mehmetünlü
New member
- Katılım
- 18 Ara 2006
- Mesajlar
- 12,137
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Yaklaşık bir ay arayla, Türkiyenin iki büyük siyasi partisi, kongresini yaptı. Ancak fark, bakış açısı, yaklaşım o kadar farklıydı ki. AK Parti Kongresi 3 Ekimde, tam bir düğün havasında yapıldı. MHPnin bugün yapılan 9. Kongresinde ise ölüm teması ağırlıklıydı.
Oysa her iki kongrede de üzerinde durulan konu, atmosferi oluşturan konu aynıydı;
Açılım..
Bir ay önce AK Partililerin demokratik açılım dediklerine, MHPliler bugün PKK açılımı dediler.
Bir ay önce AK Partililerin demokrasiye yönelik adım olarak nitelendirdiklerine MHPliler bugün ihanet yaftasını yapıştırdılar.
Atmosfer, Kongre salonlarına da yansımıştı.
Ak Partinin 3 Ekimde yaptığı kongre renk renkti. Salonda hemen hemen tüm il örgütleri kendilerini gösterebilmek için çeşitli yollara başvurmuşlar, bir örnek çarpıcı renklerdeki tişörtlerden, yine çarpıcı renklerdeki il ya da ilçe örgütünün adının yazılı olduğu flamalara kadar, tüm salon adeta bir renk cümbüşü gibiydi. Her tarafta pankartlar, renk renk atkılar vardı.
MHPnin kongresinde ise hakim renk kesinlikle Türk Bayrağının rengi olan kırmızı beyazdı. Salonda sadece Türk bayrağı ile yine kırmızı beyaz üç hilalli MHP bayrağına izin verilmişti. Kimse, partinin hangi il ya da ilçe örgütüne mensup olduğunu gösteren herhangi bir pankart açmadı, atkı ya da tişört kullanmadı. Ortada tek farklı bayrak, üzerinde ay yıldız olan kırmızı, mavi yeşil Azerbaycan bayrağı idi.
Ak Partide, gerek kongre salonunda, gerekse salona giremeyip, dışardan kongreyi izleyenlerin arasında kadınların ve özellikle genç kızların çokluğu dikkat çekiyordu. Neredeyse katılımcıların üçte biri kadındı. Kadınların renk renk giysileri de Ak Partinin Kongresini yaptığı alana renk getiren unsurlardan biriydi.
Oysa bugünkü MHP Kongresinde genel kabul gören kıyafet, açık arayla siyah takım elbise ile kravatsız kullanılan beyaz ya da siyah gömlek idi. Salondaki az sayıda kadın delege ya da partili de koyu renkleri tercih edince, kıyafetten gelecek renk unsuru da ortadan kalkmış oldu. Bir başka ilginç not ise, MHP kongresinde salonda açıkça azınlıkta kalan kadın partililer, salon dışındaki yoğun kalabalık içinde ise hemen hemen hiç yoktular.
Her iki kongrede kullanılan müzikler de birbirinden çok farklıydı;
Ak Parti Kongresindeki delegeler ve partililer, içinde semah, horon ya da halay ezgileri taşıyan, türkü formatındaki şarkılarla coşturuldular.
MHPnin bugünkü kongresinde ise marş ezgileri hakim oldu. Gerçi Kongrenin resmi şarkısı olan Var ol Türkiyenin içinde semahın da, horonun da halayın da adı geçiyordu ama, bunların ezgilerinden eser yoktu. Zaman zaman da Mehter Marşı ile partililer coşturuldu.
VE ÖFKE
MHP Kongresi en çok öne çıkan unsur ise, eğer tek kelimeyle özetlenecek olursa, öfke idi.
Genel Başkan Devlet Bahçelinin konuşmasında da bu unsur ön plandaydı. Ve öfke, açılıma, açılımı hayata geçiren Ak Partiye yönelikti.
Fitili Bahçelinin konuşması ateşledi.
Genel Başkan, konuşmasının çok büyük bir bölümünü açılım temasına ayırdı. Ve Bahçeli açılımı eleştirdikçe, sertleştikçe, salon coştu, alkışlar arttı.
MHP Kongreside ölüm temasının öne çıkmasındaki en büyük etkenlerden biri, Bahçelinin sürekli şehitlerden bahsetmesiydi.
Sadece PKKya karşı savaşta hayatını kaybeden şehitleri değil, Malazgirt Savaşından Haçlı seferlerine, Çanakkale Savaşından, Milli Mücadeleye, Kıbrıs Barış Harekatına kadar, tüm şehitleri tek tek andı. Açılımın tüm bu şehitlere karşı saygısızlık olduğunu söyledi. Türkiyenin uğruna kan döküldüğü için vatan olduğunu vurguladı.
Bahçelinin partililerden en çok alkış aldığı sözleri de bu mesajlarda oldu. Partililere hitaben, sizlere faşist, yavru muhalefet, kafatasçı, ırkçı dediler, gülüp geçtiniz. Takılmadınız, oyalanmadınız. Çünkü hiçbiri siz değildiniz. Ama şimdi, şahadet sorgulanıyor. Bizim bu ülkeden gitmeye niyetimiz yok. Bizi buradan gönderecekler de daha anasından doğmamıştır dediğinde, herkes ayakta alkışladı.
Yine Bahçelinin sık sık yinelediği bir başka sözcük ise, kuşatma oldu. Ak Partiyi kastederek, Türkiyenin sadece dışardan değil, bu kez içerden de kuşatıldığını öne sürdü.
ERDOĞAN İŞBİRLİKÇİ, TAŞERON, YAPAY İSRAİL DÜŞMANI
Bahçeli yaklaşık iki saatlik konuşmasında en çok da Başbakan Recep Tayyip Erdoğana yüklendi. Erdoğanı sık sık Büyük Ortadoğu Projesi eş başkanı, dış mihrakların taşeronu ya da işbirlikçisi gibi sıfatlarla andı.
MHP Genel Başkanının, Erdoğan hakkında kullandığı en ilginç sıfat ise yapay İsrail düşmanı oldu. Bu sıfata gerekçe olarak da Erdoğanın bir yandan İsrail karşıtı çıkışlar yaparken, diğer yandan ABDDe Yahudi lobileri ile görüşmesini örnek gösterdi.
Başbakandan bahsederken, İmralı-Kandil-peşmerge-ABD ve Erdoğan işbirliği nitelendirmesini yaptı.
9. KONGREDE, 9. HAÇLI SEFERİ BENZETMESİ
MHP bugün 9. olağan Kongresini yaptı. Bu çerçevede bir başka ilginç not da, Bahçelinin bu kongrede, Ak Parti hükümetini eleştirirken Türkiyeye karşı 9. Haçlı seferi benzetmesi yapması oldu.
Sık sık Rum-Ermeni-Peşmerge-Haçlı zihniyetinin Türkiyeye karşı senaryolarından, Sevr Antlaşmasının yeniden hayata geçirilme çalışmalarından bahsetti, Ak Partiyi ise açıkça işbirlikçilikle suçladı, tüm bu açılımların sonunda Kıbrıs, Karabağ Kerkük peşkeş çekilmektedir dedi.
KAPUSUZ YUHALANDI
Tabii, Genel Başkan Ak Partiye yönelik bu kadar sert konuşunca, olan da MHP Kongresindeki Ak Parti temsilcisine oldu. Bahçelinin konuşmasının ardından misafirler tek tek anons edildi. Ve sıra Ak Parti adına MHP Kongresine gelmiş olan Salih Kapusuza gelince, alkışlar birden kesildi, yerini yuhalamalar aldı.
Ve bir başka ilginç not daha; MHP Kongresinde küçük büyük pekçok siyasi parti temsilcisi vardı.
Böyle bir ortamda DTPden hiçbir temsilcinin gelmemiş olması belki normalde. Ancak ilginçtir, CHPden de kimseler yoktu
BAHÇELİDEN BİRLEŞME ÇAĞRISI
Kongreye damgasını vuran son olay ise, Devlet Bahçelinin çağrısı oldu;
Bahçeli, adını vermedi ama, ayrıntılı şekilde tarif ederek; siyasi yelpazenin milliyetçi kesiminde duran tüm siyasi partilere MHP çatısı altında birleşme çağrısı yaptı. Ve yoğun alkış aldı.
MHP Lideri, sonraki cümlelerinde çağrıyı genişletti ve ekonomik krizden muzdarip dar gelirlilerden, Türkiyenin geleceği hakkında endişe duyan tüm kesimlere de, MHPnin kapısının açık, MHPnin kollarının açık olduğunu vurguladı.
Oysa her iki kongrede de üzerinde durulan konu, atmosferi oluşturan konu aynıydı;
Açılım..
Bir ay önce AK Partililerin demokratik açılım dediklerine, MHPliler bugün PKK açılımı dediler.
Bir ay önce AK Partililerin demokrasiye yönelik adım olarak nitelendirdiklerine MHPliler bugün ihanet yaftasını yapıştırdılar.
MHP Kongresi'nden fotoğraflar
Atmosfer, Kongre salonlarına da yansımıştı.
Ak Partinin 3 Ekimde yaptığı kongre renk renkti. Salonda hemen hemen tüm il örgütleri kendilerini gösterebilmek için çeşitli yollara başvurmuşlar, bir örnek çarpıcı renklerdeki tişörtlerden, yine çarpıcı renklerdeki il ya da ilçe örgütünün adının yazılı olduğu flamalara kadar, tüm salon adeta bir renk cümbüşü gibiydi. Her tarafta pankartlar, renk renk atkılar vardı.
MHPnin kongresinde ise hakim renk kesinlikle Türk Bayrağının rengi olan kırmızı beyazdı. Salonda sadece Türk bayrağı ile yine kırmızı beyaz üç hilalli MHP bayrağına izin verilmişti. Kimse, partinin hangi il ya da ilçe örgütüne mensup olduğunu gösteren herhangi bir pankart açmadı, atkı ya da tişört kullanmadı. Ortada tek farklı bayrak, üzerinde ay yıldız olan kırmızı, mavi yeşil Azerbaycan bayrağı idi.
Ak Partide, gerek kongre salonunda, gerekse salona giremeyip, dışardan kongreyi izleyenlerin arasında kadınların ve özellikle genç kızların çokluğu dikkat çekiyordu. Neredeyse katılımcıların üçte biri kadındı. Kadınların renk renk giysileri de Ak Partinin Kongresini yaptığı alana renk getiren unsurlardan biriydi.
Oysa bugünkü MHP Kongresinde genel kabul gören kıyafet, açık arayla siyah takım elbise ile kravatsız kullanılan beyaz ya da siyah gömlek idi. Salondaki az sayıda kadın delege ya da partili de koyu renkleri tercih edince, kıyafetten gelecek renk unsuru da ortadan kalkmış oldu. Bir başka ilginç not ise, MHP kongresinde salonda açıkça azınlıkta kalan kadın partililer, salon dışındaki yoğun kalabalık içinde ise hemen hemen hiç yoktular.
Her iki kongrede kullanılan müzikler de birbirinden çok farklıydı;
Ak Parti Kongresindeki delegeler ve partililer, içinde semah, horon ya da halay ezgileri taşıyan, türkü formatındaki şarkılarla coşturuldular.
MHPnin bugünkü kongresinde ise marş ezgileri hakim oldu. Gerçi Kongrenin resmi şarkısı olan Var ol Türkiyenin içinde semahın da, horonun da halayın da adı geçiyordu ama, bunların ezgilerinden eser yoktu. Zaman zaman da Mehter Marşı ile partililer coşturuldu.
VE ÖFKE
MHP Kongresi en çok öne çıkan unsur ise, eğer tek kelimeyle özetlenecek olursa, öfke idi.
Genel Başkan Devlet Bahçelinin konuşmasında da bu unsur ön plandaydı. Ve öfke, açılıma, açılımı hayata geçiren Ak Partiye yönelikti.
Fitili Bahçelinin konuşması ateşledi.
Genel Başkan, konuşmasının çok büyük bir bölümünü açılım temasına ayırdı. Ve Bahçeli açılımı eleştirdikçe, sertleştikçe, salon coştu, alkışlar arttı.
MHP Kongreside ölüm temasının öne çıkmasındaki en büyük etkenlerden biri, Bahçelinin sürekli şehitlerden bahsetmesiydi.
Sadece PKKya karşı savaşta hayatını kaybeden şehitleri değil, Malazgirt Savaşından Haçlı seferlerine, Çanakkale Savaşından, Milli Mücadeleye, Kıbrıs Barış Harekatına kadar, tüm şehitleri tek tek andı. Açılımın tüm bu şehitlere karşı saygısızlık olduğunu söyledi. Türkiyenin uğruna kan döküldüğü için vatan olduğunu vurguladı.
Bahçelinin partililerden en çok alkış aldığı sözleri de bu mesajlarda oldu. Partililere hitaben, sizlere faşist, yavru muhalefet, kafatasçı, ırkçı dediler, gülüp geçtiniz. Takılmadınız, oyalanmadınız. Çünkü hiçbiri siz değildiniz. Ama şimdi, şahadet sorgulanıyor. Bizim bu ülkeden gitmeye niyetimiz yok. Bizi buradan gönderecekler de daha anasından doğmamıştır dediğinde, herkes ayakta alkışladı.
Yine Bahçelinin sık sık yinelediği bir başka sözcük ise, kuşatma oldu. Ak Partiyi kastederek, Türkiyenin sadece dışardan değil, bu kez içerden de kuşatıldığını öne sürdü.
ERDOĞAN İŞBİRLİKÇİ, TAŞERON, YAPAY İSRAİL DÜŞMANI
Bahçeli yaklaşık iki saatlik konuşmasında en çok da Başbakan Recep Tayyip Erdoğana yüklendi. Erdoğanı sık sık Büyük Ortadoğu Projesi eş başkanı, dış mihrakların taşeronu ya da işbirlikçisi gibi sıfatlarla andı.
MHP Genel Başkanının, Erdoğan hakkında kullandığı en ilginç sıfat ise yapay İsrail düşmanı oldu. Bu sıfata gerekçe olarak da Erdoğanın bir yandan İsrail karşıtı çıkışlar yaparken, diğer yandan ABDDe Yahudi lobileri ile görüşmesini örnek gösterdi.
Başbakandan bahsederken, İmralı-Kandil-peşmerge-ABD ve Erdoğan işbirliği nitelendirmesini yaptı.
9. KONGREDE, 9. HAÇLI SEFERİ BENZETMESİ
MHP bugün 9. olağan Kongresini yaptı. Bu çerçevede bir başka ilginç not da, Bahçelinin bu kongrede, Ak Parti hükümetini eleştirirken Türkiyeye karşı 9. Haçlı seferi benzetmesi yapması oldu.
Sık sık Rum-Ermeni-Peşmerge-Haçlı zihniyetinin Türkiyeye karşı senaryolarından, Sevr Antlaşmasının yeniden hayata geçirilme çalışmalarından bahsetti, Ak Partiyi ise açıkça işbirlikçilikle suçladı, tüm bu açılımların sonunda Kıbrıs, Karabağ Kerkük peşkeş çekilmektedir dedi.
KAPUSUZ YUHALANDI
Tabii, Genel Başkan Ak Partiye yönelik bu kadar sert konuşunca, olan da MHP Kongresindeki Ak Parti temsilcisine oldu. Bahçelinin konuşmasının ardından misafirler tek tek anons edildi. Ve sıra Ak Parti adına MHP Kongresine gelmiş olan Salih Kapusuza gelince, alkışlar birden kesildi, yerini yuhalamalar aldı.
Ve bir başka ilginç not daha; MHP Kongresinde küçük büyük pekçok siyasi parti temsilcisi vardı.
Böyle bir ortamda DTPden hiçbir temsilcinin gelmemiş olması belki normalde. Ancak ilginçtir, CHPden de kimseler yoktu
BAHÇELİDEN BİRLEŞME ÇAĞRISI
Kongreye damgasını vuran son olay ise, Devlet Bahçelinin çağrısı oldu;
Bahçeli, adını vermedi ama, ayrıntılı şekilde tarif ederek; siyasi yelpazenin milliyetçi kesiminde duran tüm siyasi partilere MHP çatısı altında birleşme çağrısı yaptı. Ve yoğun alkış aldı.
MHP Lideri, sonraki cümlelerinde çağrıyı genişletti ve ekonomik krizden muzdarip dar gelirlilerden, Türkiyenin geleceği hakkında endişe duyan tüm kesimlere de, MHPnin kapısının açık, MHPnin kollarının açık olduğunu vurguladı.