- Katılım
- 23 May 2010
- Mesajlar
- 10,583
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Tatlı bir sohbetin yanında bahanedir, sıcak bir çay... Sevgilinin istediği demli bir çay değil, her dem yüreğin kıyılarına aşkla vuran sohbettir. Karıştırılan her çayda kulağı etkileyecek o gizli nağmeler aranır, ezgi gibi kanatlanır bardaktan çıkan ses... Dudaklardan aşkla bırakılan her sözcük musiki gibi çıkar dudaklardan, dinleyicisine zevk verir, aşk verir... Bundandır kaşığın bardağa incitmeden dokunuşları ve bu yüzdendir şekerin çayla erimesi...
Çay şekersiz içilirse tat vermez muhabbet erlerine... Sohbetlerinde "Aşk"ın eksikliği hissedilir hep... Ağızlardan bal olup dökülmez dertler ve hep sıkıntılar dile gelir... Notalar eksik kalmıştır, besteler çaresizdir. Dil kırgındır, dudaklar ise suskun...
Zaman durmak bilmez bir türlü... Akıp gider azgın ırmaklar gibi... Beklenen gelmez olur, aşığın gözü yollarda olur... Çaresizlik içinde bekler âşık... Bir ses, bir haber duymak ister en azından. Gün olur, akşam olur... Ne gelen vardır, ne giden... Çayın demi dibine çöker ağır ağır... Şiddetli fırtınaya yakalanan gemi gibi karaya vurur aşığın umutları...
Acımıştır bir kere yüreği, kanamıştır. Sanki yanan ateşin üzerinde duran çaydanlık değil, aşığın kendisidir... Yüreği kor olup tutuşmuştur bir anda...
Ve duvarda asılı duran sazını eline alır... Kanatlanıp uçsun türküler, yâre ulaşsın der... Zikir verirmişçesine vurur sazının tellerine ve kırıktır çıkan her ses... Yarımdır notalar, eksiktir besteler...
Çalamaz âşık sazını... Önce tellerini koparır, sonra sazını kırar... Notalara veda etmiştir, sazını susturmuştur artık...
Kaynayan suya, bülbülün çilesine kulak verir... Ve buhar olup uçar ezgiler... Gerçek yârini arar gökyüzünde...
Âşık, artık yalnızdır. Şekeri olmayan çay gibi... En yakın dostu olan sazını kırmış, notalara küsmüştür...
İşte tam burada haykırır gökyüzüne doğru;
- Nâle-i Vaveyla! . . .
YamanTürk