ßLu£
Banned
- Katılım
- 16 Eki 2007
- Mesajlar
- 6,839
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
MAÇA başlarken aklımda Moskova’da yatan Nazım’ın dizeleri...
“Güzel günler göreceğiz çocuklar... Güneşli günler... Motorları ışıklı maviliklere süreceğiz...”
Oysa henüz 7. dakikada ne Nazım’ın dizelerinin ne içimizdeki güzellik dolu umutların gerçekleşebileceği anlaşıldı.. CSKA sınavı Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi’ndeki kader maçıydı.. Alınacak olası 1 puan, Beşiktaş’ın 2.’lik veya 3.’lük umutlarını devam ettirecekti.. Görünen o ki CSKA bu grubun zayıf halkası.. Manchester da Wolfsburg da CSKA’dan çok daha iyi takımlar.. Buradan en az 1, İstanbul’da da 3 puan almadan Şampiyonlar Ligi’nde umudumuzu sürdürmemize imkân yoktu..
***
BEŞİKTAŞ’TA inanılmaz bir özgüven eksikliği var.. Takıma kim girse kim çıksa farketmiyor.. Dün Nihat-Nobre-Holosko başladı.. Daha sonra Yusuf-Bobo-S.Özkan devam etti.. Yine ‘Bana mısın?’ demediler!
Beşiktaş nasıl gol atacağını bilmiyor. Gol atabileceğine de inanmıyor. Kötü giden Beşiktaş’ın artık kanserojen niteliği taşıyan yerleri var. Rüştü yine güven vermedi. İlk golde durduğu yer çizginin çok önünde ve hatalıydı. Boş bir pozisyonda inanılmaz hatayla topu elinden kaçırdı, Allahtan hiçbir CSKA’lı ceza sahasında yoktu. İkinci gol de kurtarılabilecek bir toptu. O kadar çaprazdan Barcelona’da forma giymiş kaleci topu koltuğunun altından kaçırmaz..
***
ÖZGÜVEN yok ama... Beşiktaş’ın kadrosu da zaten Şampiyonlar Ligi’nde büyük işler yapacak bir kadro değil. Bir de iyi başlanamayan sezonun verdiği yıkım Beşiktaş’ı daha sezon başında havlu attıracak noktaya getirdi. Ligde kopmak üzere, Şampiyonlar Ligi hayâl olacağa benziyor, UEFA mucizelere kaldı. Ve henüz ekim ayını bulmadık. Denizli’nin önce takımın özgüvenini sağlayacak önlemler alması gerekir. Ama önce bu eleştiri bombardımanının ortasında kendisine de güven bulması lazım..
İkinci önemli nokta Beşiktaş’ın hücum organizasyonunu olmaması. Bu iş ortada sıçan oynamakla olmuyor. Bir korner organizasyonu da mı olmaz? Bir duran top çalışması da mı yapılmaz? Nihat kornerleri kaleci çalıştırır gibi atıyor. CSKA’nın ilk golü uzaktan bir vuruştu ama çalışılmış olduğu belliydi. Ekrem kaç maçtır adam adama markajda kullanılıyor. Bu yüzden orta saha 1 kişi eksik. Ernst yalnız kalıyor. O zaman da her ara topta rakip forvet defansla burun buruna kalıyor.
***
BU ikinci Şampiyonlar Ligi maçı... Yusuf yine fiziksel açıdan Şampiyonlar Ligi’ne ayak uyduracak yaşı geçtiğini gösterdi. Kadro açıklandı, yöneticilerle hep birlikteyiz. Kimse 10 numaranın kim olduğunu anlayamadı. Sonra anlaşıldı ki, Tello 10 numaraydı, Nihat-Holosko-Nobre değişerek üçlü forvet oynayacaktı. Nihat kendi yerinde oynayamıyor, nerde kaldı değişerek forvet oynaması! Peki Tabata bu takıma 8 milyon Euro ödenip niye transfer edildi?
Esmer günler bunlar. Endişem o ki, kongre rüzgârlarının esmesiyle, zaten bir türlü start alamayan takım iyice olumsuz etkilenecek ve girdiği bu türbülanstan kolay kolay çıkamayacak.
“Güzel günler göreceğiz çocuklar... Güneşli günler... Motorları ışıklı maviliklere süreceğiz...”
Oysa henüz 7. dakikada ne Nazım’ın dizelerinin ne içimizdeki güzellik dolu umutların gerçekleşebileceği anlaşıldı.. CSKA sınavı Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi’ndeki kader maçıydı.. Alınacak olası 1 puan, Beşiktaş’ın 2.’lik veya 3.’lük umutlarını devam ettirecekti.. Görünen o ki CSKA bu grubun zayıf halkası.. Manchester da Wolfsburg da CSKA’dan çok daha iyi takımlar.. Buradan en az 1, İstanbul’da da 3 puan almadan Şampiyonlar Ligi’nde umudumuzu sürdürmemize imkân yoktu..
***
BEŞİKTAŞ’TA inanılmaz bir özgüven eksikliği var.. Takıma kim girse kim çıksa farketmiyor.. Dün Nihat-Nobre-Holosko başladı.. Daha sonra Yusuf-Bobo-S.Özkan devam etti.. Yine ‘Bana mısın?’ demediler!
Beşiktaş nasıl gol atacağını bilmiyor. Gol atabileceğine de inanmıyor. Kötü giden Beşiktaş’ın artık kanserojen niteliği taşıyan yerleri var. Rüştü yine güven vermedi. İlk golde durduğu yer çizginin çok önünde ve hatalıydı. Boş bir pozisyonda inanılmaz hatayla topu elinden kaçırdı, Allahtan hiçbir CSKA’lı ceza sahasında yoktu. İkinci gol de kurtarılabilecek bir toptu. O kadar çaprazdan Barcelona’da forma giymiş kaleci topu koltuğunun altından kaçırmaz..
***
ÖZGÜVEN yok ama... Beşiktaş’ın kadrosu da zaten Şampiyonlar Ligi’nde büyük işler yapacak bir kadro değil. Bir de iyi başlanamayan sezonun verdiği yıkım Beşiktaş’ı daha sezon başında havlu attıracak noktaya getirdi. Ligde kopmak üzere, Şampiyonlar Ligi hayâl olacağa benziyor, UEFA mucizelere kaldı. Ve henüz ekim ayını bulmadık. Denizli’nin önce takımın özgüvenini sağlayacak önlemler alması gerekir. Ama önce bu eleştiri bombardımanının ortasında kendisine de güven bulması lazım..
İkinci önemli nokta Beşiktaş’ın hücum organizasyonunu olmaması. Bu iş ortada sıçan oynamakla olmuyor. Bir korner organizasyonu da mı olmaz? Bir duran top çalışması da mı yapılmaz? Nihat kornerleri kaleci çalıştırır gibi atıyor. CSKA’nın ilk golü uzaktan bir vuruştu ama çalışılmış olduğu belliydi. Ekrem kaç maçtır adam adama markajda kullanılıyor. Bu yüzden orta saha 1 kişi eksik. Ernst yalnız kalıyor. O zaman da her ara topta rakip forvet defansla burun buruna kalıyor.
***
BU ikinci Şampiyonlar Ligi maçı... Yusuf yine fiziksel açıdan Şampiyonlar Ligi’ne ayak uyduracak yaşı geçtiğini gösterdi. Kadro açıklandı, yöneticilerle hep birlikteyiz. Kimse 10 numaranın kim olduğunu anlayamadı. Sonra anlaşıldı ki, Tello 10 numaraydı, Nihat-Holosko-Nobre değişerek üçlü forvet oynayacaktı. Nihat kendi yerinde oynayamıyor, nerde kaldı değişerek forvet oynaması! Peki Tabata bu takıma 8 milyon Euro ödenip niye transfer edildi?
Esmer günler bunlar. Endişem o ki, kongre rüzgârlarının esmesiyle, zaten bir türlü start alamayan takım iyice olumsuz etkilenecek ve girdiği bu türbülanstan kolay kolay çıkamayacak.
REHA MUHTAR / VATAN