halilid
New member
- Katılım
- 28 Ocak 2009
- Mesajlar
- 2,780
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Dünyada en fazla maden suyu çıkan ülkelerden biri olan Türkiye'de, yemekte maden suyu yerine genelde asitli içecekler tercih ediliyor. Mineralli sularda nelere dikkat edişlmeli?
17 Mayıs 2009 13:41
Türk Kızılayı Doğal Mineralli Su İşletmeler Müdürü Recep Dönmez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yağmur ve kar suyu gibi yüzey sularının kayaçların yarık ve çatlaklarından derinlere sızarak rezervuar olarak tanımlanan hazne kayaçta depolandığını söyledi.
Rezervuardaki basınç ve sıcaklığın etkisiyle suların, bulduğu en kolay yoldan (genellikle fay hatları veya hidrotermal kanallardan) yukarıya doğru hareket ederek kaynak şekilde yüzeye çıktığını belirten Dönmez, suların yer altına sızarken ve yukarıya çıkarken temas ettiği değişik türdeki kayaçlardan farklı mineralleri bünyelerine alarak, mineralli su özelliği kazandığını bildirdi.
Avrupa'da su yerine mineralli su tercih edilmesinin en önemli sebeplerinden birinin topraktaki mineral seviyesinin azalması nedeniyle ihtiyaç duyulan minerallerin sadece sebze ve meyve tüketilerek karşılanamaması olduğunu ifade eden Dönmez, şunları kaydetti:
''Meyve ve sebzelerden alınan mineralin yeterli gelmediği yerde, mineralli su içilerek bu açık telafi edilebiliyor. İçme suyu şebekelerinin giderek kirlenmesi şüphesi sebebiyle de özellikle Avrupa'da her geçen gün mineralli su tüketimi artış gösteriyor. Avrupa bizim gibi yumuşak su içmiyor. Bu suyun kalbe, kemiklere, kas yapısına faydası var. Avrupa'da kişi başına yılda yaklaşık 100 litre maden suyu tüketilirken, bu rakam bizde 6-7 litre civarında. Bunun 2 temel sebebi var, biz gazlı suya pek alışık değiliz. Yemekte maden suyu içmeye yeni başladık, bunun sofraya girmesi lazım. Avrupa'da maden suyunun tercih edilmesinde, bu suyun güzellik ve gençlik verici özellikte olması da önemli bir etken olarak ortaya çıkıyor. Maden suyunun içinde, vücudun ihtiyaç duyduğu başlıca mineraller olan kalsiyum, magnezyum, potasyum, fosfat ve sodyum doğal olarak bulunuyor.''
Dönmez, Türkiye'nin dünyada en bol maden suyu çıkan ülkelerden biri olduğunu, ancak yemekte daha çok asitli içecekler tüketildiğini, bunun yerine maden suyu içilmesi alışkanlığının artması gerektiğini söyledi.
-TANSİYON VE KALP HASTALARI SEÇİCİ OLMALI-
Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Nefroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Türk, maden suyunun sağlıklı yaşam için çok büyük yararları olduğunu bildirdi.
Türkiye'deki maden suları ile Avrupa'da su yerine bol miktarda tüketilen maden suları arasında bazı farklılıklar olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Türk, şöyle devam etti:
''Türkiye'deki bazı maden sularında yüksek tansiyon ve kalp hastalarına zararlı olacak şekilde sodyum ve tuz miktarı oldukça yüksek. Avrupa'da böyle değil. Avrupa'daki mineralli suların sodyum oranları çok düşük. Sodyum vücuda fazla alındığında kan basıncını yükseltir. Yüksek tansiyonu olan kişilerin, sodyum oranı yüksek olan maden sularını kesinlikle tüketmemesi gerekir. Bu kişiler ve sağlıklı insanlar, Türkiye'de de üretilen sodyum oranı düşük maden sularını, Avrupa'daki gibi yine su yerine bol bol tüketilebilir.''
17 Mayıs 2009 13:41
Türk Kızılayı Doğal Mineralli Su İşletmeler Müdürü Recep Dönmez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yağmur ve kar suyu gibi yüzey sularının kayaçların yarık ve çatlaklarından derinlere sızarak rezervuar olarak tanımlanan hazne kayaçta depolandığını söyledi.
Rezervuardaki basınç ve sıcaklığın etkisiyle suların, bulduğu en kolay yoldan (genellikle fay hatları veya hidrotermal kanallardan) yukarıya doğru hareket ederek kaynak şekilde yüzeye çıktığını belirten Dönmez, suların yer altına sızarken ve yukarıya çıkarken temas ettiği değişik türdeki kayaçlardan farklı mineralleri bünyelerine alarak, mineralli su özelliği kazandığını bildirdi.
Avrupa'da su yerine mineralli su tercih edilmesinin en önemli sebeplerinden birinin topraktaki mineral seviyesinin azalması nedeniyle ihtiyaç duyulan minerallerin sadece sebze ve meyve tüketilerek karşılanamaması olduğunu ifade eden Dönmez, şunları kaydetti:
''Meyve ve sebzelerden alınan mineralin yeterli gelmediği yerde, mineralli su içilerek bu açık telafi edilebiliyor. İçme suyu şebekelerinin giderek kirlenmesi şüphesi sebebiyle de özellikle Avrupa'da her geçen gün mineralli su tüketimi artış gösteriyor. Avrupa bizim gibi yumuşak su içmiyor. Bu suyun kalbe, kemiklere, kas yapısına faydası var. Avrupa'da kişi başına yılda yaklaşık 100 litre maden suyu tüketilirken, bu rakam bizde 6-7 litre civarında. Bunun 2 temel sebebi var, biz gazlı suya pek alışık değiliz. Yemekte maden suyu içmeye yeni başladık, bunun sofraya girmesi lazım. Avrupa'da maden suyunun tercih edilmesinde, bu suyun güzellik ve gençlik verici özellikte olması da önemli bir etken olarak ortaya çıkıyor. Maden suyunun içinde, vücudun ihtiyaç duyduğu başlıca mineraller olan kalsiyum, magnezyum, potasyum, fosfat ve sodyum doğal olarak bulunuyor.''
Dönmez, Türkiye'nin dünyada en bol maden suyu çıkan ülkelerden biri olduğunu, ancak yemekte daha çok asitli içecekler tüketildiğini, bunun yerine maden suyu içilmesi alışkanlığının artması gerektiğini söyledi.
-TANSİYON VE KALP HASTALARI SEÇİCİ OLMALI-
Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Nefroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Türk, maden suyunun sağlıklı yaşam için çok büyük yararları olduğunu bildirdi.
Türkiye'deki maden suları ile Avrupa'da su yerine bol miktarda tüketilen maden suları arasında bazı farklılıklar olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Türk, şöyle devam etti:
''Türkiye'deki bazı maden sularında yüksek tansiyon ve kalp hastalarına zararlı olacak şekilde sodyum ve tuz miktarı oldukça yüksek. Avrupa'da böyle değil. Avrupa'daki mineralli suların sodyum oranları çok düşük. Sodyum vücuda fazla alındığında kan basıncını yükseltir. Yüksek tansiyonu olan kişilerin, sodyum oranı yüksek olan maden sularını kesinlikle tüketmemesi gerekir. Bu kişiler ve sağlıklı insanlar, Türkiye'de de üretilen sodyum oranı düşük maden sularını, Avrupa'daki gibi yine su yerine bol bol tüketilebilir.''