Mustafa Kemal Suç İşlemiş !..

Vtnsvr

New member
Toplumlar sürekli değişirler. Bu gelişme yoluyla olur. Her zaman fark etmezsiniz. Adına gelişim (tekamül) derler.
Ama bazen de birden bire değişir. Buna da devrim derler. Toplumun sosyal, siyasal, ekonomik yapıları birden bire değişir. Eski sistem yıkılır, yerine yeni bir sistem oturtulur. İşte bu devrimdir. Fransız Burjuva Demokratik Devrimi, Rusya Sosyalist Devrimi Türkiye Cumhuriyeti Devrimi gibi. Monarşi yıkılmış, yerine demokratik Cumhuriyet gelmiştir.

Her sistemin yandaşları da vardır. Çıkarları ancak o sisteme bağlıdır.
Devrim olunca bunlar da sistemle birlikte çökerler.
İşte Mustafa Kemal bu noktada suç işlemiş oluyor. Çünkü eski sistemin yandaşlarında travma (yara) açmıştır. Bunu açık seçik söylemiyor. Kafa karıştırmak için (toplumda) diyor. Babacan’ın Hıristiyanların şikayetine cevap olarak söylediği “Müslümanlar da aynı durumda” (Yani eziliyor demeye getiriyor); oysa kimseye namaz kılma diyen yok. Ama o’na yetmiyor.

Yukarıda beyanını aktardığım Yardımcı Başkanın istediği de bu.




Başka bir formül de: Dinimizi günlük hayatımızda yaşamak istiyoruz.
Demek Avrupa’dan en az üç yüz yıl geri kalmamız yetmedi.
O kadar doğal zenginliğe rağmen İslam yönetimindeki devletler içinde bir tane batıdaki devletlere denk devlet var mı ?..

Doğal olarak, Padişah ve şeriat yanlıları devrimden travma (yara) alacaklardı. Zaten devrim bunlara karşı da yapılmadı mı ? Vatandaşı kafası karışacak şekilde bunu suçmuş gibi ortaya koymak pek de etik olmayan bir demagojidir. Devrimlerin yeni kurumları da beraberinde getirmeleri doğaldır. Yeni Yazı reformu, en cesur, en güçlü hamlelerden biridir.

1928’de ilkokuldan çıktım.
Yeni Yazı çıktı. 5 yılda eski yazıyı (Osmanlıca) öğrenemedim.
Alfabede üç-dört tane (s) bir o kadar da (t) var.
Hangi sözcüğün hangi şekil (s) ile veya (t) ile yazıldığını nereden bileyim ?..
Orta okula yazı cahili girdim. Bir-iki ayda Yeni Yazıyı öğrendim.

Hatta, Ne zaman öğrendiğimi bir türlü bilemedim.
Bir gecede bütün millet cahil olmuş palavrası da var.
O zamanlar Kim okuma yazma biliyordu ki ?..
Sadece Arzuhalciler…
Okur yazardı diye millete bühtan (iftira) etmeyelim !..

Murat ERDEMLİ
... "
 

RomeoMAD

JusT B€
Valla Mustafa Kemal'in butun vasiflarini ayirip hakkinda yorum yapmak bize dusmez,ama lafımı solıyım.
Her Insan hata yapar,Ta ki Hz. Adem'den beri,bize dusen ayiplari ortmek :) Bence kotu taraflarini arastircagimiza iyi taraflarina bakalim.
Ona bakarsan Turkiyedeki ilk MASON LOCASINI kapatan insan Ataturktur...(Bu sadece ufak bir ornek)
 

sedapinar

New member
Türkçe bizim dilimizdir. Yani bize aittir. Ancak arap kültürünü din olarak kabul eden kesimler nedeniyle Osmanlı Türkçesi büyük oranda bozulup, arapçalaşmıştır. Yapılan alfabe değişikliği çok yerindedir. Nedeni ise 200 yıldır Türk kimliğini değişik potalarda eritmek isteyen ve başını İngiltere'nin çektiği küresel dünyaya bu fırsatın tanınmamasıdır. Zaten okur-yazar olduğunu belirten kesimin oranı çok düşüktü. Aynı oyun şu anda küresel dünya safsatasıyla İngilizce üzerinden pazarlanmaktadır. Öte yandan Orhun Yazıtlarında yer alan dilimizin her açıdan arapçaya olan üstünlüğü kanıtlanmıştır.
yok bir gecede tarih silindiydi de, yok dilimiz öldü de, yok bir gecede okur yazar olma yetimizi yitirdik vb...safsatalar...

İddia ettiğiniz dil madem o kadar güçlü idi bir gecede nasıl yok oldu? Dünyadaki hangi dili bir gecede yok edelirisiniz?Buna akıl sahibi olan kim inanır? Kendi ağzınızla söylüyorsunuz, bugün o belgeleri anlayabilmek için özel dil dersi alman lazım çünkü Türkçe değil, Osmanlıca denen dil, uyduruk bir dildir, ve olduğu gibi Arapça'dır, Bir devletin resmi dili, yazışmaların ve eğitimin hangi dil ile yapıldığına göre değişir, Osmanlı'da eğitim dili Arapça'dır, yazışmalar da Arapça-Farsça'dır, Osmanlıca diye bir dil yok, Osmanlıca denen şey Arapça'dır, araya da 3-5 Farsça sözcük eklenmiştir, grameri, kelime türetimi, yazım kuralları tamamen ARAPÇA'dır.

Diyelim ki bir gecede okur-yazrlığımız ortadan kaldırılmadı, bugün hala Osmanlıca (Arapça) konuşuyoruz, ve Arap harfleri kullanıyoruz;
Bugün yazdığımız Fikir sözünü nasıl yazacaktık? Aynen Arapça Fkr olarak mı? Fikr olarak mı yoksa Fikir olarak mı?

Gül, Göl ve Gol sözlerinin ayırdına nasıl varacaktık, çünkü tümü aynı yazılır, meselâ;

" Çok güzel bir 'gül' gördüm..."
" Çok güzel bir 'göl' gördüm..."

Bu iki cümleyi nasıl ayıracaktık? Gördüğün şey bir çiçek türü olan Gül mü? Yoksa Göl mü? Bunu nasıl anlayactık?

"Çocuğumuz oldu." ile "Çocuğumuz öldü" cümlelerinin farkını nasıl ayıracaktık, çünkü aynı yazılır.

Bugün kullanmakta olduğumuz yazı dizgesinde;

Bol - Böl - Bul ayrı ayrı belirtilir, peki bunları nasıl yazacaktık bugün? Örnek olarak şu kısa cümleleri nasıl ayıracaktık?

"Suyu bol"
"Suyu böl"
"Suyu bul"

Suyu bol bir yerden mi bahsedilmiş? Suyu bul mu deniyor? Suyu böl, paylaştır mı?Hangisi???
 

Kara Kartal

Banned
yüzyılın iyisi kimmm (bedüzaman da) diyorlar

saiti nursii hayiinimii??

Atatürkmü?

hangisi vatana hizmet etmiş hangisi islama faydalı olmuş

tek kelimesini bilmeden Kuran ı ezberleyen insan lar cahil değilmiydi

zurnanın zırt dediği yer burası işte

yobazlar hiç bir zaman Atatürkü benimsiyememişlerdir

Atatürkün karşısına her zaman adi bir mahluku evliya yüceliğinde çıkartarak bediiüzzaman (zamanın en iyi) olarak tanımlamışlar...

bediüzzaman denen bu adi bölücünün torunları ,aşiretinden olanlar,öğrencileri onun izinden giderek bu gün Cumhuriyetimizin önemli günlerine alternatif günler icat etmekle meşguller

Atatürkün tek suçu bu yobazların 7 ceddini rablerine kavuşturmamış olmasıdır
 

HTML

Üst