"MEVZUBAHİS" PARK DEĞİL !
MURAT İDE / 2013-06-02
Elinde bayrak Gümüşsuyu'ndan aşağı yürüyen gence müdahele eden polisin hedefi, bayrak. Bayrağı alıyor, genci serbest bırakıyor.. Vallahi bir şey anlamadım..
İstiklal Caddesi'nin Taksim'e açıldığı noktada, gecenin 3'ün de beliren sivil giyimli 8-10 polis, ellerindeki odunlarla, önce küfrediyor, ardından beline beline.. Artık hareket eden ne varsa..
Orantılı-orantısız gibi saçma sapan bir tartışmanın göbeğinde(mahallenin iki genci kavga etmiyorki,bir tarafta devlet var) bir polis memuru, yarım metre önündeki kadının gözüne doğru uzatıyor elindeki hortumu ve o keskin ses"Pıssssss.."
"Yağı bol bulanın" ne yaptığı hakkında fikriniz vardır.. Onbir saat boyunca İstiklal caddesine binlerce gözyaşartıcı bomba atılıyor.. Yalnız nişan alınarak yapılan atışın "mevzuatta(!)" yeri yok..
Sırrı Süreyya Önder'in öne çıkan aktörlüğünde başlayan olaylar, 31 Mayıs'ı 1 Haziran'a bağlayan gecenin yarısında, "MUSTAFA KEMAL'İN ASKERLERİYİZ" ve "TÜRKİYE TÜRKTÜR TÜRK KALACAK" sloganlarıyla nitelik değiştiriyor.. Çünkü o saatten sonra, kadınlar, anneler devrede..
Tüm bunlar olurken İstanbul'un Belediye Başkanı "Ağaç sökmedik" diyor. Aynı dakikalarda aynı partiden Kağıthane Belediye Başkanı BENGÜ TÜRK yayınında, "Sökülen 6 ağaç, Kağıthane'de bir parka dikildi" diyor..
İstanbul Valisi'nin "Gezi Parkı'nda olağanüstü bir durum yok" dediği dakikalarda, yaralı sayısı 500'ü geçmiş, gözaltına alınların sayısı belli değil ve bırakın Taksim'i, tarihi yarımada nefes alamaz halde..
Gezi Parkı'ndaki ağacın yaşam hakkını savunan göstericiler, polise direnirken saksılardaki minik ağaçları barikata kurban etmekte sakınca görmüyor.
"Yeter bıktım gazınızdan, ben ekmek kazanmaya gidiyorum" diye feryad eden beyefendiyi, çok değil 15 dakika sonra bir grubu yönlendirirken görüyoruz..
Avrasya Maratonu dışında Boğaziçi Köprüsü, ilk kez 20-25 bin kişilik bir topluluğun yaya geçişine sahne oluyor. Arada "fırsat bu fırsat" deyip intihar etmeyen olduğu için herkes memnun..
Türkiye, tencerelerin birbirine bazen de kaşıkların tencerelere vurulmasıyla çıkan sinir bozucu sesin kulağa bu kadar hoş gelebildiğine inanmakta zorlanıyor..
Bülent Arınç "Gaz yerine ikna gerekirdi" diyerek, "SUİKAST İDDİASINDAN BU YANA KO(Z)MİKLİKTE ZİRVE YAPIYOR.."
Uçakta muhalefetin milletvekilleri ile karşılaşan iktidar milletvekilleri "Biz de çok rahatsızız" diyor ve İstanbul'un sahipsiz kaldığından şikayetçi oluyor.. Sanırsın muhalefet onlar..
Yine tüm bunlar olurken, batı basını ilginçtir ortak başlıklar atıyor, "TÜRK BAHARI.." Arap ülkelerindeki domino etkisi hesabına gönderme yapan ve "Memnuniyet" saklı bu başlığı atarken bilmiyorlar ki, "Türk'ün baharı onlara kış olur."
Memleketi altımızdan çekenlere payandalık eden akiller var sahnede.. Yetmez ama evetçiler var.. Bugüne kadar iktidarın ülkeyi felakete götüren serüvenine alkış tutmaktan avuçları kızaranlar var.. Aslı Aydıntaşbaş var.. Ece Temelkuran var.. Şirin Payzın var.. Sırrı Süreyya var.. "TÜRKİYE BÖLÜNMEYİ DE TARTIŞMALI" diyebilen diller var. Tekmili birden sahnede..
Dolayısıyla kafam karışmıyor değil..
"Büyük abi bir senaryoyu mu test ediyor?" henüz bilemedim.. "Komplo teorisyeni" deyip geçmeyin, biz her yanını düşünelim de hayırlısı neyse o olsun..
Bu tekmili birden var ya; Demokratikleşme için evet demediler diktatörlük yoluna taş döşeyen referanduma.. Nemalandıkları damarın ömrü uzayacak,gücü artacaktı.. (Ki öyle de oldu)
Ya da insan haklarına, yaşam hakkına inandıkları için alkış tutmadılar hesaplı adımlara.. "MEHMED"in yaşam hakkına dair tek kelime duymadık mesela.. KCK'lısı, PKK'lısı nemalanacaktı yeniliklerden.. (Ki öyle de oldu)
Darbe karşıtı oldukları için değildi, duruşma salonlarında tel tel dökülen operasyonlara,iddianamelere alkışları.. Hukuk üzerinden kurulan komploları bile "ADALET"le maskelediler..Meydan boş kalacaktı onlara göre.. (Ki öyle de oldu)
Demem o ki; bu sicili bozuk sahteciliğin vitrinde olduğu anlarda, zihnime düşen hiçbir soruyu geri çevirmedim.. Hala da bir köşede bekliyor sorular.. Türk milletinin anaları ellerine tencereyi-tavayı aldığı anda erteledim cevap arayışımı..
Sabaha kadar sokaklardaydım.. Birçok semte gittim.. Türkiye'nin dört bir yanından gelen haberleri anı anına takip ettim..
İzmir ayakta, Ankara ayakta, Eskişehir ayakta, Konya ayakta, Antalya ayakta, Adana ayakta, Aydın ayakta, Kütahya ayakta,Tunceli ayakta, Mersin ayakta, Samsun ayakta.. Siz plaka numarasına göre devam edin ama dikkat edin, Diyarbakır hariç her yer ayakta..
Bir dikkat de protestocuların profiline; Sağcısı-solcusu, siyasal İslamcısı-ateisti, Başbakan'ın keskin bıçakla ayırmaya çalıştığı 36 etnik grup(!), şarkıcısı-tiyatrocusu, doğulusu-batılısı, kuzeylisi-güneylisi, aşağısı-yukarısı, zengini-fakiri, Fenerbahçelisi-Galatasaraylısı-Beşiktaşlısı-Trabzonsporlusu-Bursassporlusu, herkes bir arada.. Aksi ispatlanana kadar işin özü burada..
Demek ki memlekette, alevi-sünni, Türk-Kürt, sağcı-solcu, laik-anti-laik,Fenerbahçe-Galatasaray sorunu yokmuş.. Düpedüz İKTİDAR-MİLLET sorunu varmış.. Emin olun.. Bunlar sorun değilmiş..
İstanbul yanıyorken, "Gezi Parkı'nda herhangi bir sorun yok" diyen Valimiz ne kadar doğru söylemiyorsa, ben o kadar doğru söylüyorum..
Ama ben demiyorum, kedi diyor..
MURAT İDE
ORTADOĞU
MURAT İDE / 2013-06-02
Elinde bayrak Gümüşsuyu'ndan aşağı yürüyen gence müdahele eden polisin hedefi, bayrak. Bayrağı alıyor, genci serbest bırakıyor.. Vallahi bir şey anlamadım..
İstiklal Caddesi'nin Taksim'e açıldığı noktada, gecenin 3'ün de beliren sivil giyimli 8-10 polis, ellerindeki odunlarla, önce küfrediyor, ardından beline beline.. Artık hareket eden ne varsa..
Orantılı-orantısız gibi saçma sapan bir tartışmanın göbeğinde(mahallenin iki genci kavga etmiyorki,bir tarafta devlet var) bir polis memuru, yarım metre önündeki kadının gözüne doğru uzatıyor elindeki hortumu ve o keskin ses"Pıssssss.."
"Yağı bol bulanın" ne yaptığı hakkında fikriniz vardır.. Onbir saat boyunca İstiklal caddesine binlerce gözyaşartıcı bomba atılıyor.. Yalnız nişan alınarak yapılan atışın "mevzuatta(!)" yeri yok..
Sırrı Süreyya Önder'in öne çıkan aktörlüğünde başlayan olaylar, 31 Mayıs'ı 1 Haziran'a bağlayan gecenin yarısında, "MUSTAFA KEMAL'İN ASKERLERİYİZ" ve "TÜRKİYE TÜRKTÜR TÜRK KALACAK" sloganlarıyla nitelik değiştiriyor.. Çünkü o saatten sonra, kadınlar, anneler devrede..
Tüm bunlar olurken İstanbul'un Belediye Başkanı "Ağaç sökmedik" diyor. Aynı dakikalarda aynı partiden Kağıthane Belediye Başkanı BENGÜ TÜRK yayınında, "Sökülen 6 ağaç, Kağıthane'de bir parka dikildi" diyor..
İstanbul Valisi'nin "Gezi Parkı'nda olağanüstü bir durum yok" dediği dakikalarda, yaralı sayısı 500'ü geçmiş, gözaltına alınların sayısı belli değil ve bırakın Taksim'i, tarihi yarımada nefes alamaz halde..
Gezi Parkı'ndaki ağacın yaşam hakkını savunan göstericiler, polise direnirken saksılardaki minik ağaçları barikata kurban etmekte sakınca görmüyor.
"Yeter bıktım gazınızdan, ben ekmek kazanmaya gidiyorum" diye feryad eden beyefendiyi, çok değil 15 dakika sonra bir grubu yönlendirirken görüyoruz..
Avrasya Maratonu dışında Boğaziçi Köprüsü, ilk kez 20-25 bin kişilik bir topluluğun yaya geçişine sahne oluyor. Arada "fırsat bu fırsat" deyip intihar etmeyen olduğu için herkes memnun..
Türkiye, tencerelerin birbirine bazen de kaşıkların tencerelere vurulmasıyla çıkan sinir bozucu sesin kulağa bu kadar hoş gelebildiğine inanmakta zorlanıyor..
Bülent Arınç "Gaz yerine ikna gerekirdi" diyerek, "SUİKAST İDDİASINDAN BU YANA KO(Z)MİKLİKTE ZİRVE YAPIYOR.."
Uçakta muhalefetin milletvekilleri ile karşılaşan iktidar milletvekilleri "Biz de çok rahatsızız" diyor ve İstanbul'un sahipsiz kaldığından şikayetçi oluyor.. Sanırsın muhalefet onlar..
Yine tüm bunlar olurken, batı basını ilginçtir ortak başlıklar atıyor, "TÜRK BAHARI.." Arap ülkelerindeki domino etkisi hesabına gönderme yapan ve "Memnuniyet" saklı bu başlığı atarken bilmiyorlar ki, "Türk'ün baharı onlara kış olur."
Memleketi altımızdan çekenlere payandalık eden akiller var sahnede.. Yetmez ama evetçiler var.. Bugüne kadar iktidarın ülkeyi felakete götüren serüvenine alkış tutmaktan avuçları kızaranlar var.. Aslı Aydıntaşbaş var.. Ece Temelkuran var.. Şirin Payzın var.. Sırrı Süreyya var.. "TÜRKİYE BÖLÜNMEYİ DE TARTIŞMALI" diyebilen diller var. Tekmili birden sahnede..
Dolayısıyla kafam karışmıyor değil..
"Büyük abi bir senaryoyu mu test ediyor?" henüz bilemedim.. "Komplo teorisyeni" deyip geçmeyin, biz her yanını düşünelim de hayırlısı neyse o olsun..
Bu tekmili birden var ya; Demokratikleşme için evet demediler diktatörlük yoluna taş döşeyen referanduma.. Nemalandıkları damarın ömrü uzayacak,gücü artacaktı.. (Ki öyle de oldu)
Ya da insan haklarına, yaşam hakkına inandıkları için alkış tutmadılar hesaplı adımlara.. "MEHMED"in yaşam hakkına dair tek kelime duymadık mesela.. KCK'lısı, PKK'lısı nemalanacaktı yeniliklerden.. (Ki öyle de oldu)
Darbe karşıtı oldukları için değildi, duruşma salonlarında tel tel dökülen operasyonlara,iddianamelere alkışları.. Hukuk üzerinden kurulan komploları bile "ADALET"le maskelediler..Meydan boş kalacaktı onlara göre.. (Ki öyle de oldu)
Demem o ki; bu sicili bozuk sahteciliğin vitrinde olduğu anlarda, zihnime düşen hiçbir soruyu geri çevirmedim.. Hala da bir köşede bekliyor sorular.. Türk milletinin anaları ellerine tencereyi-tavayı aldığı anda erteledim cevap arayışımı..
Sabaha kadar sokaklardaydım.. Birçok semte gittim.. Türkiye'nin dört bir yanından gelen haberleri anı anına takip ettim..
İzmir ayakta, Ankara ayakta, Eskişehir ayakta, Konya ayakta, Antalya ayakta, Adana ayakta, Aydın ayakta, Kütahya ayakta,Tunceli ayakta, Mersin ayakta, Samsun ayakta.. Siz plaka numarasına göre devam edin ama dikkat edin, Diyarbakır hariç her yer ayakta..
Bir dikkat de protestocuların profiline; Sağcısı-solcusu, siyasal İslamcısı-ateisti, Başbakan'ın keskin bıçakla ayırmaya çalıştığı 36 etnik grup(!), şarkıcısı-tiyatrocusu, doğulusu-batılısı, kuzeylisi-güneylisi, aşağısı-yukarısı, zengini-fakiri, Fenerbahçelisi-Galatasaraylısı-Beşiktaşlısı-Trabzonsporlusu-Bursassporlusu, herkes bir arada.. Aksi ispatlanana kadar işin özü burada..
Demek ki memlekette, alevi-sünni, Türk-Kürt, sağcı-solcu, laik-anti-laik,Fenerbahçe-Galatasaray sorunu yokmuş.. Düpedüz İKTİDAR-MİLLET sorunu varmış.. Emin olun.. Bunlar sorun değilmiş..
İstanbul yanıyorken, "Gezi Parkı'nda herhangi bir sorun yok" diyen Valimiz ne kadar doğru söylemiyorsa, ben o kadar doğru söylüyorum..
Ama ben demiyorum, kedi diyor..
MURAT İDE
ORTADOĞU