Köyün birinde
bir genç yaşarmış yaşlı annesiyle
köyde iş yok güç yok
amelelik yaparak ancak boğazlarını doyurabiliyormuş genç...
şehre gitmek gelmiş birgün aklına
annesiyle konuşmuşanne
oğlundan ayrılmak istemesede
geleceği için razı olmuş
yola koyulmuş gençilçeye varmış
gezinirken başıboş
hayvan pazarına düşmüş yolu
çok güzel bir at ilişmiş gözüne
bembeyaz genç bir at
satıcısı da yaşlı bir tüccar
kaç para bu at diye sormuş öylesine genç
10 bin lira demiş satıcı
genç görür görmez hayalleri daldığı atın
kendisine çok uzak olduğunu bildirircesine
başını öne eğmiş
nerde o para demiş içinden
satıcı anlamış halden
senin ne kadar paran var demiş
hiç demiş gençhiç yok
peki bu atı almak istiyor musun
evet istiyorumo zaman
git parayı kazan gel ben bu atı kimseye satmıycam demişo hırsla
şehre atmış kendini gençtam üç yıl
gece gündüz demeden
kuru ekmek yiyerek çalışmış
ve parayı toparlamış
kuruşu kuruşuna
koşup gelmiş tekrar
satıcıyı bulmuş ve atı almış
kurulmuş üstüne köy yoluna koyulmuş
hayalleriyle birlikte
yolda mola vermiş bir ağacın altında
kuru ekmek yiyeceği başka birşey de yokpiri fani
yaşlı mı yaşlı bir dede gelmiş
selam verip oturmuş gencin yanına
bana verecek ekmeğin varmı delikanlı demiş
gel dede demiş bölüşürüz
oturup yemişler kuru ekmeği
genç bir ara def-i hacet için uzaklaşmış
dere kenarına gitmiş
geldiğinde bakmış ki
dede binmiş ata yolu çoktan tutmuş gidiyor
bakmış
bakmış
bakmış arkasından
ve şunlar dökülmüş ağzından
selam verdin geldin kuru ekmeğimi bölüştüm ona yanmıyorum
üç yıllık emeğimi hayallerimi çaldın gidiyorsun ona da yanmıyorum
ama dede
sen benim
MERHAMETİMİ çaldın ya işte ben ona yanıyorum
yazarını bilmiyorum, nerden duyduğumuda..
bir genç yaşarmış yaşlı annesiyle
köyde iş yok güç yok
amelelik yaparak ancak boğazlarını doyurabiliyormuş genç...
şehre gitmek gelmiş birgün aklına
annesiyle konuşmuşanne
oğlundan ayrılmak istemesede
geleceği için razı olmuş
yola koyulmuş gençilçeye varmış
gezinirken başıboş
hayvan pazarına düşmüş yolu
çok güzel bir at ilişmiş gözüne
bembeyaz genç bir at
satıcısı da yaşlı bir tüccar
kaç para bu at diye sormuş öylesine genç
10 bin lira demiş satıcı
genç görür görmez hayalleri daldığı atın
kendisine çok uzak olduğunu bildirircesine
başını öne eğmiş
nerde o para demiş içinden
satıcı anlamış halden
senin ne kadar paran var demiş
hiç demiş gençhiç yok
peki bu atı almak istiyor musun
evet istiyorumo zaman
git parayı kazan gel ben bu atı kimseye satmıycam demişo hırsla
şehre atmış kendini gençtam üç yıl
gece gündüz demeden
kuru ekmek yiyerek çalışmış
ve parayı toparlamış
kuruşu kuruşuna
koşup gelmiş tekrar
satıcıyı bulmuş ve atı almış
kurulmuş üstüne köy yoluna koyulmuş
hayalleriyle birlikte
yolda mola vermiş bir ağacın altında
kuru ekmek yiyeceği başka birşey de yokpiri fani
yaşlı mı yaşlı bir dede gelmiş
selam verip oturmuş gencin yanına
bana verecek ekmeğin varmı delikanlı demiş
gel dede demiş bölüşürüz
oturup yemişler kuru ekmeği
genç bir ara def-i hacet için uzaklaşmış
dere kenarına gitmiş
geldiğinde bakmış ki
dede binmiş ata yolu çoktan tutmuş gidiyor
bakmış
bakmış
bakmış arkasından
ve şunlar dökülmüş ağzından
selam verdin geldin kuru ekmeğimi bölüştüm ona yanmıyorum
üç yıllık emeğimi hayallerimi çaldın gidiyorsun ona da yanmıyorum
ama dede
sen benim
MERHAMETİMİ çaldın ya işte ben ona yanıyorum
yazarını bilmiyorum, nerden duyduğumuda..
