Matris ne? ''Matrisinizi bilmiyosanız yardımcı olamam''

Kumral Abdal

New member
Katılım
25 Kas 2005
Mesajlar
23
Reaction score
0
Puanları
0
Matris ne? ''Matrisinizi bilmiyosanız yardımcı olamam''

Sinirlendim ama belli etmedim. Tatsızlık çıksın istemem. ''Bak kardeşim, ben matris bilmem ama çok güzel jujitsu bilirim, kung-fu bilirim, kızılcık sopası bilirim'' dedim​
.



Kardeşim bak ben geçen gün uyuz oldum... Basbayaa uyuz oldum kardeşim! Niye uyuz oldum? Acele etmee, anlatıyoruz.

Geçende, sigara içmek maksadıynan bizim plazanın çatıya çıktım. Bina içinde sigara içmek yasak, o sebepten çatıda şeediyoruz. Çıktım çatıya, attım elimi cebe, baktım paketi aşşada unutmuşum. Neyse dedim, boşveer, biraz temiz hava alalım dedim, manzara seyredelim dedim. Ne mümkün kardeşim! Sağa bakıyorsun bina, sola bakıyorsun beton, aşşaa bakıyosun daat daat trafik.
Kafam attı! Yıkacam dedim buraları. Yıkacam arkadaşım ya. Betondan uyuz oldum. Tamam mı? Ben buraları yıkacam, buralara güzeeel bir aşk parkı yapacam. Bi de çay bahçesi yapacam, bizim gençler gezsinler, otursunlar. Herkes kafasını dinlesin. Ağaç kokusu, çiçek kokusu olamazsa gençler nasıl yaşayacak? Kuş olmasa bu gençlerimiz nasıl yaşayacak yani? Nedir ya? Ben uyuz oldum ya! Yaşamak böyle olsun kardeşim, nedir ya bu kadar bina, bu kadar şey?



Aşkım damlarda gezer
Neyse bizim yan binadan "Triniti" nik neymli bir hanım arkadaş var. Bazan çet met yaparız, sağ olsun. O da sigaraya çıkmış çatıya. ''Neyin var Ahmet?'' dedi. ''Çok sinirlisin bugün'' dedi. ''What's up?'' dedi yani. O kadar sinirlenmişim demek.

Bize yaşamak lazım kuş lazım. Kuşların da bir yaşaması var. Onlar da yani bi insan sayılıyor. Onların da ihtiyacı var havaya, ağaca, dala, dala konmaya, daldan dala hoplamaya. Onların da ihtiyacı var, onlar da bizim gibi insan, aramızda bi türdür yani. Hayvanın bir türüdür, yoksa o da bizim gibidir yani. Kuşlar... Ağaca konsunlar. Tamam mı?

Ben teknoloji karşıtıyım kardeşim. Karşıyım kardeşiiim! İstemiyorum tekno mekno. Eksik kalsın ya! Eksik kalsın kardeşiim! E bu bilgisayar... Ya ben bilgisayara uyuz oluyorum kardeşim ya! Bilgisayar aşkı öldürüyor, beyni götürüyor. Genç adam artık aşk nedir diye düşünmüyor ki. Beyin kalmamış ki o gençte. Uyuz oluyorum kardeşim yaa!



İnternet? İn-ter-net. İn-ter-net. Ya bu internet... Ben gıcığım ya! İnternet'e gıcığım ya! Ne ya? Kandırıcı ya bu! Kafa karıştırmaktan başka bişey değil. Ya temeli yok bunun ya! Temeli yok. İnanmıyorum ben buna! İnanmıyorum. İn-ter-net. Nedir ya bu? Nedir yaa? Ha haha hahaha!
Gülüyorum ben buna yaa! Gülmem geliyor yaa! Haha hahaha haha! Hahahahaa hahaha!
Ya ben uyuz oluyorum ya! Temeli yok bunun ya!

İnternet? İnternetmiş... Siber nedir babacım? Kime diyorlar bunu ya? Ben bi tek Siber biliyorum; Siber Can. Başka da Siber bilmiyorum. Görmedim. Hahahaha! Bak şimdi sinirim bozuldu.



Bilgisayara başım kadar mikrop girmiş (makrop da diyebiliriz)

Geçen gün yukarda bahsettiğim "Triniti" nikli bayan arkadaşla çet yapıyoruz afedersin. Ha öyle çet yaparken tak makine kitlendi, makina Ecevit mavisi (Rahşan Ecevit mavisi) oldu. Korktum. ''Nooluyö?'' dedim biraz yüksek sesle. Haliylen. Baktım, ''sistem çökerdi'' yazıyor. Nası yani dedim ya? Bu ne ya? Sistem çökermiş ya! Nereye çökeriyorsun kardeşiiim?! Nereye çökeriyosun sen ya? İçine ettin ikili ilişkilerimin yaa! Ne biçim sistemmişsin ya? Romansa saygısı olmayan sistem olmaz olsun. Çökersin gitsin karşımdan yaa!

Matris nedir? (User name: 946, password: sonbahar)


Neyse Mikrosoff'u aradım yardımcı olsunlar diye. Bi arkadaş çıktı. ''Buyrun" dedi. "Yardımcı oliim'' dedi.

''Kardeşim, nedir bu yaa zırt pırt sistem çökeriyo?"

''Beyefendi, sizin matrisiniz neydi?''

''Ne matrisi kardeşim? Matris ne?''

''Matrisinizi bilmiyosanız yardımcı olamam.
'



Sinirlendim ama belli etmedim. Tatsızlık çıksın istemem. ''Bak kardeşim, ben matris bilmem ama çok güzel jujitsu bilirim, kung-fu bilirim, kızılcık sopası bilirim'' dedim. ''Sen benim kim olduğumu biliyo musun?'' dedi. Ben de ''Esas siz benim kim olduğumu biliyo musunuz?'' dedim. Sonra da Yeni Türkü'nün, ''Başka türlü bir şey bizim istediğimiz, ne ağaca benzer ne de buluta'' adlı şarkısını seslendirip, alaycı bir kahkahayla telefonu yüzüne kapadım.


Kırırım bu bilgisayarı!
Madem bilgisayara mikrop girmiş, tedavisi de mümkün değil, o zaman kırırım kardeşim bu bilgisayarı! Kırırım! Kırrrırrım! Kırdım da. Sizi de kırıp, pencerenizi minimize etmeden evlere daalın bakiim. Hadi, dükkanın önünü kapamayın. Monitör düşkünleri siziii!


Doğu Arkadaşımızdan Alıntıdır,
 
Tabiki Peşinden OSCAR

Asıl önemli olan "İnsan Güzeli"

En iyi filim Oscar'ı: "İnsan Güzeli"

Filmde en az görünen erkek oyuncu Oscar'ı: Ahmet Abi (0.3 sn.)

En delikanlı oyuncu Oscar'ı: Ahmet Abi

Yönetmene en çok karışan oyuncu Oscar'ı: Ahmet Abi

Sette çıkan tatsızlıkları en çabuk tatlıya bağlayan oyuncu Oscar'ı: Ahmet Abi

Montajcıya arkadan gizlice yaklaşarak, "HÖÖÖÖT!" diye bağırarak yaptığı şakayla filmin yanlış montajlanmasına sebep olduğu için. Yılın eşşek şakası Oscar'ı: Ahmet Abi




Uçaktan iniyorum akşamüstü, Holivut'tayım etraf hakkaten çok acayip. "Ulan", diyorum "burası neymiş be". Oskar'ın veriliceği binaya geliyoruz, yere böööle uzuunca bi kırmızı halı atmışlar. "Hoca bunu attıysanız ben bunu alıp eve götiriim" diyorum. Halıyı kıvırırken etraftan koşup, "noo noo Mr. Ahmet Abi!" diye bağıran adamlar halıyı alıyolar elimden.
Neyse içerde setten tanıdıklarla karşılaşıyoruz allahtan. Edvırd'la takılıyorum bi süre (Edvırd Norton. "Uçan kaz ve Norton Disk Doktoru" gibi filmlerle tanınmıştı). Edvırd'ın muhabbet acayip kazmadır. Habire karı kız muhabbeti yapıyor, canımı sıkıyor. Ulan herkes bir şekil olmuş, bi kalabalık, bi gürültü, bi parfüm kokusu. Kafam kazan gibi, düşünüyorum eve gitsem mi diye. Yiyim Oscar'ını. Bizim kahvede tüm ödülleri toplamışım zaten. Çaycı Osman abi'den bi sürü Osman ödülüm var.



Tam sıvışırken, "Oh Ahmet! Vat ar yu duing hiir?" diye bi ses duyuyorum. Bakıyorum bizim Bayrampaşa'dan sümüklü Selma (şimdi olmuş Salma Hayak). "Lan sümüklü" diyorum, "nooldu? Biz gelemez miyiz Holivut ortamlarına?. Babalar gibi alacam belki Oskar'ımı".
"Oh rilii? Kam vit mi" diyor çekiştiriyor kolumdan. O sırada allahtan Tomi geliyor kurtarıyor (Tomi Lii Cons). Tomi çok baba müzisyendir. Bi bizim Teyoman'a bak, bi Tomi Lii'ye bak. Adam hala "kadınlar indirmeye değmez" olayında. Niye değmesin kardeşim? Sen kim oluyosun ki değer biçiyorsun kadına? Neyse.



Sonra Kevin de geliyor (Kevin Speysi), geçiyoruz oturuyoruz. Kevin'i de acayip özlemişim. "İnsan Güzeli"nin çekimlerinden beri görüşemiyoduk. Tutup bi kaldıriym, omzuma alıp gezdiriim diyorum. "Yapma abi, ayıp oluyor" çekiyo. Acayip bozuluyorum, "nooldu lan? g.tün mü kalktı iki Oskar alıyosun diye?" dedim. "Yok abi o bakımdan diil. Milletin içinde garip oluyo" diye çevirmeye çalışıyo. "Hadi lan. Sen trip olmuşsun, şu Oskar olayı bitsin, bi daha senle işim olmaz. Yürü git" diye itekliyorum. Salağın ayağı kayıyor, balo salonunun merdivenlerinden yuvarlanıyor.

Sağolsun Tomi orda da, yatıştırıyor biraz. Yoksa giricem iki üç kişiye. O Şipiilberk lavuuna da uyuzum zaten, her sene dinozor minozor, bi katakulli yapıp topluyo Oskar'ları. Salona giriyoruz, önlerden bi yer kapıp oturuyorum. Sağımda Maykıl Keyn oturuyo.

Baba ingilizdir mingilizdir ama acayip sağlam muhabbetti vardır. Solumda Kim Besingır oturuyo. Tanışmıyoruz ama her an fırsat kolluyorum muhabbet açmak için. Fakat kadın, kadın diil derin dondurucu mübarek. Ben onu keserken başımda bi herif dikiliyor, "buranın sahibi var sör" diye. Zaten sinirim tepemde, anında itiş kakış çıkıyor. Yerde dalıyorum ben buna.

O sıra birden bi müzik çalmaya başlıyor, ışıklar sönüyor. Allaaah tören başladı galiba. Ben fanilamı pantolona geri yerleştirip, oturuyorum yerime. Saç baş daalmış. Neyse ödüller verilmeye başlanıyor, müzikler çalınıyor, fanfinfon bişiiler konuşuluyor, uzadıkça uzuyor zamazingo. Ulan bir uyku bastırıyor, bir uyku bastırıyor beni. Valla ben ayıp mayıp dinlemem baba, Kim Besincır'a yaslıyorum kafayı, aynen sızıyorum orda.

Tam rüyalar görüyorum, evdeymişim, mangal yapıyomuşum falan. Bi dürtüklemeyle uyanıyorum. Maykıl Keyn baba, "kalk oğlum" diyor seni çağırıyolar. "Ya allaşkına ya sızmışım şurda biraz daha yatiim" diyorum. "Kalksana çocuum, Oskar almışın işte" diye iteklemeye devam ediyo baba. Kalkıyorum, koşar adım çıkıyorum merdivenleri. Aynı anda bu Kevin lavuu da bi oskar kazanmış, onu da çağırıyorlar. "Dur bakalım" diyorum, ben buna bi oyun ediim. Oskar'ı aldığı anda tebrik ediyomuş gibi sarılıyorum buna, el ense çekip sıkıştırıyorum. Bu gudik acıdan mosmor oluyor ama belli etmemeye çalışıyor. Kelle gibi sırıtıyor (bkz. resim arşivi).

Neyse o gece, böyle beş Oskar verdiler, söylemesi ayıp. Kevin eşşeğine de olayımı yaptım, altında kalmadı hareketinin. Bindim uçaa, geldim mahalleye. Girdim kahveye, "boşaltın masayı" dedim. Koydum Oskar'ları masaya. "İsteyen alsın" dedim, "benim Oskar'la moskarla işim olmaz"
.


anammm !!!. Bu Akşam Boşmusun

 
Ahmet abi eğer elinde kaldıysa bi oskarda bana gönderirmisin be abijim, bende arkadaşlara havamı basiyim Bak amet abi beni çok sever bunu bana hediye etti falan diyim. Olurmu abi he hadi be abi...
Bak masrafları ben öderim tamam mı ... :aba:
 
Geri
Üst