Milli birliğin mimarı!

KILL-BILL

New member
Milli birliğin mimarı!

Keşke benim gibi yapsaydınız..

Hafızanızdaki bilgileri silerek Başbakan’ı izleseydiniz..

Keşke!..

Uzaylı gibi..

Mübalağasız şu sonuca varırdınız..

Ülke karnıyarık gibi ortadan ayrılmış.. Daha da ötesi paramparça olmuş.. Veya olmak üzere..

Ülkenin kültürel mirası tahrip edilmiş..

Mevlanalar, Yunus Emreler yok sayılmış.. İstiklal Marşı yazarı Mehmet Akif bile hakarete uğramış..

Niceleri istismar edilmiş..

Bir ülkeden beş altı ülke çıkmak üzere..

Ve bir lider çıkıyor..

Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Gürcü’yü, Abaza’yı, Ermeni’yi, Rum’u..

Sunni’yi , Alevi’yi, Ortodoks’u, Katolik’i bir araya getiriyor..

Aynı bayrak altında topluyor.. Aynı ülkü etrafında birleştiriyor..

Herkes birbiriyle kucaklaşıyor..

Öpüşüyor, koklaşıyor.. Kavgaya son veriliyor..

Bunu sağlayan lider 81 ilden gelen delegelerin alkışlarıyla..

‘Milli birliğin mimarı’ olarak karşılanıyor..

AKP kongresindeki manzara buydu..

*


Türkiye’nin de manzarası bu mu? Milli birliğimizi, bütünlüğümüzü Erdoğan’a mı borçluyuz?

O başımızda olmasaydı, harcı elleriyle yoğurup bizleri birbirimize yapıştırmasaydı..

Tespih taneleri gibi sağa sola savrulur muyduk?

Türkiye beş, altı, yedi parçaya mı bölünürdü?

*


Değil tabii..

O zaman diyeceksiniz ki ‘milli birliğin mimarı’ unvanı da nereden çıktı..

Hükümet milli birlik projesi başlatıyor ya.. İçeriği sır gibi saklanan, kimselere söylenmeyen, kimilerinin ’açılım’dediği tasarı var ya..

İşte onun mimarı sayılıyor..

*


Veya şöyle düşünün..

Seçime giden Başbakan’ın meydanlardaki yeni sloganı:

“Geliyor.. Geliyor.. Milli birliğimizin mimarı geliyor”

Fiyakalı laf ama..


***



Demokratik açılım AKP’den başlamalı..

AKP’nin yaptığına ’seçimli kongre’ denir mi?

Denmez..

Tek aday, tek liste..

İl kongreleri de bu havada geçti.. Birkaç yer dışında il başkanları tek aday olarak seçime girdi; kazandı!

Dün de benzerini yaşadık.. Başbakan çıktı konuştu, sonucu beklemeden gitti.. Çünkü sonuç zaten belliydi..

Yönetim listesini elleriyle hazırladı.. İstediği değişiklikleri yaptı, kimilerini çıkardı, kimilerini MKYK’a aldı..

Alternatifi olmayan listeyi delegeler onayladı.. Başka şansları da yoktu!..

Delegeydiler ama kimi isteyip istemedikleri onlara sorulmuyordu..

Âdet yerini bulsun diye sandığa gittiler.. Kimlerin yönetime seçildiğini seçimden bilmeyen önce yoktu!..

*


Diyorum ki Erdoğan demokratik açılıma partisinden başlasa..

Önce AKP’de tatbik edilse..

Sonra Türkiye’de..

‘Demokrasi tecrübesi’ne sahip bir iktidar partisinin ülkeyi kapsayacak ’demokratik açılıma’ katkısı daha fazla olur..

Yanlış mı düşünüyorum?

Yanlışsam söyleyin..


***



4 ay hapis yattı, 10 yıldır anlatıyor!


On yıldan da fazla oldu.. On buçuk yıl.. Tayyip Erdoğan 1999 yılında dört ay hapis yattı hâlâ kullanıyor..

Hâlâ cezaevi öyküsü anlatıyor..

Hâlâ mağdurum diyor..

Kongre konuşmasına; “Tarih 26 Mart 1999, günlerden cuma.. Pınarhisar Cezaevi’ne doğru yola çıkarken, Üsküdar’da evimin önüne toplanmış kardeşlerime seslendim..

Bu bir veda değil dedim. Bu şarkı burada bitmez dedim” bu sözlerle başladı..

Ve on yıldır her vesileyle dinliyoruz..

Şu da bir gerçek..

Erdoğan’ı dinleyenlerin on yıldır gözleri doluyor..

Demek ki hâlâ tutuyor..

*


Şunu da not edelim.. Aradan 10 yıl geçti, maalesef çok şey değişmedi.. İnsanlar hâlâ aynı nedenlerle cezaevine giriyor..

Dört aydan da fazla yatıyor!

KAYNAK: http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?detay=Milli_birligin_mimari&tarih=04.10.2009&Newsid=262648&Categoryid=4&wid=131
 

HTML

Üst