Maketçilik

1001Design

330i ///M3 Design
MAKET VE MAKET ÇEŞİTLERİ

Maket dünyası derken, insanların, tarih boyunca, tahmin edebileceğiniz zamanların çok ötesinde, çok eski çağlardan itibaren, çevrelerindeki hayatı, belli bir ölçekte küçülterek, çeşitli malzemeler kullanarak oluşturdukları mini dünyaları kastediyoruz.

İnsanoğlu, var olduğundan beri, yaşadığı çevreyi ilgi ve merakla gözlemlemiştir. Çevresinde gördüklerini, doğadaki unsurları, hayvanları ve objelerin minyatür birer kopyalarını oluşturmuştur. Çevrede bu figürleri oluşturmak için mevcut hangi malzemeler varsa onlar kullanılmıştır. Taş, kil, toprak, ağaç, bakır, tunç, demir, altın, gümüş gibi çeşitli madenler bu figürleri oluşturmada kullanılmıştır. Bu minik kopyalar yapıldıktan sonra yapıldığı maddenin ötesinde anlamlar kazanmış ve dinsel ve törensel birer obje haline gelmişlerdir. Günümüzden 7755 yıl önce yapıldığına inanılan Çatalhöyük'te bulunan Ana Tanrıça heykelciği bunların en güzel örneklerindendir (resim 1)

İnsanlar çevrelerinde gördükleri gerçek varlıkları ve olduğuna inandıkları gerçeküstü varlıkları betimlerken sadece dinsel ve törensel amaçlarla sınırlandırmamış, bunların oyuncak diye nitelendirilebilecek örneklerini de ortaya koymuşlardır. (resim 3 ve 4)

Fakat en etkileyici figürler ve hatta mükemmel dioramalar olarak nitelendirebileceğimiz oldukça detaylı ve gerçeğe yakın eserler Mısır mezarlarında bulunmuştur. Mısır'daki Kahire Müzesi'nde şu anki standartlarla bile yarışabilecek, günümüzden binlerce yıl önce yapılmış eserler bulunmaktadır.

Maketçilik gelişmesini tüm devirlerde sürdürdü, her devirde bu işe kafa yoran, zaman ayıran ve güzel eserler ortaya koyan bu işe kendisini adamış insanlar varoldu. 1930'lara kadar kullanılan temel malzeme ağaç ve metaldi. 20. yy'da geliştirilen teknolojiler modern anlamda günümüz maketçiliğinin şeklini belirledi. Modern anlamda ilk maket kiti 1930'ların başlarında Skybirds isimli Britanya firması tarafından üretilmiş olan, o zaman Britanya Kraliyet Hava Kuvvetleri (RAF) tarafından prototip olarak denenen �Cierva C 24 Autogyro� isimli uçağın kopyasıydı. Büyük çoğunluğu tahtadan imal edilen uçak modeli aynı zamanda ilk 1/72 ölçekli kit olarak kabul edilmektedir. [2] Plastik enjeksiyon teknolojisinin hayata girmesiyle oyunun kuralları büyük oranda değişti ve günümüze kadar sürecek, maketçilikteki plastiğin hakimiyeti başladı. Gerçek anlamda plastikten üretilmiş ilk ölçekli model kiti yine bir Britanya firması FROG tarafından 1936 yılının sonunda piyasaya sürülen �Penguen� serisi adı altından üretilmiş savaş uçaklarıydı. [3] Bu gelişme, İkinci Dünya Savaşı'nın başlamasıyla büyük darbe aldı. Tüm plastik üretimi savaş için kullanılmaya başlandı, dolayısıyla maketseverlerin daha çok ve çeşitli plastik modellere kavuşması için bu büyük savaşın bitmesinin beklenmesi gerekecekti.

1940'ların sonu 1950'lerin başında iki işadamı mevcut plastik işlerinin yanında maket yapma işine girdiler. İngiltere'de Nicholas Kove ve Amerika'da Lewis Glasser, plastik enjeksiyon teknolojisi kullanarak modeller üretmeye başladılar. Bu iki işadamının yan iş olarak girdikleri model üretim işi maketçilik dünyasının iki büyük devinin doğmasına sebep oldu. Kove Airfix 'i, Glasser ise Revell 'ı kurarak günümüze kadar sürecek kaliteli modern maket kitlerinin üretilmelerini sağladılar.

1960'lar maketçiliğin altın çağları olarak değerlendirilebilir. Plastik kullanımıyla seri üretimin gerçekleştirilebilmesi, maket kitlerinin daha geniş kesimlerin ulaşabileceği fiyatlara inmesini sağladı. Açılan klüpler, hobi mağazaları ve süreli yayınlar bu ilgiyi hep yukarıda tuttu. 1960'ların başında, sadece Britanya'da yaklaşık 5 milyon maket meraklısı ve aktif olarak klüplere katılan ve maket yapan kişi vardı. Britanya'da sanayi üretimi sürekli düşüşte olmasına rağmen maket üreticileri işlerini süratle büyüttüler. Airfix Magazine Haziran 1960'da yayın hayatına başladığında bir yılda ulaşılması planlanan satış başarısını sadece ilk sayıdan sonra elde etti ve ikinci sayı muazzam bir rakam olan 40.000 sayı olarak piyasaya çıktı. Daha sonraki aylarda ise ayda 100.000 sayı gibi inanılmaz bir rakam yakaladı.

Maket üretiminde hangi modellerin yapılacağı, yaşanan dünya ve o üreticinin temsil ettiği ülkenin siyasi ve sosyal gündemiyle hep parelel gitti. Britinya'lı üreticiler, genel olarak kendi görkemli geçmişlerini yansıtmaya çalışan, yeni kuşak genç erkek çocuklarının atalarının büyük başarıları izinde giden, onlara disiplin ve kararlılık konusunda örnek teşkil edebilen serileri üretim yoluna gittiler. Her iki dünya savaşı, Napolyon dönemi ve öncesi yoğun olarak işlenen temalardı. Savaş sonrası dönemde çok kayda değer askeri bir faaliyet olmadığı için genel olarak Britanya sanayi ve teknolojinin yeni ürünleri konu edildi. 1965'te ilk supersonik sivil yolcu uçağı Concorde , veya 1960'ta üretilen Hovercraft (SR-N1) Airfix tarafından piyasaya sürülmüştü. Savaş sonrası dönemde kayda değer tek askeri birlik bazındaki yenilik 1980'lerin ortasında Airfix tarafından üretilen, o zamana kadar pek bilinmeyen, dünyanın en çok tanınan özel harekat timinin maketi olmuştur. SAS (Special Air Service) komandoları maketi 1/32 ölçekte 1986 yılında üretilmiş ve çok büyük bir başarı kazanmıştı. Amerika'da ise yoğun olarak Amerikan sanayiisinin ve teknolojisinin üstün tasarımları konu ediliyordu. 1960'larla beraber dünya için yepyeni bir çağ olan Uzay Çağının başladığı müjdelendiğinde bu dönemi yansıtan ürünler yavaş yavaş Revell ve diğer üreticiler tarafından piyasaya sürüldü. İlk insanın 1969 yılında Ay'a ayak basması sonucu çıkan seriler ve Uzay Mekikleri döneminin 1970'lerin sonuyla başlamasıyla önem kazanan bir seri ortaya çıktı.

Yaşadığımız dünyada, maket konusu da aynen film sektörü ve yayıncılık sektöründe olduğu gibi hakim siyasal söylemden bağımsız değildir ve üreticiler belli bir siyasal gündem çerçevesinde üretim politikalarını oluşturur, dünyadaki genel dalgalanmalara ayak uydurmaya çalışırlar. Bu sebepledir ki, dünyada meydana gelen herhangi bir askeri operasyon, savaş, teknolojik buluş gibi dünya çapında önemli gelişmeler sonrasında, o konu hakkında öncelikle kitap yazılır, film çekilir ve maket kitleri yapılır. Genel olarak amaç ülkelerin kendilerince üstün olduklarını düşündükleri alanlardaki başarılarını her kesime yaymak ve ülkelerinin gurur duyabilecekleri tarihlerini, önemli savaşlarını veya üstün teknolojik tasarımlarını kendi toplumlarının yeni gelişen genç kuşaklarına ve dünyaya yayabilmektir. 1970'lerdeki ekonomik krizler ve Vietnam Savaşı'nın körüklediği anti-militarist dalga maket sektörünü de vurdu. [4] Amerika ve Britanya'da yaşanan bu tıkanıklık 1960'ların ortalarından beri yükselmekte olan Tamiya gibi Japon maket üreticilerinin pazarda yerlerini sağlamlaştırmalarına olanak tanıdı. Tamiya , Hasegawa , Fujimi gibi üreticiler olağanüstü bir detay ve kalite yakaladılar. 1970'lerde Japon üreticilerinin gittiği yoldan günümüzde Academy ve Trumpeter gibi diğer Uzakdoğu ülkeleri üreticileri gitmektedir. 1980'lerde piyasaya küçük bir şirket olan fakat oldukça yetenekli iki İspanyol kardeşin kurduğu Andrea Miniatures girdi ve günümüzde en yüksek detaylı ve zengin çeşitli tarihi figürler serisi konusunda bir numaraya yükselen isim oldu. Türkiye'de ise PM (Plastik Model) firması 1982 yılından beri çeşitli uçak modelleri üretmekte ve hem Türkiye'de hem de dünyanın diğer ülkelerinde ilgiyle takip edilmektedir.

Günümüzde mevcut maketleri pek çok açıdan kategorize etmek mümkündür. Sivil-askeri diye sınıflandırmak veyahut dönem ve ölçek olarak sınıflandırmak mümkündür. Yoğun olarak askeri üretim olsa da pek çok üretici sivil hatta dinsel model serileri üretmeye ve hedef kitleyi, maket dünyasına katılacak çevreyi, genişletmeye çalışmaktadırlar. Genellikle maket meraklıları yelpazeyi geniş tutmaya çalışsa da herkesin gönlünde diğer tüm sınıflardan daha farklı yere koydukları sınıflar vardır. Kimisi her tür ölçek uçak, kimisi gemi kimisi figür kimisi ise sadece tank veya zırhlı araç çalışır. Hangisini seçeceğiniz tamamen size kalmıştır.



Pişmiş topraktan yapılmış Ana Tanrıça Heykelciği. 20 cm yüksekliğindeki bu heykelcik Çatalhöyük Konya'da bulunmuştur ve İ. Ö 5750 (Neolitik, yeni cilalı taş dönemi) yılına tarihlendirilmiştir. Tahtta oturan Ana Tanrıça ve doğum yaparken gösterilmektedir, iki yanında kutsal leoparlar vardır. (Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ankara )
 
Üst