü o, sizin beni öldüreceğinizi haber verdi.” Sonra yakınlarını çağırdı. Onlara şu vasiyette bulundu:
-“Beni, Hz.Peygamber’le gelip, o henüz buradan ayrılmadan oklarınızla şehit ettiklerinizin yanına gömün.”
Onu daha önceki şehitlerle beraber gömdüler. Rivayete göre Hz.Peygamber Urve hakkında şöyle buyurdu:
-“Onun durumu, tıpkı kavmini Hak dine davet edip öldürülen Yâsin ehlinin durumu gibidir.”
(Yasin suresinin 20. âyeti şöyledir: “O şehrin en uç kenarından koşarak bir adam geldi; ‘Ey kavmim, o gönderilmiş elçilere uyun’ dedi.” Rivayete göre, bu şahsiyet Habîbü’n-Neccar, gönderilen elçiler Hz.İsa’nın havarilerinden Yuhanna ve Belves, kavmi ise Antakyalılardır. Habîbü’n-Neccar, kavminin elçileri yalanladığını duyunca koşup gelmiş, onları Hz. İsa’nın elçilerine iman etmeye çağırmış, onlar da onu öldürmüşlerdi.)
Urve’yi öldürdükten birkaç ay sonra Sakîf kabilesi aralarında istişâre ettiler; etraflarında bulunan Araplara karşı savaşma güçleri olmadığını anladılar. Çünkü bu Araplar Hz. Peygamber’e biat edip müslüman olmuşlardı. Sonra içlerinden birini Hz. Peygamber’e gönderme kararı aldılar. Böylece Abdi Yâ Leyl b. Amr’ı, beraberinde anlaşmalılardan iki kişi ve Benî Mâlik’ten de üç kişi olduğu halde Hz. Peygamber’e elçi olarak gönderdiler. Bu grup Medine yakınlarındaki Kanâh denilen yerde Muğîre b. Şûbe’ye rastladı. ‘Eğer Hz. Peygamber, kavimlerine bazı şartları kabul ettiğini bildiren bir ahitnâme yazarsa biat edip İslâm’a gireceklerini’ söyledi.
Muğîre Sakiflileri Medine’ye getirdi; onlara Hz. Peygamber’e (s.) nasıl selam vermeleri gerektiğini söyledi. Fakat onlar ancak câhiliye selamı ile selam vereceklerini söylediler ve bunda da ısrar ettiler. Hz. Peygamber’in yanına geldiklerinde mescidde onlar için bir çadır kuruldu. Sakiflilerin ileri sürdükleri şartlardan biri şu idi:
-“Üç sene tâgiyeye yani Lât’a ibadet etmemize izin vereceksin.”
Peygamberimiz (s.) bu konuda taviz vermeyince üçten ikiye, ikiden de bire düştüler. Sonra:
-“Tâif’e varışımızdan itibaren hiç olmazsa bir ay olsun ibadet edelim, ki kavmimizin aşırılarıyla anlaşıp, onları yola getirebilelim” dediler. Fakat Hz. Peygamber (s.) onlara herhangi bir zaman vermeyi kabul etmedi. Bunun üzerine, namaz kılmaktan ve putları kendi elleriyle kırmaktan affedilmelerini istediler. Hz. Peygamber:
-“Putlarını kendi elleriyle kırmaktan onları affediyorum. Namaza gelince, içinde namaz olmayan bir dinde hayır yoktur.” buyurdu. Onlar da: ‘Bu bizim için bir zillet olmasına rağmen yine de kılacağız’ dediler.
Bir başka rivayete göre, Sakif heyeti Hz. Peygamber’e, namaz kılmamaktan başka cihada gitmemeyi, zekâtı vermemeyi, mallarının zekâtını toplayan bir memurun ve idareleri için kendilerinden başka hiçbir görevlinin gönderilmemesini şart koştular. Rasûlüllah’ın (s.) son ve kesin cevabı şöyle oldu:
-“Savaşa gitmemenizi ve zekâtınızı toplayacak birini göndermemeyi kabul ediyorum. Üzerinize vali veya idareci olarak tayin edilenler de sizden olacak. Fakat içinde rükû (namaz) olmayan bir dinde hayır yoktur.”
Ebu Davud’da şöyle bir ilave rivayet vardır: “Cabir’den, Sakif heyetini sordum. Şöyle dedi: ‘Kendilerinden sadaka/zekat alınmamasını ve cihada katılmamalarını istediler. Ben Hz. Peygamber’in (s.) ‘Onlar ileride müslüman olduklarında sadaka da verecekler, cihad da edecekler’ dediğini duydum”.
M.Yusuf Kandehlevi’nin Hayatü’s-Sahabe’sinden özetle aktardığım bu olay, namaz’ın, Tevhid’den sonra ilk ameli şart ve Din’in ‘olmazsa olmazı’ olduğunu belgelemesi bakımından son derece anlamlı ve önemlidir.


http://www.habervaktim.com/yazar/9034/namazsiz_bir_dinde_hayir_yoktur_.html
 
Bir arkadaş bana dedi ki...Ben namaz kılamıyorum...Çünki içkiden kendmi alamıyorum ve içkili namaza yaklaşmak da bana dokunuyor...ayrıca yanlızca içki değil zinadan da vaz geçemiyorum...Kısacası devamlı günah içindeyim ve ibadetler bana eziyet gibi geliyor..Dedim ki: Hiçbir ibadeti yapma...Yaptığın mekruh işlerden de elini eteğini çekeceğim diye kendini zorlama...Samimi bir şekilde namaza dur geirisi kafidir....Şüphesiz Allah huzuruna ne halükarda gelirsen gel seni içini ve kucağını niyetince güzel şeylerle doldurup gönderir...Her gelişinde paklanırsın da haberin olmaz...

Allah razı olsun güzel bir paylaşım...İdrak etmek ve özümsemek gerek diye düşünüyorum...
 
Allah tüm inananları Namazdan ayırmasın İnşaallah.
 
güzel bir yazı olmuş eline sağlık..namaz dinin direğidir.devamlı kılanlardan olana ne mutlu.
 
biz nasıl kurtarırız kendimizi
5 vakit kıbleye dönen yüzümüz yoksa eğer
Allah razı olsun senden..
 
Allah Rasulune soruyorlar;
--- Ya Rasulallah, namaz kılmayan kafir olur mu?
Cevap veriyor;
--- Kafir olmaz, ama kafirler de namaz kılmaz.

Buradan namaz kılmayan, kılamayan arkadaşlara asla bir ithamda bulunmadım. Zaten yukarıdaki ifade de bana ait değil. "Tehlikenin farkında mısınız" ın gerçek karşılığı budur. Kalbi temiz olanlara gelince. Çamurun içinden çıkardığınız elmanın da aslında içi temizdir. Ama kaçınız hiç bir işlem yapmadan direkt ısırır o elmayı. Az konuşalım, çok anlayalım.
 
kardeşim çok güzel bir konuya değinmişsin 24 altın saatten sadece günlük 1 altın saatle rabbim bilir tabiiki cennete gidmek ne kadar güzel gelmiyormu kulaga biz saatlerimizi sürüsüne bedava ahrcarken yarın hesaba çekildigimizde ne cevab verecegiz ne bahane bulabilirizki arkadaşlarım ahir zamanda yaşıyoruz bunlara dikkat edersek bence mükafatını fazlasıyla alırız rabbimin rahmeti üstünüzde olsun kardeşlerim
 
Allah Rasulune soruyorlar;
--- Ya Rasulallah, namaz kılmayan kafir olur mu?
Cevap veriyor;
--- Kafir olmaz, ama kafirler de namaz kılmaz.

Buradan namaz kılmayan, kılamayan arkadaşlara asla bir ithamda bulunmadım. Zaten yukarıdaki ifade de bana ait değil. "Tehlikenin farkında mısınız" ın gerçek karşılığı budur. Kalbi temiz olanlara gelince. Çamurun içinden çıkardığınız elmanın da aslında içi temizdir. Ama kaçınız hiç bir işlem yapmadan direkt ısırır o elmayı. Az konuşalım, çok anlayalım.

bu hadis ışığında alınan nükte fazlasıyla güzel olmuş .ben tşkr ederim.
 
Geri
Üst