MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin TBMM grup toplantısında konuştu. Mesud Barzani'nin geçen hafta Türkiye'ye yaptığı geziye değinen Bahçeli'nin hedefinde hükümet vardı. Barzani'nin, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile yaptığı ortak basın açıklamasında, Barzani'nin arkasında herhangi bir bayrağın bulunmadığını hatırlatırken, "Ancak devlet adamlarına gösterilen fiili itibar ve yakınlığa şahit olunan görüşmelerde bu zat, hangi gizli devleti temsilen ağırlanmış ve henüz olmayan bayrağının yeri de boş bırakılmıştır?" dedi.
"MEHMETÇİK KATİLİ ZALİME, 'MESUT ABİ' DEDİLER"
Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu. Konuşmasında İsrail'in 'Mavi Marmara' gemisine yaptığı saldırı ve Mesud Barzani'nin Türkiye ziyaretine değinirken, hükümete yüklendi. Geçen hafta, Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetim lideri Mesud Barzani'nin Türkiye ziyaretini ele alan Bahçeli, Barzani'nin PKK'yı Türkiye'ye karşı tehdit aracı kullanmasına rağmen hükümet tarafından sıcak karşılanarak konuk edilmesini eleştirdi. Bahçeli, şunları söyledi:
"PKK'yı terör örgütü olarak görmediğini ilan eden, PKK'yı Türkiye'ye karşı bir tehdit ve pazarlık aracı olarak kullanan da Barzani''dir. AKP'nin suskunluğu karşısında cüret bulup her fırsatta Türkiye'ye meydan okuyan küstah da Barzani'dir. Başbakanın güvendiği, elini sıktığı, işbirliği yapmaya çağırdığı, beraber yemek yediği, hoş geldiniz dediği, karşılıklı görüştüğü Barzani budur. Dışişleri bankının utanmadan sıkılmadan "Mesut abi" diyerek ailesine dâhil ettiği Mehmetçik katili zalimin kartvizi bunlardır."
"BARZANİ, HANGİ GİZLİ DEVLETİ TEMSİLEN AĞIRLANMIŞ VE BAYRAĞININ YERİ BOŞ BIRAKILMIŞTIR"
Barzani'nin, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile yaptığı ortak basın toplantısında, Davutoğlu'nun arkasında Türk Bayrağı olmasına rağmen, Barzani'nin arkasında herhangi bir bayrağın bulunmadığını hatırlatan Bahçeli, "Ancak devlet adamlarına gösterilen fiili itibar ve yakınlığa şahit olunan görüşmelerde bu zat, hangi gizli devleti temsilen ağırlanmış ve henüz olmayan bayrağının yeri de boş bırakılmıştır?" diye sordu. Bahçeli şunları ifade etti:
"Görüşmeler esnasında, arka plana Peşmerge paçavralarının kamuoyu alıştırılana kadar asılmamış olması durumu ve gerçeği değiştirmeyecektir. Başbakan Erdoğan sonunda muhatabına kavuşmuş ve layığını bulmuştur. Resmi basın açıklamalarına sahne olan salonda Irak Devletinin bayrağın bulunmaması son derece manidar ve tehlikeli bir gidişatın habercisi niteliğindedir. Önüne halılar sererek kucaklaştığınız zat, nihayetinde Irak Devletinin bir mensubudur. Bu şahıs ülkesinin bayrağı ile temsil edilmediğine göre, kafaların arkasındaki sinsi niyetler nelerdir? Peşmerge reisi, en üst seviyede ağırlandığı ve AKP tarafından muhabbet gösterildiğine göre ülkemizde hangi yetki ve görevle ve nereyi temsilen hazır bulunmuştur? Ancak devlet adamlarına gösterilen fiili itibar ve yakınlığa şahit olunan görüşmelerde bu zat, hangi gizli devleti temsilen ağırlanmış ve henüz olmayan bayrağının yeri de boş bırakılmıştır?"
İSRAİL'İN, YARDIM GEMİSİNE YAPTIĞI SALDIRI
İsrail'in yaptığı Gazze'ye insani yardım götüren gemiye yaptığı saldırının, Türk milletine karşı yapılmış olduğunu savunan Bahçeli, hükümetin İsrail'e karşı hiçbir girişimde bulunmadığını öne sürerken, "Aradan geçen yedi günlük süre içinde hükümet hamasi nutuklardan ve sahte çıkışlardan başka, ciddi sayılacak hiçbir girişimde bulunmayacağını ve bu anlayışla etkili ve kalıcı bir sonuç elde edemeyeceğini göstermiştir" diye konuştu.
"HÜKÜMET, NEDEN DEKLERASYONA DESTEK VERİRKEN TEREDDÜT YAŞADI"
Saldırı ile ilgili Bahçeli, hükümetin, saldırı öncesinde Gazze'ye gidecek grubun uyarılıp uyarılmadığı, İsrail karşıtı söylemlerine rağmen, TBMM'de yayınlanacak İsrail'i kınayan deklerasyona hükümetin imza atmakta neden tereddüt ettiği gibi soruları yanıtlaması gerektiğini belirtti. Devlet Bahçeli, hükümetin yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti:
"Dokuz vatandaşımızın can kaybıyla sonuçlanan yardım faaliyetinin sakıncaları konusunda Dışişleri Bakanlığı önceden uyarıda bulunmuş mudur? Cevap beklediğimiz ilk soru budur ve gelişmeleri etkileyecek kadar önemlidir. Dışişlerinin vaki uyarısından sonra Gazze'ye gitmeye hazırlanan bazı AKP milletvekilleri bu kararlarından vaz geçmişler midir? Bu konu da son derece ciddiye alınması gereken bir husustur. Şayet bu iddialar doğru ise bu durumda AKP hükümetinin Gazze'ye doğru yola çıkanların başına gelecek vahim gelişmelerden haberdar olduğu anlaşılmaktadır. Yok, eğer gerekçe İsrail'in müdahale ihtimali değilse, o takdirde de AKP'nin sivil yardım faaliyetlerini gerçekte desteklemediği, ancak sonucundan ortaya çıkan trajediyi istismar ettiği ortaya çıkacaktır.
İsrail'in, Gazze'ye yardım konusunda isteksizliği ve sert tepkileri biliniyorken, hatta bu son olaydan önce müdahale edeceklerine dair açıkça ikaz yapılmışken, hükümet sivil toplumun temsilcilerini başlarına gelebilecek tehlikeler karşısında uyarmış mıdır, eğitmiş midir, güvenliklerini sağlamış mıdır? Cevabın hayır olması halinde ise, müdahale ihtimaline çok açık ve çok gergin bir coğrafyaya doğru yol alan yardım gemilerine yapılması muhtemel bir saldırının önlenmesi için hükümet tarafından tedbir alınmadığı, şahısların göz göre göre tehlikeye salındığı ortaya çıkacaktır.
Olayın duyulmasının ardından sözlü bile olsa haklı ve yerinde tepkiler göstermeye başlayan Başbakan Erdoğan, hükümeti ve partisi, ilerleyen günlerde yaptırımdan kaçıp hamasete sığınarak süreci neden soğutmaya çabalamışlardır. Cevap aradığımız sorunun biri de budur. Nitekim, İsrail hükümetini eleştirirken mangalda kül bırakmayan Başbakan Erdoğan'ın partisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden çıkartılmak istenen İsrail'i kınayan ve hükümete görev yükleyen resmi açıklamaya katılmak istememiştir."
'ÖLDÜRMEYECEKSİN', 'ÇALMAYACAKSIN' TARTIŞMASI
Geçtiğimiz günlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasında, Türkçe, İngilizce ve İbranice olarak, Tevrat'ta bulunan 10 emirden altıncısı olan 'Öldürmeyeceksin' emrini dile getirmişti. ardından, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise, Başbakan Erdoğan'a seslenerek, sekizinci emir olan 'Çalmayacaksın' emrini dile getirmişti. Bahçeli iki liderin Tevrat üzerinden yaptığı polemiği eleştirirken, 2007 yılında TBMM'de İsrail Cumhurbaşkanı'nın konuştuğunu hatırlatarak şunları söyledi:
"İsrail'in bölgedeki sert tavrı herkesçe malumdur ve ilk de değildir. İsrail'i uyarmak ve şiddetten döndürmek için siyasetçiler elde Tevrat birbirleri ile münakaşaya tutuşmuşlardır. Biz, bu "öldürmeyin", "çalmayın" ekseninde birbiriyle münakaşa eden muhataplarına 13 Kasım 2007 tarihinde kürsüden şiirler okuyan İsrail Cumhurbaşkanını TBMM'de hararetle alkışlamadan önce bu uyarıları niye yapmamış olduklarını hatırlatmak ve sormak isteriz."
"MEHMETÇİKLERE CENAZE MERASİMİNİ ÇOK GÖRENLERİN, GAZZE ÜZERİNDEN ŞEHİTLERE SAHİP ÇIKMAYA ÇALIŞMALARI ALDATMADIR"
İsrail saldırısının ardından Türkiye'nin çeşitli illerinde yapılan gösterilere değinen Bahçeli, "Mehmetçiklere bir cenaze merasimini bile çok görenlerin, Gazze üzerinden Müslümanlara, Ortadoğu ölümleri üzerinden şehitlere sahip çıkmaya çalışmaları tam bir aldatmadır" sözleriyle yüklendi. Bahçeli şöyle konuştu:
"Unutmayalım ki, mukaddesatı için hayatını kaybeden şehitler yalnızca Mavi Marmara gemisindekilerden ibaret değildir. Her gün PKK terörü vatan evlatlarımızın hayatını almaya devam etmektedir. Geçtiğimiz hafta içinde İsrail saldırganlığını Türk topraklarında protesto eden bazı grupların ellerine Türk bayrağını almamış olmaları konusundaki eleştiri ve uyarı hakkımızı saklı tutarak diyoruz ki; Irak'ta yıllardır süren kanlı oyunlara göz yumanların, Türkmenlerin ezilip horlanmalarına aldırmayanların, Mehmetçiklere bir cenaze merasimini bile çok görenlerin, Allah'ı zikredenleri eleştirenlerin yalnızca Gazze üzerinden Müslümanlara, Ortadoğu ölümleri üzerinden şehitlere sahip çıkmaya çalışmaları tam bir aldatmadır, tam bir istismardır, tam bir iki yüzlülüktür."
HABER: 'Mehmetçik Katiline 'Mesut Abi' Dediler' haberi
"MEHMETÇİK KATİLİ ZALİME, 'MESUT ABİ' DEDİLER"
Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu. Konuşmasında İsrail'in 'Mavi Marmara' gemisine yaptığı saldırı ve Mesud Barzani'nin Türkiye ziyaretine değinirken, hükümete yüklendi. Geçen hafta, Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetim lideri Mesud Barzani'nin Türkiye ziyaretini ele alan Bahçeli, Barzani'nin PKK'yı Türkiye'ye karşı tehdit aracı kullanmasına rağmen hükümet tarafından sıcak karşılanarak konuk edilmesini eleştirdi. Bahçeli, şunları söyledi:
"PKK'yı terör örgütü olarak görmediğini ilan eden, PKK'yı Türkiye'ye karşı bir tehdit ve pazarlık aracı olarak kullanan da Barzani''dir. AKP'nin suskunluğu karşısında cüret bulup her fırsatta Türkiye'ye meydan okuyan küstah da Barzani'dir. Başbakanın güvendiği, elini sıktığı, işbirliği yapmaya çağırdığı, beraber yemek yediği, hoş geldiniz dediği, karşılıklı görüştüğü Barzani budur. Dışişleri bankının utanmadan sıkılmadan "Mesut abi" diyerek ailesine dâhil ettiği Mehmetçik katili zalimin kartvizi bunlardır."
"BARZANİ, HANGİ GİZLİ DEVLETİ TEMSİLEN AĞIRLANMIŞ VE BAYRAĞININ YERİ BOŞ BIRAKILMIŞTIR"
Barzani'nin, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile yaptığı ortak basın toplantısında, Davutoğlu'nun arkasında Türk Bayrağı olmasına rağmen, Barzani'nin arkasında herhangi bir bayrağın bulunmadığını hatırlatan Bahçeli, "Ancak devlet adamlarına gösterilen fiili itibar ve yakınlığa şahit olunan görüşmelerde bu zat, hangi gizli devleti temsilen ağırlanmış ve henüz olmayan bayrağının yeri de boş bırakılmıştır?" diye sordu. Bahçeli şunları ifade etti:
"Görüşmeler esnasında, arka plana Peşmerge paçavralarının kamuoyu alıştırılana kadar asılmamış olması durumu ve gerçeği değiştirmeyecektir. Başbakan Erdoğan sonunda muhatabına kavuşmuş ve layığını bulmuştur. Resmi basın açıklamalarına sahne olan salonda Irak Devletinin bayrağın bulunmaması son derece manidar ve tehlikeli bir gidişatın habercisi niteliğindedir. Önüne halılar sererek kucaklaştığınız zat, nihayetinde Irak Devletinin bir mensubudur. Bu şahıs ülkesinin bayrağı ile temsil edilmediğine göre, kafaların arkasındaki sinsi niyetler nelerdir? Peşmerge reisi, en üst seviyede ağırlandığı ve AKP tarafından muhabbet gösterildiğine göre ülkemizde hangi yetki ve görevle ve nereyi temsilen hazır bulunmuştur? Ancak devlet adamlarına gösterilen fiili itibar ve yakınlığa şahit olunan görüşmelerde bu zat, hangi gizli devleti temsilen ağırlanmış ve henüz olmayan bayrağının yeri de boş bırakılmıştır?"
İSRAİL'İN, YARDIM GEMİSİNE YAPTIĞI SALDIRI
İsrail'in yaptığı Gazze'ye insani yardım götüren gemiye yaptığı saldırının, Türk milletine karşı yapılmış olduğunu savunan Bahçeli, hükümetin İsrail'e karşı hiçbir girişimde bulunmadığını öne sürerken, "Aradan geçen yedi günlük süre içinde hükümet hamasi nutuklardan ve sahte çıkışlardan başka, ciddi sayılacak hiçbir girişimde bulunmayacağını ve bu anlayışla etkili ve kalıcı bir sonuç elde edemeyeceğini göstermiştir" diye konuştu.
"HÜKÜMET, NEDEN DEKLERASYONA DESTEK VERİRKEN TEREDDÜT YAŞADI"
Saldırı ile ilgili Bahçeli, hükümetin, saldırı öncesinde Gazze'ye gidecek grubun uyarılıp uyarılmadığı, İsrail karşıtı söylemlerine rağmen, TBMM'de yayınlanacak İsrail'i kınayan deklerasyona hükümetin imza atmakta neden tereddüt ettiği gibi soruları yanıtlaması gerektiğini belirtti. Devlet Bahçeli, hükümetin yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti:
"Dokuz vatandaşımızın can kaybıyla sonuçlanan yardım faaliyetinin sakıncaları konusunda Dışişleri Bakanlığı önceden uyarıda bulunmuş mudur? Cevap beklediğimiz ilk soru budur ve gelişmeleri etkileyecek kadar önemlidir. Dışişlerinin vaki uyarısından sonra Gazze'ye gitmeye hazırlanan bazı AKP milletvekilleri bu kararlarından vaz geçmişler midir? Bu konu da son derece ciddiye alınması gereken bir husustur. Şayet bu iddialar doğru ise bu durumda AKP hükümetinin Gazze'ye doğru yola çıkanların başına gelecek vahim gelişmelerden haberdar olduğu anlaşılmaktadır. Yok, eğer gerekçe İsrail'in müdahale ihtimali değilse, o takdirde de AKP'nin sivil yardım faaliyetlerini gerçekte desteklemediği, ancak sonucundan ortaya çıkan trajediyi istismar ettiği ortaya çıkacaktır.
İsrail'in, Gazze'ye yardım konusunda isteksizliği ve sert tepkileri biliniyorken, hatta bu son olaydan önce müdahale edeceklerine dair açıkça ikaz yapılmışken, hükümet sivil toplumun temsilcilerini başlarına gelebilecek tehlikeler karşısında uyarmış mıdır, eğitmiş midir, güvenliklerini sağlamış mıdır? Cevabın hayır olması halinde ise, müdahale ihtimaline çok açık ve çok gergin bir coğrafyaya doğru yol alan yardım gemilerine yapılması muhtemel bir saldırının önlenmesi için hükümet tarafından tedbir alınmadığı, şahısların göz göre göre tehlikeye salındığı ortaya çıkacaktır.
Olayın duyulmasının ardından sözlü bile olsa haklı ve yerinde tepkiler göstermeye başlayan Başbakan Erdoğan, hükümeti ve partisi, ilerleyen günlerde yaptırımdan kaçıp hamasete sığınarak süreci neden soğutmaya çabalamışlardır. Cevap aradığımız sorunun biri de budur. Nitekim, İsrail hükümetini eleştirirken mangalda kül bırakmayan Başbakan Erdoğan'ın partisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden çıkartılmak istenen İsrail'i kınayan ve hükümete görev yükleyen resmi açıklamaya katılmak istememiştir."
'ÖLDÜRMEYECEKSİN', 'ÇALMAYACAKSIN' TARTIŞMASI
Geçtiğimiz günlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasında, Türkçe, İngilizce ve İbranice olarak, Tevrat'ta bulunan 10 emirden altıncısı olan 'Öldürmeyeceksin' emrini dile getirmişti. ardından, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise, Başbakan Erdoğan'a seslenerek, sekizinci emir olan 'Çalmayacaksın' emrini dile getirmişti. Bahçeli iki liderin Tevrat üzerinden yaptığı polemiği eleştirirken, 2007 yılında TBMM'de İsrail Cumhurbaşkanı'nın konuştuğunu hatırlatarak şunları söyledi:
"İsrail'in bölgedeki sert tavrı herkesçe malumdur ve ilk de değildir. İsrail'i uyarmak ve şiddetten döndürmek için siyasetçiler elde Tevrat birbirleri ile münakaşaya tutuşmuşlardır. Biz, bu "öldürmeyin", "çalmayın" ekseninde birbiriyle münakaşa eden muhataplarına 13 Kasım 2007 tarihinde kürsüden şiirler okuyan İsrail Cumhurbaşkanını TBMM'de hararetle alkışlamadan önce bu uyarıları niye yapmamış olduklarını hatırlatmak ve sormak isteriz."
"MEHMETÇİKLERE CENAZE MERASİMİNİ ÇOK GÖRENLERİN, GAZZE ÜZERİNDEN ŞEHİTLERE SAHİP ÇIKMAYA ÇALIŞMALARI ALDATMADIR"
İsrail saldırısının ardından Türkiye'nin çeşitli illerinde yapılan gösterilere değinen Bahçeli, "Mehmetçiklere bir cenaze merasimini bile çok görenlerin, Gazze üzerinden Müslümanlara, Ortadoğu ölümleri üzerinden şehitlere sahip çıkmaya çalışmaları tam bir aldatmadır" sözleriyle yüklendi. Bahçeli şöyle konuştu:
"Unutmayalım ki, mukaddesatı için hayatını kaybeden şehitler yalnızca Mavi Marmara gemisindekilerden ibaret değildir. Her gün PKK terörü vatan evlatlarımızın hayatını almaya devam etmektedir. Geçtiğimiz hafta içinde İsrail saldırganlığını Türk topraklarında protesto eden bazı grupların ellerine Türk bayrağını almamış olmaları konusundaki eleştiri ve uyarı hakkımızı saklı tutarak diyoruz ki; Irak'ta yıllardır süren kanlı oyunlara göz yumanların, Türkmenlerin ezilip horlanmalarına aldırmayanların, Mehmetçiklere bir cenaze merasimini bile çok görenlerin, Allah'ı zikredenleri eleştirenlerin yalnızca Gazze üzerinden Müslümanlara, Ortadoğu ölümleri üzerinden şehitlere sahip çıkmaya çalışmaları tam bir aldatmadır, tam bir istismardır, tam bir iki yüzlülüktür."
HABER: 'Mehmetçik Katiline 'Mesut Abi' Dediler' haberi