Metin Aydoğan; Türkiye Üzerine Notlar 1923-2005

defender80

New member
Metin Aydoğan;
Türkiye Üzerine Notlar 1923-2005

Türk halkı, 60 yıldır bütün iç ve dış saldırılara karşı bugüne dek direndi, direnmeye devam ediyor. Ancak özellikle son 30 yılda uygulanan dış kaynaklı politikalarla, bağımsızlıktan yana olan ulus güçleri, hem siyasi hem de ekonomik yönden ezildiler. Beslenip büyütülen işbirlikçilik, çeteleşen siyaset ve hepsinden önemlisi sınırsız haksızlık ve talan ile artık Cumhuriyetin varlığı tartışılıyor. Halk yoksul ve yoksulluğu giderek artıyor. Halk deyimiyle, "at iziyle it izi" birbirine karışmış. Türkiye iyi yönetilemiyor. Ülkede bir iktidar boşluğu yaşanıyor.
Türk halkının emperyalizme karşı direnci, eğer örgütlenmezse, ulusal varlık kendisini uzun süre kendiliğinden koruyamaz. Zira ülkemizin bütünlüğüne yönelik tehditler, artık uygulanmaya başlandı. Dış kaynaklı yapay ayrılık ve düşmanlık yaratma girişimleri, halkımızın tarihten gelen birlik ve dayanışma geleneklerine kalıcı zararlar veriyor. Buna karşın, halka öncülük edecek ulus güçleri, örgütsüz ve güçsüz durumdalar. Aydınlar, işçiler, ulusçu işadamları, köylüler, esnaf ve sanatkârlar, gençler, öğretmenler ve memurlar ağır ekonomik sıkıntılarla, umutsuz bir dağınıklık içindeler.
Türkiye'nin bugün getirildiği yer "iyi değildir". Bu doğrudur. Ancak, tüm olumsuzluklara karşın yaşanan sorunların üstesinden gelecek, tarihsel birikime ve güce sahibiz. Öncelikle, emperyalizme karşı ilk ulusal kurtuluş savaşını kazanan Kemalist harekete sahip olmak, başlı başına bir güç kaynağıdır. Bu hareket, ülkenin ve halkın en zayıf anında, dünyanın en güçlü devletlerine karşı başarılı olmuş bir halk direnişini temsil eder. Bugün önemli olan, onun ilkelerini günün koşullarına uygun olarak yaşama geçirmektir.
(...)
Bugün, aydınların temel ve acil görevi, tüm ulus güçlerinin birliğini sağlamaktır. Bu görev, günümüzde aydın olmanın da temel koşuludur. Ulusal birlik temelindeki tam bağımsızlık mücadelesinde, emperyalizme ve yerli uzantılarına karşı tavır almayanlar, kendilerine ne ad verirlerse versinler aydın ya da demokrat olamazlar. Türkiye'nin, yeni bir "Kurtuluş Savaşı" na gereksinimi var. Bunun için bize gerekli olan ideolojik birikim ve mücadele geleneğine sahibiz. Kemalizmin; ülkeyi ve halkı tanıma, ona güvenme, dünya siyasetini ve bölgesel sorunları kavrama, bağımsız ideoloji, erişilen tarih bilinci, bilinçli anti-emperyalist tavır, özgüven ve tam bağımsızlıkta kararlılık, ulusal birliği sağlama becerisi, askeri ve siyasi örgütlenme yeteneği ile oluşan mücadele anlayışı, güncelliğini belki de daha etkin olarak koruyor.
Mustafa Kemal'in yaptığı yapılmalı, Türk halkı kendi kaynaklarına dayanarak emperyalizme karşı örgütlenmelidir. Herkes, ulusal haklar için, yani kendi geleceği için, konumuna ve gücüne uygun düşen bir çaba içine girmelidir. Herkesin ülkesine karşı yapabileceği bir şey vardır. Haklarına ve geleceklerine sahip çıkıp mücadele etmeyenler, özgür olamazlar. Bu gerçek kavranmak, gereği yapılmalıdır. Ulusal bağımsızlığın korunarak halkın gönencinin sağlanması, örgütlü olmaktan ve mücadele etmekten geçer. Mustafa Kemal Atatürk'ün şu sözleri hiç unutulmamalıdır: "Bir milletin yüzü gülüyorsa o millet mutludur. Bir ülkede yüzü gülmeyen insanlar çoğunlukta ise, o ülkenin yöneticilerini değiştirmek gerekli olmuş demektir."


Indir
 

HTML

Üst