Memur Ve şef****

zorro64

New member
:eek: Parantez içindekiler akıldan geçen düşüncelerdir) ------------

ŞEF: Kötü bir şey olmamıştır inşallah...
(Yine geç geldi.)

MEMUR: Sormayın müdür bey, başıma neler geldi bir bilseniz!
( Bu da beni her gün kapıda bekliyor herhalde...)

SEF: Hayırdır n'oldu?
(Gözleri kan çanağı, aksam odun gibi içmiş bu!)

MEMUR: Efendim dün halamın oğlunun evinde kaldım, gecenin vakti karakola düştük maalesef.
(İnandı galiba. İsterse detay sorsun, yol boyunca hikaye düşündüm)

SEF: (İnanmış gibi yaptım ya, gözleri parladı. Yol boyunca yalan düşünmüştür zaten)
Allah Allah geçmiş olsun, gelin oturun söyle...
(Hala leş gibi içki kokuyor!)

MEMUR: (O kadar da sakız çiğnedik ama kokuya uyandı galiba anten!)
Simdi efendim, benim dayımın oğlu
(len demin halamın oğlu mu demiştim yoksa?)
kedi ticaretiyle uğraşıyor...

SEF: (Oha! Uydurduğu mesleğe bak)
Aaa, çok ilginç bir is. Para bırakıyor mu bari...

MEMUR: ( Sanane lan parasından)
Sokak kedisi değil efendim, amcamın oğlu
(La valla iyice karıştırdım. Amcaoğlu muydu, dayıoğlu mu?)
Van kedisi satıyor.

SEF: Eee, n'olmus, kedi mafyasıyla başı derde mi girmiş?
(Lafi dedik ama anlayacak adam nerede?)

MEMUR: (Espri yaptı uyuz)
Yok efendim, öyle değil. Şimdi teyzemin oğlu
(Ulan suna bastan kuzen desene, iş iyice sarpa sardı)
Van kedisi satıyor. İstanbul'da bu işi sayılı adam yapıyor biliyorsunuz...

SEF: Bu meslek dalını ilk kez sizden duydum, sayısını bilemiycem.
(Yahu, laf demeye çalışacağıma kafayı uçsam ya suna... Neyse sakinleşeyim)

MEMUR: Neyse beyefendi, diğer satıcılardan biri,
sokak kedilerini toplayıp gözlerine lens takıyormuş meğer (uçtuk mu ki?),
sonra da değişik göz renkleri var diye Van kedisi olarak satıyormuş.




SEF: (Vay ki vay, vay ki vay! Bu itin idrarını tahlile göndericem, alkol kafası değil bu)
Bakin siz su sahtekarlara...

MEMUR: Kesinlikle haklısınız efendim, neler var. Baksanıza, sen tut hayvanların gerçek gözünün üstüne renkli lens tak, sonra da Van kedisi diye sat...
(Kesin abarttık)

SEF: (Onu anladık eşşek sıpası, gerisinde ne yumurtlayacan ben onu merak ediyorum)
Sizin kuzenin ne alakası var ki bununla?
(Kuzen dedim ya, sevindi, gözleri parladı. Salak...Salaak... Salaaak...)

MEMUR: (Kuzen dedi, valla kuzen dedi. Kurtuldum stresten)
Efendim, İstanbul'da ne kadar Van kedisi ticareti yapan varsa topluyorlar...

SEF: Doğru ya, zaten sayılı...
(Bunu dövmek de kesmeyecek, ne yapsam acaba?)

MEMUR: Aynen öyle beyefendi. Neyse, evdeyim diye beni de aldılar.
(Of be, kurtulduk galiba)

SEF: (Karşı saldırının zamanı geldi),
Neyse olayın ayrıntılarını okuruz gazetelerden, ilginç olay, kesin haber olur.
(bakalım nasıl karşılayacak?)

MEMUR: (Bunu da hesapladım, ulan ne zekiyim be...)
Yok efendim, yapanlar bulundu. Sonra araya bir sürü insan girdi, bizim yeğen
(tüh şimdi yandık, az önce kuzendi...)
de suçsuz olduğu için,ticari itibari sarsılmasın diye gazetelere yansımayacak olay...

SEF: (Bak, bak, bak.! Analitik düşünüyor ya, bunu da hesaplamış. Analitik kötek
atıcam bu deveye)
Neyse, geçmiş olsun. Siz bugün eve gidin, iyice bi dinlenin isterseniz.
Moraliniz bozulmuş, uykusuz kalmışsınız...
(La bi git, daha kapıda yersin uçan tekmeyi. Bu sefer girişmezsem şerefsizim)

MEMUR: (tabii giderim kerizim. La bu lambayı da müdür yapmışlar ya
buraya, helal olsun valla. He he he...)
Sağolun, aslında iyi değilim, dinlensem gerçekten iyi olur...
(Anaa herif saatini falan çıkarıyor, odunu yiyecez galiba, vazgeçelim)
Ama gece ne güne duruyor ki beyefendi, gece dinlenirim. Zaten
geç geldim, arkadaşlara da ayıp oldu...

SEF: (Saati boşuna çıkardık, uyandı sıpa)
E hadi yerinize geçin o zaman. Tekrar tekrar geçmiş olsun.
(İşten kovmak tatmin etse, dakikada kovucam da, dövmem lazım, söyle evire çevire dövmem lazım ki hıncımı alabileyim. Neyse bir dahaki sefere)

MEMUR: Sağolun efendim, anlayışınıza teşekkür ederim
(Yav gitse miydim ki? Saati öylesine çıkardı belki de...)
 

ALpMontana

КЯaL´da TaNıMaM КuяaL´da
EliNe SağLık SabaH SaBaH GULDUM:D
 

HTML

Üst