Madem Öyle Hodri Meydan

T

Banned
Katılım
8 May 2006
Mesajlar
3,665
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
İnna lillahi ve inna ileyhi raciun
Bilmem, o “tartışma programı”nı izlediniz mi?.. Ben “CNN Türk Televizyonu”ndan değil de, “CNN Türk radyo”sundan izledim... Galiba, “tartışmanın sonları”ydı... Sayın Şeref Malkoç konuşuyor ve “kapatma dâvâsının abesliği”nden söz ediyordu...

Yargıtay Başsavcısı A.Yalçınkaya’nın, AK Parti’yi “laikliğe aykırı eylem ve söylemlerin odağı olmak”la suçladığını, ancak bu suçlamalara yönelik kanıtların “inandırıcı olmaktan uzak” olduğunu ifade ediyordu ki, Hüsamettin Cindoruk girdi devreye... Hani şu, son zamanlarda “darbecilerin safına” geçen Cindoruk var ya, işte o!.. Evet, devreye girdi ve Recep Peker’den bir “söz” nakletti... Meğer Recep Peker, “Devrimlerin pazarlığı olmaz” demiş!.. Hüsamettin Cindoruk, büyük bir “bilgiçlik” edası içinde işte bu sözü “referans” gösterdi... Tabiî, sayın Şeref Malkoç başta olmak üzere, programa katılan diğer bazı konuklar; “Yapma Hüsamettin Bey!” dediler, “Sen bari yapma bunu!.. Sen ki, Demokrat Parti ve Adalet Partisi bünyesinde çeşitli görevler almış birisin!.. Kalkıp da, Recep Peker’i referans göstermen, hiç yakıştı mı sana?”

Öyle sanıyorum ki, Cindoruk da “baltayı taşa vurduğunu” anladı... Daha doğrusu, “cuntacı” ve “dayatmacı” yanının açığa çıkarılmasından dolayı paniğe kapıldı...

Tabiri caizse, “kıvırmaya” başladı...

Ama, mızrağı çuvala sığdıramadı!.. Tek kelimeyle “hava”sı söndü!.. “Sönmüş bir balon” gibi bumburuşuk oldu...

TARİH 9 MAYIS 1935

Sayın Şeref Malkoç ve diğer bazı konukları tebrik ediyorum... Hem Hüsamettin Cindoruk’un “demokrat” görünümlü “maske”sini düşürüp “cuntacı” çehresini ortaya çıkardıkları için, hem de Recep Peker denilen kişinin tartışma gündemine gelmesini sağladıkları için!..

Sahi, kimdir Recep Peker?..

Tek sözü, “Devrimlerin pazarlığı yapılmaz” şeklindeki sözü müdür?.. Recep Peker’in, bugün olup-bitenlere ışık tutacak daha başka sözleri de yok mudur?..

Meselâ, şu söz:

“Türkiye Cumhuriyeti, bir parti devletidir!”

Ya da, şöyle:

“Türkiye Cumhuriyeti, bir CHP devletidir!”

Ne o, şaşırdınız mı?..

Hayır; bunu ben söylemiyorum.

“CHP belgeleri”nde böyle yazıyor.

Biraz sonra yazacaklarımı; “Demokratik Cumhuriyet’i Dikta Cumhuriyet’i yaptılar” diyenlere içi boş lâflarla saldıran ve “Cumhuriyeti kuran parti”nin temsilcisi olmakla övünen CHP kurmayları iyi okumalıdır!..

Meydan Larousse ansiklopedisinin 4. cildinin 308’inci sayfasının 3. sütununda Recep Peker’le ilgili bilgi veriliyor!..

Bakın, ne yazıyor orada:

“9 Mayıs 1935’te toplanan Dördüncü Kurultay; partinin (CHP) tarihinde bir dönüm noktası oldu... Genel Sekreter Recep Peker’in ortaya attığı “TÜRKİYE CUMHURİYETİ BİR PARTİ DEVLETİDİR... Parti, devletle beraber çalışır” görüşü bu kurultayda onaylandı.. Peker, partinin temel ilkelerini yeni bir izaha kavuştururken, liberalizmi tenkit etti...”

Şimdi, “özgürlük” ve “adalet” isteyenlere salya-sümük saldıranlara sormak istiyorum:

CHP’nin “Cumhuriyet” anlayışında “dikta”cılıktan, “milli şeflik”ten başka ne vardır?..

26 Aralık 1938’de Ankara’da yapılan ilk “olağanüstü kurultay”da, İsmet İnönü’nün “partinin değişmez genel başkanı” ibaresini “parti tüzüğü” olarak “dayatan” kafa, hangi kafadır?.. Dünyanın hangi “demokratik” ülkesinde vardır “değişmez” dayatması?.

Hayret bi şey!..

CİNDORUK, İYİ BİR HUKUKÇU OLSAYDI!

Aslında ne söylesem boş!..

“Sanığın idamına, şahitlerin bilahere dinlenmesine...” diye karar veren İstiklal Mahkemeleri’ni kurduran da aynı CHP’liler değil miydi?..

Peki, “Menderes ve arkadaşları”nı idam ettiren kimdi?..

“Yassıada hakimleri” mi?..

Yoksa, “CHP’liler” mi?..

Cindoruk, buna ne der acaba?!?..

Pardon, bir soru daha:

Bugün “hukuk”tan, “devrim”lerden ve “laiklik”ten dem vuran ve ekranlarda “uzman hukukçu” pozlarına bürünen Bay Hüsamettin Cindoruk, Yassıada Mahkemeleri’nde merhum “Menderes’in avukatı” değil miydi?..

Madem “çok iyi bir hukukçu”dur;

O halde; “Menderes’in idamı”nı niye önleyememiştir?..

“Menderes’in darağacında sallanması”nı önlemek için “hukuk bilgisi” mi yetmedi, yoksa orada zaten “hukuktan eser yok” muydu?..

Herhalde “hukuktan eser yok”tu!..

Adalet de, vicdanlar da, “tatil”e çıkmıştı!..

Böyle olmalı ki, doğan boşluğu “CHP’liler” doldurmuş ve kararlarını verdirmişlerdi:

“Menderes ve arkadaşlarının idamına!”

Yıllardır “sağcı” ve “muhafazakar” bilinen Hüsamettin Cindoruk, şimdi kalkmış, böyle bir “CHP zihniyeti”ni savunuyor, böyle bir “CHP hukuku”nu “referans” gösteriyor ya, daha ben ne diyeyim?..

İnanın çok merak ediyorum;

Bu Cindoruk, Yassıada Mahkemeleri’nde “Menderes’in avukatlığı”nı mı yaptı, yoksa “CHP hukuku”nu mu savundu?..

Evet, çok merak ediyorum;

Yassıada’da “CHP devleti”ni, yani “CHP Cumhuriyeti”ni mi savundu Bay Cindoruk?..

CHP Genel Sekreteri Recep Peker, 9 Mayıs 1935’te öyle diyordu ya; “Türkiye Cumhuriyeti, bir parti devletidir!”

Partinin adı da “CHP” olduğuna göre, demek oluyor ki;

“Türkiye Cumhuriyeti, bir CHP devletidir!”

Var mı aksini iddia eden?..

Bu ülkede; her zaman ve daima “CHP’nin dediği” olmuyor, “CHP’nin borusu” ötmüyor mu?..

CHP’NİN TEHDİDİ VE KARAR

Hele hatırlayın... 30 Nisan 2007’de aynen şunları söylüyordu Bay Deniz Baykal:

“Cumhurbaşkanı’nı bu parlamentonun seçemeyeceği maalesef kanıtlanmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin 367 milletvekili bulunmadan Cumhurbaşkanı seçilebileceği yönünde karar vermesi durumunda, bu Türkiye’yi tehlikeli çatışmaya sürükleyecektir.”

Ve bu sözler, “mahkemeye baskı” olarak, mahkemeye “tehdit” olarak algılanmadı, iyi mi?!?..

EVREN’E DOKUNMA, GÜL’Ü YARGILA!

Lütfen dikkat; o günlerde “367 dayatması”na boyun eğip, “CHP’nin isteği doğrultusunda” karar vererek, “Abdullah Gül’ün Cumhurbakanı seçilmesini engelleyen” Anayasa Mahkemesi, 22 Temmuz’da “refüze” oldu!..

Düşünebiliyor musunuz; “Türk Milleti Adına” karar veren mahkemeye, “milletin cevabı” tam aksi yönde oldu!..

Millet öyle bir karar verdi ki;

“Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı seçildi!”

“Milli irade böyle tecelli ettiğine” göre, herkesin buna “saygı” göstermesi gerekmez miydi?..

Ama “olanları” biliyorsunuz!..

“16 milyon 327 bin kişi”nin, bir başka ifadesiyle “Türkiye’deki 2 kişiden biri”nin oy verdiği bir parti hakkında 14 Mart’ta “kapatma dâvâsı” açıldı, 31 Mart’ta da “Başsavcı’nın gazete kupürlerinden oluşan iddianamesi” kabul edildi!..

Hem de, “dâvâ kapsamı”na Cumhurbaşkanı da dahil edilerek!..

Ne yalan söyleyeyim;

Dâvâya Sayın Abdullah Gül’ün de dahil edilmesini, ben şöyle yorumladım:

“Bizim, eşi başörtülü birinin Cumhurbaşkanı olamayacağı yönünde karar vermemize rağmen, siz tutar Abdullah Gül’ü yeniden aday gösterir ve seçersiniz ha!!!.. Al sana kapatma dâvâsı!”

Hani, “AK Parti hazımsızlığı”nı anlarım da, “Cumhurbaşkanı”nın da dâvâya dahil edilmesi, bu dâvânın “hukukî” değil, “ideolojik” olduğunu düşündürtüyor bana!..

Niye mi böyle düşünüyorum?..

“Evren’i yargılamayan” mahkemelerin “Gül’ü yargılamaya dahil etmesi”ndeki garabetten dolayı...

Efendim, olay şu:

“12 Eylül darbesinin lideri” ve Türkiye’nin 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, 12 Eylül dönemine damgasını vuran “Aydınlar Dilekçesi”ni hazırlayanlar için Manisa’nın Gördes ilçesinde yaptığı konuşmada “Vatan hainleri” demiş, dilekçeye öncülük eden yazar Aziz Nesin de kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gerekçesiyle Evren hakkında manevi tazminat davası açmıştı.

Ancak Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi, “görevi sırasındaki işlemlerden ötürü sorumsuzluğu ve yargı bağışıklığı bulunan Cumhurbaşkanı hakkında dava açılamayacağını” belirterek başvuruyu reddetmişti.

Temyizde de Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, mahkemenin kararını şu ifadelerle onaylamıştı:

“Cumhurbaşkanı, esas itibariyle görevi ile ilgili eylemlerden dolayı sorumsuzdur. Anayasa ve kanunlarda yapılması istenen değişikliklere de yer verilen ‘Türkiye’de demokratik düzene ilişkin gözlemler ve istekler’ başlıklı dilekçe kendisine sunulan Cumhurbaşkanının, yurt gezisi sırasında ‘Aydınlar Dilekçesi’ ile ilgili olarak görüş açıklamasının görevi ile ilgili olduğu kuşkusuzdur.”

Aziz Nesin, konuyu Avrupa İnsan Hakları Komisyonu’na götürmüş, ancak Komisyon da Yargıtay’ın görüşünü benimseyip, davayı reddetmişti...

GÖZ GÖRE GÖRE DE OLMAZ Kİ!

Hele söyleyin;

Yargıtay Başsavcısı Yalçınkaya, “21 yıl önceki bu olayı” bilmez mi?.. Anayasa Mahkemesi’nin 7 üyesi, bu karardan haberdar değiller mi?..

Hayır, bilmedikleri söylenemez!..

O halde; göz göre göre ve bunu “bile bile” niye Cumhurbaşkanı’nı da dahil ettiler dâvâya?..

Yoksa, “22 Temmuz’un rövanşı” mı bu?..

“Millete misilleme” mi?..

Değilse, çıkıp izah etsinler!..

Yoksa, “Yargı’nın hep CHP’li kaldığı” yönündeki iddialara ben de inanmaya başlarım!..

Hele de, “Cindoruk’un referans gösterdiği” CHP Genel Sekreteri Recep Peker’in o sözünden sonra!..

Ne diyordu Recep Peker;

“Türkiye Cumhuriyeti bir CHP devletidir!”

Ne dersiniz, gerçekten de öyle değil mi?!?..



Madem ööle, işte bööle!

"Ağzı olan herkesin konuştuğu" ve adeta "lâf yarışı"na girdiği Türkiye'de, İstanbul Barosu eski Başkanı Turgut Kazan da, nihayet konuşmuş...

Demiş ki; "AK Parti hakkında açılan kapatma dâvâsının kabulü yönünde oy kullanırken, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün dâvâ kapsamı dışında tutulmasını isteyen 4 üye, ihsas-ı rey'de bulunmuşlardır... Dolayısıyla, bu 4 üye dâvâdan çekilmeli ve yerlerini yedek üyelere bırakmalıdır!"

Hay hay, emriniz olur beyim!..

Ama, bir de "madalyonun öteki yüzü"ne bakalım...

Tamam, bu 4 üye "ihsas-ı rey"de bulunmuşlar, yani "hangi yönde oy kullanacaklarını" belli etmişlerdir!..

Peki ama, sormazlar mı adama; "Geri kalan 7 üye de, Gül'ün dâvâya dahil edilmesi yönünde karar verdiklerine göre" onların kararı da bir "ihsas-ı rey" değil midir?..

O halde, kökünden halledelim şu meseleyi:

Anayasa Mahkemesi'nin 11 üyesi de "ihsas-ı rey"de bulunduklarına göre, "üyelerin tamamı"nı değiştirelim!..

Değil mi ama;

"Madem ööle, işte bööle!"


Samimiyetsiz samimilere
Hasan KARAKAYA
VAKİT
Not: kaynağa laf söylemek isteyipde kaynağı gözden kaçıranlar olursa
VAKİT
hani şu danıştaya saldırı düzenletiyo denilen sonra saldırıyı düzenleyenler Ergenekoncu çıkınca Bazılarını saldırıyı dzenleten kendisi olmadığı için üzüntüden deli eden itten köpekten it köpek diye bahsetmekten çekinmeyen
Gazete..(=
 
çok güzel bir yazı emeğine sağlık...


VAKİT
Not: kaynağa laf söylemek isteyipde kaynağı gözden kaçıranlar olursa
VAKİT
hani şu danıştaya saldırı düzenletiyo denilen sonra saldırıyı düzenleyenler Ergenekoncu çıkınca Bazılarını saldırıyı dzenleten kendisi olmadığı için üzüntüden deli eden itten köpekten it köpek diye bahsetmekten çekinmeyen
Gazete..(=

hımmm hani şu çağdaş değilde yobazların gazetesi olarak bakanların gazetesi...

HANİ ŞU CUMHURİYET GAZETESİNİN YALANLARINI BİR BİR ORTAYA ÇIKARAN GAZETE

sevdim ben bu gazeteyi :)
 
Hüsamettin Cindoruk ile ilgili olarak yeterince saçmalamış herhalde o da işine gelmemiş :D Hukuk açısından bakıldığında Cindoruk haklıdır ve DP kültüründen gelen bir insanın CHP zihniyetini savunmasını iddia etmek abestle iştigaldir.Kaldı ki Cindoruk hiç bir zaman ucuz politikaların savunucusu olmamıştır.

Oylarının ne yönde olacağını belirten ve belirtmeyen Anayasa Mahmekesi üyeleri ile ilgili yorumu komedi ötesi, yine buram buram amigo kokusu var üstünde.Belirtmeyenler de değişsin diyor, sanki belirtenler çok iyi yapmışlar gibi

bu kesimde bulunanların sürekli olarak beslendiği ve aklından atamadığı şu CHP devleti saçmalıklarına gelecek olursak.Böyle bir şeyin olmadığını herkes bal gibi biliyor aslında.1935 yılıyla 2007 yılı arasında kaç yıl olduğunu kavramaktan aciz sanırım bay Karakaya!Eğer devlet CHP devleti olsaydı bu kadar sene iktidardan uzak kalırmıydı?Ya da aynı mantıkla şöyle de denilebilir; 6 yıldır AKP iktidarda AKP DEVLETİ olduk! :D Bu beyler işlerine gelmeyen bir karar alındığında CHP devleti, elit iktidar vs. vs. zırvalarının arkasına sığınıp kendilerini acındırmaya çalışıyorlar.

Davanın Abdullah Gül ile ilgili kısmını başsavcı yalçınkaya neye dayanarak açmıştır orası da ayrı bir sorunun konusudur.Ancak bu davanın hukuka uygun olup olmadığını başsavcı kadar iyi bilecek değiliz.
O kadar iyi bilen hukukçular varsa çıksın konuşsunlar, çünkü Karakaya gibi kişiler mantık yürütünce ortada hak hukuk kavramlarından eser kalmıyor ve "padişahım çok yaşa" havaları esiyor.
 
ne olursa olsun parti kapatmak sacmalıktan öteye gitmiyor yanı zaten herkesin bi ikinci alternatif partısı var isim değişikliğinden baska neye yarıyoki ... borsanın hali ortada gerek yok yanı bole seylere..
 
Ŧ ℓ ε ŧ ¢ ħ;2795337' Alıntı:
Eğer devlet CHP devleti olsaydı bu kadar sene iktidardan uzak kalırmıydı?

İşte yanıldığınız yada hataya düştüğünüz nokta burada başlıyor.
tamam,kurtuluş savaşaı ve vatanın kurtarılıp yeni Cumhuriyetin kurulması Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde ama milletin kendisi ile olmuştur.Kurulan rejim elbet demokratik rejim olacak ve partiler vasıtası ile yönetilecek bir meclis milletin vekili olacaktır devlet nezdinde.
Ama;
tek parti ve çoklu parti (bence sözde çoklu partiden öteye gitmemiştir.iki takımı bölmüşler aslar ve yedekler olarak oynamışlardır) dönemlerinin ve dahası Atatürk'ün mirası olan bir parti eğer uzun yıllar iktidar olamıyorsa burada bir şey sormak lazım:
-Yahu bu partiyi bize Atatürk bıraktı.Vatanın kurtarılmasınada öncülük eden kişinin mirasını başımızda taşımak varken neden iktidar olamıyoruz?
özeleştirisini yaptı mı bu parti?
Yapmadı!!!
Niye?
çünki;
değerleri Anadolu insanının yapısına uymuyordu.

-Ezanı Türkçe okutursan ve bundan cesaret alan basiretsizler işi dahada ileriye götürerek:Namazıda Türkçe kılalım diyebilecek kadar ileri giderse,
İnsanların zihinleri yerine,namus saydıkları başörtüsü ile uğraşırsa,

-aydın insan laik insandır,gerisi yobazdır zihniyetini aşılamaya kalkarsan,

-görüş ve siyaset zihniyeti ne olursa olsun,dini ve islami değerleri savunan her kişiyi gerici olarak lanse edersen,

-muassır medeniyet seviyesine ulaşmak idealimdir deyip,insanları ab yada abd mandacısı olarak nitelendirip,din ve islami davaları savunanları Malezya'ya gönderirsen


bu millet seni daha çok seneler iktidar yapmaz.
 
Ya siz neyi savundugunuzun farkındamısınız?"Demokrasi duragına gelindiginde inilecek bir araçtır" diyebilen Bir başbakanı savundugunuzun farkındamısınız?

Ya siz neyi savundugunuzun farkındamısınız?"Demokrasi duragına gelindiginde inilecek bir araçtır" diyebilen Bir başbakanı savundugunuzun farkındamısınız? Şeriat istedigini farklı şekillerde belli eden birini nasıl demokrasi magduru rolüne sokabiliyorsunuz?Tayyip Erdogan'ın takiyye uzmanı oldugunu artık biliyoruz acaba onu savunarak; Tayyip Erdogan'ın bu özelligine ortak olduklarının açıga çıkmasını görmüyorlarmı?
 
Demokrasi'den öte durak olmadığı için.
 
İşte yanıldığınız yada hataya düştüğünüz nokta burada başlıyor.
tamam,kurtuluş savaşaı ve vatanın kurtarılıp yeni Cumhuriyetin kurulması Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde ama milletin kendisi ile olmuştur.Kurulan rejim elbet demokratik rejim olacak ve partiler vasıtası ile yönetilecek bir meclis milletin vekili olacaktır devlet nezdinde.
Ama;
tek parti ve çoklu parti (bence sözde çoklu partiden öteye gitmemiştir.iki takımı bölmüşler aslar ve yedekler olarak oynamışlardır) dönemlerinin ve dahası Atatürk'ün mirası olan bir parti eğer uzun yıllar iktidar olamıyorsa burada bir şey sormak lazım:
-Yahu bu partiyi bize Atatürk bıraktı.Vatanın kurtarılmasınada öncülük eden kişinin mirasını başımızda taşımak varken neden iktidar olamıyoruz?
özeleştirisini yaptı mı bu parti?
Yapmadı!!!
Niye?
çünki;
değerleri Anadolu insanının yapısına uymuyordu.

Bu kısım CHP'nin iyi yönetilip yönetilmedigine girer.Atatürk'ün kurdugu partidir ama Atatürk'ün idealine layık olamamıştır ama AKP gibi Atatürk idealine dinamitte koymamıştır.-Ezanı Türkçe okutursan ve bundan cesaret alan basiretsizler işi dahada ileriye götürerek:Namazıda Türkçe kılalım diyebilecek kadar ileri giderse,
İnsanların zihinleri yerine,namus saydıkları başörtüsü ile uğraşırsa,

Türk milleti arapmıdır ki;Arabın kültürünü,yaşam biçimini ilke edinsin?Tamam Müslümansak ne sakıncası vardır İnsanın yaradanına, kendi lisanında ibadet etmesinin?Lütfen Evrende bir nokta bile olmayan dünyamızı yaradanYaradanımızı,sadece arap alfabesini bilir pozisyonuna sokup,kendiniz gibi küçük görmeyin.Yaradana hitapeden kulunun aracısız(anadil-tarikat) iletişim kuramayacagını düşünebilmek bagnazlıktan başka bir şey degildir.-aydın insan laik insandır,gerisi yobazdır zihniyetini aşılamaya kalkarsan,

Evet kesinlikle dogru,sizden böyle fikirler çıktıkça bu tezi devemlı haklı çıkartıyorsunuz ve çıkartırsınız bu zihniyetle.-görüş ve siyaset zihniyeti ne olursa olsun,dini ve islami değerleri savunan her kişiyi gerici olarak lanse edersen,
Hiç alakasız bu sadece sizin hüsnü kuruntunuz ve yukarıdaki tür bagnazlıkları sergilediginiz sürece,insan gelişimini reddeder tavırlar takındıgınız sürece bu tür ithamlarla karşılaşabilirsiniz ve karşıdakiler itham etmese bile ilerleyen çagın karşısında,ayak uyduramadıkça bu komplekslerden kurtulamazsınız.[/COLOR]-muassır medeniyet seviyesine ulaşmak idealimdir deyip,insanları ab yada abd mandacısı olarak nitelendirip,din ve islami davaları savunanları Malezya'ya gönderirsen

Herhalde Atatürk'ün bize çizdigi yolda yürümak istemeyen ve o yolu yok etmek isteyenleri kendileriyle çatışmak yerine,kendilerinin yaşantısına uygun yerlerde yaşamalarını isterim.Böylece Atatürk yolunda köstek olmazlar.
bu millet seni daha çok seneler iktidar yapmaz.


Falcımısın?Müneccimmisin?Nerden biliyorsun?
 
Falcımısın?Müneccimmisin?Nerden biliyorsun?

o falcı müneccim degildir büyük ihtimalde siz türban takanlarının akp li irticacı veyatta nasıl bir etiket takarken falcımıydınız olmamıs olacak olayları söylerken müneccimmiydiniz lütfen kendimizle çelişmeyelim komik oluyor
 
İşte yanıldığınız yada hataya düştüğünüz nokta burada başlıyor.
tamam,kurtuluş savaşaı ve vatanın kurtarılıp yeni Cumhuriyetin kurulması Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde ama milletin kendisi ile olmuştur.Kurulan rejim elbet demokratik rejim olacak ve partiler vasıtası ile yönetilecek bir meclis milletin vekili olacaktır devlet nezdinde.
Ama;
tek parti ve çoklu parti (bence sözde çoklu partiden öteye gitmemiştir.iki takımı bölmüşler aslar ve yedekler olarak oynamışlardır) dönemlerinin ve dahası Atatürk'ün mirası olan bir parti eğer uzun yıllar iktidar olamıyorsa burada bir şey sormak lazım:
-Yahu bu partiyi bize Atatürk bıraktı.Vatanın kurtarılmasınada öncülük eden kişinin mirasını başımızda taşımak varken neden iktidar olamıyoruz?
özeleştirisini yaptı mı bu parti?
Yapmadı!!!
Niye?
çünki;
değerleri Anadolu insanının yapısına uymuyordu.

-Ezanı Türkçe okutursan ve bundan cesaret alan basiretsizler işi dahada ileriye götürerek:Namazıda Türkçe kılalım diyebilecek kadar ileri giderse,
İnsanların zihinleri yerine,namus saydıkları başörtüsü ile uğraşırsa,

-aydın insan laik insandır,gerisi yobazdır zihniyetini aşılamaya kalkarsan,

-görüş ve siyaset zihniyeti ne olursa olsun,dini ve islami değerleri savunan her kişiyi gerici olarak lanse edersen,

-muassır medeniyet seviyesine ulaşmak idealimdir deyip,insanları ab yada abd mandacısı olarak nitelendirip,din ve islami davaları savunanları Malezya'ya gönderirsen


bu millet seni daha çok seneler iktidar yapmaz.

Türban sorunu dışında hiçbirisi CHP nin resmen yansıttığı görüşler değil
ama hariçten anlamlar yüklersek AKP karşıtı ve Atatürkçü herkesi CHPli yaparız ki bu gerçeği yansıtmaz
Tabi şu kısmına katılmamak elde değil CHP özeleştirisini yapmamış bir partidir
son iki seçimde ve bir sonraki seçimde aldığı oy oranları bunu bize gösterir
 
Falcımısın?Müneccimmisin?Nerden biliyorsun?

o sözleri söyleyen arkadaşı yakınen tanırım.Falcı ve münecimmlikle ilgisi olmayan
gözü-kulağı/aklı ve beyni dünyaya açık bir MİLLİYETÇİ dir.
Ama O'nun milliyetçilik kavramı sizin laik-milliyetçiliğinizle örtüşmez.

İkincisi,
yazdığı yazıdan çıkarılacak sonuç için falcı yada müneccim olmaya gerek yoktur.Asıl başını bağlayan sizler göz ve kulaklarınızıda bağlamışsınız ki,milletin sesini işitemiyorsunuz.
Anadolu'yu göremeyen gözler,başklarını müneccimlikle suçlar.Ama;
artık yeterin diyen bir millet var
ve dikkat edin siyasi görüşü ne olursa olsun ortak çatıları var.
Sizler daha kendi aranızda nema kavgası,koltuk kavgası yaparken,
bizler müneccimlik yapmıyorduk.
Tarih tekkerrürden ibarettir.Ve ders alınmazsa,elekştirini yapamazsan
sağa -sola çamur atmaktan öte acizlikten başka icraat olmaz.

Çok şükür diyorum.İyiki gelmiş Tayyip Erdoğan
yoksa CHP nin gündemi olmayacaktı ve tabii ki sizlerin de...

Bölücü olmayı bırakın artık,yapıcı olun

bunun için müneccim olmaya gerek yok.
İnsan ol yeter..
 
Yüzünüze tutulan aynada kendinizi tanıyamıyorsunuz.Sallama lafflarla geçiştiriyorsunuz.
Yoksa '' bir ben vardır,bende benden içeri'' mi diyorsunuz.
 
ekonomıyle partı kapatmanın ne alakası var ekonomıdekı kotu gıdısı buna yıkmaya calısıyorlar ıyı ne guzel tayyıp erdogan kemal unakıtan el ele vermısler ulkenın degerlerını elın amerıkalısına ermenısıne yahudısıne satıyorlar kımsenın sesını cıkarmamasını ıstıyorlar bu ulke daha bıtmedı ,olmedı.
 
Hüsamettin Cindoruk'u konuşturan Süleyman Demirel. En büyük din simsarı ama ,nedense partisi hiç dini siyasete alet etme nedeniyle kapatılmadı......
 
Geri
Üst