Miting tertipçisi Necla Arat'ın doktora ve doçentlik tezleri de çalıntı çıktı..

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

eiffel

Forumun Kulesi
Altın Üye
Katılım
10 Mar 2006
Mesajlar
5,705
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Her insan büyük bir alemdir.İnsan düşünceden ibare
Miting tertipçisi Necla Arat'ın doktora ve doçentlik tezleri de çalıntı çıktı


Daha önce Profesörlük tezinin çalıntı olduğu ortaya çıkan Necla Arat'ın doktora ve doçentlik tezlerinin de çalıntı olduğu anlaşıldı.
6go7tc5.jpg

Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan Coşkun, bugün köşesine taşıdığı iddiaların belgelerinin kendinde olduğunu belirterek, "Orijinal metin ile Necla Arat'ın metinlerini birlikte incelemek isteyenler, lütfen bana başvursunlar." dedi.

Necla Arat'ın çaldığını iddia ettiği metinden örnekler veren Coşkun, Arat'ın "E. Cassirer ve S. K. Langer'de Sembolik Form Olarak Sanat" başlıklı doktora tezinde önsöz ve bibliyografya hariç 181 sayfanın incelendiğini belirtti. Kitabın 10-15 sayfa dışında kalan bölümlerinin tamamının, "Cassirrer'e göre" ya da "Langer'e göre" diye belirtilen bölümlerden oluştuğunu söyleyen Coşkun, kalan kısımların ise yine iki yazardan, kaynak belirtilmeden yapılan alıntılarla oluşturulduğunu ifade etti.

Coşkun, Necla Arat'ın Doçentlik tezinin durumunun daha da vahim olduğunu iddia ederek, '18. Yüzyıl İngiliz Felsefesinde Etik ve Estetik Değerler Arasındaki İlgi Sorunu' isimli doçentlik tezini, "Önüne kitabı almış, satır satır çevirip yayınlamış! Çaldığı kitaptan bazen bir satırı, bazen birkaç cümleyi alıntı olarak göstermiş. Ancak alıntının öncesi ve sonrasını kendi fikriymiş gibi yazmakta bir sakınca görmemiş." şeklinde değerlendirdi.

Bir kaç sene evvel hakkında intihal yaptığı iddiaları ortaya atılan Başbakanlık Müsteşarı Prof. Dr. Ömer Dinçer'in, CHP tarafından "Bir bilim hırsızı olan Ömer Dinçer, Başbakanlık Müsteşarlığı koltuğunda oturamaz." şeklinde eleştirildiğini anlatan Coşkun, yazısında şu ifadelere yer verdi: "YÖK, Ömer Dinçer'in intihali konusunda anında karar alıp jet hızıyla uyguladı.

Bakalım, aynı tutum Necla Arat için de geçerli olacak mı? Bakalım meslektaşlar ne diyecek? Bakalım YÖK nasıl bir tutum takınacak? Bakalım "Bir bilim hırsızının Başbakanlık Müsteşarlığı koltuğunda oturması"na isyan eden CHP, bir bilim hırsızını CHP milletvekili yapacak mı? Yoksa... "Bizim bilim hırsızımız, sizin bilim hırsızını döver" oyunu mu oynanacak? Bekleyelim, görelim..."

Kaynak

Hürriyet
 
Rezalet bir durum.
 
insan bi başkasını kötülerken önce kendi pisliklerine bakması lazım,yok eyer bakmassa bigün elbet çıkar yaptıkları.Zaten bu hanımefendiden bu tür şeyler bekiyodum ayrıca ben mutlak suretle Türkan Saylan hanımefendininde yaptıklarının bi incelenmesini istiyorum.Peygamberi anma törenlerine gericilik diiyip,kutlu doğum haftasının bi şov olduğunu söyleyen bi şahsında geçmişinde nice pislikler olduğunu düşünüyorum.Cumhuriyrt mitingi gibi bütün dünyanın hayranlıkla izlediği,halkın sesini bi nebzede olsa duyurabildiği bu muhteşem organizsayonun kurucularının da bu iki bayan olmasından ne yazıkki büyük üzüntü duyuyorum
 
konuyla ilgili pek bi bilgim yok ama RTE ile ilgili cok gizli belgelerim war isteyen bana pm den ulasssın!!:eek:ha
 
'Necla Arat yalan söylüyor'

'Necla Arat yalan söylüyor'

neclaarat.jpg


Ahmet Hakan'ın yazısına göre, CHP Milletvekili aday adayı Prof. Necla Arat, bu köşede yazılan "intihal", yani "fikir hırsızlığı" suçlaması için bir açıklama yapmış.

Diyor ki:

"Benim çalıntı olduğu iddia edilen basılmış ve yayımlanmış bir profesörlük tezim bulunmamaktadır."

Necla Hanım'ın bu açıklamasına bakınca haklı olarak diyeceksiniz ki:

"Ahmet Hakan! Sen de amma müfteriymişsin! Bak, Arat'ın çalıntı olduğu iddia edilen bir profesörlük tezi bile yokmuş."

Durun! Hemen karar vermeyin!

Çünkü ne yazık ki "çağdaş bir kadın" olmak ile "yalan söylememek" arasında doğrudan bir bağ bulunmamakta.

İşte buraya açıkça yazıyorum: Necla Arat yalan söylüyor.

Ve bu da yalanın belgesi:

İstanbul Üniversitesi'nde Necla Arat'ın "Profesörlük takdim tezi"nin "intihal" olup olmadığını araştırmak üzere, fakülte profesörlerinden bir kurul oluşturuluyor ve bu kurul 8 Haziran 1981 yılında bir rapor hazırlıyor.

Raporda Necla Arat'ın yaptığı fikir hırsızlığı kanıtlandıktan sonra "Sonuç" bölümünde şu ifadelere yer veriliyor:

"Görüldüğü üzere Necla Arat'ın 218 sayfalık tezinin sadece 20 sayfa kadar tutan bir kısmının orijinal mi yoksa bir yerden aktarma mı olduğu tespit edilememekle birlikte, geri kalan 200 sayfalık kısmı, tamamen intihalden ibarettir. Bütün bu intihaller, bahis konusu kitaplardan yaptırdığımız fotokopi sayfalarındaki fotokopi numaralarıyla 'Tez'deki paragraf numaraları birlikte takip edilmek suretiyle, İngilizce bilen herkes tarafından kolayca görülebilecektir."

Bitmedi.

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yönetim Kurulu, 25 Mayıs 1982 tarihinde intihal gerekçesiyle Necla Arat'ın üniversiteden 6 ay uzaklaştırılmasına karar veriyor.

Bakalım Necla Arat, buna ne diyecek?

NOT: Necla Arat'ın "Profesörlük takdim tezi"yle ilgili yayınladığım belgelere yanıtını alayım... Daha sonra Arat'ın doktora ve doçentlik tezlerindeki aşırmalarının belgelerine geçeceğim...

Ahmet Hakan​
 
Seni Uyanık Seni....
 
hiç şaşırmadım.bu hanımefendinin bırakın öğretim üyeliğini demokrat olduğundan bile şüpheliyim.bana göre gericinin önde gideni.böylesi insanların örneklerine birtakım 3.dünya ve eski demirperde ülkelerinde bile rastlamak imkansız.yakında yök başkanı olursa hiç şaşırmam ama
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Geri
Üst