waterres
New member
- Katılım
- 18 Eyl 2006
- Mesajlar
- 48
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
ÖLÜMÜNE MAVİ
Alev alev vedalar yaşanan zamanlar
Her yeni gün yeni bir umutla uyanmak hayata
Bir yoksulluk ki kanatır, tuz basar yarana
Tükenmek işte böyle başlar sonra elvedalar
Işıklar kapanıp birer birer perdeler çekilir.
Yaşamak ağır bir yüktür işte sırtımda
İzin ver bana, ben hüzünüm çünkü üzüntüyüm
Sense mutluluk...
Rüzgar yalnızlığa sürüklüyor çalınan sevinçlerimi
Bir yıldız kayıyor gökten, kulağıma fısıldanıyor
Geçmişte çekilen acılar, sancılar bugün gibi.
Düpedüz kederim ben, günü gelince çekip giden
Sense hiç yazılmamış bir şiir...
Terkedilmiş bir limanın kıyısında oturuyorum şimdi
Ayaklarım sallanıyor, denizim ölümüne mavi
Sancılar vuruyor beynimi, gerçekler vuruluyor yüzüme
Perişanım yani, denizim beni çağırıyor kucaklaşmaya
Sense bir şarkı hiç söylenmemiş...
Gece üstüme çöküyor işte yine, acımasızca, kahpece
En uzak, en parlak yıldızım, göğüm ölümüne mavi
Zamanım geldiğinde kayıp gideceğim sonsuzluğa
Sakın engel olma müsaadeni istediğimde, bırak gideyim
Son sigaramı kır at o an, nefretini gizleme haykır
Ne kadar haykırırsan o kadar çabuk mavileşir göğün
O kadar çabuk ulaşırsın mutluluğuna, hayatına
Ben ölümüne maviyim, vakti geldimi basar giderim...
WATERRES
KIRMIZI PAZARTESİ
Hayat gibidir, bütün bir yaşam sanki
Gözlerinin içinden o sessiz sedasız geçişlerim,
Varla yok arasındaki o hiçlikteymişim gibi,
Kırmızı gibi sanki…
Sadece bir hiç’im şimdi,
Gecenin içinde yalnız, tenhada sabahsız bir hiç,
Geceyse bitsin..! asılsız bir yaşanmışlık daha silinsin,
Günü yüzüme vuran güneş saklansın ayın arkasına,
Yıkamadığım ellerim kalsın bana hatıra,
Yaşanmamış bin sevgi, mutluluk, hüzün kalsın arkamda
Gözlerim kalsın, gözlerinin içine gömülmüş gözlerim
Ve yok olsam da bir hiç gibi, ellerin kalsın aklımda
Bazen soğuk, bazen terli ürkek, kırılgan ellerin…
Bir damla gözyaşı, bir damla düşerken gökyüzünden
Bin acı saplanırken göğsüme,
Dizilirken kelimeler boğazımdan dilime,
Bir şey var böyle kırmızı gibi sanki,
hiç sevmiyorum pazartesileri…
binlerce kez çoğaltılmış,
ama aslı ve hiçbir kopyası olmayan bir suretim sanki.
Sağıma baksam taş duvar, sol yanım sancılara gebe,
Önüm arkam sobe…
Çaresiz bir var oluşum yani, ne yapsam yanlış,
Ne söylesem kuruntu, ihmal, aldanış yarınlarda,
Varmışım, yokmuşum bir hiçmişim kahrolası zamanda..!
Ama yinede ‘’Kırmızı’’ vurunca yüzüme,
Bir başka güzel oluyor gündüzde, gecede.
Ne kötü…
Sadece bir ‘’hiç’’ bir ‘’pazartesi’’ bir ‘’kırmızı’’
Hiç ölüme,
Pazartesi üzüntüye,
Kırmızı en güzeline hayata, yaşama dair.
Ne kötü…
Ama bir şey var yinede görüyorum, duyuyorum,
Konuşamıyorum…
Kırmızı gibi sanki,
Gözlerimden süzülen kan gibi kırmızı,
Damarlarımdan akan gibi şeffaf,
Tüm doğrular kadar gerçek bir şey var,
Kırmızı pazartesi hiç yere sevemiyorum seni
Bir damla yaş damlayınca gökten gözüme,
Gözyaşlarım eşlik edercesine nurlara,
Canımdan bir parça alınırcasına acırken içim,
Haykırsam milyon kere dağlara taşlara,
Seni seviyorum canım,
Seni seviyorum, seni seviyorum..
WATERRES
Alev alev vedalar yaşanan zamanlar
Her yeni gün yeni bir umutla uyanmak hayata
Bir yoksulluk ki kanatır, tuz basar yarana
Tükenmek işte böyle başlar sonra elvedalar
Işıklar kapanıp birer birer perdeler çekilir.
Yaşamak ağır bir yüktür işte sırtımda
İzin ver bana, ben hüzünüm çünkü üzüntüyüm
Sense mutluluk...
Rüzgar yalnızlığa sürüklüyor çalınan sevinçlerimi
Bir yıldız kayıyor gökten, kulağıma fısıldanıyor
Geçmişte çekilen acılar, sancılar bugün gibi.
Düpedüz kederim ben, günü gelince çekip giden
Sense hiç yazılmamış bir şiir...
Terkedilmiş bir limanın kıyısında oturuyorum şimdi
Ayaklarım sallanıyor, denizim ölümüne mavi
Sancılar vuruyor beynimi, gerçekler vuruluyor yüzüme
Perişanım yani, denizim beni çağırıyor kucaklaşmaya
Sense bir şarkı hiç söylenmemiş...
Gece üstüme çöküyor işte yine, acımasızca, kahpece
En uzak, en parlak yıldızım, göğüm ölümüne mavi
Zamanım geldiğinde kayıp gideceğim sonsuzluğa
Sakın engel olma müsaadeni istediğimde, bırak gideyim
Son sigaramı kır at o an, nefretini gizleme haykır
Ne kadar haykırırsan o kadar çabuk mavileşir göğün
O kadar çabuk ulaşırsın mutluluğuna, hayatına
Ben ölümüne maviyim, vakti geldimi basar giderim...
WATERRES
KIRMIZI PAZARTESİ
Hayat gibidir, bütün bir yaşam sanki
Gözlerinin içinden o sessiz sedasız geçişlerim,
Varla yok arasındaki o hiçlikteymişim gibi,
Kırmızı gibi sanki…
Sadece bir hiç’im şimdi,
Gecenin içinde yalnız, tenhada sabahsız bir hiç,
Geceyse bitsin..! asılsız bir yaşanmışlık daha silinsin,
Günü yüzüme vuran güneş saklansın ayın arkasına,
Yıkamadığım ellerim kalsın bana hatıra,
Yaşanmamış bin sevgi, mutluluk, hüzün kalsın arkamda
Gözlerim kalsın, gözlerinin içine gömülmüş gözlerim
Ve yok olsam da bir hiç gibi, ellerin kalsın aklımda
Bazen soğuk, bazen terli ürkek, kırılgan ellerin…
Bir damla gözyaşı, bir damla düşerken gökyüzünden
Bin acı saplanırken göğsüme,
Dizilirken kelimeler boğazımdan dilime,
Bir şey var böyle kırmızı gibi sanki,
hiç sevmiyorum pazartesileri…
binlerce kez çoğaltılmış,
ama aslı ve hiçbir kopyası olmayan bir suretim sanki.
Sağıma baksam taş duvar, sol yanım sancılara gebe,
Önüm arkam sobe…
Çaresiz bir var oluşum yani, ne yapsam yanlış,
Ne söylesem kuruntu, ihmal, aldanış yarınlarda,
Varmışım, yokmuşum bir hiçmişim kahrolası zamanda..!
Ama yinede ‘’Kırmızı’’ vurunca yüzüme,
Bir başka güzel oluyor gündüzde, gecede.
Ne kötü…
Sadece bir ‘’hiç’’ bir ‘’pazartesi’’ bir ‘’kırmızı’’
Hiç ölüme,
Pazartesi üzüntüye,
Kırmızı en güzeline hayata, yaşama dair.
Ne kötü…
Ama bir şey var yinede görüyorum, duyuyorum,
Konuşamıyorum…
Kırmızı gibi sanki,
Gözlerimden süzülen kan gibi kırmızı,
Damarlarımdan akan gibi şeffaf,
Tüm doğrular kadar gerçek bir şey var,
Kırmızı pazartesi hiç yere sevemiyorum seni
Bir damla yaş damlayınca gökten gözüme,
Gözyaşlarım eşlik edercesine nurlara,
Canımdan bir parça alınırcasına acırken içim,
Haykırsam milyon kere dağlara taşlara,
Seni seviyorum canım,
Seni seviyorum, seni seviyorum..
WATERRES