MALDONADO KASAP OLSA GEREK...
Devler Ligi'nin eşiğine gelmişken sarı ve lacivert.
Uzanmışım farklı numaralarda gözlükler ile takıma dalıp gidiyorum.
Maldonado ve Kezman'ın MTK maçlarında kenarı atılışları kafamda.
Kezman bir derece, verilmiş fırsatı -değerlendiremedi- diyebiliriz.
Türkiye topraklarının sert kokusu çarptı, bir türlü kendini bulamadı ya da.
Fakat Maldonado'ya çevirmek gerekirse okları.
Hani o ismiyle bile ağızlara sakız olan, dalga geçilen isim işte.
Düşüncelerimizin çapını pi sayısı ile çarpmayız!
Sözlük gibiyiz ya, herşeyin ne olduğunu tak diye en iyi biz biliriz!
KALICILIK
Bu sefer yazacaklarım çoğu Fenerbahçeliyi rahatsız edebilir.
Rahatsız etmese de -ahkam- kesebilirsiniz.
Umrumda mı? Hiç değil, ben düşündüğümü yazıyorum.
Abartı, uç örnekler verirsem affola.
Biraz sinir harbi işte.
Deivid bu takıma geldiği ilk sene -işkence- gördü.
Bunu siz yaptınız, biz yaptık, herkes yaptı.
Sonra ne oldu?
Deivid'in futbolu 180 derece değişti.
Sistem değil, -kalıcılık- duygusu verildiği için.
Semih'e o kalıcılık duygusu verilmeden neler yaptı, direk lisans dersi yani!
MALDONADO 3 SN, SELÇUK 10
Ama bizim işte elimizde Maldonado var bir tek.
Kilometrelerce uzağa Avrupa'ya gelmiş.
Yarım sezonu tam geçirmeden, iki maçta -topçu olunmaz- damgası yemiş.
Evet o yarım sezon içinde kötü maçlar oynadı.
Ne yapalım kargolayalım mı hemen?
İki derbide 15 dakika yerde kaldı diye, bütün önyargıları daha da beslemiş.
Adam Avrupa'nın dışında ilk kez çıkıyor.
Yeteneği ortada, ne yeteneği demeyin.
Futbolda eğer önliberoysa mevkiiniz, 70 adam çalımlamanıza gerek yok!
Futbol hız oyunudur, hızlı olmanız gerekmeden hızlı oynamaktır yetenek.
AKILLI olmaktır o sahada aslında kalitenin meali.
Top bileklerinize yapışmadan, gözleriniz ile pası vermektir aslında.
Selçuk bir işlemi ortalama 10 saniyede bitirebiliyorsa.
Maldonado'da bu süre 3 saniye.
Selçuk'a kötü demiyorum, sakın yanlış anlaşılmasın.
İkisi arasında futbol görüşüm için en net kıyaslama sadece.
FUTBOL AKILDIR
O kadar doyumsuz futbol aşıklarıyız ki işte!
Kalksın Şili'den bir -görev- adamı gelsin.
Alışması için bir sezon bile verilmesin, hiç güvenilmesin.
Bazı şeylerin farkına varma şansına hiç kavuşmasın.
Ne yaparsa gönüllerin kralı olur?
Önlibero gidip 45 gol pası verecek bir maçta.
134 kez orta sahada top çalacak.
Forvete çıkıp seken toplara -ofansif- yaklaşarak 23 gol atacak.
Yan pas yapmayacak 342 kez futbolu 0 derece oynayacak, ki kaç oyuncu var 0 derece oynayan ön libero saysak?
Eğer görevini tamamlarsa, hep ama hep -eksık- anılacak.
Fazlasını yapmak zorunda çünkü!
Alışkın değiliz işte bir bakıma, futbolu -akıllı- oynayanlara.
Deli dana gibi ortalıkta koşan Tuncay geçti ya bu takımdan bir kere.
Kim gelse ruhsuz olur artık.
Geçelim.
Eksıkleri yok mu? Eksıkleri çok, hepimiz biliyoruz, tekrara gerek yok.
Ama eritilmeyecek şeyler değil!
SİSTEM İÇİN
Güney Amerika'da 8 şampiyonluk yaşayan oyuncu bu değil.
Real Madrid, Ajax ve Milan'ın iki sezon önce transfer listesinde olan da.
Fenerbahçe'de -futbolcu değil- damgası yese de Şili Milli Takımı'na kaptan çağırılan da.
Selçuk sancılı şimdi, sakat.
Partizan mesaisi geldi çattı.
Dikkat edin maçtan sonra yazmıyorum.
Asıl olan şudur;
Fenerbahçe önlibero almasın demiyorum, alsın, gerekirse çifter çifter.
Fazlası zarar olmaz.
Ama elde futbolcu olmayan bir Maldonado var.
10 maç yüklenirseniz ve güvenirseniz.
Bütün görevlerini tamamlayarak sistemi tamamlayacak.
Onu konuşacağız!
Belki sistemi ışıl ışıl göstermeyecek, süslemeyecek ama.
Avrupalı teknik adamların hemen hemen hepsinin bir hobisi var ya.
Futbolu kesir sadeleştirir gibi sadeye indirgeyen, akıllı oynayan orta saha oyuncusu.
Aragones'in bu açlığını tamamen kapatacak.
Tabi güvenirseniz.
15 dakika değil ama, olur mu?
Türkiye'de defansif orta sahanın tam tanımı henüz sindirilmiş değil.
Bir sonraki yazı konusu bu olur belki de..
Bu ikinci Maldonado yazım oldu.
Yüz kalemden 99'unun sivri burnu Maldonado'ya çarpmışken.
Köyün delisi ben olsam gerek değil mi.
Neyse canım ben de futboldan anlamıyorum zaten, boşverin.
Gözlüklerinizin numarasını arttırın, önünüzdeki güçlere biraz inanın.
Çok eksiği olan ama çokların gittikçe yok olacağını düşünüp.
Ya da her gün gazetelerin başka transfer senaryolarıyla,
Kanka olmaya devam.
Siz bilirsiniz.
Maldonado futbolcu değil ya.
Düşünüyorum, kasap olsa gerek.
Devler Ligi'nin eşiğine gelmişken sarı ve lacivert.
Uzanmışım farklı numaralarda gözlükler ile takıma dalıp gidiyorum.
Maldonado ve Kezman'ın MTK maçlarında kenarı atılışları kafamda.
Kezman bir derece, verilmiş fırsatı -değerlendiremedi- diyebiliriz.
Türkiye topraklarının sert kokusu çarptı, bir türlü kendini bulamadı ya da.
Fakat Maldonado'ya çevirmek gerekirse okları.
Hani o ismiyle bile ağızlara sakız olan, dalga geçilen isim işte.
Düşüncelerimizin çapını pi sayısı ile çarpmayız!
Sözlük gibiyiz ya, herşeyin ne olduğunu tak diye en iyi biz biliriz!
KALICILIK
Bu sefer yazacaklarım çoğu Fenerbahçeliyi rahatsız edebilir.
Rahatsız etmese de -ahkam- kesebilirsiniz.
Umrumda mı? Hiç değil, ben düşündüğümü yazıyorum.
Abartı, uç örnekler verirsem affola.
Biraz sinir harbi işte.
Deivid bu takıma geldiği ilk sene -işkence- gördü.
Bunu siz yaptınız, biz yaptık, herkes yaptı.
Sonra ne oldu?
Deivid'in futbolu 180 derece değişti.
Sistem değil, -kalıcılık- duygusu verildiği için.
Semih'e o kalıcılık duygusu verilmeden neler yaptı, direk lisans dersi yani!
MALDONADO 3 SN, SELÇUK 10
Ama bizim işte elimizde Maldonado var bir tek.
Kilometrelerce uzağa Avrupa'ya gelmiş.
Yarım sezonu tam geçirmeden, iki maçta -topçu olunmaz- damgası yemiş.
Evet o yarım sezon içinde kötü maçlar oynadı.
Ne yapalım kargolayalım mı hemen?
İki derbide 15 dakika yerde kaldı diye, bütün önyargıları daha da beslemiş.
Adam Avrupa'nın dışında ilk kez çıkıyor.
Yeteneği ortada, ne yeteneği demeyin.
Futbolda eğer önliberoysa mevkiiniz, 70 adam çalımlamanıza gerek yok!
Futbol hız oyunudur, hızlı olmanız gerekmeden hızlı oynamaktır yetenek.
AKILLI olmaktır o sahada aslında kalitenin meali.
Top bileklerinize yapışmadan, gözleriniz ile pası vermektir aslında.
Selçuk bir işlemi ortalama 10 saniyede bitirebiliyorsa.
Maldonado'da bu süre 3 saniye.
Selçuk'a kötü demiyorum, sakın yanlış anlaşılmasın.
İkisi arasında futbol görüşüm için en net kıyaslama sadece.
FUTBOL AKILDIR
O kadar doyumsuz futbol aşıklarıyız ki işte!
Kalksın Şili'den bir -görev- adamı gelsin.
Alışması için bir sezon bile verilmesin, hiç güvenilmesin.
Bazı şeylerin farkına varma şansına hiç kavuşmasın.
Ne yaparsa gönüllerin kralı olur?
Önlibero gidip 45 gol pası verecek bir maçta.
134 kez orta sahada top çalacak.
Forvete çıkıp seken toplara -ofansif- yaklaşarak 23 gol atacak.
Yan pas yapmayacak 342 kez futbolu 0 derece oynayacak, ki kaç oyuncu var 0 derece oynayan ön libero saysak?
Eğer görevini tamamlarsa, hep ama hep -eksık- anılacak.
Fazlasını yapmak zorunda çünkü!
Alışkın değiliz işte bir bakıma, futbolu -akıllı- oynayanlara.
Deli dana gibi ortalıkta koşan Tuncay geçti ya bu takımdan bir kere.
Kim gelse ruhsuz olur artık.
Geçelim.
Eksıkleri yok mu? Eksıkleri çok, hepimiz biliyoruz, tekrara gerek yok.
Ama eritilmeyecek şeyler değil!
SİSTEM İÇİN
Güney Amerika'da 8 şampiyonluk yaşayan oyuncu bu değil.
Real Madrid, Ajax ve Milan'ın iki sezon önce transfer listesinde olan da.
Fenerbahçe'de -futbolcu değil- damgası yese de Şili Milli Takımı'na kaptan çağırılan da.
Selçuk sancılı şimdi, sakat.
Partizan mesaisi geldi çattı.
Dikkat edin maçtan sonra yazmıyorum.
Asıl olan şudur;
Fenerbahçe önlibero almasın demiyorum, alsın, gerekirse çifter çifter.
Fazlası zarar olmaz.
Ama elde futbolcu olmayan bir Maldonado var.
10 maç yüklenirseniz ve güvenirseniz.
Bütün görevlerini tamamlayarak sistemi tamamlayacak.
Onu konuşacağız!
Belki sistemi ışıl ışıl göstermeyecek, süslemeyecek ama.
Avrupalı teknik adamların hemen hemen hepsinin bir hobisi var ya.
Futbolu kesir sadeleştirir gibi sadeye indirgeyen, akıllı oynayan orta saha oyuncusu.
Aragones'in bu açlığını tamamen kapatacak.
Tabi güvenirseniz.
15 dakika değil ama, olur mu?
Türkiye'de defansif orta sahanın tam tanımı henüz sindirilmiş değil.
Bir sonraki yazı konusu bu olur belki de..
Bu ikinci Maldonado yazım oldu.
Yüz kalemden 99'unun sivri burnu Maldonado'ya çarpmışken.
Köyün delisi ben olsam gerek değil mi.
Neyse canım ben de futboldan anlamıyorum zaten, boşverin.
Gözlüklerinizin numarasını arttırın, önünüzdeki güçlere biraz inanın.
Çok eksiği olan ama çokların gittikçe yok olacağını düşünüp.
Ya da her gün gazetelerin başka transfer senaryolarıyla,
Kanka olmaya devam.
Siz bilirsiniz.
Maldonado futbolcu değil ya.
Düşünüyorum, kasap olsa gerek.
Yazan: Esat Dergi
