Metallica ve Dinleyicileri...

_MaNiaC_

New member
Metallica'nin hikayesi, Lars Ulrich kendi grubunu kurmayi denemeye karar vermesi ile basliyor. Lars'in bu karardan sonra ilk isi yerel bir Los Angeles gazetesine ilan vermek oldu. Aldigi basvurulardan en ilgi çekicisi ise, 18 yasindaki lise mezunu ve atesli bir Black Sabbath hayrani James Hetfield'dendi. Bir basimevinde çalisiyordu ama gitar çaliyor ve sarki da söyleyebiliyordu. LA varoslarinda büyümüstü ve küçük yaslardan beri müzikle iç içeydi. Hetfield'in ilk gruplari; Leather Charm ve Obsession gibi okul gruplari idi. Ulrich bir demo yapmak için bir sürü randevu almisti ancak ikiliden baska hiç kimse yoktu. Bunun üzerine bassilari ve diger gitarlari çalmasi için Lloyd Grant adli zenci bir gitaristle anlastilar. Demo hazirligindaki üç kisi, eski model bir dört kanalli TEAC teypte, 'Hit The Lights'i yapti. Kayit için yine ayni çevreden Dave Mustaine'i sololari çalmasi için ikna ettiler. Garajdaki ortam bu tip kayit için pek uygun degildi ancak grup ve özellikle Mustaine, parçayi dinleyeceklerin üzerinde olumlu bir etki birakabilmeyi basaracak kadar temiz ve ciddi çalistilar.Bu yeni çikan hareketin ne kadar büyüyebilecegini hiç kimse tahmin etmiyordu. En azindan Brian Slagel bile yeni kurdugu sirket Metal Blade etiketi ile piyasaya çikardigi Metal Massacre adli toplama abümü sadece 4500 adet basmisti. LA'da pek fazla duyulmayan bir konserleri Isviçre'li grup Krokus'un ön grubu olarak çagrilmalari ile oldu. Ancak Krokus son dakikada, organizasyondan çekilince tek baslarina çaldilar ve böylece gece, Metallica'nin gecesi haline geldi. Bu konserin ardindan bir demo kaydettiler. Yedi parçadan olusan demonun adi "No Life Till Leather" idi. Parçalar ise 'Hit The Lights', 'The Mechanix', 'Motorbreath' (Motörhead'e bir yollama idi ve onun izinde olduklarini belirtiyorlardi), 'Seek And Destroy' (gelecegin Metallica klasiklerinden biri olacakti, bazen She Can Destroy diye de anildi), 'Metal Militia', 'Jump In The Fire', 'Phantom Lord' idi. Bu arada demoda çalan bass'çi Ron McGovney, gruba yeterince önem vermez olmustu. Artik sahnede sik sik dalip gidiyordu. Hetfield ve Ulrich, bassçi olarak kadroya San Fancisco çikisli grup Truma'nin mükemmel basçisi Cliff Burton'i katmaya karar verdiler.

Burton, Truma'dan ayrildi ve Metallica ile stüdyo haline getirdikleri bir garajda provalara basladi. Grup ilk albümünü kaydetmek istiyordu ancak grubun büyüyebilmesi için gerekli olan mali kayak kisa vadede bulunabilecek gibi degildi ve Johnny Zazula ile anlastilar. Grupta eleman problemi yine bas gösterdi. Mustaine alkol proplemi yüzünden kendi basini yakmisti ve digerlerinin gözünde ayak bagi konumuna gelmisti. Birkaç bira kasasinin üzerinde sorunun tartisilmasinin ardindan, Hetfield sarhos gitaristi digerleri ile aldiklari karar geregi, bir saat içinde esyalarini toplayip gitmesini söyledi. Solo gitarist boslugunu grup San Francisco'lu speed metal grubu olan Exodus'ta çalan Kirk Hammett ile doldurdular. Hammett'in çalisinda Avrupa tarzi yogundu, melodik, hizli, saldirgan ve teknikti. Ve sonuda Zazula, grubu Mayis ayinda New York'un kuzeyindeki Rochester'da bulunan Music America Recording Stüdyolarina soktu. Grup, alti haftada albümü kaydetti. Kapakta, kan gölünün içinde duran bir balyoz vardi ve grubun ilk albümü "Kill 'Em All" 1983 Temmuzunda piyasaya çikti. Basin ve elestirmenlerin bazilari, tarzin çok degersiz bir örnegi olarak bakti ama mutlaka bir tepki aldi. Albümün ruhu, inanilmaz süratinde ve durdurulamayan gücündeydi. Çogu parça "No Life" demosundan alinmisti ama yeniden uyarlanmis ve güç katilmisti içlerine. "Kill 'Em All" 7,000 adet satmis ve bu da oldukça iyi bir rakamdi. Metal Forces gibi dergilerde 1983'e ait bütün ödülleri silip süpürmeye baslamislardi. En iyi grup seçildiler. "Kill 'Em All" ile en iyi albüm ödülünü aldilar. Kirk Hammett, en iyi gitarist ödülünü aldi. Albümden çikan ilk 45'lik 'Jump In The Fire' oldu. Isviçre, Zürih'teki Volkshaus'da, Ocak 1984'te verdikleri ilk yabanci ülke konseri, Venom'un Seven Dates Of Hell turnesinde açilis grubu olarak çalmalari ile gerçeklesti. Seven Dates Of Hell turnesinin sonunda, turneyi izleyen herkesin paylastigi ortak görüs, Metallica'nin, as grup olan Venom'i ezdigi idi. Bunun nedeni, Venom'un yaptigi albümlerle trash geleneginin öncüsü olmasina ragmen, sahnede profesyonel ve basarili bir performans kalitesine ulasamamis olmasi idi. "Ride The Lightning", Avrupa'da Music For Nations etiketi ile 27 Temmuz 1984'te piyasaya çikti ve Ingiltere albümler listesine, ertesi ay 87 numaradan girdi. Albüm'de kadro Hetfield, Burton, Hammett ve Ulrich'ti. Amerika'da ise, Megaforce etiketi ile raflara girdi ve Johnny Z'nin deyimi ile 'dogdu'. Ancak albümün mix'i yine aceleye gelmisti. Metallica, ikinci albümü ile 'Yok Satmak' deyimiyle hemen tanisti. Açilis parçasi 'Fight Fire With Fire', 'Trapped Under Ice' ve Creping Death, yakici bir süratle, grubun temiz bir sekilde yeteneklerini sergileyebileceklerini ispat ediyordu. "Ride The Lightning", Amerika'da 75.000 satti. Bu indie bir sirket için rastlanmamis bir seydi, inanilmazdi. Elektra, "Ride The Lightning"i Amerika'da yeniden piyasaya sürmek için paketlerken, Metallica 20 günlük bir tanitim turnesi için Avrupa'ya geçti. Music For Nations, 'Creeping Death'i 23 Kasim'da EP olarak piyasaya sürdü. Metallica 17 Agustos 85'te Leicestershire'daki Castle Donington'da yapilacak olan altinci Monsters Of Rock festivaline hazirlanmak için Ingiltere'ye uçtu. Amerika'da barlarda verdikleri konserlerdeki kalabaliga alismis grup, ilk kez 50.000 kisilik bir seyircinin karsisina çikacakti. Donington konseri, onlarin basit bir trash grubu ve küçük islere uygun olduklari yolundaki iddialarin zincirini kirdi ve Metallica, kendini kalabaliga kabul ettirdi. Çok olumlu tepki aldilar. Eylül'den 26 Aralik'a kadar, üzerinde çalistiklari 8 parça ile olusturduklari "Master Of Puppets" Subat 1986'da piyasaya çikti. Metallica; "Master Of Puppets" ile metal akiminin merkezine biraz daha yakinlasmisti ve elestirilere göre bu albüm, Metallica'nin thrash egiliminin tabutuna çakilan son çiviydi. "Master Of Puppets"in piyasaya çikisi, Metallica'nin bir indie grubu olarak geçirdigi günlerle olan son baglarini da kopariyordu. Music For Nations ile olan kontratlari, albümün çikisi ile yenilenmisti ve Q-Prime herseyini daha büyük hesaplara göre düzenlemisti bile. "Master Of Puppets", Amerika'da, Michael Wagener tarafindan yeniden mix'lenince, o güne kadar yaptiklari en iyi çalisma haline getirilmis oldu. Hem listelere 41 numaradan girdigi Ingiltere'de, hem de ilk otuz içinde yeraldigi Amerika'da altin plak kazandi. Albümde Orion isminde enstrumental mükemmel bir parça vardi. Bu arada, 26 Temmuz'da Hetfield, Indiana, Evansville'deki konser öncesi kaykaydan düsüp bilgini kirdi. Tüm aksilikler bir yana, grubun basarisi günden güne artiyordu. Amerika'daki etkileyici permormansi ile Master Of Puppets'in satisi 500.000'i geçmisti. Gerçi Amerika'da hala glam akimi hakimdi. Fakat Metallica önderliginde, Antrax, Slayer ve Megadeth gibi metal'in daha sert gruplari, pazarda ciddi bir pay kapmaya baslamislardi. 10 Eylül'de grup yenide yollara düstü. Eski dostlari Antrax'la birlikte basladiklari Avrupa turnesine Newcastle, Birmingham ve Londra'da devam ettiler. Ancak 21 Eylül'deki Hammersmith Odeon konseri, Metallica'nin bu kadrosu ile Ingiltere'de verdigi son konseri olacakti. Ingiltere turnesinin zaferi henüz tazeyken Metallica, Iskandinavya'ya yönelmisti. Lars'in sehri Kopenhag'a giderlerken, tur otobüsleri, küçük bir Danimarka kasabasi olan Ljungby yakinlarinda, buzlanan yolda kaymis ve sarampole yuvarlanmisti. Otobüstekilerin çogu hafif yaralar, ezik ve siyriklarla kurtulurken Cliff Burton, henüz 24 yasindayken, orada ölmüstü.

Ilk tepkileri su olmustu: Devam etmeye gerek kalmadi. Çünkü ekip bozuldu, büyü dagildi. Sonunda Metallica yola devam karari aldi. Led Zeppelin'in aksine, Metallica 'Cliff de olsa böyle olmasini isterdi' gürültüleri arasinda yenide ise koyuldu. Katiksiz bir çikarcilikla çalisan menajerler Mensch ve Burnstein'in baskilari ile turnenin geri kalani yeniden düzenlendi ve Cliff'in zamansiz ölümü bir kenara atiliverdi. Bu ölüm bir kazaydi ancak Mensch ve Burnstein, bu tip rock trajedilerine hiç de yabanci degillerdi. AC/DC ve Def Leppard gruplari da Q-Prime 'in semsiyesi altindaydi ve sirket, bu olaylarla parasina para katmisti. Metallica, Flotsam & Jetsam'in genç basçisi ve büyük bir Metallica hayrani Jason Newsted'i kadrosuna katmisti. Newsted, aslinda grubun basçisi olmasinin ötesinde, besteci, sözcü ve menajer gibi çalisarak gruba liderlik de yapiyordu fakat Metallica ile, içinde bulundugu indie ortamdan, daha elit ve daha ticari duruma yükselme sansini yakaladigini hissediyordu ve bu kaçirilacak bir firsat degildi. Amerika'da bir seri provadan sonra Newsted, Metallica ile ilk konserine Japonya'da çikti. Öte yandan, 15 Kasim'da Tokyo'daki bu konser, grubun da Japonya'daki ilk konseri idi. Metal Church ile birlikte çalmak üzere Amerika'ya döndüler. Bu konserler Jason Newsted için bir sinav olacakti. Çünkü Amerika'da, Metallica'nin en taninan ve sevilen elemani Cliff'di. Fakat gelen elestriler olumlu oldu. Bazi elestirmenler için ise Cliff'siz bir Metallica, artik eskisi ile ayni degildi. O, grubun kendine özgü niteliklerin; özgür ruhun, soytariligin, glenclik yaninin ta kendisi idi. Hollanda'da Zwolle'deki Aardshock Festivali'nde çaldilar. Aslida grubun repertuari, bir önceki yil Master Of Puppets turnesindeki repertuarin aynisi idi. Bu repertuardaki tek fark , yeni basçi Newsted'in bass solosu idi (çogu elestirmenin gözünde, bu yapilmamasi gereken bir yanlisti, özellikle de Cliff'in anisi henüz çok tazeyken). Anthrax, Metal Church, Laaz Rockit ve Crimson Glory elemanlari da, bu solo karsisinda tepki göstermisler ve Metallica'ya daha mesafeli durmaya bslamislardi. Avrupa'da ise Q-Prime yayin hakkini MFN'dan Phonogram'a geçirdi. "The $5.98 EP- Garage Days Re-Revisited", Lars'in yeni yaptirdigi, ses izolasyonlu garajinda, Temmuz ayinda kaydedildi. Phonogram, Agustos ayinda cover parçalardan olusan EP'yi yayinladi ve hem Amerika'da hem de Ingiltere'de ilk 30'a girdi. EP, gruptan bu tip bir çalisma beklemeyen sadik hayranlar için tam bir saskinlik olmustu. Castle Donington, grubun Jason Newsted ile gerçek anlamda ilk Ingiltere konseriydi ayni zamanda. Grup vasat bir performans göstermisti, bazi elestirmenlere göre bu durum, bu dört elemanin hiçbirinin iyi müzisyen olmamalarindan kaynaklaniyordu. Jason, Cliff Burton'in gölgesinde kalmisti, gruba uyumu yoktu ve çalisi kendinden emin degildi. Iki gitaristin uyumlari ve becerileri de pek içaçici degildi. Ve Lars'in vurus zamanlamasi hep kayiyordu, fotografçilara poz vermeyi, davul çalmaktan daha çok önemsiyordu. Grup, daha sonra Donington'daki performanslarinin kötü olduguu kabul etmisti. Onlarin savunmasina göre tekni sorun yasamislardi çünkü sahne headline gruplara göre ayarlanmisti, ön gruplar hiç düsünülmemisti. Monsters Of Rock turnesinin ardindan ABD'ye dönen Metallica, sonunda ilgisini yeni bir albüme yöneltebildi. Bu albüm, Jason Newsted'le ilk albümleri olacakti ve Newsted, gruba gireli neredeyse bir yil olmustu. Kasim ayi ile Aralik'in baslarini yeni parçalar yazarak geçirdiler. "The $19.98 Home Video - Cliff'em All", korsan tarzda hazirlanmis bir formda piyasaya çikti. Cliff'in anisina hazirlanan bu kaset, önce Aralik ayinda ABD'de yayinlandi ve bir anda 90.000 adet satildi. Ardindan Nisan ayinda da Avrupa'da piyasaya verildi. Bu video MTV çagindaki gösterisli video clip yapmalari yönündeki baskilari reddetmelerinin sonucunda ortaya çikmisti. Garage Days EP'si ve Cliff'Em All videosu ile az parayla büyük atilimlar yaptilar, fakat protesto ettikleri bazi kurum ve kurallarin da tam ortasinda buluverdiler kendilerini. Banka hesaplari,avukatlar, is menajerleri vs. gibi... "...And Justice For All" albümünün kaydindaki performanslarindan dolayi, bir kez daha Q-Prime'in itelemesi sonucu büyük günlerin kapisindan adimlarini attilar ve ABD'de ilk kez gerçeklestirilecek 28 Mayis'taki Monsters Of Rock turnesinin kadrosuna katildilar. Grubun isleri ile Lars ilgileniyordu çünkü James hergün Absolut Vodka siselerinin yörüngesinde gezinirken, Kirk çizgi romanlari, Jason ise walkman'i ile dis dünyadan kopuyorlardi. Basina demeçler vermenin ötesind Lars, para kazanmakla çok fazla ilgiliydi, öte yandan Mensch ve Burnstein gibi parali heriflerle çalismaktan mutluydu ve kisa sürede bu isin kurdu olacaga da benziyordu. Albümün mix'ini Steve Thompson ve Michael Barbiero yapmislardi. Lars ise bu durumdan, Q-Prime'in da hosnut oldugunu tahmin ediyordu çünkü ortaya farkli yönlere açilan bir sound çikmaktaydi. Önce 'Harvester Of Sorrow' 45'ligi piyasaya verildi. "...And Justice For All" ise 8 Eylül 1988'de piyasaya verildi. Ingiltere listelerine 17 Eylül'de girdi ve 4 numaraya oturdu. Ancak albümün genel çizgisinden ötürü sert elestriler gelmeye basladi. Ticari çekimin yörügesine girdigi seklindeki yorumlar sonucu, ilk günlerinden beri grubu destekleyen hayranlari bile, albümü itici buldular. Fakat takdirler ve begeniler, zehirli oklara üstün geldi ve grup yeni dostlar edinmeye devam ederek, yesil dolarlarin büyüsüne kapilip, thrash köklerine ihanet ettikleri ithamlarinin önünü kesebildi. Damaged Justice turnesi 24 Eylül günü, Edinburgh Playhouse'da basladi ve Ingiliz hayranlar, grubu en hirsli, en parlak sahne düzenini görme sansini elde ettiler. Ingiltere'den sonra Avrupa'ya, ardindan Amerika'ya geçildi. Bu arada; Metallica tüm hayati boyunca ilk kez, plak sirketi ile menajerlik sirketinin baskilarina dayanamadi ve alçakgönüllülükle MTV modasina uyarak, bir sonraki 45'liginin video klibinin film çekimlerine basladi. Grup, kararini One'dan yana kullandi. Video , MTV Headbangers Ball'da ilk kez yayinlandiginda, oldukça yüksek seyredilme orani yakaladi. Bunun sonucu parça Amerika'da 35, Ingiltere'de ise 13 numaradan listeye girdi. Metallica'nin kodamanlar arasina girisinin kabülü, NARAS organizasyonu tarafindan, grubun Ocak ayinda 'En Iyi Heavy Metal/Hard Rock' dalinda Grammy'e aday gösterilmesi ile gerçeklesti. Fakat, Metallica ayni zamanda, LA'daki ödül töreninde, One'i canli çalmasi için de teklif almisti. Bu da, yaklasik 1 milyar izleyiciye TV yoluyla ulasmak demekti ve herkes sonucun belli oldugunda hemfikirdi. Sonuç, 22 Subat'ta Amerika'da TV'de yayinlandi. Metallica kazanmisti, fakat sonuç hakkindaki tartisma haftalar sonra en siddetli halini aldi. Öte yandan birçok insan bu gösteride ilk kez bir Heavy Metal grubu izledi ve zihinlerinde olusturduklari HM fikrinin yanlis oldugunu gördü. Insanlar oradaseytani bir ayin olacagini, haç yakilip kurban kesilecegini bekliyordu. Lars ve ekip arkadaslari, 'One'in Grammy kazanmasinin ardindan, yine de mutlu olamadilar çünkü o sirada Amerika turnesi inanilmaz oralarda masraflar çikarmaya baslamisti. Grup, öncenin sürünen, kaybetmenin esiginde gezinen grubu iken, simdi bes yildizli otellerde kaliyor, limuzinler ve özel uçaklarla geziyordu. Sadece 10 yil önce yasanan Punk devriminin , zengin olup, büyülü bir sekilde hayat standartlarini degistirene kadar materyalizmi reddeden liderleri gibi Metallica da zenginliklerinin kapaninda egleniyor ve savunduklari ile çelisiyordu. Damaged Justice turnesi Amerika'dan Uzak dogu'ya, Yeni Zelanda'dan Avustralya ordan Japonya'ya geçtiler. Bati'ya dönen turne, yesil dolarlarla dansetmeye basladi bütün yaz boyunca. Güçlü Metallica makinasi, 1989'un sonunda durdu. 18 ay süren gezinin ardindan enerjisi ve duygusu tükenmis bir hale geldi. Turnenin istatistikleri evin yolunu gösteriyordu: 250'den fazla konser, 4500 kutu bira, 3000 baget, 1650 set gitar teli ve 750 set bass gitar teli. Bu siralar grup, sahip oldugu krediyi kullaniyordu fakat eski hayranlarindan gelen s*k* ve sert elestriler sahnede çalan gruba bakis açisini da etkiliyordu. Fotograf manyagi olan Lars'in sinirlendirici bir hal alan herseye hakim olma durumu giderek daha fazla sevimsiz bulunuyordu. O kadar ki Wembley konserinde, davul setinin basindan seyirciye hitap etmek için kalkan ve sahnenin önüne gelen Ulrich'i seyirci yuhalamisti. Konser sonrasi Mayfair otelinde bir parti vermislerdi ve eski eglence seven hallerine göre, birer gölge gibi ortalikta geziniyorlardi. Hetfield, bira fiçisinin yanina çöreklenmisti. Her zamanki favorisi olan votkaya elini bile sürmemisti. Bu durumu görenler, grubun ciddi ve sikici bir grup olma yolunda oldugunun isaretlerini almaya baslamislardi. Avrupa'dan sonra ABD'deki sürgüne gittiler, daha sonra da Kanada'ya geçtiler. Bu arada bir sonraki albüm için parçalar da bir araya geliyordu. Sonbahar'da 12 yeni parça olusturmuslardi. One On One stüdyosuna 6 Ekim'de girebildiler. Bu kez prodüktör olarak çalismak için Bob Rock'da karar kilmislardi. Bu arada grubun hayranlari, Metallica'nin herseyi satilik olan siradan bir grup haline gelecegi kaygisini tasimaya baslamasina ragmen, dünya rock basini grubu çok daha büyük bir dikkatle izlemeye basladi ve gözkirpmalarinin bile haberini verdi. Ardindan kayit sonuçlandi ve 1991'in ilkbahari boyunca süren mix çalismasina basladilar. Hergün ödenen birkaç bin dolar ile albüm hiç de ucuza gelmiyordu. Sade bir sekilde "Metallica" adi verilen albüm, 12 Agustos 91'de piyasaya verildi. Metallica'nin o güne kadar yaptigi en ticari albümdü, gerçi hala korkuç sertti ama artik uçlarda degildi. Besinci albümdeki ana fikir, daha sade soundlar olusturmakti. Enter Sandman Ingiltere'de 5, Amerika'da 16 numaradan listelere girdi. Sözleri açisindan ise bu albüm, James Hetfield'in belki de en derin anlamlar içeren çalismasiydi. Hassas ve duygusal yapi, önceki somurtkan ve korkutucu görünüsünün altina ustaca gizlenmisti. Ve 'Nothing Else Matters' 40 parçadan olusan yayli çalgilar ile desteklenmisti, bir ask sarkisi idi. Hetfield'in içinde bulundugu duygu yogunlugunun aksine grubun diger üç elemani bosanmaya dogru gidiyorlardi albüm kaydi esnasinda. Albümün gerçek sinavi, sokaktaki hayranlarin verecegi tepkiye bagliydi. Ve albümde yeralan parçalar, onlarin beklediklerinden biraz daha farkliydi. Londra, Hammersmith Odeon ve New York Madison Square Garden'da, Agustos ayinda, hayranlari albümün tanitim konseri için birbirlerini yemislerdi. Donington'daki konser 17 Agustos'taydi. Günün kahramani AC/DC olmustu, Metallica ise 1987'deki görüntüsünden uzakti. Ancak ilk günlerin ardindan, sahneye alisan grubun verdigi görünüm degisti. Rahatlamislar ve islerine konsantre olmuslardi. Hetfield, Hammett ve Newsted kuliste konuklari ve eski dostalari sakalasiyor ve egleniyorlardi. Bu arada Ulrich, kendi soyunma odasinda son dakikaya kadar oturuyor, daha sonra havlularla örtünmüs ve dev yapili korumalar ordusu tarafindan çevrelenmis bir halde sahneye gidiyordu. Hiçkimse onunla konusamiyor ve hatta yaklasamiyordu bile. Grubun yol ekibindeki elemanlar dahi, bu esnada ona ulasamiyor ve konusamiyorlardi ve bu durum Lars'in egosunu, artik kontrol altinda tutamadigi seklinde yorumlaniyordu. Bu arada albümün Billboard listesine 1 numaradangirdigi haberleri gruba ulasmisti. Bu da grubun diger albümlerinin satislarinin artmasi demekti. Amerika turnesi en sonunda sonbaharda basladi ve grubun yeni sahnesi ve repertuari 12 Ekim'de Kaliforniya, Oakland Stadyumunda ilk kez hayranlarinin karsisina çikti. Turnenin Amerika ayaginda seyirci, grubun Mustaine'li garaj günlerinden, Cliff Burton'a kadar her ayrintiyi içeren, kisa tarihi yansitan 30 dakikalik bir video filmin gösterimi ile isiniyordu. Fakat tutucu hayranlari grubun bu yeni durumunu kabullenmiyorlardi. Grup artik ekipmanlari tasiyan 12 kamyon, 6 otobüs ve 60 kisinin üzerinde bir ekiple dolasiyordu. Stadyum konserleri ve muhtesem tiyatral gösterilerle grup artik, asi kisiliginden, iyi cilalanmis bir para makinasina dönüsmüstü. Altin yumurtlayan bir tavuktular ve tutucu hayranlari, iste bunu kabullenemiyorlardi. 1991'in sonunda Metallica, bütün dergilerde okuyucunun oylarini almayi basardi ve ödülleri silip süpürdü. 'Noting Else Matters'in tanitim videosunun MTV'de yayinlanmasi ile parça Amerika'da 36, Ingiltere'de 6 numaraya oturmustu Mayis ayi içinde. Dünya turnesinin ardindan dörtlü, içinde Istanbul konserinin de yeraldigi turnenin hem ses hem de video kayitlarindan seçip sonuçta 3 CD'den olusan Binge&Purge toplama konser albümü ile iki video kasetten olusan konser kayitlari 93'ün sonlarinda piyasaya çikti. Bu arada birçok ünlü heavy metal grubu, kendi orijinal çizgilerine ve geleneksel heavy metal kaliplarina geri dönüs içindeyken Metallica bunun tam tersini yapiyor, yeni arayislara dogru yelken açiyordu. San Francisco'nun güneyindeki Sausalito'da bulunan stüdyolarinda, istedikleri gibi çalisiyorlardi. Agustos '95'te kayit islemlerine basladilar. Öte yandan stüdyonun kendilerine ait olmasi da rahatlatici bir unsurdu. 95 Ekim'inde toplam 20 parça hazirladilar ve demo haline getirdiler. Albümün prodüktörlügünü bir öncekinde de birlikte çalistiklari Bob Rock yapiyordu. Bes yillik uzun bir aradan sonra 6 Haziran sabahi yeni albümleri olan "Load"u çikaran Metallica, hayranlarini hayal kirikligina ugratti. Stil, imaj, logo; kisaca Metallica'yla ilgili eski olan hersey degismisti. Albüm sonrasi yapilan elestrilerin odak noktasi Metallica'nin daha dogrusu tüm metal dünyasina sirt çevirdigi yönündeydi. Ne yazik ki 5 yil beklememize degmedi yeni albüm. Load albümünün çikisiyla Metallica'yi ikiye ayirabiliriz: Eski Metallika ve Yeni Metallica. Yeni Metallica artik yalnizca yesil dolarlari düsünüyordu. Yedi-sekiz yil önce gerçekten bir metal grubuydular, ama bunun yaninda "Metallica" albümü ile basladiklari bir degisim gerçegi de vardi. Ve bu degisim de "Load" albümüyle tamamlanmis oldu. Bu albüm hala sertti fakat artik içinde ruh yoktu. "Load"un çikisindan kisa bir süre sonra, Agustos basinda Lollapa-looza'96 turnesine katilan grup diger konserlerinin aksine bekledikleri ilgiyi göremedi. Bunda yeni albümlerinin hayranlarini hayal kirikligina ugratmasinin etkisi büyüktü. 'Until It Sleeps' ve 'Mama Said' isimli parçalar göze batsa bile albümün genelinde kendini öne çikaran parça yoktu. Kasim 1997 de çikan "Reload" albümü ise "Load" albümünün pesinde bir devami gibi. Albümde öne çikan parçalar 'The Memory Remains' ve 'Devil's Danse'. Artik grubun dinleyicisi ciddi olarak küstü ve Mmetallica yeni ve daha genç bir dinleyici kitlesine sahip oldu. Metallica'nin yeni albümü "Garage Inc." 23 Kasim'98'de piyasaya sürüldü. Double albümde grubun eski ve yeni 27 cover parçasi bulunuyor. Grup albüm tanitim turnesi kapsaminda Haziran ayinda Türkiye'de bir konser verdi. Ve en son olarak 1999'da San Fransisco Senfony orkestrasiyla beraber gurubun en çok sevilen sarkilarininda toplamasi görünen bir albümle S&M adli albümü çikardilar. Bu albümleri pek iyi bir sentez olmamasina karsin James'in vokal gücünün artmasi beni sevindirdi. S&M'de iki yeni sarki bulunuyor bunlarda benim favorim "Minus Human" ve "No Leaf Clover" ayrica simdiye kadar dinlemediginiz güzellikte bir "For Whom The Bell Tolls" dinleyeceksiniz. Ama benim umudum Metallicanin yakin gelicekte ilk üç albümündeki gibi sarkilar yapacagindadir.
 

ozzy_91

New member
Hakkaten son albümlerinde biraz bocalasalarda yeni çıkacak albümlerinin super olcağına inanıyorum.
 

HTML

Üst