Sercinho7
Dark Side of Creation
Metal tarihini en köklü gruplarından olan Pantera’nın gitaristi Darrell Abbott’ı anıyoruz.
8 Aralık 2004 gecesi ilk kez bir rock müzisyeni sahnede hunharca öldürüldü. Kurban, efsane Pantera grubunun eski gitaristi (Dimaebag) Darrell Abbott’dı. Saldırgan ise grubun fanatik hayranı ve eski bir deniz piyadesi olan Nathan Gale’de.
Rock müzik dünyasının en trajik konuşmalarından biri Pantera’nın solisti Phil Anselmo’ya attir. 2004 yılının Aralık ayında elleri birbirine sımsıkı kilitlenmiş bir şekilde kameranın karşısına geçer ve belki de hayatı boyunca onu en çok üzecek bu olay hakkında konuşur. “Kardeşim” olarak tanımladığı Pantera’nın gitaristi (Dimebag) Darrell Abbott’ın ölümü onu yıkmıştır. Aynı sahneyi paylaştığı ama son dönemlerde arasının açıldığı Dimebag’in cenazesine ailesinin isteği doğrultusunda katılamamasının kendisine ne kadar acı verdiğini göz yaşları içinde anlatır ve konuşmasını şu sözlerle bitirir: “Bu uzun bir süre için ben ison görüşünüz.”
90’ların efsane trash metal gruplarından biri olan Pantera’nın solisti Anselmo’ya hayatını adadığı müzikten uzak kalma kararını aldıran olay, 8 Aralık 2004 gecesi yaşandı. Pantera’nın dağılmasının ardından grubun gitaristi Dimebag’in erkek kardeşi davulcu Vinnie Paul ile birlikte kurduğu Damageplan’in; Ohio, Columbus’taki Alrosa Villa adındaki küçük gece kulübünde verecekleri konsere saatler kalmıştı. Yörenin gençlerinden 25 yaşındaki Nathan Gale, 95 model Pontiac marka otomobilini gece kulübünün önüne park etti ve grubun tur otobüsünü gözlemeye başladı. Üzerindeki kot pantolon ve kapüşonlu montuyla sıradan bir Amerikan gencinden farksızdı. Saçları sıfıra vurulmuştu. Gözünde, ileri derece miyop olduğu için şişe dibi diye tarif edilen gözlüğü vardı. Çevredekilerin dikkatini çeken tek şey saatlerdir aynı noktadan ayrılmamasıydı. Saatler 22:15’i gösterdiğinde daha önce de birkaç kez yaptığı gibi tur otobüsünün önünde nöbet tutan güvenlik şefine yaklaştı ve Abbott kardeşlerin gelip gelmediğini sordu. Güvenlik şefi Jeff Mayhem Thompson, kardeşlerin kısa bir süre önce kulübe girdiğini söyledi. Bunu duyan Gale, kulübün giriş kapısının yan tarafından yüksek barikatın üzerinden atlayarak içeri koşmaya başladı. Cebinde Baretta yarı otomatik silahı vardı.
Salondaki 640 kişi ise kulakları sağır eden bir tezahürata başlamıştı. Çünkü Damageplan sahnedeki yerini almıştı. Gale bilardo masalarını ve kalabalığı son hızla geçip sahneye ulaştı. Kimse bir şeyden şüphelenmemişti. İçkiyi fazla kaçırmış, heyecanına engel olamayıp sahneye fırlamış bir hayran gibi hareket ediyordu. Dev kolonların arkasından dolanıp Dimebag’in arkasına geçti…
O gece çıldırmış gibi hareket eden Nathan Gale, 1979 yılında Illinois’te doğdu. Boşanmış bir ailenin çocuğu olarak ilkokul döneminde uyum zorlukları yaşayınca özel bir sınıfa alınmıştı. 18 yaşında eğitimini tamamladığında bir elektrikçiydi. Boş zamanlarını arkadaşlarıyla parti yaparak, alkol ve uyuşturucu alarak geçiriyordu. O da tıpkı arkadaşları gibi Pantera hayranıydı. Derken aniden şarkı söylemeye merak saldı.
Bir öğleden sonra eğlenmek için arkadaşlarıyla toplandıkları garajda şarkı söylemek istercesine mikrofonu eline aldı. Her an çığlık atacakmış gibiydi, yüzü kıpkırmızı olmuştu. Ama defalarca denemesine rağmen ağzından tek bir kelime çıkmadı… O günden sonra Gale, Pantera’nın “Vulgar Display of Power” albümünü dinlemeye başladı.
İki yıl boyunca çaldığı tek albümdü. Kimi zaman albümdeki şarkıların sözlerini okuyup arkadaşlarına kendi yazdığı cümleler olduğunu söylüyordu. Hatta işi Pantera üyeleriyle tanışıp arkadaş olduğunu anlatacak kadar ileri götürürdü. Gerçekle hayal dünyası birbirine karışmıştı. Ancak çocukluğundan beri onun garip hareketlerine alışkın olan arkadaşları ortada tehlikeli bir durum olduğunu fark etmedi.
Gale, bir yandan da işte dikiş tutturamıyor, annesiyle sorun yaşıyordu. Arkadaşlarının söylediğine göre bir ara annesi evden attığı için parkta yatıp kalkmak zorunda kalmıştı.
2002 yılında son stüdyo albümleri “Reinventing The Steel”in ardından Pantera’nın dağılma haberini Gale’in orduya katılma haberi izledi. Ama bu macerası da kısa sürdü. Geri döndükten sonra birkaç işte daha şansını denedi. En son olayların yaşandığı günün sonunda bir dövme dükkanının önünde görülmüştü. Dükkanın sahibine bir dövme makinesi alıp bu işe başlayabileceğini söylemişti. Dükkan sahibi izin alması gerektiğini söyleyince de yalancılıkla suçlayıp onunla kavgaya tutuşmuştu.
Üç kurşun
Kaşla göz arasında Dimebag’in arkasına geçen Gale, gitaristi boynundan kavradı. Ve Baretta silahını çıkarıp üç kez ateşledi. Üç kurşun da gitaristin başına isabet etmişti. Kalabalığın arasından bir Pantera hayranının “Dostum, kafası uçtu” haykırışı duyuldu. Kısa bir tereddütten sonra dengesiz fanatiğin ateşlediği dördüncü kurşun Dimebag’in eline isabet etti. Talihsiz gitarist bilincini kaybedip yere yığıldı. İlk kurşun seslerinin duyulmasının ardından kulübün sahibi telefona koşarak polisi aradı. Bu arada sahne görevlisi Erin Halk ve güvenlik şefi Thompson da iki ayrı köşeden Gale’e doğru koşmaya başladı. Bunu fark eden Gale, Thompson’ı bir kez ayağından iki kez de karnından vurdu. Halk ise göğsüne dört, el ve ayağına birer kurşun yedi. İkisi de aldıkları ölümcül yaralarla yere yığıldı. Grubun hayranları Dimebag’e yardım edebilmek için sahneye yönelmişlerdi. Gale ise kurşun yağdırmaya devam ediyordu. Önce tur müdürü Chris Paluska, sonra teknisyen John Brooks’u vurdu. Son kurbanı ise Dimebag’e yardım etmeye çalışan hayranı 24 yaşındaki Nathan Bray’di. Polisler kulübe ulaştığında Gale, daha önce yaraladığı John Brooks’u kalkan olarak kullanmak istedi. Bu sırada havaya en az 20 kez ateş açmıştı. Çıkan panik havasından faydalanan bir polis komiseri sahnenin arkasından dolarak Gale’in önüne çıktı ve saldırganı yüzünden vurdu.
Her şey 45 dakika içinde olup bitmişti. Alrosa Villa beş kişiye mezar olmuştu. Sonraki günlerde Gale’e yapılan otopside uyuşturucu kullanmadığı ortaya çıktı. O gece Gale’i Alrosa Villa’ya götüren ne uyuşturucu, ne boşanmış bir ailenin çocuğu olması, ne de metal müzikti. Gale, kendi şeytanlarının kurbanı olmuştu. Tıpkı John Lennon’ı öldüren Mark Chapman gibi…
8 Aralık 2004 gecesi ilk kez bir rock müzisyeni sahnede hunharca öldürüldü. Kurban, efsane Pantera grubunun eski gitaristi (Dimaebag) Darrell Abbott’dı. Saldırgan ise grubun fanatik hayranı ve eski bir deniz piyadesi olan Nathan Gale’de.
Rock müzik dünyasının en trajik konuşmalarından biri Pantera’nın solisti Phil Anselmo’ya attir. 2004 yılının Aralık ayında elleri birbirine sımsıkı kilitlenmiş bir şekilde kameranın karşısına geçer ve belki de hayatı boyunca onu en çok üzecek bu olay hakkında konuşur. “Kardeşim” olarak tanımladığı Pantera’nın gitaristi (Dimebag) Darrell Abbott’ın ölümü onu yıkmıştır. Aynı sahneyi paylaştığı ama son dönemlerde arasının açıldığı Dimebag’in cenazesine ailesinin isteği doğrultusunda katılamamasının kendisine ne kadar acı verdiğini göz yaşları içinde anlatır ve konuşmasını şu sözlerle bitirir: “Bu uzun bir süre için ben ison görüşünüz.”
90’ların efsane trash metal gruplarından biri olan Pantera’nın solisti Anselmo’ya hayatını adadığı müzikten uzak kalma kararını aldıran olay, 8 Aralık 2004 gecesi yaşandı. Pantera’nın dağılmasının ardından grubun gitaristi Dimebag’in erkek kardeşi davulcu Vinnie Paul ile birlikte kurduğu Damageplan’in; Ohio, Columbus’taki Alrosa Villa adındaki küçük gece kulübünde verecekleri konsere saatler kalmıştı. Yörenin gençlerinden 25 yaşındaki Nathan Gale, 95 model Pontiac marka otomobilini gece kulübünün önüne park etti ve grubun tur otobüsünü gözlemeye başladı. Üzerindeki kot pantolon ve kapüşonlu montuyla sıradan bir Amerikan gencinden farksızdı. Saçları sıfıra vurulmuştu. Gözünde, ileri derece miyop olduğu için şişe dibi diye tarif edilen gözlüğü vardı. Çevredekilerin dikkatini çeken tek şey saatlerdir aynı noktadan ayrılmamasıydı. Saatler 22:15’i gösterdiğinde daha önce de birkaç kez yaptığı gibi tur otobüsünün önünde nöbet tutan güvenlik şefine yaklaştı ve Abbott kardeşlerin gelip gelmediğini sordu. Güvenlik şefi Jeff Mayhem Thompson, kardeşlerin kısa bir süre önce kulübe girdiğini söyledi. Bunu duyan Gale, kulübün giriş kapısının yan tarafından yüksek barikatın üzerinden atlayarak içeri koşmaya başladı. Cebinde Baretta yarı otomatik silahı vardı.
Salondaki 640 kişi ise kulakları sağır eden bir tezahürata başlamıştı. Çünkü Damageplan sahnedeki yerini almıştı. Gale bilardo masalarını ve kalabalığı son hızla geçip sahneye ulaştı. Kimse bir şeyden şüphelenmemişti. İçkiyi fazla kaçırmış, heyecanına engel olamayıp sahneye fırlamış bir hayran gibi hareket ediyordu. Dev kolonların arkasından dolanıp Dimebag’in arkasına geçti…
O gece çıldırmış gibi hareket eden Nathan Gale, 1979 yılında Illinois’te doğdu. Boşanmış bir ailenin çocuğu olarak ilkokul döneminde uyum zorlukları yaşayınca özel bir sınıfa alınmıştı. 18 yaşında eğitimini tamamladığında bir elektrikçiydi. Boş zamanlarını arkadaşlarıyla parti yaparak, alkol ve uyuşturucu alarak geçiriyordu. O da tıpkı arkadaşları gibi Pantera hayranıydı. Derken aniden şarkı söylemeye merak saldı.
Bir öğleden sonra eğlenmek için arkadaşlarıyla toplandıkları garajda şarkı söylemek istercesine mikrofonu eline aldı. Her an çığlık atacakmış gibiydi, yüzü kıpkırmızı olmuştu. Ama defalarca denemesine rağmen ağzından tek bir kelime çıkmadı… O günden sonra Gale, Pantera’nın “Vulgar Display of Power” albümünü dinlemeye başladı.
İki yıl boyunca çaldığı tek albümdü. Kimi zaman albümdeki şarkıların sözlerini okuyup arkadaşlarına kendi yazdığı cümleler olduğunu söylüyordu. Hatta işi Pantera üyeleriyle tanışıp arkadaş olduğunu anlatacak kadar ileri götürürdü. Gerçekle hayal dünyası birbirine karışmıştı. Ancak çocukluğundan beri onun garip hareketlerine alışkın olan arkadaşları ortada tehlikeli bir durum olduğunu fark etmedi.
Gale, bir yandan da işte dikiş tutturamıyor, annesiyle sorun yaşıyordu. Arkadaşlarının söylediğine göre bir ara annesi evden attığı için parkta yatıp kalkmak zorunda kalmıştı.
2002 yılında son stüdyo albümleri “Reinventing The Steel”in ardından Pantera’nın dağılma haberini Gale’in orduya katılma haberi izledi. Ama bu macerası da kısa sürdü. Geri döndükten sonra birkaç işte daha şansını denedi. En son olayların yaşandığı günün sonunda bir dövme dükkanının önünde görülmüştü. Dükkanın sahibine bir dövme makinesi alıp bu işe başlayabileceğini söylemişti. Dükkan sahibi izin alması gerektiğini söyleyince de yalancılıkla suçlayıp onunla kavgaya tutuşmuştu.
Üç kurşun
Kaşla göz arasında Dimebag’in arkasına geçen Gale, gitaristi boynundan kavradı. Ve Baretta silahını çıkarıp üç kez ateşledi. Üç kurşun da gitaristin başına isabet etmişti. Kalabalığın arasından bir Pantera hayranının “Dostum, kafası uçtu” haykırışı duyuldu. Kısa bir tereddütten sonra dengesiz fanatiğin ateşlediği dördüncü kurşun Dimebag’in eline isabet etti. Talihsiz gitarist bilincini kaybedip yere yığıldı. İlk kurşun seslerinin duyulmasının ardından kulübün sahibi telefona koşarak polisi aradı. Bu arada sahne görevlisi Erin Halk ve güvenlik şefi Thompson da iki ayrı köşeden Gale’e doğru koşmaya başladı. Bunu fark eden Gale, Thompson’ı bir kez ayağından iki kez de karnından vurdu. Halk ise göğsüne dört, el ve ayağına birer kurşun yedi. İkisi de aldıkları ölümcül yaralarla yere yığıldı. Grubun hayranları Dimebag’e yardım edebilmek için sahneye yönelmişlerdi. Gale ise kurşun yağdırmaya devam ediyordu. Önce tur müdürü Chris Paluska, sonra teknisyen John Brooks’u vurdu. Son kurbanı ise Dimebag’e yardım etmeye çalışan hayranı 24 yaşındaki Nathan Bray’di. Polisler kulübe ulaştığında Gale, daha önce yaraladığı John Brooks’u kalkan olarak kullanmak istedi. Bu sırada havaya en az 20 kez ateş açmıştı. Çıkan panik havasından faydalanan bir polis komiseri sahnenin arkasından dolarak Gale’in önüne çıktı ve saldırganı yüzünden vurdu.
Her şey 45 dakika içinde olup bitmişti. Alrosa Villa beş kişiye mezar olmuştu. Sonraki günlerde Gale’e yapılan otopside uyuşturucu kullanmadığı ortaya çıktı. O gece Gale’i Alrosa Villa’ya götüren ne uyuşturucu, ne boşanmış bir ailenin çocuğu olması, ne de metal müzikti. Gale, kendi şeytanlarının kurbanı olmuştu. Tıpkı John Lennon’ı öldüren Mark Chapman gibi…