puppet
New member
- Katılım
- 4 Haz 2007
- Mesajlar
- 235
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Sunay Akın - Kule Cambazı
İşte dünyamızın işleri!..
Katillere, canilere, canlı bombalara bu sefer hedef gösterilen Mickey Mouse’tan başkası değil.
İşin aslını ararsanız, ben size bu hafta Ahmet Rasim’in “Ramazan Hasbihalleri”nden söz edecektim!.. Ne var ki, geçen perşembe günü Milliyet gazetesinde okuduğum bir haber, yazı planımı altüst etti. Söz konusu haberin başlığı şöyleydi: “Mickey Mouse Öldürülmeli”. Katillere, canilere, canlı bombalara bu sefer hedef gösterilen, ünlü çizgi roman kahramanı Mickey Mouse’tan başkası değildir!.. İyi de, suçu neymiş bu hayal kahramanının? Sevimli farenin kabahatinin neler olduğunu haberden okuyoruz: “Arap ülkelerinde yayın yapan El Mecd TV’deki bir programda, İslam dininin farelere yaklaşımı hakkında bir soruyu yanıtlayan Şeyh Muhammed Munacid, ‘Şeriata göre fareler tiksindirici ve pis yaratıklardır. Bu hayvanlar şeytanın askerleridir’ dedi. Suudi Arabistan’ın Washington Büyükelçiliği’nde görevli eski bir diplomat olan Munacid, programda, ‘Bu korkunç varlıkları çocuklara sevdiren Mickey Mouse’un mutlaka öldürülmesi gerekir’ dedi.”
Eduardo Galenao’nun “kapitalizmin cana yakın hayvanat bahçesi” olarak gördüğü Disney’in çizgi film kahramanlarını eleştirdiğini bilirdim… Ama, Uruguaylı yazar, Latin Amerika’nın özgürlük harekâtına karşı olarak, sömürgeciliği dayatan diktatörlerin ekmeğine yağ sürdüğü için şüpheyle yaklaştığı Disney’in çizgi film kahramanlarına karşı yasak ya da şiddet uygulanmasını önermemektedir. Oysa, okuduğum haberde, Mickey Mouse’un öldürülmesi izleyiciye verdiği mesajlar yüzünden değil, yalnızca doğadaki kimliğinden dolayı isteniyordu. Yani, o “tiksindirici” ve “pis” bir fareydi ve de, bu yüzden yok edilmesi gerekiyordu.
Fareler, temizlik alışkanlığının olmadığı dönemde veba mikrobunu yaydıkları için tehlikeliydiler. Bu yıllarda insanlar onlardan şeytan görmüş gibi korkuyorlardı.. Tüm bunlar eskide, orta çağda kaldı... Sahi kaldı mı gerçekten?.. Üstelik, orta çağda insanlara verdikleri zararlardan dolayı suçlanan fareler hemen infaz edilmez, kiliselerde yargılanırlardı; mahkemede farenin haklarını savunan bir avukat da bulunurdu!!!
Kaynaklar, Walt Disney’in bir gün çalışırken, masasının üstünden geçen bir fareden ilham alarak, 1928’de Mickey Mouse’u çizdiğini söyler. Oysa, bu olaydan iki yıl önce, Amerika sokaklarında “Performo” adlı oyuncak fabrikası tarafından üretilen tahta bir oyuncak fare satılmaktadır. Bu oyuncak farenin göğsünde “Micky” yazmaktadır!.. Ne dersiniz, Walt Disney ünlü çizgi film kahramanını masasının üstünden geçen canlı, hakiki bir fare olarak mı gördü, yoksa onunla sokakta satılan bir oyuncak olarak mı karşılaştı?
Walt Disney’in 1930’da ürettiği ilk oyuncak fare ve ona ilham veren ilk oyuncak farenin ender bulunan birer örneği, İstanbul Oyuncak Müzesi’nde yan yana sergilenmektedir. Tarihi bir gerçeği gün ışığına çıkaran bu birlikteliği, Orlando’daki Disney Müzesi’nde dahi göremezsiniz.
22 Eylül 2008 - Cumhuriyet
İşte dünyamızın işleri!..
Katillere, canilere, canlı bombalara bu sefer hedef gösterilen Mickey Mouse’tan başkası değil.
İşin aslını ararsanız, ben size bu hafta Ahmet Rasim’in “Ramazan Hasbihalleri”nden söz edecektim!.. Ne var ki, geçen perşembe günü Milliyet gazetesinde okuduğum bir haber, yazı planımı altüst etti. Söz konusu haberin başlığı şöyleydi: “Mickey Mouse Öldürülmeli”. Katillere, canilere, canlı bombalara bu sefer hedef gösterilen, ünlü çizgi roman kahramanı Mickey Mouse’tan başkası değildir!.. İyi de, suçu neymiş bu hayal kahramanının? Sevimli farenin kabahatinin neler olduğunu haberden okuyoruz: “Arap ülkelerinde yayın yapan El Mecd TV’deki bir programda, İslam dininin farelere yaklaşımı hakkında bir soruyu yanıtlayan Şeyh Muhammed Munacid, ‘Şeriata göre fareler tiksindirici ve pis yaratıklardır. Bu hayvanlar şeytanın askerleridir’ dedi. Suudi Arabistan’ın Washington Büyükelçiliği’nde görevli eski bir diplomat olan Munacid, programda, ‘Bu korkunç varlıkları çocuklara sevdiren Mickey Mouse’un mutlaka öldürülmesi gerekir’ dedi.”
Eduardo Galenao’nun “kapitalizmin cana yakın hayvanat bahçesi” olarak gördüğü Disney’in çizgi film kahramanlarını eleştirdiğini bilirdim… Ama, Uruguaylı yazar, Latin Amerika’nın özgürlük harekâtına karşı olarak, sömürgeciliği dayatan diktatörlerin ekmeğine yağ sürdüğü için şüpheyle yaklaştığı Disney’in çizgi film kahramanlarına karşı yasak ya da şiddet uygulanmasını önermemektedir. Oysa, okuduğum haberde, Mickey Mouse’un öldürülmesi izleyiciye verdiği mesajlar yüzünden değil, yalnızca doğadaki kimliğinden dolayı isteniyordu. Yani, o “tiksindirici” ve “pis” bir fareydi ve de, bu yüzden yok edilmesi gerekiyordu.
Fareler, temizlik alışkanlığının olmadığı dönemde veba mikrobunu yaydıkları için tehlikeliydiler. Bu yıllarda insanlar onlardan şeytan görmüş gibi korkuyorlardı.. Tüm bunlar eskide, orta çağda kaldı... Sahi kaldı mı gerçekten?.. Üstelik, orta çağda insanlara verdikleri zararlardan dolayı suçlanan fareler hemen infaz edilmez, kiliselerde yargılanırlardı; mahkemede farenin haklarını savunan bir avukat da bulunurdu!!!
Kaynaklar, Walt Disney’in bir gün çalışırken, masasının üstünden geçen bir fareden ilham alarak, 1928’de Mickey Mouse’u çizdiğini söyler. Oysa, bu olaydan iki yıl önce, Amerika sokaklarında “Performo” adlı oyuncak fabrikası tarafından üretilen tahta bir oyuncak fare satılmaktadır. Bu oyuncak farenin göğsünde “Micky” yazmaktadır!.. Ne dersiniz, Walt Disney ünlü çizgi film kahramanını masasının üstünden geçen canlı, hakiki bir fare olarak mı gördü, yoksa onunla sokakta satılan bir oyuncak olarak mı karşılaştı?
Walt Disney’in 1930’da ürettiği ilk oyuncak fare ve ona ilham veren ilk oyuncak farenin ender bulunan birer örneği, İstanbul Oyuncak Müzesi’nde yan yana sergilenmektedir. Tarihi bir gerçeği gün ışığına çıkaran bu birlikteliği, Orlando’daki Disney Müzesi’nde dahi göremezsiniz.
22 Eylül 2008 - Cumhuriyet