Mazlumdan Zalİme: Sonun BaŞlangici Mi?

nedensiz35

New member
Önce sert ideolojilerin, yani "yap" ve "yapma" emri veren tek tanrılı dinler ve mezhepler gibi ideolojilerin, muhalefette "mazlum" iktidarda "zalim" olduğunu anımsayalım.

Sonra "Her iktidar yozlaşır, mutlak iktidar mutlak yozlaşır" sözünü bunun üstüne koyalım.

Bir de Türkiye'nin siyasal tarihi açısından, Çok Partili Döneme geçildiğinden beri adına demokrasi dediğimiz bugünkü rejimin yakasını bırakmayan, liderler oligarşisini, iktidarların otokrasi özlemlerini, yolsuzlukların olağanlaştırılmasını bunlara ekleyelim...

İşte size AKP iktidarının "mazlumdan zalime" giden serüveni.


* * *
Serüven, 28 Şubat'tan sonra, AKP'nin kurulmasıyla ve Anti-Amerikan İslamcılığın terk edilmesiyle başladı.

2002 seçimlerinde DYP'nin binde birkaç puanla baraja takılması sonunda, gerçekten de beklenmedik bir zaferle devam etti.

Bu arada zaten ABD ve AB olarak Türkiye'yi denetleyen dış güçler destekçi olarak arkaya alınmıştı.

AKP'nin iktidar gücü 2007 seçimleri sonunda, MHP'nin Meclis'teki desteğiyle de doruğa ulaştı; böylece Cumhurbaşkanlığı da uhdesine geçmiş, tüm devlete ve özerk ya da yarı özerk, resmi veya özel güç odaklarına egemen olmuştu.

Üstelik tarikat ve cemaatler aracılığıyla, kamuoyuna, sivil toplum kuruluşlarına da hakimdi.

Artık karşısında ne "laik jakobenler", ne "bürokratik elit", ne de "askerler" vardı.

Zaten bunların bir bölümü aslında var olmayan, AKP ve yandaşlarının "mazlum edebiyatı ve stratejisi" bağlamında yarattığı "hayali güç odaklarıydı".


* * *
İşte iktidar gücünün bu tepe noktasında, yozlaşma da gizlenemez, üstü örtülemez bir aşamaya taşındı.

Antidemokratik eğilimler, yolsuzluklar ortaya döküldü.

Serbest piyasanın, bağımsız adaletin, yüksek öğretimin, istihbarat örgütlerinin, özgür medyanın işleyiş kurallarına ya da mekanizmalarına yapılan haksız müdahaleler kamuoyundan saklanamaz hale geldi.

İktidarın bu doruk noktasında "Demokrasi mücadelesi" maskesi düşmüş, otokratik ve totaliter eğilimler açığa çıkmış, eski "mazlumlar" yeni "zalimler" konumuna gelmişti.


* * *
İktidar gücünün genişlemesi ve derinleşmesi, bir bölümü yasal ama ahlaka aykırı, bir bölümü ise zaten gayri meşru olan kazançların paylaşım sorununu da belirginleştirdi.

İktidar ortağı olan tarikatlar ve cemaatler, yağmadan daha fazla pay istemeye başladı.

Parti içi hizipleşmeler derinleşti.

Dıştan destek verenler, her zaman olduğu gibi emirlerine tam uyulmasını beklediklerinden, en ufak bir sapmayı bile bağışlamadı.

Belirginleşen otokratik eğilimler, dış desteğin sarsılması, içteki yolsuzlukların büyüklüğü ve yağmanın paylaşılması sorunları birbirleriyle bütünleşince, "mazlum" maskesi düştü, "mutlak iktidarın" "mutlak yozlaşması" gündeme geldi.


* * *
Gücün tepe noktasında, diyalektik olarak sorunlar da doruğa erişmişti.

İşte bu aşamada iktidar, demokratik rejimin işleyiş mekanizmalarının özüne, seçmen listelerine müdahale etti.

Aynı zamanda yine demokratik rejimin olmazsa olmaz koşulu niteliği taşıyan meşru muhalefete saldırmaya, dış destekçilerine onu şikayet etmeye başladı.


* * *
Bu noktadan sonrasını kestirmek çok olanaklı değil.

Bir "sonun" başladığı mutlak...

Ama kimin veya neyin sonu belli değil...

Ya AKP'nin mutlak olan ve mutlak olarak da yozlaşmış bulunan iktidarı için sonun başlangıcı...

Ya da demokratik rejimin...

Yaşarsak göreceğiz!

Emre Kongar
kaynak
 

atn42

New member
bir gün mutlaka gidecekler
geldikleri gibi
verdikleri zararı bu ülke bu millet nasıl kapatacak merak ediyorum
 

ramo46

New member
Takke düştü kel göründü ama,çözüm noktasında da belirgin olmayan
emareler var.Açılımlar var.Gerçekleri görmek gerekirse çözüm yönünde
sıkıntılar var Bir tarafta dincilik yapan diğer tarafta Miras yiyen bir
parti var...Bunlarda yetmezmiş gibi bölücüler özürcüler var ..

Bunlar görünenler Ya görünmeyenler daha doğrusu dillendirilmeyenler,
gerçi sanal ortamda klavye kahramanları görüyorum ...sonuçta çözüm
mevcut siyasilerle zor görünüyor...
 

HTML

Üst