Mevzu hadısler ve emanıyye kıtaplar

munib

New member
insanlar (din adamlari) malesef her hadisi sanki Hz. Muhammed Mustafa s.a.s efendimiz söyledi gibi aktariyor. Oysa ki Allahu Teala “Kur’an’i biz indirdik ve onun koruyucusuda biziz biz “ diyor, yani Allahu Teala c.c. sadece Kur’an’i korur hadisleri ve yazilmis olan kitaplari degil. Seytan Kur’an’i degistiremiyecegini cok iyi bildigi icin, hadisleri insanlari kullanarak degistirmeyi basarmis, binlerce hatta on binlerce mevzu hadis üretmislerdir. Bazi hadis sevdalilari bu yazimiza karsi cikacaklar, ama sonuna kadar okundugunda vede akli selim ile düsündükten sonra dinimize en büyük darbeyi vuranlarin zahiri ulema olduklari kesinlesecektir. Bu ümmet-i Muhammed zahiri ulemadan en büyük darbeleri yemistir. Büyük evliyalarin isimlerini kullanarak kitaplar yazmislardir ve bunlari o evliya yazmis gibi göstermislerdir, evliyalarin kitaplarina ilaveler ve eksiltmeler yapilarak, insanlari kendi düsüncelerinin dogru oldugunu empoze etmeye calismislardir. Bundan daha öte de hadislere ilaveler ve eksiltmeler yapilmis, yahudilikten ve hristiyanliktan islami kabul edenler, kendi bildikleri ve anladiklari ilmi insanlara empoze etmislerdir. Ve bu nedenlerle ortaya korkunc bir kavram kargasasi olusmustur. Hz. Muhammed Mustafa s.a.s efendimiz ilmi, Mürsidler vasitasiyla alinacagini bir cok hadisinde belirtmistir. Bu konuda bir kac tane hadis aktararak mevzu hadisler ve dine yarar verdiklerini zannedenlerin aslinda zarar verdiklerini delilleriyle aktarmak isteriz…



Benden sonra Nebi gelmeyecek, benden sonra IMAMLAR (zamanin imamlari) gelecek, her kim zamanin imam’ina arif olmazsa o CAHILIYE standartlarina ölür.“



Size Allaha karsi takvayi, basiniza siyah bir köle bile gelse emrini dinleyip ona itaat etmenizi tavsiye ederim. Icinizden yasayacak olanlar cok ihtilaflar göreceklerdir. Benim sünnetime ve MÜRSID HALIFE MEHDILERIN yolundan ayrilmayiniz. Bu yola sImsIki sariliniz, sonradan ortaya cikanlardan kacininiz, cünkü her bidat dalalettir. (Ebu Davud ve Tirmizi)



Kim Bana itaat ederse muhakkak ki Allaha itaat etmis olur. Kim Bana isyan ederse, Allaha isyan etmis olur. Her kim Imama (Kamil Mürside veya devrin Imamina) itaat ederse, muhakkak ki Bana itaat etmis olur. Her kim Imama isyan ederse, muhakkak ki Bana isyan etmis olur. (Ibni Mace 8/2589



Hz. Muhammed s.a.s efendimizin Nebi oldugu ilk yillarda hadislerin yazilmasina belki müsade etmistir, ama daha sonra Allah’in emri üzere hadis yazilmasini yasaklamistir…



Allahin nebisinden sözlerini yazmak icin izin istedik, bize izin vermedi. (tirmizi es sunan Ilim bölümü 11)



Bir hadis yazarken Hz. Nebi a.s. yanimiza geldi ve yazdiginiz sey nedir dedi. Senden isittigimiz hadisler dedik. Hz. Muhammed Mustafa s.a.s. efendimiz ise Allahin kitabindan baska kitap mi ariyorsunuz ? Sizden evvelki milletler Allahin kiatabi yaninda baska kitaplar yazdiklari icin yoldan ciktilar.(El Hatib- Takyid 33)



Bilin ki, Kurandan baska birsey eken, ektigini bicerken belalara ugrar. Artik siz de Onu ekin. Ona uyun. Rabbinize Onu delil edin. nefslerinize Onu ögütcü yapin. Kendi reyleriniz Ona uymazsa reylerinizi töhmetleyin. Dilekleriniz Ona aykiriysa dileklerinize hiyanétte bulunun. (Nehcul Belaga s. 55)



Benden Kuran disinda hic birsey yazmayin. kim benden Kuran disinda birsey yazmissa imha etsin. (Müslim- Zühd bölümü, Müsnedi Hanbel, 3/12- 21, 33)



„Benim hadislerim tartisilacak, tartisildigi vakit siz Kur’an’a bakin. Benim hadislerim Kur’an’a ters düsmez.” (Kaynak: Bilal-i nadir sohbetleri 2. kaset ENGLISH)

IBNUL AVCE DENEN SAHSIN IBRET VEREN ACIKLAMASI VE MEVZU HADIS ÜRETENLER



(Ibni Hacer- Lisenul Mizan kitabindan alinti)

Ünlü dinsiz Abdulkerim b. Ebil Avce öldürülmeden önce su dehsetli aciklamayi yapar. Siz beni öldürüyorsunuz ama, ben dininizde helali haram yapan, harami helal yapan 4000 hadis uydurdum. Ahmed b. El cüveybari, Muhammed b. ukesa ve Muhammed b. Temimin Hz Nebi s.a.s hakkinda 10.000den fazla hadis uydurduklari söylenir.

(Zehebi- Mizan kitabindan alinti)



Ahmed b. Abdullahin binlerce hadisi hadis Imamlarina dayandirarak uydurdugunu, Enes b. Malikin hizmetcisi oldugunu iddia eden Dinar Ebu Mikyesin de, Enes b. Melikten duyudugunu söyledigi uydurma dolu bir sahifeyi naklettigini anlatir.





Demek ki hadislere yalan karismis. Karistigi kesin, ama ne kadar ?

Bu sorunun karsiligini Diyanet yayinlarindan bir kitapta gormek, okurlar icin ilginc olabilir:

Yasar Kandemirin kitabinda da yer alan bilgilerden:

· ....Zahit hadiscilerin hadise olan sevgilerinden suphe edilemez. Maksatlarindaki samimiyet, kabil-i inkar degildir. Lakin binlerde hadis uydurmak, onlari Hz.Muhammede (s.a.v.) isnad etmek suretiyle -suphesiz bilmeyerek- hadis ilmini oldurmeye calismislardir. (M.Yasar Kandemir, Mevzu Hadisler, Ankara, 1975, Diyanet Yay., s.60. Dayandigi kaynak: Siddiki, Hadis Edebiyati Tarihi, s.67.)



· Bilhassa tergib-terhib (ozendirme, korkutma) maksadiyla binlerde hadis uyduran abid ve zahid kilikli muslumanlar, bu hareketi Islama hizmet niyetiyle yaptiklarini ve bundan dolayi Allahtan mukafat beklediklerini istedikleri kadar soylesinler, surasi muhakkaktir ki Islama en buyuk darbeyi onlar indirmislerdir. (Kandemir, ayni kitap, s.193)





· ...Bugun hadis takdim edilen uydurmalarin cogunu vazzalar (hadis uyduruculari) icad etmislerdir. Hadis uyduranlarin itiraflarinda da goruldugu uzere, ON BINLERCE SOZ, onlar tarafindan belli bir maksadi ifade etmesi icin bilfiil ortaya konmustur. (Kandemir, ayni kitap, s.176)



· Muslumanlari hayra ve iyi ameller yapmaya tesfik etmek ve dinin cirkin gordugu kotu hareketlerden sakindirmak maksadiyla hadis diye uydurulmus sozler, mevzu (uydurma) hadisler arasinda kabarik bir yekun tutmaktadir. (Kandemir,ayni kitap, s.56)





· Tergip (sevaba ozendirme) icin uydurulan haberlerin (hadislerin) cogu namaz ve oruc hakkinda olmakla beraber, bunlar disinda kalan diger ibadet nevilerini de sumulu icinde alan uydurmacilik hareketinde, fezailul Kurana (ayet ve surelerin okunuslarindaki sevaplara) ayri bir ehemmiyet verildigi asikardir. (...) Her sure hakkinda ayri ayri hadis uydurmaya kalkmislardir. Bu konuda hadis uyduranlardan biri de Meysere Ibn Abdirabbihdir. Ona:Kim su sureyi okursa bu kadar sevap kazanir seklindeki hadisi nereden aldigi sorulmus, o da su karsiligi vermistir: Halki, Kuran okumaya tesvik etmek icin ben uydurdum (Kandemis, ayni kitap, s.58. Dayandigi kaynaklar: Iraki Fethul-Mugis, 1/131, Ali el Kari Serhu Nuhbetil Fiker, Istanbul, 1327, s.128, Sevkani, el Fevaidul-Mecmua, s.315-317. Ibnul Cevzi, Kitabul-Mevzuat, varak 4 a:Zehebi, Mizan, 3/222)



· Zahidler bu mevzu(hadis uydurma) disinda yalan soyleyebileyecek insanlar degillerdir. Onlarin hali, Yahya Ibn Said el Kattanin (olm. 198/813): Sahih kisileri, hadiste oldugu kadar hicbir yerde yalanci gormedik sozunde en guzel ifadesini bulmustur.(Bkz, Kandemir, ayni kitap, s.59)





· Faki Ebu Bisr Ahmed Ibn Muhammed el Mervezi (olm.323/934), zamaninda sunneti(hadisi) muhaliflerine karsi en cok mudafaa eden bir zat olarak bilinmektedir. Bununla beraber hadis uydurmaktan cekinmemistir. (Kandemir, ayni kitap, s.59)



· Geceleri herkesten cok namaz kildigi, gunduzleri herkesten cok oruc tuttugu soylenen Ebu Davud Suleyman Ibn Amr en-Nehai(olm, III/IX. asr) de bu haline ragmen hadis uydurucusu olmaktan kurtulamamistir. (Kandemir, ayni kitap, s.59-60)





· Yirmi sene hic kimseyle konusmadan inzivada kaldigi ( kosesinde ibadet ettigi) rivayet edilen Vehen Ibn Hafs (olm. 250/864 civari) fazilet ve takvasina ragmen hadis uydurmaktaydi.(Kandemir, ayni kitap, s.60)







- Unlu bir hadisci, Ahmed Ibn Hanbelle Yahya Ibn Main Bagdatta bir mescitte namaz kilmaktadirlar. O sirada oykulerini halka hadis diye yutturan biri, yine hadis diye bir soz aktarir. Buna da, Bize Ahmed Ibn Hanbel ve Yahya Ibn Main haber verdiler. Dediler ki...diye baslar. Oykucu uzun uzun anlatir oykusunu. Iki hadisci de saskinlik icinde dinlerler. Sonra oykucuyu yanlarina cagirip konusurlar:

Yahya: Bu anlattiklarini sana hadis diye kim soyledi ?

Oykucu: Ahmed Bin Hanbel ile Yahya Ibn Main. Bunlar soylediler.

Yahya: Yahya Ibn Main benim. Bu yanimdaki de Ahmed Ibn Hanbel. Ille de yalan soylemek istiyorsan, buna bizim adimizi karistirma!

Oykucu : Yahya Ibn Main ahmak oldugunu coktandir duyardim: simdi inandim ki bu dogru. Bre ahmak ! Dunyada sizden baska Yahya Ibn Main ve Ahmed Bin Hanbel yok mu ki bana boyle diyorsun ? Bu adlari tasiyan 17 kisiden hadis yazmisimdir ben!

Ahmed Bin Hanbel de kendi yuzunu koluyla kapatarak arkadasina Birak sunu gitsin! der. Oykucu de onlarla alay ederek oradan uzaklasir. (Bkz. Kandemir. Mevzu Hadisler, s.86)





Hakimim Mustedrekinin zarari, sahih(saglam) olmayan hadisleri sahih olarak takdim etmesi oldugu gibi, Ibnu Cevziinin Mevzuatinin zarari da, bunun aksine, mevzu ( uydurma ) olmayan hadisi, mevzu saymasidir. (Bkz. Yasar Kandemir, Mevzu Hadisler, s.142) Bunu diyenin, unlu hadisci Ibn Haceril Askalani (olm. 1448) oldugunu da belirtiyor. (Kandemirin dayanagi; Suyuti, Tedribur-Ravi, 1/279)





Siret kitaplari, en eski ve en güvenilir olanlarida dahil hurafe ve israiliyattan arinmis degildir. Tam aksine bunlarin kronolojik sirada en önce gelenleri israiliyatla en fazla doldurulmus olanlaridir. ilk ve en güvenilir kaynak ibni ishaka bakalim. Bu zatin esas kaynaklarindan biride yahudilikten islama gecen Vehb ibni Münebbihtir. Ibni ishakin ayrica hristiyan ve mecusi kaynaklardan da büyük ölcüde yararlandigi bilinmektedir. (Ahmed emin-Duhaul islam 2.cilt s.311)





Reşid Rıza, Kab ve Vehb ikilisinin dine zararlarını ve uydurma-larını şöyle anlatır: “İsrailiyat rivayet eden ve Müslümanları kandı-rıp aldatanların en şerlileri bu ikisidir. Yaratılış, tekvin, Peygamberler, geçmiş ümmetler, fitneler, kıyamet ve ahiret meseleleriyle ilgili olarak tefsir ve tarih kitaplarında yer almayan hiçbir hurafe yoktur ki üzerinde bu ikisinin imzası olmasın. Bu kişilerin rivayetleri arasında Tevrat ve diğer Semavi kitaplara dayandırdıklarını iddia ettikleri nakiller bu kitaplarla çeliştiğinden dolayı, bir çoklarının yalan oluşu hususunda kesin hükme vardık. Kuşkusuz önceki alimlerin bunların farkına varması mümkün değildi. Zira onlar Ehli Ki-tabın kitaplarına muttali olamamışlardır. Kuşkusuz bu iki Yahu-di’nin rivayetlerinin çoğu İsrailiyat kaynaklı hurafeler olup, tefsir ve diğer sahalarda yazılmış kitapları bulandırmışlardır. Bunlar sayesinde İslam düşmanı mülhidler, İslam’ın da diğer dinler gibi hurafeler ve evham dini olduğunu iddia etmişlerdir.” (Reşid Rıza, Mecelletül Menar).



İbni Haldun, Mukaddime adlı eserinde konuyla ilgili şu açıklamaları yapar: “Hadis nakil tefsirleri yanlış doğru, makbul merdud her şeyi içeriyordu. Bunun sebebi şuydu; Araplar ne kitap, ne de ilim ehlinden değillerdi. Onlara hakim olan yaşam tarzı bedevilik ve cahillikti. Yaratılışın esrarı, kainatın durumu, v.b. konularda bir şey öğrenmek istediklerinde bunu kendilerinden önce Kitap verilenlere sorarlar ve bu konularda onlardan ya-rarlanırlardı. Bunların aralarında Kab el Ahbar, Vehb İbni Münebbih, Abdullah bin Selam vardı. Hadis nakilli tefsirler bu tür kişilerden yapılan nakillerle dolmuştur. Tefsirciler bu hususta gevşek dav-ranmış ve tefsirlerini bunların nakilleriyle doldurmuşlardır.”





SAHABENIN KUR’AN HASSASIYETI



Resulullah (S.A.V)’in Rabb’imize kavuşmasından sonraki bir gün Hz. Ayşe Validemize, Arap bedeviler geliyorlar:

- Ya Ayşe, O’nun en yakını olarak sizler O’nu çok iyi bilirsiniz. Biz Resulullah (S.A.V)’den şöyle bir hadis-i şerif duymuştuk: “Ölünün arkasında akraba-ı taallukâtı ağladığı zaman, Allah kabirdeki ölüye azap eder.”

Hz. Ayşe Validemiz bunu duyunca derhal (Resulullah’ın verdiği ölçüye uygun olarak) Kur’ân-ı Kerim’le karşılaştırıyor ve görüyor ki; “Kimse kimsenin günahını yüklenmez. Kimse kimsenin günahından dolayı cezalandırılamaz” denmekte. O zaman Hz. Ayşe Validemiz;

-Yazıklar olsun size, siz Kur’ân-ı Kerim’i bilmiyorsunuz, çünkü Resulullah ayaklı bir Kur’ân-ı Kerim’di, O’nun ahlâkı Kur’ân-ı Kerim’di, diyor.



Ebubekir Peygamberimiz’in vefatından sonra halkı toplamış ve onlara şöyle demiştir: “Sizler Allah’ın elçisinden farklı hadisler naklediyorsunuz. Bu durumda sizden sonrakiler daha büyük anlaşmaz-lıklara düşecektir. Allah’ın elçisinden hiçbir hadis nakletmeyin. Sizden hadis nakletmenizi isteyenlere deyiniz ki: İşte Allah’ın Kitabı aramızda, onun helalini helal kılın, haramını haram görün.”

Zehebi, Tezkiratul Huffaz 1/3, Buhari 1.cilt



Hz. Ömer diğer şehirlerdeki sahabelere de mektuplar yazarak ellerinde yazılı bulunan hadis mecmualarını yok etmelerini istedi. İbni Abdil Berr, Camiul Beyanil İlm ve Fazluhu 1/64-65

Hadisler Ömer döneminde çoğalmıştı. Ömer halktan beraberlerinde bulunan hadis sayfalarını getirmelerini istedi. Sonra bunla-rın yakılmasını emrederek şunu söyledi: Kitap Ehli’nin Mişna’sı gi-bi Müslümanların Mişna’sıdır bunlar. (İbni Sad/Tabakat 5/140)



Hz. Ömer Irak’a yolculuğa giden arkadaşlarına şöyle demiştir: “Siz öyle bir ülkeye gidiyorsunuz ki halkı arı uğultusu gibi Kuran okur. Hadislerle onları meşgul etmeyiniz ve yollarını saptırmayı-nız.”

(Ahmed İbni Hanbel, Kitabul Ilel 1/62-63)



Hz. Ömer şöyle der: “Ancak sizden önceki kavimleri hatırla-dım, onlar da kitaplar yazmışlar ve Allah’ın Kitabı’nı bırakarak onlara sarılmışlardı. Allah’ın Kitabı’na hiçbir şeyi karıştırmam.” diğer bir rivayette “Allah’ın Kitabı’nı asla başka bir şeyle değiştirmem.” başka bir rivayette “Ben yemin ederim ki Allah’ın Kitabı’nı hiçbir şeyle gölgelemem.”

(El Hatip, Takyıdul İlm Sayfa 50; İbni Sad, Tabakat, 3/206)



İbni Abbas hadis yazmayı yasaklar ve şöyle derdi: “Sizden önceki ümmetlerin sapmaları bu şekilde kitaplar vücuda getirmek yüzünden olmuştur.”

(İbn Abdül Berr, Camiul Beyanil ilm 1/63-68)



Şeddad, İbni Abbas’a “Hz. Peygamber bir şey bıraktı mı?” diye sordu. O da “Sadece Kuran’ın iki kapağı arasında olanları bıraktı.” cevabını verdi.

(Buhari K. Fezailul Kuran 16; Müslim K. Fezailus Sahabe 30,31 Ebu Davud K. Fiten 1, Tırmizi K. Fiten 43)



Enes İbn-i Malik Rad. Anhden,

Haccâcı (Zâlim)in halka yaptığı zulüm ve itisaftan (bir ara) Enes İbn-i Malik (ra)e şikâyet olunmuştu. Enes İbn-i Malik (ra) şikâyetçilere sabrediniz (sakın memleketin nizamını bozmayınız). Çünkü siz öyle bir zamanda yaşıyorsunuz ki, bundan sonra gelecek zaman muhakkak bundan daha fenâ olacaktır ve bu fenalık (siz ölüp de) Rabbinize kavuşuncaya kadar asırlarca böyle sürüp gidecektir. Bu fenâlığın devam edeceğini ben Peygamberimiz Muhammed (sav) den işittim, demiştir. (Sahîh-i Buhâri Tecrîd-i Sarih, Cild 12, Hadîs No: 2115)





Abdullah bin Mesud elinde bir hadis sayfasıyla geldi. Sonra su isteyerek yazıları sildi, sayfanın yakılmasını emretti ve şunu söyledi: “Allah kime bir hadis sayfasının yerini bildirirse ve o da beni bun-dan haberdar ederse Allah’a yemin ederim ki, Hindistan’da dahi olsa o hadisi arar bulur ve yok ederdim.

(Ebu Reyye, Muhammedi Sünnetinin Aydınlatılması s. 27)



Hz. Ali minberden şu hutbeyi veriyordu: “Yanında hadis sayfaları bulunanlar gidip onları yoketsinler. Zira halkı helak eden olay, alimlerin naklettikleri hadislere uyarak Kuran’ı terk etmeleridir.”

(İbn Abdülberr, Camiul Beyanil İlm)



Birgün Hz. Ali’ye gelirler ve “Halk hadislere dalmış.” derler. Hz. Ali sorar: “Gerçekten öyle mi?” “Evet” derler. Peygamber’den işittim ki gelecekte vuku bulabilecek bir fitneden söz ediyordu. “O fitneden kurtuluş nedir, nasıldır?” diye sordum. Resullullah dedi ki:

“Kurtuluş Kuran’dadır. çünkü sizden öncekilerin haberleri de, sizden sonrakilerin haberleri de, aranızdakilerin hükmü de ondadır. O gerçek ile yalanı birbirinden ayıran kesin bir hükümdür, şaka ve boş söz değildir. O’nu terkeden her zorbanın Allah boynunu kırar. Hidayeti, doğru yolu O’ndan başkasında arayanı Allah sapkınlığa düşürür.

O, Allah’ın en sağlam urganıdır. O, hikmetle dolu Kuran’dır. O en doğru yoldur. O, boş arzuların haktan saptıramayacağı, dillerin, karıştırıp belirsiz edemeyeceği, ilim adamlarının doyamayacağı, çok tekrarlanılmasından bıkılmayan, ilginç özellikleri bitip tükenmeyen bir kitaptır.”

(Sünen-i Tırmizi/Darimi)



“Ömer ölünceye kadar Allah’ın Resulu buyurdu diyemezdik.”(Müslim, Sahihi Müslim, 1. cilt, sayfa 34).



Iste Sahabenin Kur’an hassasiyeti ve hadislere olan tavirlari… Elbette her hadis mevzu degildir, ama her hadis mutlaka Kur’an süzgecinden gecirilmesi gerekiyor. Tipki Sahabenin yaptigi gibi. Mevzu hadislere göz yumamayiz ve insanlarin bizi hadis düsmani görecekler diye biz bu davadan vazgecmeyiz, taki bunun ciddiyetini kavradiklari zaman. (ki biz Sahih hadislere düsman degiliz, tam aksinedir durum)…



ebu hanifenin bir sözü

Sayet bir meselede size daha kuvvetli bir delil ulasirsa, o hususta bana tâbî olmayiniz. Islamda kemalin alâmeti budur. Bana olan sevgi ve bagliliginiz da ancak bu sekilde ortaya çikar.



Süfyani Sevriden rivayet edilmistir ki, o has kullara söyle yazardi: Bundan sonra, sen öyle bir zamandasin ki, Hz. Muhammed s.a.sin sahabeleri o zamana yetismekten Allaha siginirlardi. ONLARDA OLAN ILMIN BIZDE OLMADIGI HABERI BIZE KADAR GELMISTIR; YA BIZIM HALIMIZ NASIL OLUR ! (Minhecul Abidin-Imam gazali)





Demek oluyor ki, sahabeden sonra ilim adim adim kayboluyor ve yerine bidadler geliyor ve o bidadler gercek zannediliyor... MEHMET AKIF ERSOYUN BIR SIIRIYLE YAZIMIZI TAMAMLIYORUZ INSAALLAH… Allah hepinizden razi olsun



YIKIP SERIATI BAMBASKA BIR BINA KURDUK

NEBIYE ATF ILE BINLERCE HERZE UYDURDUK

O HALI BULDU KI CÜRET: YECUZU FIT-TERGIB

KAR-I ERZELI FETVA KESILDI: ...... HEM NE GARIP

HADIS VAAZ EDERKEN SEVAP UMAN BILE VAR!

SEVABI VAR IMIS, BIR ZAMAN GELIR ANLAR!

CIHANI TITRETIYORKEN NIDAY-I MEN KEZEBE...

ISITMIYOR MU NEDIR, BAKIN SU BI EDEBE

LISAN-I PAK-I NEBIDEN YALANLAR UYDURUYOR;

SIKILMADAN DA SEVAP ISLEDIM DEYIP DURUYOR.

Mehmet Akif ERSOY

(Fatih Kürsüsünden)
alıntı
 

€rd@ls10

Altın Üye
Birgün Hz. Ali’ye gelirler ve “Halk hadislere dalmış.” derler. Hz. Ali sorar: “Gerçekten öyle mi?” “Evet” derler. Peygamber’den işittim ki gelecekte vuku bulabilecek bir fitneden söz ediyordu. “O fitneden kurtuluş nedir, nasıldır?” diye sordum. Resullullah dedi ki:

“Kurtuluş Kuran’dadır. çünkü sizden öncekilerin haberleri de, sizden sonrakilerin haberleri de, aranızdakilerin hükmü de ondadır. O gerçek ile yalanı birbirinden ayıran kesin bir hükümdür, şaka ve boş söz değildir. O’nu terkeden her zorbanın Allah boynunu kırar. Hidayeti, doğru yolu O’ndan başkasında arayanı Allah sapkınlığa düşürür.

Allah razı olsun kardeşim.Müslümanlar Kur' anı maalesef artık ölülerine okuyorlar.Halbuki yüce kitabımız Kur' an bizim yolumuz peygamberimiz ise en büyük rehberimiz ve de şefaatçimizdir.......vesselam
 

HTML

Üst