tıesto
New member
- Katılım
- 13 Ocak 2006
- Mesajlar
- 12,015
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Gece başlamışsa ve uyumak için acele etmiyorsa yüreğin;
hala düşünecek hala yapılacak bir sürü işin ve bir sürü planın olduğunu
söylüyorsa beynin; buna karşılık günün bütün yorgunluğunu
belki de hiçbir şey yapmamana rağmen
sana hissettiriyorsa bedenin; konuşmak istiyorsa
bir şeylere ulaşmak istiyorsa kalbin ama
sadece yalnızlığın o ağır o derin sesiyse hissettiğin…
Üşüyorsan ama soğuktan değil, Susuyorsan ama korkundan değil
Gidiyorsan ama istediğin için değil ve arıyorsan ama bulmak için değil
Her dakika daha ağır geçiyorsa ve geçen her dakika seni daha fazla yoruyorsa
Gelecek seni güldürmüyorsa, aksine geçmiş özletiyorsa kendini
En masum anında çökmüşse bedenin ve yanıyorsa ateşler içinde
belki de kutuplarda yürürken
Ve sadece yalnızlığın sesiyse duyabildiğin…
Vazgeçmek istemediklerinin senden kaçarcasına uzaklaştığını görüyorsan
ama koşamıyorsan artık ve her bağırmak istediğinde düğümleniyorsa
sözcükler boğazına ve canını acıtıyorsa içinde kalan her bir harf
En çok yardıma ihtiyacın olduğu anda aslında kimsenin sana yardım edemeyeceğini
biliyorsan buna rağmen medet umuyorsan sana yabancı gözlerden
Yaptıkların hep yapman gerekenlerden farklı oluyorsa ve bunu anlayamıyorsan bir türlü
Her sabah uyandığında uyumak istiyorsan
geceyi istemiyorsan yalnızlığın sesini ve yine bitmeyecek bir geceyi
Buna rağmen günler hep kısalıyorsa sana inat ve geceler alay edermiş gibi üşütüyorsa seni
Buna rağmen yanıyorsan o soğukta ve anlıyorsan kimsenin bunu bilmediğini
Özlüyorsan her geçen saniye bir önceki geceyi Ve yalnızlıksa tek duyabildiğin
Eski fotoğrafları gördüğün zaman tesadüfen; içini garip bir mutluluk kaplıyorsa
Ve son resim elinden düşerken anlıyorsan ne kadar özlediğini
ve çözemiyorsan bir türlü neden her şeyin değiştiğini
Susuyorsan
Ve yalnızlığın sesiyse tek duyabildiğin…
Eski şarkılar daha çok dokunur olduysa bedenine
ve en çok yardıma ihtiyacın olduğu halde anlamaya başlamışsan
yalnızlığını ve gece hala ilerlemiyorsa bu gürültüde
Ve uyuyamıyorsan bir türlü Her şey bir telefon kadar yakınsa
ama korkudan ayrı bir şeyse seni uzaklaştıran ve anlatamıyorsan bir türlü anlayamadıklarını
Binlerce defa anlatılan bir masalı
Ve yüzü aklından hiç çıkmıyor olsa da çıkaramıyorsan adını O müthiş masal kahramanını
Hiçbir çıkış yoksa ve yapayalnızsa bedenin
Bembeyaz duvarlar içinde
Bir resim Siyah beyaz…
İçin yanıyorsa ve su içmek bile gereksiz geliyorsa
Ama anlamıyorlarsa
Söndürmeye bile çalışmıyorlarsa
Sormuyorlarsa
Yoldan geçen herkesi tanıdığını düşünüyorsan ve belki de
yanında yürüyeni bile bilmiyorken selam veriyorsa herkes
sana sırf sen onları tanıdığını düşünüyorsun diye
Ve oysa tek bir yüz görüyorsan her zaman ama adını hatırlayamıyorsan bir türlü
Sokaklarda insanlar azalıyorsa birer birer
Aklındaki düşünceler gibi
Yürüyorsan yine de yapayalnızsan senin onları tanıdıklarını sananların arasında
Ve dumanın hiç sönmüyorsa
Aynı masalda ne yapacağını bilmeyensen
Isırılmış elma gibi düşüvermişsen yere
Masal devam ediyorsa ve kimse seni düşünmüyorsa artık
Yirmi senedir üzerinde uyuduğun yastıkları bir bir atıyorsan yataktan
ve bulamıyorsan kafanı rahatlatacak hiçbir şey o karanlıkta
Işıkları açmak dağınıklığı görmek kadar dayanılmazsa…
Uyuyamıyorsan ve katlanamıyorsan yalnızlığa
Kendinle beraber yaşayamıyorsan yalnız kalamıyorsan kendi başınayken
Sayfalar sıra sıra bitiyorsa; kitaplar devriliyorsa raflardan
ve sen okurken dakikalar geçmiyorsa hayatından;
yaşadığın bir masalsa artık ve başkalarının uyumaları için yazılmışsa bütün bunlar…
Gökten düşen üç elmadan biriysen başkalarının mutluluğu için
Masal bitmişse ve unutulmuşsan bir köşede;
Bir çığ gibi geliyor demektir "AYRILIK"… “YANLIZLIK”
Masal bitti… Kaç… Kurtar kendini…
hala düşünecek hala yapılacak bir sürü işin ve bir sürü planın olduğunu
söylüyorsa beynin; buna karşılık günün bütün yorgunluğunu
belki de hiçbir şey yapmamana rağmen
sana hissettiriyorsa bedenin; konuşmak istiyorsa
bir şeylere ulaşmak istiyorsa kalbin ama
sadece yalnızlığın o ağır o derin sesiyse hissettiğin…
Üşüyorsan ama soğuktan değil, Susuyorsan ama korkundan değil
Gidiyorsan ama istediğin için değil ve arıyorsan ama bulmak için değil
Her dakika daha ağır geçiyorsa ve geçen her dakika seni daha fazla yoruyorsa
Gelecek seni güldürmüyorsa, aksine geçmiş özletiyorsa kendini
En masum anında çökmüşse bedenin ve yanıyorsa ateşler içinde
belki de kutuplarda yürürken
Ve sadece yalnızlığın sesiyse duyabildiğin…
Vazgeçmek istemediklerinin senden kaçarcasına uzaklaştığını görüyorsan
ama koşamıyorsan artık ve her bağırmak istediğinde düğümleniyorsa
sözcükler boğazına ve canını acıtıyorsa içinde kalan her bir harf
En çok yardıma ihtiyacın olduğu anda aslında kimsenin sana yardım edemeyeceğini
biliyorsan buna rağmen medet umuyorsan sana yabancı gözlerden
Yaptıkların hep yapman gerekenlerden farklı oluyorsa ve bunu anlayamıyorsan bir türlü
Her sabah uyandığında uyumak istiyorsan
geceyi istemiyorsan yalnızlığın sesini ve yine bitmeyecek bir geceyi
Buna rağmen günler hep kısalıyorsa sana inat ve geceler alay edermiş gibi üşütüyorsa seni
Buna rağmen yanıyorsan o soğukta ve anlıyorsan kimsenin bunu bilmediğini
Özlüyorsan her geçen saniye bir önceki geceyi Ve yalnızlıksa tek duyabildiğin
Eski fotoğrafları gördüğün zaman tesadüfen; içini garip bir mutluluk kaplıyorsa
Ve son resim elinden düşerken anlıyorsan ne kadar özlediğini
ve çözemiyorsan bir türlü neden her şeyin değiştiğini
Susuyorsan
Ve yalnızlığın sesiyse tek duyabildiğin…
Eski şarkılar daha çok dokunur olduysa bedenine
ve en çok yardıma ihtiyacın olduğu halde anlamaya başlamışsan
yalnızlığını ve gece hala ilerlemiyorsa bu gürültüde
Ve uyuyamıyorsan bir türlü Her şey bir telefon kadar yakınsa
ama korkudan ayrı bir şeyse seni uzaklaştıran ve anlatamıyorsan bir türlü anlayamadıklarını
Binlerce defa anlatılan bir masalı
Ve yüzü aklından hiç çıkmıyor olsa da çıkaramıyorsan adını O müthiş masal kahramanını
Hiçbir çıkış yoksa ve yapayalnızsa bedenin
Bembeyaz duvarlar içinde
Bir resim Siyah beyaz…
İçin yanıyorsa ve su içmek bile gereksiz geliyorsa
Ama anlamıyorlarsa
Söndürmeye bile çalışmıyorlarsa
Sormuyorlarsa
Yoldan geçen herkesi tanıdığını düşünüyorsan ve belki de
yanında yürüyeni bile bilmiyorken selam veriyorsa herkes
sana sırf sen onları tanıdığını düşünüyorsun diye
Ve oysa tek bir yüz görüyorsan her zaman ama adını hatırlayamıyorsan bir türlü
Sokaklarda insanlar azalıyorsa birer birer
Aklındaki düşünceler gibi
Yürüyorsan yine de yapayalnızsan senin onları tanıdıklarını sananların arasında
Ve dumanın hiç sönmüyorsa
Aynı masalda ne yapacağını bilmeyensen
Isırılmış elma gibi düşüvermişsen yere
Masal devam ediyorsa ve kimse seni düşünmüyorsa artık
Yirmi senedir üzerinde uyuduğun yastıkları bir bir atıyorsan yataktan
ve bulamıyorsan kafanı rahatlatacak hiçbir şey o karanlıkta
Işıkları açmak dağınıklığı görmek kadar dayanılmazsa…
Uyuyamıyorsan ve katlanamıyorsan yalnızlığa
Kendinle beraber yaşayamıyorsan yalnız kalamıyorsan kendi başınayken
Sayfalar sıra sıra bitiyorsa; kitaplar devriliyorsa raflardan
ve sen okurken dakikalar geçmiyorsa hayatından;
yaşadığın bir masalsa artık ve başkalarının uyumaları için yazılmışsa bütün bunlar…
Gökten düşen üç elmadan biriysen başkalarının mutluluğu için
Masal bitmişse ve unutulmuşsan bir köşede;
Bir çığ gibi geliyor demektir "AYRILIK"… “YANLIZLIK”
Masal bitti… Kaç… Kurtar kendini…