Mahkûmlar Ramazan\'da iki affın gelmesi için dua ediyor !!

eiffel

Forumun Kulesi
Altın Üye
Katılım
10 Mar 2006
Mesajlar
5,705
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Her insan büyük bir alemdir.İnsan düşünceden ibare
Mahkûmlar Ramazan\'da iki affın gelmesi için dua ediyor

Ramazan, tövbe kapılarının sonuna kadar açıldığı, Cenab-ı Hakk\'ın dünya semalarına \'yok mu af dileyen, tövbesini kabul edeyim\' diye nida ettiği bir fırsat ayı.

Peygamber Efendimiz\'in (sas) bile günde 70 kez tövbe istiğfarda bulunduğu düşünülürse iman sahibi her gönlün \'yaptıkları ve yapması gerektiği halde yapmadıkları\' için af dilemeye ihtiyacı var. İşledikleri hatalı davranış ve suçlardan dolayı dünya ölçülerinde geçerli kanunlara göre mahkumiyet cezası alan hükümlüler ise bu kutlu ayda iki yerden gelecek af için dua ediyor: İlki ve asıl olan Cenab-ı Hakk\'ın bağışlaması, ikincisi ise devletin ilan edeceği af ile özgürlüklerine kavuşmak için.

Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi\'ne 4 aydır her cuma günü vaaza giden Bahçelievler Müftülüğü\'nde görevli vaizeler Halime Yıldız ve Sümeyra Özkan ile cezaevinde Ramazan\'ı konuştuk. Yüksek duvarların ve kilitli kapıların ardında yaşanan Ramazan\'ın dışarıdan çok farklı olmadığını anlatan vaizeler, içeride dua ve ibadete daha çok vakit ayrılabildiğine dikkat çekiyor. Yaptığı hatalardan dolayı tövbe eden bir hükümlü için hapis cezası kesinleşip dünyadaki bütün kapılar üzerine kapandıktan sonra Cenab-ı Allah\'ın af ve mağfiret kapılarına yönelmek, hayata tutunma gücü veriyor. Cezaevine girmeden önce Allah ile pek irtibatı olmayan birçok mahkûm, içeride Kur\'an okumayı ve namaz kılmayı öğrenmek istiyor. Cezaevinde af ümidi hiçbir zaman tükenmiyor. Mahkûm hanımlar, vaizelerden en çok af çıkması için dua etmelerini istiyor.

Koğuşlarda ilgi fazla

Yaptıkları hataları ve orada bulunma sebeplerini sorgulayan hanımların en çok kadere dair sorular yönelttiğini belirten Sümeyra Özkan şöyle konuşuyor:

\"Orada bulunan hiç kimse kendisinin tek suçlu olduğunu kabul etmiyor. Aslında bu dünya üzerinde suç diye bir şey varsa hepimiz bir kenarından onu tutuyoruz. Onlar da bazen kendilerini bazen ailelerini, çevrelerini suçluyorlar ama bir şekilde oradalar. \'Burada olmam Allah\'ın bir cezası mı, bu dünyadaki cezamı mı çekiyorum, bu bir imtihan mı?\' şeklinde sorular fazlasıyla geliyor. Biz imtihan, sabır, kader noktasında sıklıkla tavsiyede bulunuyoruz. Orada bulunma amacımız zaten onları manevî yönden desteklemeye, pişmanlık duygularını ortaya çıkarmaya çalışmak ve böylece bundan sonraki hayatlarını daha iyi geçirmelerini sağlayabilmek.\" \"Elbette oraya girmeden evvel bu insanlara ulaşmak gerekirdi ama orada da bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.\" diyen Halime Yıldız şöyle konuşuyor: \"Hiçbirimiz günahtan arî değiliz. Hepimiz bir gün öfkenin, hırsın, nefsanî duyguların kurbanı olabiliriz. Bilerek ya da bilmeyerek yaptıkları hatanın cezasını çekiyorlar ama biz onlara suç işlemiş günahkâr gözüyle bakmıyoruz.\"

En çok kaderi soruyorlar

Halime Yıldız, mahkûm hanımların kadere dair sorularına şöyle cevap veriyor: \"Başlarına gelen zor durumların ve işledikleri hataların \'Allah\'ın bir takdiri\' olduğuna inanmak istiyorlar ama bu, doğru bir yaklaşım değil. Duyacakları vicdan azabı ile Allah\'ın yüce irade ve kudreti arasındaki dengeyi yakalamaları gerekiyor. Şöyle diyorum: \"Eğer bu fiili yapmışsanız bunu sadece Allah ve siz biliyorsunuz. Dünyevî veya uhrevî cezanızı az ya da çok çekeceksiniz. Haksızlığa uğrayıp buraya düştüyseniz Hz. Yusuf misali teslim olup sabredin. Eğer suçlu olduğunuzu kabul ediyorsanız, dünyevî cezamı çekiyorum ve inşallah uhrevî cezamı da bu şekilde tamamlamış olurum, diyebilirsiniz. Orada olmayı hak etmediğine inanan biri \'Allah\'ım senin bundan bir hikmetin var. Senin indinde hapiste olmam dışarıda olmamdan daha hayırlı ise kabul ediyorum\' der ve orada geçireceği zamanı en verimli şekilde değerlendirmeye yönelir. Aksi halde hem kadere hem de insanlara isyan ederek orada yaşanmaz.\"

Vaizeler her hafta cezaevinde dinî bilgiler veriyor

Yaklaşık 600 mahkûmun bulunduğu Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi\'ne vaaza giden Bahçelievler Müftülüğü\'nde görevli vaizeler Halime Yıldız ve Sümeyra Özkan, mahkûm hanımları dinî konularda bilgilendiriyor ve sorularını cevaplandırıyor. 20\'şer kişilik koğuşlardan her hafta 2 tanesini ziyaret edebiliyorlar. Hanımların her hafta gelmelerini istemelerine rağmen bir koğuşa tekrar sıra gelene kadar aylar geçiyor. Halime Yıldız, siyasî koğuşlar dışında herkesin vaazlara büyük ilgi gösterdiğini söylüyor. Cezaevine gitmek ilk zamanlar Halime ve Sümeyra Hanım\'ı bir hayli sarsmış. 9 aylık bir evladı olan Sümeyra Hanım, mahkûm hanımların yanında mecburen kalan küçük çocuklar için çok üzüldüğünü söylüyor. Halime Hanım ise yüksek duvarların ardına geçmekten dolayı tedirginlik duymuş ilk başta ama hanımlarla kaynaşınca nerede olduğunu bile unutmuş.

 
Geri
Üst