MASKELİ FENERBAHÇELİLER || Muzaffer KARTAL

UmitcanKHO

New member
Katılım
25 May 2008
Mesajlar
3,527
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Ne Manita Ne ARaba , Saçı Sarı Kendi Kara Trabzon'
Ortalık toz duman… Türkiye’nin spor gündemi de küresel ekonomi gibi oldu… Fenerbahçe veya Galatasaray’da beklenen teknik direktör depremi Beşiktaş’ı salladı ve Ertuğrul Sağlam, bugüne kadar örneğini fazla göremediğimiz bir davranışla Beşiktaş’tan ayrıldı… Helal olsun “adam” gibi adamlığı sergileyen Ertuğrul Sağlam’a.

Keşke aynı görüntüyü yıllardır bu ülkeyi yönettiğini zanneden “bazı” politikacılarda yapabilse… Aslında o konuda da, yazılacak ve yazılması gereken çok şeyler var. Ama maalesef bu köşe bunları yazacak yer değil.

Beşiktaş Ertuğrul Sağlam’ı gönderdi… Şimdi sıra Fenerbahçe’de mi? Aragones’de gönderilir mi?.. Beşiktaş Ertuğrul Sağlam’ın gitmesiyle güllük gülistanlık olacak mı? Sanmıyorum… Fenerbahçe Aragones’i gönderemez, Ertuğrul Sağlam’ın gitmesiyle de Beşiktaş güllük gülistanlık olmaz. Çünkü, bu ülkede önce zihniyet değişmeli.

Son dönemde Beşiktaş’ın ardı ardına gönderdiği dördüncü teknik adam Ertuğrul Sağlam… Bunların içinden çok iyi tanıdığım ve her karşılaştığımızda sıcak sarılıp özlem giderdiğim sevgili Rıza Çalımbay’da var. Beşiktaş’tan ayrıldıktan sonraki bir karşılaşmamızda “ Abi görürsün Beşiktaş’da sadece ben değil, hiçbir teknik adam uzun soluklu kalamaz” diyerek yapılan yanlışları sıralamıştı. Tigana ve Sağlam’ın gidişine baktığımda sevgili Çalımbay’ın ne kadar haklı olduğunu bir kez daha gördüm.

Her ne ise Beşiktaş’ın içini dışını çok iyi tanıyan değerli yazarları var. Mutlaka perdenin önündekiler kadar perde arkasında yaşananları da yazacaklardır. Bu olayların “açılımını” detayı ile onlardan okur ve dinleriz.

Ben bizim mahalleye, yani Fenerbahçe’ye dönmek istiyorum… Bizim mahallede de ekonomideki küresel kriz gibi ortalık toz duman… Çok “vahim” olmasa da, toz duman… Bu tozdan, dumandan “bazıları” da nemalanmak için fırsat bekliyor… Kimler mi? Maskeli Fenerbahçeliler ve şer grupları… Özellikle maskeliler, rüzgara göre yelken açan şer gruplarından daha tehlikeli… Bakmayın siz onların Fenerbahçe’ye kurtuluş reçetesi filan hazırladıklarına… Çünkü o maskeliler menfaatçi ve bozguncu. Onların reçeteleri de sahte. Aynen yakınmaları, sızlanmaları ve timsah göz yaşları gibi.

Fenerbahçe’yi bu kaostan çıkaracak, kurtaracak olanlar yine Fenerbahçelilerdir. Ama “gerçek” olanlar… Sarı Lacivert rengin gerçek sahipleri sağduyulu ve mantıklı düşünür ve hareket ederse bu kaos az hasarla çabuk atlatılır. Taraftar her platformda takıma desteğini göstermeli. Ve yönetim de bu kriz döneminde çok iyi bir “strateji” hazırlamalı ve uygulamalı.

Birçok Fenerbahçelide ki kırgınlık “yürek acısı” olan, başkanın teknik adam ve transfer yanlışları “askıya” alınmalı, unutulmalı… Yanlış olmuştur, ama bu saatten sonra yapılacak hiçbir şey yok… Bu konu yeteri kadar gündeme taşındı, konuşuldu yazıldı. Bundan sonra bunların tekrar tekrar gündeme taşınması sinirsel gerilimi arttırır ve camiaya zarar verir. Çünkü bunlar ne kadar konuşulursa konuşulsun, hatta kavgası edilsin, şu an için bazı şeyler istensen de değiştirilemeyecek.

Hadi diyelim o kadar para sineye çekildi, tazminatı ödendi ve Aragones gönderildi… Peki Fenerbahçe’ye gelebilecek kaç teknik adam var boşta. Hadi birini buldunuz, kim garanti edebilir ki gelenin başarılı olacağını. Devre arasına kadar futbolcuda transfer edilemeyeceğine göre… Öyleyse Fenerbahçe camiasının moralini bozmaktan başka hiçbir işe yaramayan bu “aile içi kavgalara” nokta konulmalı

Evet, başkanın teknik adam ve futbolcu transferleri yanlıştı, ilk günlerden bu yana bu yanlışlığı gören, yazan ve kabul edenlerdenim. Ama başkanın çalışmalarına “bütün” bakıldığında artıları da fazla… Maalesef Fenerbahçe başkanı bu sezon transferde hata yaptı. Belki yanında yıllardır eksikliği görülen iyi bir CEO olsaydı böylesine yanlışlara fırsat verilmezdi… Her konuda yardımcı olabilecek profesyonel bir CEO ile Aziz Yıldırım hem bu hataları yapmaz, hem de ülkede bir ilki daha geçekleştirirdi… Viyana’da görev yaptığım dönemlerde Austria Wien kulübündeki Peter Müler adında bir CEO’nun başkan ile çalışmasını ve kulüp adına neler yaptığını yaşayan, gören, izleyen biri olarak bunları yazıyorum… Profesyonel bir CEO’nun bir kulübe maliyeti orta halli bir futbolcunun maliyetinin yarısını geçmez… Belki şu anda Fenerbahçe’nin bunları düşünmeye zamanı ve morali yok Fakat bu “CEO” olayı uzun vadede düşünülmeli ve uygulamaya konulmalıdır.

Bugün önemli olan Fenerbahçe’nin bir an evvel düzlüğe çıkması için yapılacak, yapılması gereken hamleler… Fenerbahçe’nin şu anki kötü tablodan kurtulabilmesi için yapılacak bazı şeyler olabilir, olmalıdır… Öyleyse, bu kötü günlerden kurtulmak için “acil” çözüm üretmek gerekir.

İlk akla gelen beklenti; sakatların iyileşmesiyle Fenerbahçe düzelir… Peki sakatların ne zaman iyileşeceği belli mi? Tam iyileşti denildiği anda aynı futbolcu başka bir yerinden sakatlanıyor ve tekrar sakatlık dönemi başlıyor. Tedavi sürecini bitirmek ve sabırla beklemekten başka yapılacak bir şey yok.

İkincisi, takımdan giden, kaybolan “ruh” geri gelmeli deniliyor. Doğru, ama fiziksel direnç olmazsa, futbol sadece ruhla oynanamaz ki. Öyleyse fiziksel güç ile ruh bütünlüğü oluşturulmalı… Bir takım için bu önemli bir oluşum. Ama nasıl ve kim yapacak? Bu daha önemli… Bunu Aragones yapamaz. Başkan Aziz Yıldırım’da yapamaz… Fiziksel gücün takım ruhu ve takımdaşlıkla bütünleşmesi, marketten peynir zeytin alır gibi siparişle olmaz. Bunu yapacak kişinin bir ayrıcalığı, farklılığı, üstünlüğü, güvenirliliği olmalı. Futbolu iyi bilmeli, tecrübesi olmalı, teknik direktör kadar bilgi sahibi olmalı, en önemlisi gerçek ve inandırıcı bir Fenerbahçe sevgisi taşıdığı herkesçe kabul görmeli.

Peki böyle biri var mı? Neden olmasın Fenerbahçe camiası büyük bir camia ve o camia da kaliteli insanlarda fazlasıyla var… Eğer mutlaka bir isim söylememi isterseniz, Rıdvan Dilmen neden bu isim olmasın?.. Aragones görevinde kalır, Rıdvan Dilmen ama genel menajer, ama genel koordinatör, ama hoca ile futbolcular arasında bağlantı kurucu, ama ruhsal dirilişle takımdaşlığı sağlayan, ama motivasyon üreticisi olarak bu görevi yürütebilir… Peki Rıdvan Dilmen oraya nasıl getirilir?.. Benden fikir üretmek ve gündeme taşımak. Sonrası, yani eyleme koymak ve söz hakkı Aziz Yıldırım ile Rıdvan Dilmen’ de !
Maraton
 
tesekkürler
 
Geri
Üst