kuzay
Pesimist
- Katılım
- 2 Nis 2007
- Mesajlar
- 28,387
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Mehmetçiğim seni hiç tanımıyormuşum
Mehmetçiğim
Adını, rütbeni bilmediğim gibi
Çok yazık hakkında da hiçbir şey bilmiyormuşum
Ama bana kendini hiç anlatamadın ki
Ben
Sıcak odada rahat koltukta
Hem de para kazanarak
Altı saat çalışarak şikayet ederken
Sen
Yağmur, kar fırtına altında
Gece gündüz
Nöbet tutuyormuşsun
Bir memleket türküsü gibi
Hür ve coşkulu
Seve seve
Tarifsiz bir sorumluluk
Ne sadakatle
Bilmiyordum
Affet
Bana kendini hiç anlatmadın ki
Ben
Suyum soğuk olmadı mı
Yemeğim sıcak
Keyfimce bağırıp çağırarak
Şikayet ederken
Sen…
Hain kurşunlar altında
Yakıcı güneşin tam ortasında
Günlerce
Bir damla su içmeden
Bir lokma ekmeği çiğnemeden
Nefes almaya bile zaman bulamadan
Alnındaki, gözlerine düşen terleri de silemeden
p.k.k.katilleriyle vuruşuyormuşsun
bahtiyar ve çocuklar gibi neşeli
bilmiyordum
affet
bana kendini hiç anlatmadın ki
ben
rahat terliklerim ayaklarımda
serin salonda
koltuğuma uzanmış
televizyonu izlerken
sen
günler geceler uykusuz
ve haftalarca
ayaklarından postalları çıkarmadan
dağ, taş, yağmur, çamur
mayın, tuzak demeden
düşman kovalıyormuşsun
bir düğüne gider gibi
yiğit ve korkusuz
bilmiyordum
affet
ama bana kendini hiç anlatmadın ki
ben
gül tutarken elime diken batsa
acıdan haykırırken
sen
komutanım
çocukların, Mehmetçiklerin gencecik hayatlarını kurtarmak için
sipere düşen düşman bombasının üzerine atlamışın
patlamada ellerin paramparça
kopup düştüğünde
çocukların Mehmetçikler kurtuldu diye
neşeyle, sevinçle haykırmışsın
‘Hücum arkadaşlar, yanınızdayım.’
Bir baba merhametiyle
Anadolu merhametiyle
Hürriyet hasretiyle
Ve kan revan içinde
Bilmiyordum
Affet
Bana kendini hiç anlatamadın ki
İşte hepimiz
Para ve daha rahat bir hayat için koşturup dururken
Çoğumuz
Koltuk, iktidar, güç deyip
Yatlar, katlar
Yalan, dolan
Yağma, talan
Zenginleşirken
Sizler
Düşman karşısında ateş altında
Yırtık çoraplı, çorapsız yamalı mintanlı
Evlatlarınızı
Kırık camlı evinde üşüyen
Kadınlarınızı, analarınızı
Okuyamayan kardeşlerinizi
Yetmiş yaşında koşan evin ekmeği için koşan babalarınızı
Geride bırakmış
Vatan
Ve Türk milletinin şeref ve haysiyeti uğruna
Birbirlerinizle yarışırcasına
Önce atılıp
Gencecik vurulup toprağa düştüğünüzde
Kutsal bir görevi başarmış
Bahyitar
Bahçenizdeki fidana su verir gibi
Cömert
Bu memleketin kurtuluşundan başka hiçbir şey düşünmeden istemeden
Sade ve alçak gönüllü şehit olurken
Vatan sağ olsun dediğinizi
Bilmiyordum
Affedin
Bana kendinizi hiç anlatmadınız ki
Yabancılara satılıp kiralanan
Topraklarımız
Altın arayıcılarının
Siyanürcülerin
Ağaçlarını, kuşlarını, çimenlerini,
Böceklerini, çiçeklerini, sularını,
Balıklarını, kuzularını, yağmurlarını
Yıldızlarını, bereketini zehirleyerek
Öldürüp cehenneme çevirdikleri topraklarımız
İşte bu topraklar uğruna ölüp
Bu toprakları vatan yaptığını
Bilmiyordum
Affet
Bana kendini hiç anlatmadın ki
Mehmetçiğim
Ölümü hiçe sayan cesaretini, yiğitliğini
Vazifeni böyle kutsallaştırmanı
Hesaba sığmaz fedakarlıklarını
Sadakatini, uçsuz bucaksız vatan sevgini
Bayrak aşkını, memleket sevdanı
Bir Millet olarak haysiyet ve şerefimizi
Varlığımızı, geleceğimizi, gururumuzu
Ve hatta ahlakımızı
Akıttığın kanlarınla koruduğunu
Baştan aşağı memleket oluşunu
Hür ve bağımsız
Yeri geldiğinde
‘Ya istiklal ya ölüm’ diyeceğini
Bilemedim
Beni affet
Mehmetçiğim
__________________
Mehmetçiğim
Adını, rütbeni bilmediğim gibi
Çok yazık hakkında da hiçbir şey bilmiyormuşum
Ama bana kendini hiç anlatamadın ki
Ben
Sıcak odada rahat koltukta
Hem de para kazanarak
Altı saat çalışarak şikayet ederken
Sen
Yağmur, kar fırtına altında
Gece gündüz
Nöbet tutuyormuşsun
Bir memleket türküsü gibi
Hür ve coşkulu
Seve seve
Tarifsiz bir sorumluluk
Ne sadakatle
Bilmiyordum
Affet
Bana kendini hiç anlatmadın ki
Ben
Suyum soğuk olmadı mı
Yemeğim sıcak
Keyfimce bağırıp çağırarak
Şikayet ederken
Sen…
Hain kurşunlar altında
Yakıcı güneşin tam ortasında
Günlerce
Bir damla su içmeden
Bir lokma ekmeği çiğnemeden
Nefes almaya bile zaman bulamadan
Alnındaki, gözlerine düşen terleri de silemeden
p.k.k.katilleriyle vuruşuyormuşsun
bahtiyar ve çocuklar gibi neşeli
bilmiyordum
affet
bana kendini hiç anlatmadın ki
ben
rahat terliklerim ayaklarımda
serin salonda
koltuğuma uzanmış
televizyonu izlerken
sen
günler geceler uykusuz
ve haftalarca
ayaklarından postalları çıkarmadan
dağ, taş, yağmur, çamur
mayın, tuzak demeden
düşman kovalıyormuşsun
bir düğüne gider gibi
yiğit ve korkusuz
bilmiyordum
affet
ama bana kendini hiç anlatmadın ki
ben
gül tutarken elime diken batsa
acıdan haykırırken
sen
komutanım
çocukların, Mehmetçiklerin gencecik hayatlarını kurtarmak için
sipere düşen düşman bombasının üzerine atlamışın
patlamada ellerin paramparça
kopup düştüğünde
çocukların Mehmetçikler kurtuldu diye
neşeyle, sevinçle haykırmışsın
‘Hücum arkadaşlar, yanınızdayım.’
Bir baba merhametiyle
Anadolu merhametiyle
Hürriyet hasretiyle
Ve kan revan içinde
Bilmiyordum
Affet
Bana kendini hiç anlatamadın ki
İşte hepimiz
Para ve daha rahat bir hayat için koşturup dururken
Çoğumuz
Koltuk, iktidar, güç deyip
Yatlar, katlar
Yalan, dolan
Yağma, talan
Zenginleşirken
Sizler
Düşman karşısında ateş altında
Yırtık çoraplı, çorapsız yamalı mintanlı
Evlatlarınızı
Kırık camlı evinde üşüyen
Kadınlarınızı, analarınızı
Okuyamayan kardeşlerinizi
Yetmiş yaşında koşan evin ekmeği için koşan babalarınızı
Geride bırakmış
Vatan
Ve Türk milletinin şeref ve haysiyeti uğruna
Birbirlerinizle yarışırcasına
Önce atılıp
Gencecik vurulup toprağa düştüğünüzde
Kutsal bir görevi başarmış
Bahyitar
Bahçenizdeki fidana su verir gibi
Cömert
Bu memleketin kurtuluşundan başka hiçbir şey düşünmeden istemeden
Sade ve alçak gönüllü şehit olurken
Vatan sağ olsun dediğinizi
Bilmiyordum
Affedin
Bana kendinizi hiç anlatmadınız ki
Yabancılara satılıp kiralanan
Topraklarımız
Altın arayıcılarının
Siyanürcülerin
Ağaçlarını, kuşlarını, çimenlerini,
Böceklerini, çiçeklerini, sularını,
Balıklarını, kuzularını, yağmurlarını
Yıldızlarını, bereketini zehirleyerek
Öldürüp cehenneme çevirdikleri topraklarımız
İşte bu topraklar uğruna ölüp
Bu toprakları vatan yaptığını
Bilmiyordum
Affet
Bana kendini hiç anlatmadın ki
Mehmetçiğim
Ölümü hiçe sayan cesaretini, yiğitliğini
Vazifeni böyle kutsallaştırmanı
Hesaba sığmaz fedakarlıklarını
Sadakatini, uçsuz bucaksız vatan sevgini
Bayrak aşkını, memleket sevdanı
Bir Millet olarak haysiyet ve şerefimizi
Varlığımızı, geleceğimizi, gururumuzu
Ve hatta ahlakımızı
Akıttığın kanlarınla koruduğunu
Baştan aşağı memleket oluşunu
Hür ve bağımsız
Yeri geldiğinde
‘Ya istiklal ya ölüm’ diyeceğini
Bilemedim
Beni affet
Mehmetçiğim
__________________